Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İslamda Nezaket Ölçüleri (1 Kullanıcı)

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
İslamda Nezaket Ölçüleri B)


• Konuşmalarda ve davranışlarda tabiî olmalı, yapmacıklıktan kaçınılmalı.

• Hanımlara sevgi sözcüğü içeren “hatun, sevgili karıcığım, sultanım, gözümün nuru, gönlümün süruru” gibi iltifatkâr hitaplar kullanılmalıdır.

• Apartman girişlerinde gürültülü ve yüksek sesle konuşulmamalı.

• Belirlenmiş gün ve saatin dışında balkonlardan sofra bezi, battaniye, halı gibi şeyler silkelenmemelidir. Bu durum görgüsüzlüğü de aşıp, özellikle alt kattakilere hakaret olmaktadır.

• Komşulara selam vermeden, kısa da olsa hal-hatır sormadan geçmemeli.

• İnsanlar, özellikle komşular küçümsenmemeli ve onların davetlerine icap edilmelidir.

• Toplum içine, misafir karşısına kollar sıvalı, şortlu, eşofmanlı, sakız çiğneyerek yani uygunsuz bir vaziyette çıkılmamalıdır.

• Eve getirilen armağan, memnuniyet izhar edilerek kabul edilmeli; bir çiçek demetiyse açılıp suya konulmalıdır.

• Muhatap, eğer yaşça ve ilim bakımından üstünse karşısında bacak bacak üstüne atılarak oturulmamalı veya başka uygunsuz şekillerde davranılmamalıdır.

• Katılmıyor olunsa bile, karşıdakinin fikrine saygı göstermek, onun sözünü kesmemek ve laf arasına laf katmadan onu dinlemek gerekir.

• Kişilerin karşısında (el ile ağız kapatılmadan) esnemek uygun değildir.

• Topluluk içinde başkalarını küçük düşürmeye çalışmak çok kaba bir davranıştır. Böyle davrananların çoğu da komplekslidir.

• Park veya yol kenarlarına yerleştirilmiş bankların üstüne çıkıp ayakları oturulan yere koyarak oturmak, görgüye ve terbiyeye sığmayan bir davranıştır.

• Sakatlara gerektiği zaman yardım etmelidir. Gözleri görmeyen yahut ortopedik özürlü bir kimsenin caddeyi geçmesine, arabaya binmesine veya elindekini taşımasına yardım edilmelidir.

• Bir hatadan veya fiziki bir kusurundan dolayı hiç kimse ile alay edilmemelidir.

• İlk kez görülen bir kimseye dikkatli ve sıkça bakılmamalıdır. Zira böyle yapmak onu rahatsız edebileceği için uygun değildir.

• İnsanlara, Yüce Allah’ın emanetleri gözüyle bakılıp, saygı gösterilmelidir.

• Kişilerin beğenilerine ve tercihlerine saygı gösterilmelidir.

• İnsanların doğal haklarına saygı gösterilmeli, insanlar arasında eşitlik, adalet, hürriyet ve nezaketin yayılmasına katkı sağlanmalıdır.

• Son söz olarak, insanımız “Sevginin her şeyi çözdüğü” fikrinde içselleşmelidir.

İnsan akıllı bir varlıktır. Bu temel özelliği insana, güzel bakma, güzel düşünme, güzel değerlendirmeler yapma ve güzel davranışlarda bulunma gerekliliği sunar. Kişi davranışlarının sonunda ya takdir edilir ya da kötülenir. Ama asıl olan, insanın iyi düşünmesi, iyiyi seçmesi, iyiyi yapması; kötüyü düşünmemesi, kötü ve kaba davranışlarda bulunmamasıdır. Onun iyiyi düşünüp gerçekleştirebilmesi için aşırılıklardan uzak orta (itidalli) davranış içinde bulunması gerekir. Bu husus, insanın mutlu olmasını sağlar.

Mutlu ve başarılı yaşamak başlı başına bir sanattır. Her sanatın belli kurallara bağlı bir üslubu vardır. Yaşamayı önemseyenler ve hayatın bir “sınav” olduğu bilincinde olanlar hiçbir eylemi ve tavrı gözardı edemez. İnsan sosyal bir varlıktır. Dinimiz de “medeni” bir dindir. Birlikte yaşama bilinci hayatı anlamlı hale getirdiği gibi aynı zamanda kolaylaştırır da. Birlikte yaşamanın birtakım kuralları vardır. Bu kurallar, bazı insanlara önemsiz gibi görünse de, aslında insanın “medeni olma”sıyla doğrudan ilgili olduğu için, oldukça önemlidir. Dinimiz düşüncede, konuşmada, giymede, işte ve davranışlarda bir takım edep ve güzellik ölçüleri sunmuştur. Edepli yaşamak, dinin temel hedeflerinden olduğundan zorunluluk arz eder.

Görgü kuralları, birlikte yaşamanın kuralları olup; ferdin söz, davranış, tavır gibi hallerini ifade eden, insanı medenileştiren ve güzelleştiren eylemlerin ortak adıdır. Bir atasözünde, “her şey incelikten, insan kabalıktan kırılır” denir.

İnsanların birbirine selam vermesi, hal-hatır sorması, özellikle çocuklara şefkatle, merhametle davranılması, büyüklere saygı gösterilmesi, güzellik ve inceliğin sembolü olan kadınlara ince ve nazik üslupla karşılık verilmesi gerekmektedir. Nişan, düğün, mevlit ve cenaze törenlerinde, hasta ziyaretlerinde, yolculuk ve misafirlikte görgü kuralları önemle sergilenme imkânı bulur.

Görgü kuralları insanın dünya görüşünü, nezaketini, hassasiyetini kısacası kişiliğini sergiler. Nazik, görgülü, başkalarını rahatsız etmeyen saygılı insanlar, hem dinimiz hem de olgun kişiler tarafından tasvip görüp toplumda her zaman ayrıcalıklı olmuşlardır.

Görgü, edep ve nezaket ölçülerinin tohumları ilk olarak ailede atılır ve yeşerir. Çocuğa temiz, düzenli ve prensipli olmanın alışkanlığı kazandırılmalıdır. Karşısındakilere nasıl davranması gerektiği, kardeşlerine nasıl davranması gerektiğinden başlanarak, öğretilmelidir. Misafirlikte nasıl davranması gerektiğinin temrinleri yaptırılmalıdır. Onun okuma alışkanlığı kazanmasına özen gösterilmeli, hatta kitabını, defterini nasıl koruyacağı, çalışma masasını nasıl düzenleyeceği, çantasını nasıl yerleştireceği öğretilmelidir. Yine çocuğa israf-haram ilişkisi bizzat yaşanarak ve güzel sözlerle öğretilmeli; düzenli ve dengeli yemek yemenin mubah; fakat fazla yemenin, açgözlülük göstermenin, başkasının elinde olana göz dikmenin uygun olmadığı; Müslüman birini, gıyabında onda olan bir ayıpla suçlayıp teşhir etmenin, dedikodusunu yapmanın gıybet olduğu, gıybetin de haram olduğu öğretilmelidir. Hz. Peygamber, “Din nasihattır.” buyurmaktadır. Böylece her anne ve baba hem kendileri hem de çocukları üzerinde, “iyiliğin yaygınlaşması, kötülüğün engellenmesi” için mücadele etmelidir. Kısacası, çocuklara iyi davranışlarında destek vermeli, onların kötü ve kaba davranışlarına engel olmaya çalışılmalıdır. “Müslüman eliyle ve diliyle diğer insanlara zarar vermeyendir” hadisini özümsemenin yolları onlara gösterilmelidir.

Müslüman giyim kuşamda, yemek yemede, misafirlikte, konuşmada, selamlaşmada, tanışmada, telefon kullanmada, yolda, toplu taşıma araçlarında, vedalaşmada kısacası yaşamın her alanında görgü kurallarına uymalıdır.

Giyim kuşam, kişilerin şahsiyetini belirleme açısından oldukça önemlidir. Bu sebeple “insan kıyafetine göre ağırlanır, liyakatine ve davranışlarına göre uğurlanır” denir. Helalinden alıp giymek, temiz, dinimizin ve toplumumuzun değerlerine uygun ölçüde giymek kısa ve transparen elbiseler giymemek, çok ciyak renkleri tercih etmemek, uyumlu giymek gerekmektedir.

Günümüzde bir görgü biçimi olarak yemek yeme başlı başına bir iştir. Damak zevkinden tutunda sofranın hazırlanmasına, oturuş biçimine, kaşık ve çatalın kullanılışına, bunların ağza götürülüşüne, ağza alınan lokmanın çiğnenmesine kadar her hareket bir kurala ve edebe bağlıdır. Yemek yemede öncelikli şart helal olmasıdır. Sonra yemeği ve yemek yenen ortamın temizliğine özen gösterilmesi gerekir. Yemekten önce ve sonra eller yıkanmalı, yemeğe başlanırken besmele çekilmelidir. Yemek yerken ağız şapırdatılmaz ve ağızda lokma varken konuşulmaz. Çorba ve yemek tabağının üzerine iyice eğilmek ayıptır. Zeytinin çekirdeği ağızdan elle değil çatalla alınır ve konması gereken yere çatalla bırakılır. Misafirden önce yemek bitirilmez ve sofradan kalkılmaz. Yemek sonrasında dua edilmelidir; yani Allah’a hamd edilerek kalkılmalıdır. Yemekten sonra ağız ve dişler temizlenmelidir.

Misafirliğe imkan ölçüsünde küçük bir hediye ile gidilir. Misafirlikte çocuklar anne ve babalarından daha az konuşur. Misafirlikte eşlerin birbiri ile tartışması doğru olmadığı gibi misafir gidilen evin düzenine uymak da zorunludur. Kadının kocasını başkalarının yanında küçük düşürmemesi, erkeğin de hanımını mahcup etmemesi gerekmektedir. Olur olmaz şeye gülmek, özellikle de hanımların iki de bir ağız dolusu kahkaha atması hoş bir davranış değildir. Misafirlikte ve davette yemek yerken açgözlü davranmamalı, sakin bir şekilde yemelidir. Yemeği acele bir şekilde yiyip içerek bitirmek görgüsüzlüktür. Misafirlikte herhangi bir rahatsızlık olmadığı müddetçe yemek beğenmemek ayıptır. İkram edilen şey yenir, yemek seçilmez, ev sahibi zor durumda bırakılmaz. Misafirlikte ikram edilenler için teşekkür edilmeli ve bunların lezzetli olduğu belirtilmelidir. Ertesi gün ev sahibine gösterilen ilgi ve yakınlık için (telefonla) teşekkür edilmesi de bir zarifliktir.

Karşılıklı konuşurken, insanların birbirine itibar ve saygı göstermesi gerekir. Karşımızdakinin anlayacağı dille konuşmak orta bir ses şiddeti ile konuşmak, hakaret etmemek, dil çıkarmamak, dudak bükmemek, hakaret etmemek ve sövmemek; içerik olarak da özlü, anlamlı ve faydalı şeyler söylemek konuşma adabındandır. Zira Sevgili Peygamberimiz “Ya hayır konuşun; ya da susun!” buyurmaktadır.

Selamlaşma medeni olmanın en belirgin göstergesidir. Birbiri ile karşılaşan kişiler, Allah’ın isimlerinden biri olan “Selâm”ı anarak ve O’nu tanık tutarak, kendisinden zarar gelmeyeceğini; Allah’tan onun için iyilik, esenlik, sağlık ve mutluluk dilediğini ifade etmek suretiyle selamlayıp birbirinin hal ve hatırını sorarlar. Karşısındaki de aynı temennilere katıldığını, selamı almak suretiyle belli eder. Dolayısıyla iki kişi arasında “önce selam sonra kelam” sözü gereğince iletişim kurulmuş olur. Bir büyüğünü ziyaret eden kimse önce selam verir; fakat büyüğüne “nasılsınız” diye sormaz. Hal hatır sormakta öncelik hakkı büyük olana aittir. Küçük kendisine yer gösterilmedikçe de bir yere oturmaz.

Birbiri ile ilk defa karşılaşan kimseler eğer onları tanıştıracak bir başkası yoksa her bir şahıs kendini adı ve soyadıyla birlikte tanıtır. Eğer gerekiyorsa, duruma göre, meslek ve özel işler gibi diğer bilgilere geçilir. Tanıştırmada, yaşı küçük olan büyük olana; meslekçe üst düzeyde olan, alt düzeyde olana; erkek kadına, sonradan gelen önce gelene tanıştırılır. Tanışmalarda bayan elini uzatmadıkça erkek uzatmamalıdır.

Telefon eden kişi, aradığı kişi kim olursa olsun önce kendini tanıtmalı sonra görüşmek istediği kişinin adını vermelidir. Yanlış numara çıktıysa kibarca özür dilenmelidir. Bir haberleşme aracı olan telefon bu özelliğine uygun olarak kullanılmalıdır. Umumi telefonlarda sıra bekleyen varsa maksat gözetilip, gereksiz yere konuşulmamalı, görüşme uzatılmamalıdır. Cep telefonlarının “sonradan görme” görüntüsüne fırsat verilmeden kullanılması medenilik göstergesidir. Cep telefonu misafirliğe gidildiğinde ya kapalı tutulmalı ya da sessize alınmalıdır. Açık bırakmak görgüsüzlüktür. Cami konferans, sinema, tiyatro, otobüs vb. yerlerde telefonların açık tutulması ve telefonla konuşma görgüsüzlüktür.

Merdivenlerden çıkarken önde erkek, arkada bayan yürümelidir. İnerken de durum gene aynıdır. Bayanın arkada yürümesinin sebebi bilinmeyen yerlere girilmiş olmasından dolayıdır. Kiminle, ne gibi bir görüntü ile karşılaşılacağı bilinmediği için erkek önden yürür. Merdivenlerden inerken de bayanın arkada olması, düşme durumunda erkeğin tutması ya da yardımcı olabilmesi içindir.

Toplu taşıma araçlarında yaşlıya, hamile ve çocuklu kadına mutlaka yer verilmelidir; “ben de para veriyorum” düşüncesiyle onları görmemezlikten gelmek doğru bir davranış değildir. Başkası için yer ayırmamalıdır. Araçlarda elin, kolun, dizin uygunluğuna titizlik gösterilmelidir. Toplu taşıma araçlarında saç taramak, makyaj tazelemek görgüsüzlüktür. Otomobil kullanırken gaza yüklenerek kalkış yapma, ani kalkış ve frenlerle çevrenin dikkatini çekme, yüksek sesli müzik çalma, öndeki sürücüyü sıkıştırma, yol önceliğine dikkat etmeme, gereksiz yere kornaya basma; diğer sürücüleri taciz etme, onlara laf atma veya el-kol hareketi çekme büyük nezaketsizlik, görgüsüzlük ve kabalıktır. Hz. Peygamberimizin şu güzel beyanı daima hatırda tutulmalıdır: “Müslüman, elinden ve dilinden başkalarının güvende olduğu kişidir”. Araba sürerken sakin, sabırlı ve anlayışlı olma hem kendimizin hem de dışımızdakilerin ruh ve beden sağlığı açısından oldukça önem arzetmektedir.

Yollara çöp atmak ve tükürmek de bir başka görgüsüzlüktür. Yolda karşılaşılan kişilere selam vermekle yetinmeyip, onların önünü kesip sohbet etmek birlikte yürünen kişiye ya da kişilere saygısızlıktır. Yolda bir kadınla bir erkek yürürken kadının sağ iç taraftan yürümesi bir görgü kuralıdır. Bir kapıdan geçilirken arkaya bakılması, geride kalana kapının tutulması gerekir. Kendisi için de kapı tutulanın da teşekkür etmesi bir görgü gereğidir.

Bir yerden ayrılan kimse “Allahaırsmaladık” ya da “hoşça kal” der. Kalan kimse de “güle güle” der. Şimdilerde yabancı dillerin etkisiyle, kalan da giden de “hoşça kal” veya “bye bye”demeye başladı ki bu doğru değildir.


Alıntıdır...
[/size][/color]
 

evindar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
1,413
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: İslamda Nezaket Ölçüleri

selamünaleyküm ~hafize annecim,

bütün müslüman kardeşlerimizin nezaket ölçüsünde ve görgü kuralları çerçevesinde yaşaması duası ile. ALLAH (C.C) sizden razı olur inşaALLAH.

selamünaleyküm
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
RE: İslamda Nezaket Ölçüleri

evindar yazdı:
selamünaleyküm ~hafize annecim,

bütün müslüman kardeşlerimizin nezaket ölçüsünde ve görgü kuralları çerçevesinde yaşaması duası ile. ALLAH (C.C) sizden razı olur inşaALLAH.

selamünaleyküm

Aleykümselam Evindar zaten bu gibi kurallara uyulsa dünya cennet olurdu herhalde ama maalesef saygı sevgi kalkmış durumda yaşatanlardan yaşayanlardan Rabbim razı olsun selametle :p
 

l@l

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Şub 2007
Mesajlar
656
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
RE: İslamda Nezaket Ölçüleri

B) B)B) S.A. emeğine sağlık keşke herkes uysa bu nezaket ölçülerine, ne güzel olurdu, bi bütünlük, beraberlik olurdu, ama maalesef vurdumduymazlar banane diyenler var.. biz elimizden geldiği kadar uymaya çalışalım inş. selametle...B)B)B)
 

l@l

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Şub 2007
Mesajlar
656
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
RE: İslamda Nezaket Ölçüleri

B) B)B) S.A. emeğine sağlık keşke herkes uysa bu nezaket ölçülerine, ne güzel olurdu, bi bütünlük, beraberlik olurdu, ama maalesef vurdumduymazlar banane diyenler var.. biz elimizden geldiği kadar uymaya çalışalım inş. selametle...B)B)B)
 

l@l

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Şub 2007
Mesajlar
656
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
RE: İslamda Nezaket Ölçüleri

B) B)B) S.A. emeğine sağlık keşke herkes uysa bu nezaket ölçülerine, ne güzel olurdu, bi bütünlük, beraberlik olurdu, ama maalesef vurdumduymazlar banane diyenler var.. biz elimizden geldiği kadar uymaya çalışalım inş. selametle...B)B)B)
 

l@l

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Şub 2007
Mesajlar
656
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
RE: İslamda Nezaket Ölçüleri

B) B)B) S.A. emeğine sağlık keşke herkes uysa bu nezaket ölçülerine, ne güzel olurdu, bi bütünlük, beraberlik olurdu, ama maalesef vurdumduymazlar banane diyenler var.. biz elimizden geldiği kadar uymaya çalışalım inş. selametle...B)B)B)
 

l@l

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Şub 2007
Mesajlar
656
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
RE: İslamda Nezaket Ölçüleri

B) B)B) S.A. emeğine sağlık keşke herkes uysa bu nezaket ölçülerine, ne güzel olurdu, bi bütünlük, beraberlik olurdu, ama maalesef vurdumduymazlar banane diyenler var.. biz elimizden geldiği kadar uymaya çalışalım inş. selametle...B)B)B)
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
RE: İslamda Nezaket Ölçüleri

l@l yazdı:
B) B)B) S.A. emeğine sağlık keşke herkes uysa bu nezaket ölçülerine, ne güzel olurdu, bi bütünlük, beraberlik olurdu, ama maalesef vurdumduymazlar banane diyenler var.. biz elimizden geldiği kadar uymaya çalışalım inş. selametle...B)B)B)

Aleykümselam biz uymayanları değil uyanları örnek alalım inş B)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt