Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İslamiyet’i yıkma yolları (1 Kullanıcı)

mektubat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2006
Mesajlar
2,308
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İstanbul
Web Sitesi
www.caglarnetwork.com
Sual: İslamiyet’i yıkmak için hangi oyunlar oynanıyor ve ne gibi planlar yapılıyor?
CEVAP
Planları ve oyunları çoktur, fakat özellikle şu yollarla saldırıyorlar:
Önce, eski âlimlere olan itimadı yıkmak, sonra bu âlimlerin naklettikleri hadisleri uydurma saymak, daha sonra da, Kur’an-ı kerimi yanlış yorumlamak suretiyle dini yıkmaya çalışıyorlar. İç ve dış düşmanların ilk hedefi eski âlimlere olan güveni yıkmaktır. Bu yıkılırsa, (Hadisleri zaten onlar nakletti, onlar cahildi, teknolojiden haberleri yok) diyerek hadislere olan itimadı da yıkacaklar. Hadisler yıkılınca, Kur’an-ı kerimi yıkmak artık zor değildir. Mezhepleri birleştirerek herkesi mezhepsiz yapmak, Eshab-ı kirama olan itimadı sarsmak, halifeleri gözden düşürmek, kapalı ictihad kapısını kırarak açmak, Hadis-i şeriflere olan itimadı sarsmak, meal okumayı teşvik gibi işler yapılmaktadır. Şimdi bunları teker teker açıklayalım:

Âlimler köprüsünü yıkmak
Misyonerlerin ve din düşmanlarının ilk hedefi, âlimler köprüsünü yıkmaktır. Bu köprü yıkılınca ötekileri geçmek zaten imkânsızdır. Bugün medyada, durmadan eski âlimlerin cahil oldukları, teknolojiyi bilmedikleri için yanlış hükümler verdikleri vurgulanmaya çalışılıyor. Hâlbuki eski âlimlerin, kendilerinden sonrakilerden daha bilgili olacağını bizzat peygamber efendimiz bildirilmiştir:
(En iyi, en hayırlı insanlar benim asrımda bulunan Müslümanlar [Eshab-ı kiram]dır. Onlardan sonra en iyileri, onlardan sonra gelenler [Tabiin]dir. Onlardan sonra da en iyiler onlardan sonra gelenler [Tebe-i tabiin]dir. Onlardan sonra gelenlerde yalanlar yayılır. Bunların sözlerine, işlerine inanmayın.) [Buhari]
Bu üç asırdan sonrakiler, bunlardan nakil yapmadıkça, onlara itibar edilmez.
(Her asır, önceki asırdan daha bozuk olur. Böylece kıyamete kadar hep bozulur.) [Hadika]
Gün günü aratıyor, gittikçe bozuluyor. İlk asırların gelmesi mümkün değildir.
(Allah’ın salih kulları birbiri ardından âhirete göçer, geride arpa ve hurmanın döküntüleri gibi değersizler kalır. Allahü teâlâ onlara hiç kıymet vermez.) [Buhari]
Bunun için, sonrakilerin, öncekilerden nakil yapmaları gerekir.
(Allahü teâlâ bir âlimin ruhunu alırsa, bu İslam’da açılan bir gedik olur. Kıyamete kadar onun boşluğu doldurulamaz.) [Deylemi]
Bir âlimin boşluğu doldurulamazsa, o devrin hâli ne olur?
(Kıyamete yakın ilim azalır, cehalet artar.) [İbni Mace]
Resulullah efendimiz, sonraki gelen cahillerin önceki âlimleri bilgisizle suçlayacaklarını mucizeyle bildiği için, şöyle buyuruyor:
(Ahir zamanda sonra gelenler, önceki âlimleri cahillikle suçlayacaktır.) [İbni Asakir]
Hâlbuki önceki âlimler çok kıymetliydi. Nitekim Allahü teâlâ mealen buyuruyor ki:
(Bu misalleri ancak âlimler anlar.) [Ankebut 43]
(Bilmiyorsanız âlimlerden sorun!) [Nahl 43]
(Bilenle bilmeyen bir olur mu?) [Zümer 9]
Peygamber efendimiz de buyuruyor ki:
(Âlimlere tâbi olun.) [Deylemi]
(Âlimler, benim ve diğer peygamberlerin vârisleridir.) [Ebu Nuaym]
(Âlimler, kurtuluş rehberleridir.) [İbni Neccar]
Âlimlerin başında Eshab-ı kiram gelir. Eshab-ı kiram kötülenince, hadis-i şerifleri toplayan onlar olduğu için, hadis-i şeriflere gölge düşürülmüş olur. Kur’an-ı kerimi de onlar topladığı için aynı gölge Kur’an-ı kerime de düşürülmüş oluyor. Nitekim (Bazı âyetleri keçi yedi) diyenler, az değildir. (Hazret-i Ali’deki Mushaf çok daha büyüktür) diyen İbni Sebeciler de az değildir.
Eshab-ı kiramın üstünlüğü tartışılmazken, Kur’an-ı kerime ve hadis-i şeriflere gölge düşürmek için, onlar bile tenkide uğramıştır. Hâlbuki Eshab-ı kiram, her bakımdan üstün, her bakımdan âlim ve hepsi de Cennetlik insanlardı. Bir âyet-i kerime meali:
(Mekke’nin fethinden önce Allah için mal veren ve savaşan Eshab-ı kiramın, fetihten sonra Allah için veren ve savaşan Eshab-ı kiramdan dereceleri daha yüksektir. Hepsinin derecesi eşit değildir, fakat hepsi için Hüsna’yı [Cenneti] söz veriyorum.) [Hadid 10]
İki hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Eshabım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız hidayete erersiniz.) [Taberani, Beyheki, İbni Asakir, Hatib, Deylemi, Darimi, İ. Münavi, İbni Adiy]
(Eshabım, cin ve insanların hepsinden daha üstündür.) [Bezzar]
Bütün insanların en üstünü olan bu büyük zatlara, nasıl dil uzatılabilir ki?
İbni Sebeciler, (Müslüman Müslümanla savaşmaz) diyerek, Hazret-i Ali ile savaşan Eshab-ı kirama kâfir diye hakaret ediyorlar. Hâlbuki iki Müslüman ordunun savaşabileceği Kur’an-ı kerimde bildiriliyor. İki tarafa da kâfir denmez, çünkü Kur’an-ı kerimde mealen, (Eğer müminlerden iki grup birbiriyle savaşırlarsa aralarını düzeltiniz) buyurulmuştur. (Hücurat 9)
Bâtıl güçler, Eshab-ı kiramı ve âlimleri yıkmakta epey yol aldıkları için, hadis-i şeriflerin çoğunun uydurma olduğunu yaymaya çalışıyorlar. Birçok hadis-i şerife uydurma damgasını basıyorlar. Böylece onları nakleden âlimlere de dil uzatmış oluyorlar, çünkü hadis uydurmanın vebali çok büyüktür. Bir hadis-i şerifte, (Hadis uyduran Cehennemde yerini hazırlasın) buyuruluyor. Onların uydurma dediği hadisleri nakleden hadis âlimlerinin hâşâ Cehennemlik olduğunu, böylece söylemiş oluyorlar.
Kur’an-ı kerimin açıklaması olan hadisler böylece damgalanınca, Kur’an-ı kerimi istedikleri gibi yorumlayabiliyorlar. Namaz iki vakittir, üç vakittir, altı vakittir, tesettür farz değildir, tavuktan, balıktan kurban olur gibi saçmalıklar ortaya atıyorlar. Oruç kefareti diye bir şey yok diyebiliyorlar. Herkesin meal okumasını teşvik ediyorlar. Böylece her anlayışa göre farklı görüşler meydana çıkmasına, yani dinde anarşi çıkarmaya çalışıyorlar. Hadis-i şeriflere zıt ne varsa, rahatça söyleyebiliyorlar. Kur’an-ı kerimin yanlış şekilde tevil ve tefsirlerini yaparak, yeni görüşler çıkarmak suretiyle dini bozmaya çalışıyorlar. Böylece dini yıkmaya çalışıyorlar.
Dini yıkmaya çalışan türedilerin bir kısmı da, mezhepleri birleştirerek herkesi mezhepsiz yapmak istiyorlar. Mason Abduh’un çömezi Reşit Rıza ile onları taklit eden mezhepsizler, mezheplere saldırıyorlar. Hâlbuki dört hak mezhep kardeştir. Birinde yapılması güç olan şey, ötekine göre yapılır. Bunun için Peygamber efendimiz, (Âlimlerin farklı ictihadları, amelde mezheplere ayrılmaları rahmettir) buyuruyor. (Beyheki)
Kimi türedeler de, asırlardır gelen halifelerin gerçek halife olmadığı, onların hilafetinin sahih olduğunu söyleyen binlerce âlimin de gerçek âlim olmadığı, dolayısıyla bu âlimlerin sözlerine itimat edilemeyeceği fikrini yaymak istiyorlar. Âlimlere itimat sarsılınca, onların bildirdikleri dine de itimat kalmaz.
Modern mezhepsizler de, geri kalışımızı yeni ictihadlar yapılmayışına bağlamaya çalışıyorlar. (Günün gelişen şartlarına göre ibadetleri gözden geçirmek lazımdır) diyorlar. Hâlbuki dinimiz eksik değildir. Allahü teâlâ, (Dininizi tamamladım) buyuruyor. (Maide 3)
Din, ibadet günün şartlarına göre değişmez. Din eksik değildir. Eksik denirse, hâşâ Allahü teâlâ yalanlanmış olur. O, (Dininizi tamamladım) buyuruyor. Mezhepsizler, günün şartlarına göre değiştirmeye kalkıyorlar.
Misyonerler de, (Kur’anın indiği dönemde Yahudi ve Hıristiyanlar kâfir olduklarından dolayı, Müslüman olmak için La ilahe illallah Muhammedün Resulullah demek şarttı, şimdi sadece La ilahe illallah demek yeter. Böyle inanana İsevi Müslüman, Musevi Müslüman denir) diyorlar. İslamiyet’i içten yıkmak için, çeşitli oyunlar oynanıyor.
Din düşmanlarının bu oyunlara bilmeden alet olmak gaflet, bilerek alet olmaksa hainlik olmaz mı?

Dinimiz slam .:.: www.dinimizislam.com :.:.
 

Gülfidan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Nis 2008
Mesajlar
679
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
(Âlimlere tâbi olun.) [Deylemi]

Resulullah sırat i müstakim i göstermiştir.

Onun olmadığı zamanlarda Alimlere tabi olmanın önemini vurgulamıştır.

Alimin Allah katında değeri biçilemezdir. okadar değerlidir.

Allahın değer verdiklerini sevmek onları dinlemek bizim boynumuzun borcudur.

şuan alimlerimizin çoğu vefaat etmiş durumda ama kitapları ve sözleri hala ellerimizde!

Alimler bize tutunacak dal olması için kitaplarını miras bırakmışlardır.

hep birlikte dua edelim.

Allahım ahirzaman ümmetinin hakiki alimlerini çoğalt
bize o Mübareklere ulaşma imkanı ver.
Rabbimiz; senin sevdiğin kişileri ihlaslı alimleri bize sevdir.
bizi ilim meclislerine dahil et.
 

buket58

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Haz 2009
Mesajlar
1,331
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
selamün aleyküm

evet insanlık ne yazıkki böyle

bir mileti yıkmak için ya ya dilini ya alimi ve bir çok önem verlen değerleri bozguna uğratıyorlar
_ki amaçlarına inşallah ulaşamazlar bu ilkeler bizim sahip çıkmamız gerekiyor ne
misyonerlere ne de daha çok pisliklerin hedeflerine izin yok verilmemeli

allah (cc) razı olsun
 
F

FiSeBiLiLLaH

(En iyi, en hayırlı insanlar benim asrımda bulunan Müslümanlar [Eshab-ı kiram]dır. Onlardan sonra en iyileri, onlardan sonra gelenler [Tabiin]dir. Onlardan sonra da en iyiler onlardan sonra gelenler [Tebe-i tabiin]dir. Onlardan sonra gelenlerde yalanlar yayılır. Bunların sözlerine, işlerine inanmayın.) [Buhari]

İşte bunlara selefi salihin diyoruz..Her müslüman bu selefe tabi olursa biiznillah kurtulur..Şimdiki sahtekarlar hep kendi görüşlerini söylüyor hiç seleften nakil yapmıyor.Yok şeyhim öyle dedi yok üstadım öyle dedi.Hiç Resulullah böyle dedi sahabe böyle dedi tabiin böyle dedi demiyorlar.
 

Gülfidan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Nis 2008
Mesajlar
679
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
islam Alimleri ilmi kaynağından alırlar.

kuran ı kerim , hadis, sünnet ve sahabelerden...

bu tarz Alimlere hakiki ilam alimi denir.

bize lazım olan da budur.

halkı uyandıracak alimlerin çogalması gerekli

ihlaslı alime cok ihtiyacımız var

biz cahilleri toparlayacak olanlar gene alimlerdir.
 

Gülfidan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Nis 2008
Mesajlar
679
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
(En iyi, en hayırlı insanlar benim asrımda bulunan Müslümanlar [Eshab-ı kiram]dır. Onlardan sonra en iyileri, onlardan sonra gelenler [Tabiin]dir. Onlardan sonra da en iyiler onlardan sonra gelenler [Tebe-i tabiin]dir. Onlardan sonra gelenlerde yalanlar yayılır. Bunların sözlerine, işlerine inanmayın.) [Buhari]

İşte bunlara selefi salihin diyoruz..Her müslüman bu selefe tabi olursa biiznillah kurtulur..Şimdiki sahtekarlar hep kendi görüşlerini söylüyor hiç seleften nakil yapmıyor.Yok şeyhim öyle dedi yok üstadım öyle dedi.Hiç Resulullah böyle dedi sahabe böyle dedi tabiin böyle dedi demiyorlar.

size bir olayı rivayet edeyim.

şuanki şeyhlerden birisi bir köşeye oturmuş elinde uzunca bir sarık parcasını cemaatini uzerine sarkıtmış sözde " tövbe vermek" denen olayı gercekleştiriyordu.

ipime tutunun ben sizi kurtaracam hevalarındaydı.

"Resulullah ve sahabe nin yapmadıklarını yapanlara bidatçi denir"

Resulullah hiç sarığını böyle yaparak birşeyler yaptı mı ?

Hayır.

ozaman bunun bidat olduğunu anlarız

hem birde Ehli sünnet vel cemaat olduğunu idda eden bu şeyh

cematinin içinde "veeeahh vöhhh tü şılap" diye ortalık yerde balgamını cıkarıp mendiline doldurdu ve mendilini cebine koydu

sorarım

Allah resulu böyle bir ayılık yapar mıydı?

haşa "O cok nazikti"

ehli sünnet olmak sadece sözde uygulamada ise ayılığın daniskası var.

ve O şeyhin mürüdi diyor ki:

sen israile lanet okuyorsun oysa bu kapının sahibi onların hidayet bulması için dua ediyor.

" pek azı müstesna olmak üzre israile lanet ediyorum" dedim.

bu sözü deme hakkını bizzat Allahtan alıyorum. Bakara suresı 88 . ayet.

Allah israile lanet etmiş yetmemiş Allah resulu da lanet ederek Allahı tasdiklemiş

BU şeyh kim ki Allahın lanet okuduğuna rahmet okuya?

kurandan gafil sünnetten gafil

ve en az 20-30 milyon sofisi var.


cehalet okadar ilerlemiş ki

acıyorum
 

Gülfidan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Nis 2008
Mesajlar
679
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Resulullah (sallallahu aleyhi ve selem) buyurmaktadır: "Size iki şey bıraktım. Onlara yapıştığınız sürece dalalete girmezsiniz. Allah’ın kitabı ve benim sünnetimdir.” (Müslim)

YaRabbi ;

bize bunu bilen ve bunu anlatacak Alimleri göder
 
F

FiSeBiLiLLaH

Resulullah (sallallahu aleyhi ve selem) buyurmaktadır: "Size iki şey bıraktım. Onlara yapıştığınız sürece dalalete girmezsiniz. Allah’ın kitabı ve benim sünnetimdir.” (Müslim)

YaRabbi ;

bize bunu bilen ve bunu anlatacak Alimleri göder

Allah razı olsun kardeşim.Duama amin diyorum.Ki o taife kıyamete kadar var olacaktır.Efendimiz(a.s) bir taifenin kıyamete kadar hak üzerine olacağını müjdelemiştir.Rabbim bu taifenin ilmini bereketlendirsin ve onları batıl taifelerin üzerine galip kılsın ve bizide o taifeden eylesin.
 

mehemetcevlik

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Eyl 2010
Mesajlar
2
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
İKİ MÜSLÜMAN BİRBİRİNE KILIÇ ÇEKTİĞİ ZAMAN

Ebü Bekre Nüfey' İbni Haris es-Sekafî radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"İki müslüman birbirine kılıç çektiği zaman, öldüren de, ölen de cehennemdedir".

Bunun üzerine ben:

- Ya Resulallah! Öldürenin durumu belli, ama ölen niçin cehennemdedir? diye sordum.

Resül-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem:

- "Çünkü o, arkadaşını öldürmek istiyordu" buyurdu.[1]

Açıklamalar

Müslümanların kardeş oldukları Allah Teala tarafından açıkça belirtilmiştir [2]. Kardeşlerin birbirine silah çekmesi olacak şey değildir. Onlar silahlarım din kardeşlerine değil, İslam düşmanlarına karşı çekmek zorundadır. Müslümanların birbirini öldürmeye kalkması şu ayet-i kerîmeyle kesin bir şekilde yasaklanmıştır:

"Kim bir mü'mini kasten öldürürse, cezası, içinde ebediyyen kalacağı cehennemdir" [3]. Yanlışlıkla öldürme durumunda ise, ebediyyen cehennemde kalmak söz konuşu değildir. Fakat yanlışlıkla öldürmenin de değişik cezaları vardır.

Hadîs-i şerifte kılıcın zikredilmesi, o devrin kavga ve savaş aletlerinin başında kılıcın gelmesi sebebiyledir. Bugün kılıcın karşılığı tabanca ve benzeri öldürücü aletlerdir.

Peygamber Efendimiz'in, müslüman kardeşine silah çekip öldürenin ve bu esnada ölenin cehennemlik olduğunu belirtmesi üzerine Ebü Bekre, öldürenin neden cehenneme gittiğini anladığım, ama öldürülenin niçin cehennemlik olduğunu anlamadığım söyledi. Bunun üzerine Efendimiz, o kimseyi cehennemlik yapan şeyin, kardeşini öldürmeye kalkması olduğunu belirtti.

Kendisine silah çekilen bir kimse, hasmını öldürmeyi düşünmeden, sadece nefsini müdafaa etmek için silahını çekse ve onu öldürmek zorunda kalsa, katil sayılmaz. Çünkü o nefsini müdafaa etmek zorunda kalmıştır. Nefsini müdafaa etmek ise, dinin emridir. Nitekim sahabîlerden biri ile Peygamber Efendimiz arasında şöyle bir konuşma geçer:

- Ya Resülallah! Adamın biri gelip malımı elimden almaya kalksa, ne yapmalıyım?

- "Malını ona verme!"

- Ya adam benimle kavga etmeye kalkarsa?

- "Sen de onunla dövüş!"

- Ya beni öldürürse?

- "Şehid olursun."

- Ben onu öldürürsem?

- "O cehennemlik olur" [4].

Bir insanın ahiret hayatını da mahvederek ebediyyen cehennemde kalmasına yol açan şey, bir müslümanı öldürmeye niyet etmesi ve bu konuda kararlı olmasıdır. Zira ölenin de, öldürenin de hedefi, karşısındakinin hayatına son vermektir. Birinin ötekinden farkı, daha atılgan davranıp muhatabını öldürmesidir.

Haksız yere birini öldüren kimse yaptığına pişman olarak samimiyetle tövbe ettiği takdirde, Allah Teala dilerse onu affedebilir. Böyle birinin bağışlanmayacağını söyleyen alimler de vardır. Fakat şirk dışındaki bütün günahları Allah Teala'nın bağışlayabileceği ayet-i kerimeyle belirlendiğine göre [5] Allah Teala dilerse bunları da bağışlar veya cezalandırır.

Hadisimizin "Kim bir mü'mini kasten öldürürse, cezası, içinde ebediyyen kalacağı cehennemdir" ayet-i kerîmesini açıkladığı söylenebilir. Dikkat edileceği üzere Peygamber Efendimiz hem ölen hem de öldüren hakkında "müslüman" kelimesini kullanmıştır. Demek oluyor ki, birbirini kasten öldürenler büyük günah işlemekle beraber müslümanlıktan çıkmazlar. Allah'a şirk koşmayan kimsenin ebediyyen cehennemde kalmayacağı, cezasını çektikten sonra cehennemden çıkacağı bilindiğine göre, birbirini öldüren müslümanların da ebediyyen cehennemde kalmayacağı anlaşılmaktadır. Demek oluyor ki, ayet-i kerîme yapılan günahın büyüklüğünü belirtmekte, bu işe teşebbüs edecek olanları ağır ceza ile tehdit etmektedir.

Bu hadîs-i şerîf münasebetiyle iki büyük ashab kitlesinin birbiriyle yaptığı savaşlar hatıra gelmekte ve onların durumu merak edilmektedir. Bu konuda söylenecek en doğru ve kestirme cevap şudur:

Onlar ashab ve müctehid kimselerdi. "Mü'minlerden iki grup birbiriyle çarpışırlarsa, aralarını düzeltin" [6] ayet-i kerîmesi gereğince zan ve kanaatlerine göre bir tarafı haklı buldular ve o tarafta yer aldılar. Maksatları birilerini öldürmek, karışıklık çıkarmak değil, müslümanların arasını bulmaktı. Şüphesiz bu olayların çıkmasına sebep olanlardan biri haklıydı. Haklı olmayan tarafta yer alan sahabîlerin niyeti haksızı savunmak değildi. Onların düşüncesine göre de tuttukları taraf haklı idi. İctihadında haklı olanın iki sevap, yanılan alimin ise bir sevap kazandığı bilinen bir gerçektir.

Bu olaylarda iki gruba ayrılan ashabın birbirine bakışım, Hz. Ali'nin karşı grup hakkında söylediği şu söz ne güzel ifade etmektedir:

"Bunlar bize karşı haksızlık eden kardeşlerimizdir." Herşeye rağmen onlar yine de biribirlerine kardeş gözüyle bakıyorlardı. Onların bu bakış açısına iltifat etmeyerek taraflardan birini itham etmeye kalkmak, aradan geçen bunca yüzyıldan sonra bizi doğruya götürmez.

Hiçbir zaman unutulmamalıdır ki, Allah Teala onları: "Siz insanların arasına çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz" [7] diye methetmiştir. "En hayırlıları" eleştirme yetkisini kendisinde bulanların onlardan da hayırlı olması, değilse susması gerekir.

Hadisten Öğrendiklerimiz

1. Günah işlemeye niyet edilerek kesin karar verilir, bu kararı kalb de onaylarsa, artık o günah işlenmiş sayılır.

2. Allah'ın verdiği canı haksız yere alma yetkisi kimseye verilmemiştir. Bu sebeple birini öldürmeye kalkmak, Allah'a ait yetkiye müdahale etmek olduğundan cezası cehennemdir.

3. İyiliklerde olduğu gibi kötülüklerde de niyete bakılır.
 

mehemetcevlik

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Eyl 2010
Mesajlar
2
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
sevgili kardesim ..lütfen AYETLERI yorumlarken HADISLERE dayanaraktan, daha güzelini Müslüman kardeslerimize ve insanlara yol göstremede, izleyecegin uslup INSALLAH yararli olur..ALLAH RAZI OLSUN...
 

Gülfidan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Nis 2008
Mesajlar
679
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
sevgili kardesim ..lütfen AYETLERI yorumlarken HADISLERE dayanaraktan, daha güzelini Müslüman kardeslerimize ve insanlara yol göstremede, izleyecegin uslup INSALLAH yararli olur..ALLAH RAZI OLSUN...

Kuran ı kerim in özelliği ilk manası ap acıktır

bunu herkez anlayabilir bu direkt manasıdır.

bu manada ilk manasına yorum katılmaz

zahir manası direkt olarak alınır.

birde Batın manası vardır bunu da islam büyükleri acıklayabilir.

biz Zahirini bilebiliriz anca

söylediğiniz cok doğru ayeti hadisle desteklemek elbette cok daha iyi olacaktır.
 

Gülfidan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Nis 2008
Mesajlar
679
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Yahudilerin tutumlarını Allah (cc) şöyle açıklıyor:

“(Yahudiler peygamberlerle alay ederek) "Kalplerimiz perdelidir" dediler. Hayır; küfür ve isyanları sebebiyle Allah onlara lânet etmiştir. O yüzden çok az inanırlar.” (Bakara 88)

Allahın musadesi olmadan kimseye lanet okuyamayız

Eğer Allah lanet okuduysa

Siz de geri durmayın

Allahı tasdikleyin; İnsanların da lanetini boyunlarına gecirin.
 

mektubat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2006
Mesajlar
2,308
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İstanbul
Web Sitesi
www.caglarnetwork.com
Peygamber efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”

Peygamber efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”

ÖVÜNMÜYORUM

“Peygamber Efendimiz”, Allah'ın Habîbi'dir.
Herşeyin en iyisi, sevgiliye verilir.

Onun için, ne varsa iyi huy, güzel ahlâk,
Sevgili Habîbinde topladı cenâb-ı Hak.

Önce O kalkacaktır kabirden kıyâmette.
İlk, Onun şefâati kabûl olur elbette.

Cennetin kapısını, önce O çalacaktır.
Ve kapı, kendisine hemen açılacaktır.

"Livâ-i hamd" denilen sancak da yine o gün,
Elinde olacaktır mahşerde o Resûl’ün.

Âdem aleyhisselâm ve bütün ehl-i islâm,
O sancağın altında olacaktır o zaman.

Kendisi buyurdu ki: Önce ve sonra gelen,
Bilcümle insanların seyyidiyim elbet ben.

Allahü teâlânın bir tek sevgilisiyim.
Bütün Peygamberlerin sonu ve reîsiyim.

Bilcümle insanları yarattı Hak teâlâ.
Beni, en iyisinden getirdi bu dünyâya.

Kavimlere ayırdı insanları sonradan.
Beni, en iyisinde bulundurdu her zaman.

Ayırdı insanları sonra kabîlelere.
Beni, en iyisinde bulundurdu her kere.

Sonra o kabîleyi, evlere ayırarak.
Beni, en iyi evden eyledi dünyâda halk.

Ben, insanlar içinde, en üstün bir kişiyim.
Kıyâmette, herkese şefâat ediciyim.

O gün ben konuşurum, herkes sustuğu zaman.
Ve ben müjde veririm, ümitler bittiği an.

O gün her türlü yardım, her iyilik bendedir.
“Livâ-i hamd” denilen sancak da elimdedir.

Ben, insanlar içinde en hayırlı kişiyim.
Herkesin en iyisi, hem de en cömerdiyim.

O gün binlerce melek, hep benim emrimdedir.
Ve o gün, her kapının anahtarı bendedir.

O gün, Peygamberlerin imâmı benim bizzât.
Ve o gün, her birine, ben ederim şefâat.

Lâkin bütün bunları söylerken şimdi size,
Aslâ söylemiyorum, övünmek gâyesiyle.

Ben size, hakîkati söylüyorum yalnızca.
Doğrusunu bildirmek, vazîfemdir ayrıca.

Eğer bütün bunları etmezsem size beyân,
Vazîfemi yapmamış olurum ben o zaman.

Bilcümle insanlığın Seyyidi, Efendisi,
Allahü teâlânın Habîbi, Sevgilisi,

Olan bir Peygambere inanan, îmân eden,
Ve Onu çok severek, Onun yolunda giden,

Kimseler de, herkesin en iyileri olur.
Dünyâ ve âhirette bulur râhat ve huzûr.
HUZUR PINARI - İslamiyet, İslam Dini, Ehl-i Sünnet İtikadı, İlmihal, Kitaplar...
Osman nl .:.: www.osman-unlu.com :.:.
Dinimiz slam .:.: www.dinimizislam.com :.:.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt