Resul Aydın
Kayıtlı Kullanıcı
İSLAM'DA EĞİTİM ANLAYIŞI
A-İslam'da Eğitimin Hareket Noktası Felsefi sistemlerin anlayışlarında temel bazı ayrılıklar görülmektedir. Bu ayrılıkların en keskin nedeni, insan aklının bir eğitim görüşü kurmakta yetersiz kalışı, hatta dünyaya ve onun zübdesi olan insana belli bir açıdan bakıp bağımsız bir düşünceyle inceleyememiş olmasıdır. İnsanı insanla eğitiyoruz ama, insanı yine insanın fikirleri doğrultusunda eğitmek çok zor ve tehlikelidir. Batıda bu eğitim görüşlerinin doğması normaldir. Zira Hıristiyan ve Yahudiliğin esasta bir eğitim görüşü yoktur. Orada dinin dolduramadığı bu sahayı insanların fikirleri dolduracaktı. Neticede bu böyle oldu.
Bazı eğitim görüşleri merkeze çocuğu, bazısı öğretmeni, bazısı da geçmişi almıştır. Manevi değerlere kulak asmayanları da vardır. Hangi açıdan ele alırlarsa alsınlar, eksiktirler. Yine onlar, düşündükleri fikirleri insana elbise gibi giydirdikleri takdirde onu eğiteceklerini sandılar. Yani, eğitmek demek başkasının düşündüğü tarzda insanı ele almak demektir. İnsanı, kendi psikolojik yapısına göre değil, başkasının istediği tarzda eğitmek istediler. Kendi metodlarımızla insan psikolojisini incelediğimizde onu bazı şartlar altında gözleyebiliyoruz. Bu metodla hiçbir etki altında kalmadan, insan şahsiyetindeki temel taşları tesbit etmemiz imkansızdır.
En iyi tetkik veya gözlem, insan şahsiyeti fıtrat halinde iken onun özelliklerini tesbit etmektir. Çeşitli olay ve tutumlara karşı tavırlarıyla onun gerçek bilgisine ulaşamayız. Onu bizim elimizde değil, Allah'ın iradesinde tanımalıyız. İnsan psikolojisini coğrafi, sosyal ve iktisadi şartlar altında inceleme yerine, ilahi fıtrat düzeyinde incelememiz gerekir. En üst eğitici ("Rab" eğitici manasına gelir.) Allah olduğuna göre, insan psikolojisini de en iyi bilen O'dur. İnsan şahsiyetindeki temel özellikleri en iyi bilen O'dur. İnsanı neyin nasıl motive ettiğini en iyi bilen onu yaratandır. "Andolsun Biz insanı yarattık ve nefsinin ona ne vermek istediğini de biliriz, biz ona şah damarından daha yakınız."(Kaf,50/16) İnsanın eğitilebilmesi için nefsindeki özelliklerin anlaşılması zaruridir. Madem ki; eğitim, insan üzerinde bir tasarruftur. Öyleyse bu tasarruf, bilmeden yapılmaz. İnsan, insan elinde bir oyuncak olmaktan çıkması için onu iyi tanımalıyız.
Onun şahsiyetindeki ilahi unsurları zedelemeden, birini diğerine kurban etmeden eğitebilmemiz için onu iyi bilmeliyiz. Görülüyor ki İslam, eğitimi insan fıtratı (tabiatı) üzerine bina etmektedir. Eğitim ilkelerini o fıtratın niteliğine göre koymaktadır: "Bir insanın iyisini kötüsünü bırakıp, onun şahsiyetinin aslına nüfuz etmek lazımdır ki, bakalım o kimsenin nasıl bir cevher ve özü vardır, anlaşılsın. İşte görmek ve bilmek böyle olur." ( Mevlânâ - fihi mafih) İnsanın insana vereceği özelliklerin iğreti olduğunu, bu vasıfların aslî vasıflar olmadığını ileri süren Mevlânâ: "Birini iyice görmek ve her insanda iğreti olarak bulunan iyi ve kötü sıfatlardan geçerek özüne varmak ve iyiden iyiye görmek lazımdır.
İnsanların birbirine verdikleri bu vasıflar onların alî vasıfları değildir." 1. İslam Eğitiminin Tarifi: İslamî eğitim, insan hayatında takip edeceği yolu, nazari olarak çizip hayata uygulamak, nasıl hareket edeceğini göstermektir. Bu manada ''Rab'' yaratanın, yaratığına doğru yolu göstermesi (irşad, ihda) demektir: ''Firavun şöyle dedi: O halde sizin Rabbiniz kimdir; Ey Musa? Musa: Bizim Rabbimiz, herşeye suret ve şeklini veren, sonra da yolu gösterendir, dedi'' (Tâhâ 20/49-50). Eğitimi, peygamber düzeyinde ele aldığımızda da, ''tebliğ'' etmek manasına gelir.
Böylece öğretim de eğitim içine girmektedir. Tebliğ, hem eğitimi hem de öğretimi içine alır. Mâverdî, eğitimi ele alınca insanın aklıyla şahsiyetini düşünmektedir. "Eğitim bir direktir. Allah onunla akılları kuvvetlendirir. Bir süstür, nesebi kaybolmuş olanları Allah onunla süsler." Bir taraftan insanın istidat ve kabiliyetlerini kuvvetlendiren, bir yönden de insanın pespayeliklerini örten bir süs olur. 2.İslam Eğitiminin Hareket Noktası: Genel olarak İslam insanın doğuştan iyi olduğunu kabul eder. Bozulma sonradandır.
"Biz, gerçekten insanı en güzel biçimde yarattık." (Tîn - 95/4) Aslı güzel olan, insanı hayrete düşüren bir biyolojik yapı ve bu yapının içinde esrarengiz bir manevi ilme sahip insanın eğitime müsait olması, fıtratının gereğidir. Hristiyanların belirttiği gibi, insan doğuştan günahkar değildir. Bozulma insanda fıtri değil, arızidir. "Sonra onu aşağıların aşağısına çevirdik." (Tîn - 95/5) insan iyidir ki eğitilmeye müsaittir. Bu eğitimin gerçekleşmesi, için dinler gelmiştir. Eğer insan eğitilmeye müsait olmasaydı, peygamberler gibi eğiticilere ihtiyaç kalmayacaktı. İnsan yaratılışı gereği fiillerini, huylarını iyileştirmek, doğru olanı yanlış olandan ayırt etmek veya bunları bozmak, yeteneği ve kabiliyeti üzerine yaratılmıştır.
ALINTIDIR
ALLAH"A EMANET OLUNUZ
A-İslam'da Eğitimin Hareket Noktası Felsefi sistemlerin anlayışlarında temel bazı ayrılıklar görülmektedir. Bu ayrılıkların en keskin nedeni, insan aklının bir eğitim görüşü kurmakta yetersiz kalışı, hatta dünyaya ve onun zübdesi olan insana belli bir açıdan bakıp bağımsız bir düşünceyle inceleyememiş olmasıdır. İnsanı insanla eğitiyoruz ama, insanı yine insanın fikirleri doğrultusunda eğitmek çok zor ve tehlikelidir. Batıda bu eğitim görüşlerinin doğması normaldir. Zira Hıristiyan ve Yahudiliğin esasta bir eğitim görüşü yoktur. Orada dinin dolduramadığı bu sahayı insanların fikirleri dolduracaktı. Neticede bu böyle oldu.
Bazı eğitim görüşleri merkeze çocuğu, bazısı öğretmeni, bazısı da geçmişi almıştır. Manevi değerlere kulak asmayanları da vardır. Hangi açıdan ele alırlarsa alsınlar, eksiktirler. Yine onlar, düşündükleri fikirleri insana elbise gibi giydirdikleri takdirde onu eğiteceklerini sandılar. Yani, eğitmek demek başkasının düşündüğü tarzda insanı ele almak demektir. İnsanı, kendi psikolojik yapısına göre değil, başkasının istediği tarzda eğitmek istediler. Kendi metodlarımızla insan psikolojisini incelediğimizde onu bazı şartlar altında gözleyebiliyoruz. Bu metodla hiçbir etki altında kalmadan, insan şahsiyetindeki temel taşları tesbit etmemiz imkansızdır.
En iyi tetkik veya gözlem, insan şahsiyeti fıtrat halinde iken onun özelliklerini tesbit etmektir. Çeşitli olay ve tutumlara karşı tavırlarıyla onun gerçek bilgisine ulaşamayız. Onu bizim elimizde değil, Allah'ın iradesinde tanımalıyız. İnsan psikolojisini coğrafi, sosyal ve iktisadi şartlar altında inceleme yerine, ilahi fıtrat düzeyinde incelememiz gerekir. En üst eğitici ("Rab" eğitici manasına gelir.) Allah olduğuna göre, insan psikolojisini de en iyi bilen O'dur. İnsan şahsiyetindeki temel özellikleri en iyi bilen O'dur. İnsanı neyin nasıl motive ettiğini en iyi bilen onu yaratandır. "Andolsun Biz insanı yarattık ve nefsinin ona ne vermek istediğini de biliriz, biz ona şah damarından daha yakınız."(Kaf,50/16) İnsanın eğitilebilmesi için nefsindeki özelliklerin anlaşılması zaruridir. Madem ki; eğitim, insan üzerinde bir tasarruftur. Öyleyse bu tasarruf, bilmeden yapılmaz. İnsan, insan elinde bir oyuncak olmaktan çıkması için onu iyi tanımalıyız.
Onun şahsiyetindeki ilahi unsurları zedelemeden, birini diğerine kurban etmeden eğitebilmemiz için onu iyi bilmeliyiz. Görülüyor ki İslam, eğitimi insan fıtratı (tabiatı) üzerine bina etmektedir. Eğitim ilkelerini o fıtratın niteliğine göre koymaktadır: "Bir insanın iyisini kötüsünü bırakıp, onun şahsiyetinin aslına nüfuz etmek lazımdır ki, bakalım o kimsenin nasıl bir cevher ve özü vardır, anlaşılsın. İşte görmek ve bilmek böyle olur." ( Mevlânâ - fihi mafih) İnsanın insana vereceği özelliklerin iğreti olduğunu, bu vasıfların aslî vasıflar olmadığını ileri süren Mevlânâ: "Birini iyice görmek ve her insanda iğreti olarak bulunan iyi ve kötü sıfatlardan geçerek özüne varmak ve iyiden iyiye görmek lazımdır.
İnsanların birbirine verdikleri bu vasıflar onların alî vasıfları değildir." 1. İslam Eğitiminin Tarifi: İslamî eğitim, insan hayatında takip edeceği yolu, nazari olarak çizip hayata uygulamak, nasıl hareket edeceğini göstermektir. Bu manada ''Rab'' yaratanın, yaratığına doğru yolu göstermesi (irşad, ihda) demektir: ''Firavun şöyle dedi: O halde sizin Rabbiniz kimdir; Ey Musa? Musa: Bizim Rabbimiz, herşeye suret ve şeklini veren, sonra da yolu gösterendir, dedi'' (Tâhâ 20/49-50). Eğitimi, peygamber düzeyinde ele aldığımızda da, ''tebliğ'' etmek manasına gelir.
Böylece öğretim de eğitim içine girmektedir. Tebliğ, hem eğitimi hem de öğretimi içine alır. Mâverdî, eğitimi ele alınca insanın aklıyla şahsiyetini düşünmektedir. "Eğitim bir direktir. Allah onunla akılları kuvvetlendirir. Bir süstür, nesebi kaybolmuş olanları Allah onunla süsler." Bir taraftan insanın istidat ve kabiliyetlerini kuvvetlendiren, bir yönden de insanın pespayeliklerini örten bir süs olur. 2.İslam Eğitiminin Hareket Noktası: Genel olarak İslam insanın doğuştan iyi olduğunu kabul eder. Bozulma sonradandır.
"Biz, gerçekten insanı en güzel biçimde yarattık." (Tîn - 95/4) Aslı güzel olan, insanı hayrete düşüren bir biyolojik yapı ve bu yapının içinde esrarengiz bir manevi ilme sahip insanın eğitime müsait olması, fıtratının gereğidir. Hristiyanların belirttiği gibi, insan doğuştan günahkar değildir. Bozulma insanda fıtri değil, arızidir. "Sonra onu aşağıların aşağısına çevirdik." (Tîn - 95/5) insan iyidir ki eğitilmeye müsaittir. Bu eğitimin gerçekleşmesi, için dinler gelmiştir. Eğer insan eğitilmeye müsait olmasaydı, peygamberler gibi eğiticilere ihtiyaç kalmayacaktı. İnsan yaratılışı gereği fiillerini, huylarını iyileştirmek, doğru olanı yanlış olandan ayırt etmek veya bunları bozmak, yeteneği ve kabiliyeti üzerine yaratılmıştır.
ALINTIDIR
ALLAH"A EMANET OLUNUZ