Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

..Islamda Muaşeret (Güzel geçinme) âdâbı... (1 Kullanıcı)

GizliOzne

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Şub 2008
Mesajlar
395
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
Karanlığın Sustuğu Yerden
Islam dini, insanların muaşeretine (birbiriyle görüşüp konuşmalarına, toplum halinde medeniyet üzere yasamalarina) büyül bir önem vermiştir.
Müslümanların birbirileriyle geçinmelerinde samimiyet, tevazu, sadelik, zorlanmama, karsılıklı yardım, nezaket, saygi, sevgi ve hayırseverlik bir esastir.
Islâmda halk ile geçinmenin çeşitli yönleri ve dereceleri vardır. Bunların bir kısmı şunlardır:

1) Herkese karşı tatlı dilli, güler yüzlü, açık kalbli olmak: Bir müslüman daima güleryüzlü bulunur. Hiç bir kimseyi asık bir yüzle karşılamaz. Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur: “şüphe yokki, ALLAH yumuşak huylu, açik yüzlü kimseyi sever.”
2) Herkesle güzel şekilde görüşmek, insanlara eziyet vermekten kaçinmak: Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur: “Müslüman odur ki, dilinden ve elinden müslümanlara selamette bulunur.”

3) Insalarin eziyetlerine katlanmak, kötülüge karşi iyilik yapmak. Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur: “Siddiklarin (özü sözü dosdogru olanlarin) derecelerine geçmek istersen, senden ilgiyi kesene baglan, senden esirgeyene sen ver, sana zulmedenide bagişla.”

4) Darginliga hemen son vermek. Müslümanlar arasinda bir darginlik olursa hemen barişirlar, birbirilerinden üç günden ziyade ayri kalmazlar. Müslümanlarin gönüllerinde düşmanlik ve kin duygulari yaşanmaz. Efendimiz (s.a.v.) bir hadiste şöyle buyurmuştur: “üç günden ziyade kardeşine dargin kalmak bir müslümana helal olmaz.”

5) Dargınların arasını düzeltmeye çalışmak. Bir müslüman, iki din kardeşi arasında her nasılsa bir dargınlık oldugunu görünce aralarını bulmaya ve o küskünlügü gidermeye çalışır. Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur:
“Sadakanın en faziletlisi, dargınların aralarını bulup düzeltmektir.”


6) Insanların kusurlarını araştırmamak ve yaymamak, aksine örtmeye çalışmak. Müslümanlar kimsenin kusurlarını araştırmazlar. Kimsenin ayıbını ve kusurunu araştırıp ortaya çıkarmaya be göstermeye çalışmazlar. Buna aykırı hareket dinde yasaktır. Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur:
“Bir kul bir kulun kusurunu öterse, ALLAH Teala Hazretleri de onu kıyamette örter (günahlarını açıga vurmaz).”

7) Dostları arkalarından savunma: Bir müslüman gerektiginde dostlarını, din kardeşlerini arkalarından savunur. Onlar hakkındakı yanlış fikirleri düzeltmeye çalışır. Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur:
“Bir kul kardeşine yardımda bulundukça, kendisine de ALLAH daima yardım eder.”


8 ) Insanların kalblerini kötü zandan korumak için sakıncalı yerlerden uzak
durmak. Buna aykırı davranmak birçok kimselerin günaha girmesine sebeb olur, insanlar arasında dedi-koduya ve nefrete yol açar. Bir hadis-i şerifde şöyle buyurulmuştur:
“Töhmet yerlerden kaçınız...”

9) Degişik halk sınıfları ile makamlarına göre sohbet edip ilişki kurmak. Herkese kabiliyet ve durumuna göre hitab etmeli. Bir alimden, bir zahidden, bir zenginden beklenen vasıfları, bir cahilden, bir fasıkdan, bir fakirden beklememelidir.

10) Yaşlılara hürmet, çocuklara, düskünlere merhamet ve şefkat göstermek. Islamda büyüklere karşı saygı, küçüklere karşı sevgi bir esastır. Bu esas, aileler arasında bir kat daha önemlidir. Anaya-babaya pek ziyade hürmet etmek bunun bir örnegidir. Bunların adları ile çagırmak terbiyeye aykırıdır. Bir kadının kocasını adı ile çagırması da edebe aykırı oldugundan mekruhtur. Bir hadis-i şerifin anlamı şöyledir: “Bir genç bir yaşlıya sadece yasından dolayı hürmeti etti mi, ALLAH da ona mükafat olmak üzere, ihtiyarlıgı zamanında hürmet edecek bir kimseyi muhakkak yaratır.” Bu mübarek hadis, yaşlılara saygı gösteren gençlerin sevab kazanacaklarını ve çok yaşayacaklarını müjdelemektedir. Artık ihtiyarları bir yük kabul eden gençler, bunu biraz düşünmelidirler...
 

GizliOzne

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Şub 2008
Mesajlar
395
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
Karanlığın Sustuğu Yerden
11) Hayırsever olmak, yardım etmek ve arka çıkmak. Söyle ki: Müslümanlar herkes için hayır ister, herkese yardımda bulunmaktan haz duyar. Müslümanlarin din ölçüleri içinde birbirilerine yardim etmesi ve şefaatta bulunması, aralarındakı kardeşligin bir geregidir. Kendisi için hayırlı görüp istedigi bir şeyi, başkaları için de istemeyen kimse, Islam muaşeretinin temiz esaslarını gözetmemiş olur. Bir hadis-i şerifde buyurulmustur: “Sizden birniz kendi nefsi için sevip istedigi bir şeyi kardeşi (veya komsuşu) için de sevip istemedikçe, gerçek mü’min olamaz.”

12) Selam vermek. Söyle ki: Müslümanlar arasında selam vermek bir sünnettir, bir dostluk ve hayırseverlık alametidir. Selam almak da bir farzdir. Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur: “Siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmis olamazsınız. Size bir sey göstereyim mi ki, onu yaptıgınız zaman birbirinizi sevmiş olursunuz: Aranızda selamı yayınız.” Selam vermenin bazı edebleri vardir. Bunlardan bir kısmı: Bir toplulugun yanına girilirken konuşulmadan önce “Esselamu aleykum” diye selam verilir. Içinde insan olmayan bir yere girildigi zaman “Esselamu aleyna ve ala ibadillahissalihin” denilir. Gençler yaşlılara, süvaruker yayalara, yürüyenler oturanlara, arkadan gelenler önden gidenlere selam verirler. Bir topluma verilen selama: “Ve aleykümüsselam” diye içerinden birisi karşılık verirse, digerlerinden selam alma görevi düşmüş olur. Fakat o topluluk içinden hiç biri karşılık vermezse, hepsi de günahkar olur. Bir toplantıdan ayrılırkende selam vermek iyidir. Kendisine selam verilen kimse, daha güzel bir karşılıkta bulunarak şöyle der: “Ve aleykümüsselamu ve rahmetullahi ve berekatüh.” Bunu söylemek yerine göre pek güzeldir. Bir kimsenin selamını getirip tebligi edene “Aleyke ve aleyhisselam” diye karşılık verilir. Bir mektubla selam yazılmış olursa, ya dil ile veya yazı ile: “Ve aleykesselam” denilir. Selama karşılık veremeyecek durumda olanlara selam vermek mekruhtur. Onun için yemek yiyene Kur’an okuyana, hutbe dinleyene, namaz kılana selam verilmemelidir. Verilirse, cevablanması mutlaka gerekmez. Işledigi günahi açikca söylemekten çekinmeyen kimselere (fasıklara) selam vermek mekruhtur. Sonuç: selam verip almak, bir dostluk belirtisidir, sevgi alametidir. Fakat selam verirken aşagı dogru bükülmek mekruhtur. öyle ki, bazı alimlere göre, selam verirken rüku haline yakın egilmek secde etmek gibidir. Yaratıklara saygi için yapılacak bir secde ise imana aykırıdır.

13) Musafaha (el sıkışmak). Söyle ki: iki müslüman bir araya gelince birbirinin elini tutarlar. Selat-selam getirerek birbirinin hatırını sorarlar. Bu da sevgi ve dostluk nişanıdır. Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur: “Birbirine rasgelen iki müslüman musafahada bulundu mu, onlar daha birbirinden ayrılmadan bagışlanırlar.”

14) Tesmitte bulunmak (aksırana hayır ve bereket istemek). Söyle ki: Bir müslüman aksırınca: “Elhamdülillah” der. Yanındaki müslüman kardeşi de: “Yerhamükallah= ALLAH sana rahmet etsin” diye dua eder. Aksıran kisi de: “Yehdina ve yehdikümullah=ALLAH, bizleri de sizleri de hidayet üzere bulundursun” diyerek karşılık verir.

15) Toplantılarda temiz bulunmak ve edebe uygun davranmak. Müslümanlar, toplantılarda yıkanmış olarak temiz bir halde bulunurlar. Içleri ve dışları temiz olur. Toplantılarda ilim sahipleri ve yaşlılar baş tarafa geçirilir. Müslümanlar toplantılarda kendiliklerinden baş tarafa geçip oturmazlar. Kendilerine saygı için kalkarak yer vermek isteyenlerin hemen yerine oturmazlar. Iki kişinin arasına rızaları olmadıkça girip oturmazlar. Bir toplantıda üç müslümandan ikisi başbaşa verip gizlice konuşmazlar. Böylece üçüncü kimsenin üzülmesine ve yanlış fikre kapılmasına meydan vermezler. Müslümanlar bulundukları bir toplantıdan, arkadaşlarından izin alarak ayrılırlar. Geçici olarak toplantıdan ayrılanların yerine de hemen oturmazlar.

16) Dostları ziyaret. Müslümanlar uygun zamanlarda gidip din kardeşlerini, büyüklerini ve yakınlarını ziyaret ederler. Bu ziyaret de, bir sevgi ve baglılık nişanıdır. Ancak bu ziyaret, usandırıcı ve pek sık olmamalıdır. Ziyarete gelen misafirlere mümkün oldugu kadar ikram edilmesi gerekir. Bir hadisi şerifde buyurulmustur: “Sizi ziyarete gelenlere ikram ediniz.”
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt