Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Islâmiyetin medinede yayılması ve müslümanların oraya hicreti (1 Kullanıcı)

melek4545

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
3,460
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
31
Konum
İstanbul
Medine'nin eski adı "Yesrib" idi. Oraya Yemen'in Ezd kabilesinden bir toplum gelip yerleşmişlerdi. Bu toplumun başkanı olan Haris ölünce, Evs ve Hazreç adlarındaki iki oğlunu bırakmıştı. O toplum da ikiye ayrıldı. Bir kısım Evs, diğer bir kısmı da Hazreç'e bağlandı. Böylece Medine'de Evs ve Hazreç adında iki kabile türemiş oldu. Daha sonra bunların arasına şiddetli düşmanlık girdi. Daima birbirleriyle çarpışıp dururlardı. Dünyayı verseler aralarını bulmak ve kalblerini birleştirmek mümkün değildi. Fakat ne zaman ki İslâmiyet nurları parlamaya başladı, hemen o eski düşmanlığı unuttular. Bu düşmanlık yerine bir sevgi ve bir kardeşlik meydana geldi. Birbirine din bağı ile bağlandılar ve birbirinin selâmetine,mutluluğuna çalıştılar. Böylece ortak düşmanları olan Yahudilere üstün geldiler.

İşte İslâmiyet Medine'de bu iki kabile arasında günden güne hızla yayılıyordu. Ashab-ı kiramdan ''Umeyr oğlu Mus'ab" bunlara Kur'ân-ı Kerîm ve İslâm ahlâkını öğretmek için Medine'ye gönderilmişti. Sonra Başkanları olan "Sa'd ibni Muaz ve Üseyyid ibni Hudayr" de müslüman olunca, bu iki kabile arasında İslâm olma nimetine kavuşmayan kalmamış gibiydi.

Mekke'deki müslümanlar, müşriklerden çekilemeyecek derecede eziyet görüyorlardı. İkinci Akabe Bey'atından sonra, azar azar gizlice Medine'ye hicrete başladılar. Yalnız Hazret-i Ömer Mekke'den çıkacağı zaman Kabe'yi ziyaret edip orada toplanmış bulunan müşriklere açıkça şöyle söyledi: "Siz ne akılsız kimselersiniz ki, taştan ve ağaçtan yapılmış şeyleri mabud tanıyorsunuz!.. İşte ben gidiyorum... Babasını evlâdsız, evlâdını babasız, karısını kocasız bırakmak isteyenler varsa, beni izlesin." Bu konuşmayı açıktan yaparak çıkıp gitmişti.

Medine-i münevvere'ye hicret eden ashab-ı kirama, Muhacirin (göç edenler) denir. Medine halkından olan ashab-ı kirama da Ensar (yardım edenler) denir. Bu zatlar muhacirlere çok büyük yardımlarda bulundukları için kendilerine "Ensar" unvanı verilmiştir. Yüce Allah hepsinden razı olsun.
 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
Teşekkür ederim paylaşımın için ...
 

melek4545

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
3,460
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
31
Konum
İstanbul
gözlerinize saglık kardeşim
allaha emanet olun
 

OkanDemir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Eyl 2008
Mesajlar
177
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
HAZREC



Medine'nin iki kardeş kabilesinden biri. Hazrec, Hâris b. Sa'lebe b. Amr oğullarındandır. Hazrecliler, Evs kabilesi ile beraber Yemen'den Medine'ye gelmiştir (İbn Hişâm, es-Sîrelü'n-Nebeviyye, I,13-14; İbn Kuteybe, el-meârif, 49). Hazrec ve Evs kabileleri iki kardeş ve dost kabile olmalarına rağmen, zaman zaman aralarında savaşlar meydana gelmiştir. En önemlilerinden birisi, Rasûlüllah'ın Medine'ye hicretinden önce meydana gelen Buâs savaşıdır. Bu iki kabilenin aralannın açılmasına Yahûdiler sebep olmasına rağmen, biri diğerine karşı güç kazanmak için Medine'deki diğer Yahudi kabileleri ile ittifak bile kurmuşlardır. Nitekim Hazrecliler, Kaynukaoğulları; Evsliler ise; Nadîr ve Kureyzaoğulları ile müttelik idiler. Hazrec kabilesi dört ana kola ayrılır. Bunlar Mâlik, Adiyy, Mazin ve Dînâr oğullarıdır. Ancak bunların hepsi Neccâr oğulları olarak isimlendirilir. Hazrec kabilesi Hz. Peygamber'in soyu olan Hâşimoğuları ile akraba idiler. Çünkü Abdülmuttalib'in annesi Selmâ b. Amr Hazrec kabilesini meydana getiren Neccâr oğullarındandır (İbn Hişâm, I, 144-145).

Hazrec kabilesi Evs kabilesi ile birlikte müslüman olmadan önce putperest idiler ve Müşellel dağı üzerindeki Menât adındaki puta taparlardı. Hattâ Câhiliyye döneminde yaptıkları hacc görevi dönüşünde Menât putunu ziyaret etmeden hacı olduklarını kabul etmezlerdi (Ömer Rızâ Kehhâle, Mu'cemü Kabâili'l-Arab, Beyrut 1982, I, 342).

Hz. Peygamber kendisine nübüvvet verildikten sonra, Mekke'ye gelen Medinelilerle nübüvvetin XI. yılında görüşmüştür. Bu görüşmedeki topluluğu altı kişilik Hazrecliler oluşturmakta idi. Nübüvvetin XII. ve XIII. yılında, yani Hicretten önceki yıllarda yapılan görüşmelerde yani birinci ve ikinci Akabe beyatlarında çoğunluğu yine Hazrec kabilesi meydana getirmekte idi. Rasûlullah'ın bu görüşmelerde Medineli müslümanlardan; Allah'a şirk koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocukları öldürmemek, hiç bir kimseye bühtan ve iftirada bulunmamak, Rasûlüllah'a itaat etmek gibi önemli konularda bey'at almıştı. Ayrıca Medinelilerin Rasûlullah'ı orada koruyacaklarına dair verdikleri söz gereği, Hz. Peygamber ve sahabiler oraya hicret etmişlerdir. Bu görüşmelerde Medinelilerin liderliğini Hazrec kabilesinden Es'ad b. Zürâra yapmakta idi. (İbnü Hişam, II, 70-76, 84; İbn Sa'd et-tabakat, I, 217-224. İbn seyyidin-Nâs, Uyûnü'l-eser I/156, 212).

Hazrec kabilesi, Evs kabilesi ile Rasûlullah Medine'ye hicret ettikten sonra müslümanları ve Hz. Peygamber'i korumuşlar, müslümanlarla kafir ve müşrikler arasında meydana gelen bütün savaşlara katılmışlardır. Bundan dolayı Kur'ân-ı Kerîm onları "Ensar" diye isimlendirmiş ve Allah'ın kendilerinden hoşnut olduğunu bildirmiştir. (et-Tevbe, 9/100).
 

melek4545

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
3,460
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
31
Konum
İstanbul
HAZREC



Medine'nin iki kardeş kabilesinden biri. Hazrec, Hâris b. Sa'lebe b. Amr oğullarındandır. Hazrecliler, Evs kabilesi ile beraber Yemen'den Medine'ye gelmiştir (İbn Hişâm, es-Sîrelü'n-Nebeviyye, I,13-14; İbn Kuteybe, el-meârif, 49). Hazrec ve Evs kabileleri iki kardeş ve dost kabile olmalarına rağmen, zaman zaman aralarında savaşlar meydana gelmiştir. En önemlilerinden birisi, Rasûlüllah'ın Medine'ye hicretinden önce meydana gelen Buâs savaşıdır. Bu iki kabilenin aralannın açılmasına Yahûdiler sebep olmasına rağmen, biri diğerine karşı güç kazanmak için Medine'deki diğer Yahudi kabileleri ile ittifak bile kurmuşlardır. Nitekim Hazrecliler, Kaynukaoğulları; Evsliler ise; Nadîr ve Kureyzaoğulları ile müttelik idiler. Hazrec kabilesi dört ana kola ayrılır. Bunlar Mâlik, Adiyy, Mazin ve Dînâr oğullarıdır. Ancak bunların hepsi Neccâr oğulları olarak isimlendirilir. Hazrec kabilesi Hz. Peygamber'in soyu olan Hâşimoğuları ile akraba idiler. Çünkü Abdülmuttalib'in annesi Selmâ b. Amr Hazrec kabilesini meydana getiren Neccâr oğullarındandır (İbn Hişâm, I, 144-145).

Hazrec kabilesi Evs kabilesi ile birlikte müslüman olmadan önce putperest idiler ve Müşellel dağı üzerindeki Menât adındaki puta taparlardı. Hattâ Câhiliyye döneminde yaptıkları hacc görevi dönüşünde Menât putunu ziyaret etmeden hacı olduklarını kabul etmezlerdi (Ömer Rızâ Kehhâle, Mu'cemü Kabâili'l-Arab, Beyrut 1982, I, 342).

Hz. Peygamber kendisine nübüvvet verildikten sonra, Mekke'ye gelen Medinelilerle nübüvvetin XI. yılında görüşmüştür. Bu görüşmedeki topluluğu altı kişilik Hazrecliler oluşturmakta idi. Nübüvvetin XII. ve XIII. yılında, yani Hicretten önceki yıllarda yapılan görüşmelerde yani birinci ve ikinci Akabe beyatlarında çoğunluğu yine Hazrec kabilesi meydana getirmekte idi. Rasûlullah'ın bu görüşmelerde Medineli müslümanlardan; Allah'a şirk koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocukları öldürmemek, hiç bir kimseye bühtan ve iftirada bulunmamak, Rasûlüllah'a itaat etmek gibi önemli konularda bey'at almıştı. Ayrıca Medinelilerin Rasûlullah'ı orada koruyacaklarına dair verdikleri söz gereği, Hz. Peygamber ve sahabiler oraya hicret etmişlerdir. Bu görüşmelerde Medinelilerin liderliğini Hazrec kabilesinden Es'ad b. Zürâra yapmakta idi. (İbnü Hişam, II, 70-76, 84; İbn Sa'd et-tabakat, I, 217-224. İbn seyyidin-Nâs, Uyûnü'l-eser I/156, 212).

Hazrec kabilesi, Evs kabilesi ile Rasûlullah Medine'ye hicret ettikten sonra müslümanları ve Hz. Peygamber'i korumuşlar, müslümanlarla kafir ve müşrikler arasında meydana gelen bütün savaşlara katılmışlardır. Bundan dolayı Kur'ân-ı Kerîm onları "Ensar" diye isimlendirmiş ve Allah'ın kendilerinden hoşnut olduğunu bildirmiştir. (et-Tevbe, 9/100).

allah razı olsun kardeşim
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt