Şu kitapların da okunması tavsiye edilmez:
1- Ehliyeti, liyakati, ilmi, icazeti olmayanların yazdıkları,
2- Heva ve re'y üzerine yazılmış tefsirler,
3- Hatalı tercümelerle dolu Kur'ân meâlleri,
4- Ehl-i sünnete aykırı inanç ve görüşler ihtiva edenler,
5- Mezhepsizlerin, zındıkların, yarı mühtedilerin, sahte müçtehidlerin, ajanların telifatı,
6- İslâmiyeti bir ideoloji gibi gösterenlerin eserleri,
7- Şeriatsız bir İslâm çıkarmak için kalem ve vicdanlarını ehl-i küfre ve nifaka kiralayan hâinlerin yazdıkları,
8- Sünnî itikad ve Şeriat hudutları içindeki tarikatları ve tasavvufu dışlayan ve böylece ehl-i İslâm'ın bir kanadını kırmak isteyenlerin kitapları.
Binaenaleyh, muhterem okuyucu! Rastgele din kitabı alma, okuma.Ehl-i sünnet prensiplerine uygun Şeriat sınırlarını gözeten, tavsiye edilmiş, güvenilir ve muteber islâmî eserleri oku.
Bir de şunu unutma:
Seni dünya ve ahirette kurtaracak, ebedî saadete kavuşturacak din bilgilerini, Kur'ân meallerinden, hadis tercümelerinden öğrenemezsiniz. Dinini ancak, ehl-i sünnet âlimlerinin yazdığı ilmihal, akaid(inanç) bilgisi, fıkıh, ahlak kitaplarını okuyarak öğrenebilirsin. Bu ilmihal ve temel din kitaplarındaki bilgiler zaten o âlimler tarafından Kur'ân ve Sünnet'ten çıkartılmıştır.
Binaenaleyh, muteber Kur'ân-ı Kerîm meallerini, tefsirlerini, Hadis-i Şerif tercemelerini teberrüken okumalıyız. Ahkâm çıkartmaya kesinlikle kalkışmamalıyız.
Arapça âlet ilimlerini ve diğer âlimleri hocadan usulüne göre okuyup öğrenip de icazet almamış câhiller, Türkçe meâl ve tefsirlerden, hadîs tercümelerinden din ahkâmı çıkartmaya yeltenmemelidir. Müslüman! İslâmî hiyerarşiye riayet etmeyen, dinde anarşiye yol açan reformcuların yayınlarını okuma.
Aziz okuyucu kardeşlerimiz!
İslâm dini tevhid, ihlâs, takvâ, güzel ahlâk, nefsin terbiyesi, Allah'a karşı samimiyet, yaratıklara karşı adalet gibi kurtarıcı prensipler üzerine kurulmuştur. Bunları öğrenelim ve tatbik edelim.
İmamGazali, Abdülkadir Geylâni, İmam Şarani, İmam Rabbani, İmam Birgivi ve benzerleri gibi büyük âlim ve mürşidlerin yazdıkları eserleri okuyalım ve iyi Müslümanlar olmaya çalışalım.
İhlâs olmazsa kurtuluş olmaz... Nefisler "emmâre" bataklığından çıkıp da "levvâme", "mülhime" ve öteki basamaklara tırmanmaya çabalamadıkça kurtuluş olmaz... Hayvanlar gibi tıka basa yiyip, leşler gibi uyuyup, lisanları ve şehvetleri doludizgin koşturdukça kurtuluş olmaz...Para, mal, şöhret, alkış ve mevki edinmek için din ve mukaddesat âlet, istismar ve istihdam edildikçe kurtuluş olmaz...
Şu devirde namaz, cemaat ve ümmet şuuru büyük ölçüde terk edilmiştir. Namaza ve cemaate ihanet korkunç bir suçtur.
Sünnetler terk edilmiş, bid'atler zehirli otlar gibi her tarafta boy atmıştır.
İçki, kumar, piyango, faiz haram alış verişler ve muameleler, fuhuş, zina, çıplaklık, ahlâksız neşriyat ve basın, fitneler kutusu televizyon iptilâsı memleketimizde hızla yayılmaktadır.
İrtidat yani dinden çıkış, kütlevî bir hâl almış büyük bir âlimin dediği gibi "Ebû Bekr'i olmayan bir isyan yangını" haline gelmiştir.
Bu tehlikeli şartlar içinde bütün şuurlu Müslümanların yüce Şeriatın zahir ve batın hükümlerine sıkıca sarılmaları lazımdır.
Hepimiz, bu dâvâya, ondan şahsımız için menfaatlenmemek, almamak, bil'akis canımızı, malımızı, servetimizi, sıhhatimizi, hatta hürriyetimizi bile vermek suretiyle hizmet etmek zorundayız.
Şu anda milyonlarca sosyolojik müslüman (yahut nüfus cüzdanı müslümanı) yetişmiştir. Bunların çoğu gençlerdir. Yüreklerinde imanın yer etmediği bu bedbahtlara acımak ve yardımcı olmak lazımdır. Onlara Allah'ı, Resûlünü ve İslâm'ı öğretmek, biz Müslümanların vazifesi değil midir?
Mehmet TALU
itibar haber