Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İslamiyet.gen.tr ailesi hiç düşündük mü acaba??? (1 Kullanıcı)

-Ammar Bin Yasir-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2007
Mesajlar
4,864
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
37
Kâmil, olgun mü’min, anlaşmazlığa düştüğü yerde, dayatmayla, inatla iş yapmaz. Fanatiklik ve körükörüne inat bir mü’minin vasfı değildir. Mü’min, muhataplarıyla doğru ve helal yoldan anlaşmaya çalışır.


Size bir soru: Evde ve sokakta kendi görüşümüzü kabul ettirmek için olanca ısrarımızla direniyor muyuz? Yoksa, bizim görüşümüzün kabul görmediği yerlerde yine de bir anlaşma yolu arıyor, bir uyumlu insan örneği verme gereğine inanıyor muyuz? Yani eninde sonunda anlaşan-anlaştıran insan olmayı tercih ediyor muyuz? Böyle bir uyum ölçümüz var mı bizim?

- Bence, anlaşmazlıklara maruz kaldığımız yerlerde inanmış insanlara mahsus uyum ölçümüz vardır bizim. Hem de bu uyum ölçüsünü Peygamberimiz vermiştir bizlere. Kitaplık çaptaki tek cümlelik hadisinde şöyle buyurmuştur Efendimiz:
- ‘Mümin, anlaşan, anlaştıran insandır!..’ Evet, kamil ve olgun mümin, anlaşmazlığa düştüğü yerlerde dayatmayı, inadı tercih etmez. Fanatik ve iddiacı biri görüntüsü vermeye yönelmez. Ne pahasına olursa olsun kendi dediğini kabul ettirme inadını sürdürmez..


- Ya ne yapar? Fedakârlıkla da olsa muhataplarla anlaşmayı, anlaştırmayı, işi tatlıya bağlamayı, helalleşerek halletmeyi esas alır. Çünkü kendisi mümindir. Mümin ise Efendimiz’in tarifiyle:

- Kendisi anlaşan, başkalarını da anlaştıran adam, demektir. İnanmış insanın vazgeçilmez uyum özelliği ve güzelliğidir bu anlaşma ve anlaştırma vasfı..
Olgun müminin sevimli yanını böyle tarif eden Efendimiz, sevimsiz yanını da hadisin devamında şöyle ifade buyurmuştur: Anlaşmayan ve anlaştırmaya gayret etmeyen müminde hayır yoktur!” Evet, anlaşmayan, anlaştırmaya gayret etmeyen müminde hayır yoktur.
Sözü daha fazla uzatmadan Efendimiz’in (sas) iki mümin arasındaki bir anlaşmazlığı nasıl anlaştırarak tatlıya bağladığına bakalım..
Sahabenin ileri gelenlerinden Kab bin Malik ile İbni ebi Hadred, Mescid-i Saadet’e namaza gelmişlerdi. Ancak Kab’ın ötekinde alacağı vardı. Hazır yan yana gelmişken Kaab, alacağı parasını istedi. Borçlu da henüz eksiğini tamamlayamadığından hemen veremeyeceğini ifade etti. Derken gürültü Resulüllah’ın hanesinden duyulacak kadar yükseldi. Evinin mescide bakan penceresinden perdeyi kaldırarak boynunu uzatıp iki tarafa da bakan Resulüllah, iki mümin arasında bir alacak verecek anlaşmazlığı olduğunu anladı. Müminler arasındaki anlaşmazlıklar müminlere mahsus şekilde mutlaka bir anlaşma anlaştırma ile sonuçlanmalıydı. Bu, kamil müminin vasfıydı. Bunun için de gücü yeten tarafın birazcık fedakârlığı gerekirdi. Bu yüzden Efendimiz, alacaklı olan Kab bin Malik’e, sağ elinin şehadet parmağını yukarıya doğru dikerek ortasından bölme işareti yaptıktan sonra, ‘Alacağının yarısını bağışla, sen bunu yapabilirsin, durumun böyle bir fedakârlığa müsaittir.’ tavsiyesinde bulundu. Kab, kamil müminin vasfını bildiğinden anlaşmaz mümin durumuna düşmek istemiyordu. Hemen cevap verdi:


- Başım gözüm üstüne ya Resulallah. Alacağımın yarısını bağışlayarak anlaşan mümin olmayı tercih ediyorum!

Bundan sonra da borçlu İbni ebi Hadred’e işaret eden Efendimiz; “Kalk git, sen de kalan borcunu getirip hemen öde. Senin de buna gücün yeter artık”, buyurdu.
- Hemen ödüyorum ya Resulallah, bu kadarını zaten hazırlamıştım, anlaşmaz mümin durumuna düşmekten Allah’a sığınırım, dedi. Böylece gürültülü bir anlaşmazlık, anında sakin bir anlaşmayla sona erdi.


Efendimiz buyurdu ki: - “Mümin anlaşan, anlaştıran insandır.” Arkasından da ekledi:
- Anlaşmayan, anlaştırmak için gayret göstermeyen mü’minde hayır yoktur! Bunu böyle bilin!
- Ne dersiniz, evde ve sokakta biz ne haldeyiz?. Anlaşan, anlaştıran mümin örneği mi veriyoruz? Yoksa aksiliklerin ve inatçılığın numunesini mi teşkil ediyoruz? Bir düşünsek, nefs muhasebesi yapsak mı?
 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Kâmil, olgun mü’min, anlaşmazlığa düştüğü yerde, dayatmayla, inatla iş yapmaz. Fanatiklik ve körükörüne inat bir mü’minin vasfı değildir. Mü’min, muhataplarıyla doğru ve helal yoldan anlaşmaya çalışır.

selamünaleyküm tuğba kardeşim emeğine sağlık gerçekten düşünülmesi gereken bir konu...Rabbim bizlere daima anlaşan ve anlaştıran olmayı nasip etsin..
selam ve dua ile kalın...
 

BULENT TUNALI

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ağu 2007
Mesajlar
2,307
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Konum
BURSA-m.k.paşa
Web Sitesi
www.bilsankimya.com
SELAMÜN ALEYKÜM TUĞBA KARDEŞİM GÜZEL BİR KONUYA EL ATMIŞSIN.EVET TARTIŞMALAR ÇOK OLUYOR.BAZEN KIRICI BOYUTLARA DAHİ ULAŞIYOR.SONUÇ OLARAK HİÇ BİRİMİZ ALİM DEĞİLİZ EHİL İNSANLARIN YAZDIKLARINI KALP SÜZGECİMİZDEN GECİRİP KALBİMİZİN TASTİKLEDİĞİ PAYLAŞIMLARI BURAYA GETİRİYORUZ.PEKİ GETİRİŞ SEBEBİMİZ NEDİR?ELBETTE BİZİM FAYDALANDIĞIMIZ KONUIDAN DİĞER KARDEŞLERİMİZDE FAYDALANSIN KARANLIKLARA BİR IŞIK TUTULSUN.HATALAR DOĞRULARA DÖNSÜN.KARŞILIKLI FİKİR ALIŞ VERİŞLERİ EDEP İÇİNDE YAPILIR İSE NETİCE VERİR.AMA BİZLER HATALI BİR DÜŞÜNCE GÖRDÜĞÜMÜZDE
KARDEŞİM BAK ŞU ŞÖYLE OLUR ŞU ALİM BU KONUYLA İLGİLİ ŞU ŞEKİLDE DEMİŞ SEN NE DERSİN BEN BÖYLE DÜŞÜNÜYORUM SENİN FİKRİN NEDİR DEMEK YERİNE.
UUU SEN KİMSİNDE BÖYLE YAZIYORSUN GİBİ SERT ÇIKIŞLAR YAPIP HATTA KARŞIMIZDAKİNİ İLMİ İMTAHANA SOKUYORUZ.
DÜŞÜNMEK LAZIM ASLINDA DÜŞÜNCELERİMİZDEKİ HATAYI GÖSTEREN İNSANLAR KINANMASI GEREKENMİ YOKSA BİZLERE DOĞRULARI GÖSTERMEK ADINA ÇABA SARF EDEN EMEK HARCAYAN BAŞ TACI YAPILMASI GEREKEN İNSANLARMI
GECENDE TARTIŞILAN BİR KONUDA İSHAK YAKUP KARDEŞİM BANA ÇOK TATLI BİR DİLLE HATAMI GÖSTERDİ.ONA CEVABIMDA ELBETTE AYNI GÜZELLİKTE TEŞEKKÜR ETMEK MİNNET DUYMAK OLDU.
AMA GENELDE İNSANLAR TARTIŞTIKLARI İNSANLARIN YAZILARINI TAKİP EDİYOR.GÜZEL MANALI BULDUKLARINA HİÇBİR TEŞEKKÜR YAZISI YAZMIYOR.FAKAT KENDİ DÜŞÜNCELERİNE TERS DÜŞEN YADA HATALI BULDUKLARI PAYLAŞIMLARA HEMEN MUHALEFET OLUP TARTIŞMA ORTAMI DOĞURUYORLAR.BU GÜZEL BİR HASLETMİDİR DEĞİLDİR ELBETTE.
HEPİMİZ BURDA İLM ÖĞRENMEK İSLAMI DAHA İYİ TANIMAK İÇİN BULUNUYORUZ.ALLAH CÜMLEMİZİ GÜZEL İLİM ÖĞRENİP ÖĞRETENLERDEN EYLESİN SELAM VE DUA iLE
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,159
Tepki puanı
8,250
Puanları
163
Yaş
54
Konum
Alanya
Selamünaleykum...

Selamünaleykum...

Allah CC. razı olsun kardeşim...
Ben de katkıda bulunmak istiyorum izninizle...

Fenn-i âdâb ve ilm-i münazaranın uleması mâbeynindeki hakperestlik ve insaf düsturu olan şu:
"Eğer bir meselenin münazarasında kendi sözünün haklı çıktığına taraftar olup ve kendi haklı çıktığına sevinse ve hasmının haksız ve yanlış olduğuna memnun olsa, insafsızdır."

Hem zarar eder.
Çünkü haklı çıktığı vakit, o münazarada bilmediği birşeyi öğrenmiyor.
Belki(Mutlaka) gurur ihtimaliyle zarar edebilir.
Eğer hak hasmının elinde çıksa, zararsız, bilmediği bir meseleyi öğrenip menfaattar olur, nefsin gururundan kurtulur.
Demek insaflı hakperest, hakkın hatırı için nefsin hatırını kırıyor.
Hasmının elinde hakkı görse, yine rıza ile kabul edip taraftar çıkar, memnun olur.

İşte bu düsturu ehl-i din, ehl-i hakikat, ehl-i tarikat, ehl-i ilim kendilerine rehber ittihaz etseler, ihlâsı kazanırlar.
Ve vazife-i uhreviyelerinde muvaffak olurlar.
Ve bu fecî sukut ve musibet-i hazıradan rahmet-i İlâhiye ile kurtulurlar.


Müzakere,Münazara,Münakaşa şartları

1-Hakkın hatırı için nefsin hatırını kırmak(hakperestlik ve insaf düsturu)
2-İnatsız bir surette,su-i telakkiye sebep olmadan müzakere etmek
3-Mesail-i imaniyeyi münakaşa etmemek.

Bediüzzaman...Risale-i Nur'dan
 

BULENT TUNALI

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ağu 2007
Mesajlar
2,307
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Konum
BURSA-m.k.paşa
Web Sitesi
www.bilsankimya.com
Allah CC. razı olsun kardeşim...

Ben de katkıda bulunmak istiyorum izninizle...

Fenn-i âdâb ve ilm-i münazaranın uleması mâbeynindeki hakperestlik ve insaf düsturu olan şu:
"Eğer bir meselenin münazarasında kendi sözünün haklı çıktığına taraftar olup ve kendi haklı çıktığına sevinse ve hasmının haksız ve yanlış olduğuna memnun olsa, insafsızdır."


Hem zarar eder.
Çünkü haklı çıktığı vakit, o münazarada bilmediği birşeyi öğrenmiyor.
Belki(Mutlaka) gurur ihtimaliyle zarar edebilir.
Eğer hak hasmının elinde çıksa, zararsız, bilmediği bir meseleyi öğrenip menfaattar olur, nefsin gururundan kurtulur.
Demek insaflı hakperest, hakkın hatırı için nefsin hatırını kırıyor.
Hasmının elinde hakkı görse, yine rıza ile kabul edip taraftar çıkar, memnun olur.

İşte bu düsturu ehl-i din, ehl-i hakikat, ehl-i tarikat, ehl-i ilim kendilerine rehber ittihaz etseler, ihlâsı kazanırlar.
Ve vazife-i uhreviyelerinde muvaffak olurlar.
Ve bu fecî sukut ve musibet-i hazıradan rahmet-i İlâhiye ile kurtulurlar.


Müzakere,Münazara,Münakaşa şartları

1-Hakkın hatırı için nefsin hatırını kırmak(hakperestlik ve insaf düsturu)
2-İnatsız bir surette,su-i telakkiye sebep olmadan müzakere etmek
3-Mesail-i imaniyeyi münakaşa etmemek.

Bediüzzaman...Risale-i Nur'dan
SELAMÜN ALEYKÜM MAVCI KARDEŞİM ÇOK GÜZEL BİR PAYLAŞIM OLMUŞ OLAY İŞTE BUDUR.SELAM VE DUA iLE
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,159
Tepki puanı
8,250
Puanları
163
Yaş
54
Konum
Alanya
Ve Aleykumselam...

Ve Aleykumselam...

SELAMÜN ALEYKÜM MAVCI KARDEŞİM ÇOK GÜZEL BİR PAYLAŞIM OLMUŞ OLAY İŞTE BUDUR.SELAM VE DUA iLE

Allah CC. cümlemizden razı olsun kardeşim...
Öğrenip hayatımızda uygulamak duasıyla inşallah...
Hayırlı Akşamlar...
 

-Ammar Bin Yasir-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2007
Mesajlar
4,864
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
37
Kâmil, olgun mü’min, anlaşmazlığa düştüğü yerde, dayatmayla, inatla iş yapmaz. Fanatiklik ve körükörüne inat bir mü’minin vasfı değildir. Mü’min, muhataplarıyla doğru ve helal yoldan anlaşmaya çalışır.

selamünaleyküm tuğba kardeşim emeğine sağlık gerçekten düşünülmesi gereken bir konu...Rabbim bizlere daima anlaşan ve anlaştıran olmayı nasip etsin..
selam ve dua ile kalın...
ve aleykümselam kıymetli kardeşim
amin inşaallah
Rabbimize emnaet olun hayırlı akşamlar dilerim...
 

-Ammar Bin Yasir-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2007
Mesajlar
4,864
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
37
SELAMÜN ALEYKÜM TUĞBA KARDEŞİM GÜZEL BİR KONUYA EL ATMIŞSIN.EVET TARTIŞMALAR ÇOK OLUYOR.BAZEN KIRICI BOYUTLARA DAHİ ULAŞIYOR.SONUÇ OLARAK HİÇ BİRİMİZ ALİM DEĞİLİZ EHİL İNSANLARIN YAZDIKLARINI KALP SÜZGECİMİZDEN GECİRİP KALBİMİZİN TASTİKLEDİĞİ PAYLAŞIMLARI BURAYA GETİRİYORUZ.PEKİ GETİRİŞ SEBEBİMİZ NEDİR?ELBETTE BİZİM FAYDALANDIĞIMIZ KONUIDAN DİĞER KARDEŞLERİMİZDE FAYDALANSIN KARANLIKLARA BİR IŞIK TUTULSUN.HATALAR DOĞRULARA DÖNSÜN.KARŞILIKLI FİKİR ALIŞ VERİŞLERİ EDEP İÇİNDE YAPILIR İSE NETİCE VERİR.AMA BİZLER HATALI BİR DÜŞÜNCE GÖRDÜĞÜMÜZDE
KARDEŞİM BAK ŞU ŞÖYLE OLUR ŞU ALİM BU KONUYLA İLGİLİ ŞU ŞEKİLDE DEMİŞ SEN NE DERSİN BEN BÖYLE DÜŞÜNÜYORUM SENİN FİKRİN NEDİR DEMEK YERİNE.
UUU SEN KİMSİNDE BÖYLE YAZIYORSUN GİBİ SERT ÇIKIŞLAR YAPIP HATTA KARŞIMIZDAKİNİ İLMİ İMTAHANA SOKUYORUZ.
DÜŞÜNMEK LAZIM ASLINDA DÜŞÜNCELERİMİZDEKİ HATAYI GÖSTEREN İNSANLAR KINANMASI GEREKENMİ YOKSA BİZLERE DOĞRULARI GÖSTERMEK ADINA ÇABA SARF EDEN EMEK HARCAYAN BAŞ TACI YAPILMASI GEREKEN İNSANLARMI
GECENDE TARTIŞILAN BİR KONUDA İSHAK YAKUP KARDEŞİM BANA ÇOK TATLI BİR DİLLE HATAMI GÖSTERDİ.ONA CEVABIMDA ELBETTE AYNI GÜZELLİKTE TEŞEKKÜR ETMEK MİNNET DUYMAK OLDU.
AMA GENELDE İNSANLAR TARTIŞTIKLARI İNSANLARIN YAZILARINI TAKİP EDİYOR.GÜZEL MANALI BULDUKLARINA HİÇBİR TEŞEKKÜR YAZISI YAZMIYOR.FAKAT KENDİ DÜŞÜNCELERİNE TERS DÜŞEN YADA HATALI BULDUKLARI PAYLAŞIMLARA HEMEN MUHALEFET OLUP TARTIŞMA ORTAMI DOĞURUYORLAR.BU GÜZEL BİR HASLETMİDİR DEĞİLDİR ELBETTE.
HEPİMİZ BURDA İLM ÖĞRENMEK İSLAMI DAHA İYİ TANIMAK İÇİN BULUNUYORUZ.ALLAH CÜMLEMİZİ GÜZEL İLİM ÖĞRENİP ÖĞRETENLERDEN EYLESİN SELAM VE DUA iLE
ve aleykümselam kardeşim tek kelimeyle çok güzel özetlemişsiniz elinize sağlık sizinde inşaallah
hayırlı günler dilerim Rabbimiz razı olsun
selam ve dua ile kalın inşaallah..
 

aholufatih

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Şub 2007
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
esselamün aleyküm tuba kardeşim allahın izni ile güzel bir konuya değinmişsın eve çok güzel allah razı olsun sen de inşallah ama kardeşim şukelimede bir çelşki var yanlış yazmış olabılırsın bir kontrol edersen daha güzel olabılır inş (Kab, kamil müminin vasfını bildiğinden anlaşmaz mümin durumuna düşmek istemiyordu.) işte bu kelime kardeşim allah razı olsun inş senden ve tüm müslüman kardeşlerimden inş
 

-Ammar Bin Yasir-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2007
Mesajlar
4,864
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
37
Allah CC. razı olsun kardeşim...

Ben de katkıda bulunmak istiyorum izninizle...

Fenn-i âdâb ve ilm-i münazaranın uleması mâbeynindeki hakperestlik ve insaf düsturu olan şu:
"Eğer bir meselenin münazarasında kendi sözünün haklı çıktığına taraftar olup ve kendi haklı çıktığına sevinse ve hasmının haksız ve yanlış olduğuna memnun olsa, insafsızdır."


Hem zarar eder.
Çünkü haklı çıktığı vakit, o münazarada bilmediği birşeyi öğrenmiyor.
Belki(Mutlaka) gurur ihtimaliyle zarar edebilir.
Eğer hak hasmının elinde çıksa, zararsız, bilmediği bir meseleyi öğrenip menfaattar olur, nefsin gururundan kurtulur.
Demek insaflı hakperest, hakkın hatırı için nefsin hatırını kırıyor.
Hasmının elinde hakkı görse, yine rıza ile kabul edip taraftar çıkar, memnun olur.

İşte bu düsturu ehl-i din, ehl-i hakikat, ehl-i tarikat, ehl-i ilim kendilerine rehber ittihaz etseler, ihlâsı kazanırlar.
Ve vazife-i uhreviyelerinde muvaffak olurlar.
Ve bu fecî sukut ve musibet-i hazıradan rahmet-i İlâhiye ile kurtulurlar.


Müzakere,Münazara,Münakaşa şartları

1-Hakkın hatırı için nefsin hatırını kırmak(hakperestlik ve insaf düsturu)
2-İnatsız bir surette,su-i telakkiye sebep olmadan müzakere etmek
3-Mesail-i imaniyeyi münakaşa etmemek.

Bediüzzaman...Risale-i Nur'dan
ve aleyküm selam kardeşim emeğinize sağlık katkılarınız için ..
Hayırlı günler Rabbimize emnaet olun..
 

-Ammar Bin Yasir-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2007
Mesajlar
4,864
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
37
esselamün aleyküm tuba kardeşim allahın izni ile güzel bir konuya değinmişsın eve çok güzel allah razı olsun sen de inşallah ama kardeşim şukelimede bir çelşki var yanlış yazmış olabılırsın bir kontrol edersen daha güzel olabılır inş (Kab, kamil müminin vasfını bildiğinden anlaşmaz mümin durumuna düşmek istemiyordu.) işte bu kelime kardeşim allah razı olsun inş senden ve tüm müslüman kardeşlerimden inş
ve aleykümselam kardeşim...
 

emin-43

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2008
Mesajlar
581
Tepki puanı
0
Puanları
16
Yaş
72




- Kendisi anlaşan, başkalarını da anlaştıran adam, demektir. İnanmış insanın vazgeçilmez uyum özelliği ve güzelliğidir bu anlaşma ve anlaştırma vasfı..
Olgun müminin sevimli yanını böyle tarif eden Efendimiz, sevimsiz yanını da hadisin devamında şöyle ifade buyurmuştur: Anlaşmayan ve anlaştırmaya gayret etmeyen müminde hayır yoktur!”
anlaşmayan, anlaştırmaya gayret etmeyen mümin olmaktan ALLAH c.c. KORUSUN paylaşımınız için teşekkürler
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt