sezer demir
Kayıtlı Kullanıcı
(İSLAM’IN İLK KADIN ŞEHİDİ)
Sümeyye (Radıyallahu Anhümâ) hakkında az çok herkesin bir miktar bilgisi sanırım vardır. Çünkü Sümeyye ismi İslam Tarihi ile ilgili hemen bütün kitaplarda ve diğer eserlerde geçer. Kendisi “Cehaletin Babası” unvanıyla bilinen azılı peygamber ve İslam düşmanı Ebu Cehil’in kölesi iken hidayet dini İslam’ı seçen ve Hz. Peygamber’e inanan ilk Müslümanlardandır. İnancı yüzünden kocası Yasir ile birlikte efendisi Ebu Cehil tarafından işkencelere maruz bırakılmış ve inancında ısrar edince de efendisi tarafından parçal parça edilerek öldürülmüştür. Bu bakımdan Sümeyye İslam’ın ilk kadın şehidi yani Şehidesi durumundadır. Sümeyye (R.A) bu yönüyle İslam toplumlarında büyük bir yere ve saygıya layık görülmüştür. Müslümanlar kız çocuklarına ısrarla onun adını vermeye çalışmışlardır. Ayrıca Sümeyye İslam ülkelerinde camilere adı verilen ender kadın şahsiyetlerden birisidir. Onun bu durumu az çok bilinen bir yanıdır. Ancak onun bilinmeyen önemli bir yanı daha vardır; o da Sümeyye’nin Türk olduğudur. Evet İslam’ın ilk kadın şehidi olan Sümeyye (R.A) öz be öz Türk evladıdır. Zaten Ebu Cehil’in işkencelerine de ancak damarlarında Türk kanı dolaşan bir kadın dayanabilirdi. O da öyle yapmıştır. Efendisinin bütün maddi ve manevi baskısına rağmen inancında ısrar etmiş ve bu uğurda ölümü göze alabilmiştir. O bir şekilde Türkistan’dan Mekke’ye gelmiş Yemen asıllı Yasir (Radıyallahu Anhâ) ile evlendirilmiş sonra da kocası ve oğlu Ammar Bin Yasir ile birlikte işkence yapılarak şehid edilmişlerdir. Onların yaşadığı aile faciası halen İslam’ın kanayan yaralarından birisi olarak görülmektedir. Çünkü Yasir ailesi mazlumluğun sahipsizliğin garipliğin ve kimsesizliğin sembol ismi olarak durmaktadır ortada. Ayrıca onların durumu Arap ırkçılığının boyutlarını ve Arabın kendisinden olmayanlara ve özelliklede zayıf ve kimsesizlere karşı sergilemiş olduğu hadsiz hudutsuz hoşgörüsüzlüğün çapını göstermesi açısından da oldukça önemlidir. Eğer Yasir hazretleri Yemen’li karısı Sümeyye de Türk olmasaydı herhalde bu boyutta bir işkenceye maruz bırakılmaz ve kendilerine bir sahip çıkan bulunurdu. Onlar da tıpkı Habeşli Bilal (Hz. Peygamber’in Müezzini Bilal-ı Habeşî) gibi inançlarından dolayı eza ve cefa görmüş Bilal’dan bir farkla ki sonunda ailecek katledilmişlerdir.
Büyük İslam Alimi Merhum Prof. Dr. Muhammed Hamidullah bu konuda şunları söyler: “Hz. Peygamber’in büyük sahabelerinden Ammar b. Yasir Yemen asıllı idi. O’nun babası (Yasir) Mekke’ye göç ettikten sonra Sümeyye ile evlendi. Bu aile İslam Dini’ne ilk girenlerden ve çok samimi bir Müslüman idiler. Müslüman olduktan kısa bir zaman sonra Sümeyye efendisi Ebû Cehil tarafından şerefsiz bir şekilde öldürülmüştür. Belazurî Sümeyye’nin aslen Kesker mıntıkasındaki Zandaverd’ten olduğunu söylemektedir. Müteveffa Prof. Z.V.Toğan bu bölgenin İranlılarla Türklerin birlikte yaşadıkları karışık bir yer olduğu kanısındadır. O’nun maceralarla geçen hayatını ayrıntılı bir şekilde veren Belazurî; Sümeyye’nin asıl adının Yamîh olduğunu ilave etmektedir (İst. Yazması). Prof. A.Karahan kelimenin “Pamih” olarak okunması gerektiğini Türkçe Pamuk (cotton) kelimesinin telaffuz farkı olabileceğini zira Türk kadınları arasında bu ismin yaygın olduğunu söylemektedir. Gerçek böyle ise Sümeyye (Pamuk) hanım Türk asıllı ilk Müslüman sahabiye olmaktadır. Bununla birlikte İslam’ın ilk şehid kadını da O olmuştur. Allah O’na rahmet etsin). Amin”(Bkz. Prof. Dr. Zekeriya Kitapçı Türkler Nasıl Müslüman Oldu s.1011 Yedi Kubbe Yayınları 2004 Konya).
Yukarıdaki bilgilerin Belazurî gibi klasik İslam tarihçileri ve son yıllarda yetişmiş en yetkin bilim adamı Prof. Dr. Muhammed Hamidullah gibi alimlerce dile getirilmesi oldukça önemlidir. Eğer bu bilgiler benim gibi Türk yazar ve tarihçileri tarafından dile getirilmiş olsaydı okuyanlarda “İşin içine hissiyat ve duygusallık karışmıştır” şeklinde bir izlenim doğabilirdi. Ancak söz konusu bilgiler kendileri Türk olmayan ve uluslar arası üne sahip yetkin bilim adamı ve tarihçiler tarafından dile getirilmiş bulunmaktadır. Ayrıca kendileri Türk olsalar bile Türk Tarih ve Edebiyat araştırmacılığının önderleri otoriteleri ve duâyenleri sayılan Prof. Dr. Zeki Velidi Togan ve Prof. Dr. Abdülkadir Karahan gibi bilim adamlarının söylediklerini de yabana atmamak gerekir. Tıpkı Prof. Dr. Zekeriya Kitapcı’nın söylediklerinde olduğu gibi.
Burada hiçbir iddia ve önyargı taşımaksızın bir küçük bilgi de biz ekleyelim: Sümeyye kelimesinin hangi dile ait olduğunu ve kökünün ne olduğunu araştırma gereği duymadım ama bu kelimenin Arapça olduğunu sanıyorum. Çünkü Arapça’da “İsmi Tasgir” denilen bir isimden isim yapma şeklinin var olduğunu biliyorum. Örneğin meşhur Sahabî ve Muhaddis Ebu Hüreyre’nin ismi olan Hüreyre (Kedicik) kelimesi Arapça’da kedi anlamına gelen “Hırratün” kelimesinden türetilmiştir. Arapça’da bu yolla yapılmış isimler pek fazladır; Useyme Kuteybe Rüveydâ gibi isimler de bu yolla yapılmış isimler olabilirler. Söyleniş itibarıyla Sümeyye ismi de bu usulde yapılmış bir ismi andırmaktadır. “Sümeyye” kelimesinin kökeni eğer Arapça değilse mutlaka Türkçe olmalıdır. Çünkü nasıl ki dilimizde Arapça’dan geçmiş kelimeler haddinden fazla ise Arapça’da da Türkçe’den geçmiş kelimelerin bulunduğu muhtemeldir. Çünkü vakt-i zamanında Türkçe baskın kültür olarak Arapça üzerinde etkili idi ki; Kaşgarlı Mahmut “Divan-ı Lügat-it Türk” isimli eserini Araplara Türkçe öğretmek için kaleme almış bulunmaktadır. İşte bu ortamda diğer bir çok kelime gibi Sümeyye kelimesi de Türkçe’den Arapça’ya geçerek Arapçalaşmış (Arap ağzında farklı şekil almış) bir kelime olabilir.
Bizim yörede (Çankırı-Yapraklı) halk dilinde “Sümek” şeklinde telaffuz edilen bir kelime bulunmaktadır. Sümek; en kaliteli keçi tiftiğinden elde edilen ve iplik eğirmekte kullanılan bir tür yapağıdır. Tiftik öncelikle bir güzel yıkanır ve kirinden arındırılır. Kuruduktan sonra (hallacın pamuk atmasında olduğu gibi) elde kılları birbirinden ayrılacak seviyede tel tel parçalara ayrılır (ditmek tabir edilir). Sonra temizlenmiş ve tel tel didilmiş bu tiftik öreği (öreke) adı verilen ilkel aletin baş tarafına sarılır ve iğ yardımıyla kadınlar tarafından iplik olarak eğrilir. Bu ipliğin makbul olanı en ince ve beyaz olanıdır. Vermiş olduğumuz bu bilgilerden sonra Sümeyye ile Sümek Yamih Pamih ve Pamuk kelimeleri arasında bir ilişki kurulabilir mi bunu okuyucularımın ve konunun uzmanlarının iz’an ve idraklerine havale ediyorum. Ancak burada şunu Mükerreren ve gururla söyleyebilirim ki; İslam’ın ilk Şehidesi (kadın şehidi) öz be öz Türk kızıdır ve Ebû Cehil’in Arap ırkçılığı ile beslenen cehaletinin bir sonucu olarak şehid edilmiştir. Sümeyye Radıyallahu Anhuma’ya rahmet onun izinden giden Türk kadınlarına selam olsun.
Not: Alıntıdır
Alıntı ile Cevapla