Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

.....islam'da Eğitim.... (1 Kullanıcı)

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
İSLAM'DA EĞİTİM ANLAYIŞI
A-İslam'da Eğitimin Hareket Noktası Felsefi sistemlerin anlayışlarında temel bazı ayrılıklar görülmektedir. Bu ayrılıkların en keskin nedeni, insan aklının bir eğitim görüşü kurmakta yetersiz kalışı, hatta dünyaya ve onun zübdesi olan insana belli bir açıdan bakıp bağımsız bir düşünceyle inceleyememiş olmasıdır. İnsanı insanla eğitiyoruz ama, insanı yine insanın fikirleri doğrultusunda eğitmek çok zor ve tehlikelidir. Batıda bu eğitim görüşlerinin doğması normaldir. Zira Hıristiyan ve Yahudiliğin esasta bir eğitim görüşü yoktur. Orada dinin dolduramadığı bu sahayı insanların fikirleri dolduracaktı. Neticede bu böyle oldu.

Bazı eğitim görüşleri merkeze çocuğu, bazısı öğretmeni, bazısı da geçmişi almıştır. Manevi değerlere kulak asmayanları da vardır. Hangi açıdan ele alırlarsa alsınlar, eksiktirler. Yine onlar, düşündükleri fikirleri insana elbise gibi giydirdikleri takdirde onu eğiteceklerini sandılar. Yani, eğitmek demek başkasının düşündüğü tarzda insanı ele almak demektir. İnsanı, kendi psikolojik yapısına göre değil, başkasının istediği tarzda eğitmek istediler. Kendi metodlarımızla insan psikolojisini incelediğimizde onu bazı şartlar altında gözleyebiliyoruz. Bu metodla hiçbir etki altında kalmadan, insan şahsiyetindeki temel taşları tesbit etmemiz imkansızdır.

En iyi tetkik veya gözlem, insan şahsiyeti fıtrat halinde iken onun özelliklerini tesbit etmektir. Çeşitli olay ve tutumlara karşı tavırlarıyla onun gerçek bilgisine ulaşamayız. Onu bizim elimizde değil, Allah'ın iradesinde tanımalıyız. İnsan psikolojisini coğrafi, sosyal ve iktisadi şartlar altında inceleme yerine, ilahi fıtrat düzeyinde incelememiz gerekir. En üst eğitici ("Rab" eğitici manasına gelir.) Allah olduğuna göre, insan psikolojisini de en iyi bilen O'dur. İnsan şahsiyetindeki temel özellikleri en iyi bilen O'dur. İnsanı neyin nasıl motive ettiğini en iyi bilen onu yaratandır. "Andolsun Biz insanı yarattık ve nefsinin ona ne vermek istediğini de biliriz, biz ona şah damarından daha yakınız."(Kaf,50/16) İnsanın eğitilebilmesi için nefsindeki özelliklerin anlaşılması zaruridir. Madem ki; eğitim, insan üzerinde bir tasarruftur. Öyleyse bu tasarruf, bilmeden yapılmaz. İnsan, insan elinde bir oyuncak olmaktan çıkması için onu iyi tanımalıyız.

Onun şahsiyetindeki ilahi unsurları zedelemeden, birini diğerine kurban etmeden eğitebilmemiz için onu iyi bilmeliyiz. Görülüyor ki İslam, eğitimi insan fıtratı (tabiatı) üzerine bina etmektedir. Eğitim ilkelerini o fıtratın niteliğine göre koymaktadır: "Bir insanın iyisini kötüsünü bırakıp, onun şahsiyetinin aslına nüfuz etmek lazımdır ki, bakalım o kimsenin nasıl bir cevher ve özü vardır, anlaşılsın. İşte görmek ve bilmek böyle olur." ( Mevlânâ - fihi mafih) İnsanın insana vereceği özelliklerin iğreti olduğunu, bu vasıfların aslî vasıflar olmadığını ileri süren Mevlânâ: "Birini iyice görmek ve her insanda iğreti olarak bulunan iyi ve kötü sıfatlardan geçerek özüne varmak ve iyiden iyiye görmek lazımdır.

İnsanların birbirine verdikleri bu vasıflar onların alî vasıfları değildir." 1. İslam Eğitiminin Tarifi: İslamî eğitim, insan hayatında takip edeceği yolu, nazari olarak çizip hayata uygulamak, nasıl hareket edeceğini göstermektir. Bu manada ''Rab'' yaratanın, yaratığına doğru yolu göstermesi (irşad, ihda) demektir: ''Firavun şöyle dedi: O halde sizin Rabbiniz kimdir; Ey Musa? Musa: Bizim Rabbimiz, herşeye suret ve şeklini veren, sonra da yolu gösterendir, dedi'' (Tâhâ 20/49-50). Eğitimi, peygamber düzeyinde ele aldığımızda da, ''tebliğ'' etmek manasına gelir.

Böylece öğretim de eğitim içine girmektedir. Tebliğ, hem eğitimi hem de öğretimi içine alır. Mâverdî, eğitimi ele alınca insanın aklıyla şahsiyetini düşünmektedir. "Eğitim bir direktir. Allah onunla akılları kuvvetlendirir. Bir süstür, nesebi kaybolmuş olanları Allah onunla süsler." Bir taraftan insanın istidat ve kabiliyetlerini kuvvetlendiren, bir yönden de insanın pespayeliklerini örten bir süs olur. 2.İslam Eğitiminin Hareket Noktası: Genel olarak İslam insanın doğuştan iyi olduğunu kabul eder. Bozulma sonradandır.

"Biz, gerçekten insanı en güzel biçimde yarattık." (Tîn - 95/4) Aslı güzel olan, insanı hayrete düşüren bir biyolojik yapı ve bu yapının içinde esrarengiz bir manevi ilme sahip insanın eğitime müsait olması, fıtratının gereğidir. Hristiyanların belirttiği gibi, insan doğuştan günahkar değildir. Bozulma insanda fıtri değil, arızidir. "Sonra onu aşağıların aşağısına çevirdik." (Tîn - 95/5) insan iyidir ki eğitilmeye müsaittir. Bu eğitimin gerçekleşmesi, için dinler gelmiştir. Eğer insan eğitilmeye müsait olmasaydı, peygamberler gibi eğiticilere ihtiyaç kalmayacaktı. İnsan yaratılışı gereği fiillerini, huylarını iyileştirmek, doğru olanı yanlış olandan ayırt etmek veya bunları bozmak, yeteneği ve kabiliyeti üzerine yaratılmıştır.


ALINTIDIR



ALLAH"A EMANET OLUNUZ
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Selamün Aleyküm değerli Resul abim,
Önemli ve aydınlatıcı bilgilerle dolu bu faydalı paylaşımınız için Rabbimiz c.c razı ve memnun olsun sizden..İslam'da eğitimin önemine, gereğine, insan fıtratının eğitime meyyalliğine, eğitimin hayatımızdaki yerine dair güzel bir makale okumuş oldum vesilenizle..Paylaşımınız için çok teşekkür ederim..Rabbimiz c.c tesirli kılsın, ilk emir ''oku''nun muhatapları olan bizleri, bu güzel yazıdan nasipdar eylesin inşallah..En Emin'e emanet olun..Selam ve baki dualar ile.
 

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
Selamün Aleyküm değerli Resul abim,


Önemli ve aydınlatıcı bilgilerle dolu bu faydalı paylaşımınız için Rabbimiz c.c razı ve memnun olsun sizden..İslam'da eğitimin önemine, gereğine, insan fıtratının eğitime meyyalliğine, eğitimin hayatımızdaki yerine dair güzel bir makale okumuş oldum vesilenizle..Paylaşımınız için çok teşekkür ederim..Rabbimiz c.c tesirli kılsın, ilk emir ''oku''nun muhatapları olan bizleri, bu güzel yazıdan nasipdar eylesin inşallah..En Emin'e emanet olun..Selam ve baki dualar ile.





ALEYKÜM SELAM ALİYE KARDEŞİM
DUALARINA YÜREKTEN AMİN DİYORIM
ALLAH RAZI OLSUN
ALLAH"A EMANET OLUNUZ
SELAM VE DUA İLE.
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Gençlik bir kez yaşanır; özgürce yaşa” sloganı da diğer birçok slogan gibi her akşam beynimize kazılıyor.
Aslında gençliğin bir kez yaşandığı da, tutsak olarak değil özgürce yaşanması gerektiği de doğru.
Yanlış olan, her iki kavramın da yaşadığımız “modern” zamanlar nedeniyle içinin boşaltılmış olması.
Evet gençlik bir kere yaşanır ancak boş yere yaşanmaz.G
ençlik, toplumun telkinleri yönünde “delidir ne yapsa yeridir” mantığıyla deli dolu, sorumsuzca geçirilecek, asabi ve her an patlamaya hazır bir ruh hali ile yaşanacak bir dönem değil, Allah’ın insana lütfu olan en güzel çağdır.
Özgürlük ise toplumun var ettiği onlarca puta tutsaklıktan sıyrılarak yalnızca Allah’a kulluk etmektir.Ancak insanlık son yıllarda inkara teslim oldu ve şeytanî/deccalî sistem, gençliğe çağdaşlık ve özgürlük söylemleriyle böyle bir dünya sundu. Bu belâyı kaldıracak olan ise inançtır.
Bir araştırma sonucunun Associated Press’te yer alan ifadesiyle; “Birçok çocuk için inanç mutluluğun anahtarıdır.”Önyargısız batılı psikologlar tarafından da dile getirildiği gibi , “doğal dinsel işlev, dini eğilim ve duygu, dini inanç tohumları, insiyaki temayül, dini potansiyel” adını verdikleri kavramlar, İslam inancındaki fıtrat prensibiyle açıklanabilir.
Din, insanın ruhsal yapısına uygundur.Yazılı ve görsel medya ise bilinçli bir sistemle sorumsuzca yaşamaya gençleri özendiriyor. Toplumda cahil olan kesimler, medyanın örnek gösterdiği marjinal kişileri kendilerine örnek alıp, giyimlerini, yaşam felsefelerini, konuşma tarzlarını taklit ediyorlar.
Birçok genç, -hatta birçok anne baba- aklını kullanamıyor ve gerçeği göremiyor. Gençliği nereye sürüklediğinin farkında değilmiş gibi aynı medya, bir başka gün “gençlik nereye gidiyor?” şeklinde başlık atıyor, kendince gençlerin sorunlarına eğiliyor.Gençlik çağı, açık zihinle derin düşünülebilecek çok değerli bir yaşam dilimi. Gençler çevrelerine dinsizliğin getirdiği önyargılarla bakmadıklarında, yaşamlarının amacını fark edebilir, ailelerine ve topluma yararlı, güzel ahlâklı insanlar olabilirler.
İçinde yaşadığımız döneme en büyük katkıyı sağlayacak olanlar, özellikle, imanı kalbine yerleştirmiş olan “dindar”gençler.
İçinde Allah sevgisi ve korkusu taşıyan, Allah’a karşı sorumluluğunu kavrayan, milli ve manevi değerlere saygılı ve bunun için çaba gösteren genç, dünyanın en büyük gücü haline gelir. Allah’a dayanan bu gücün önünde ise kimse duramaz.
Dindar Olmak Güzel Ahlaklı Olmaktır
“Sizin imanca en güzeliniz, ahlâkça en güzel olanınızdır” buyurur Peygamberimiz (sav). Her binanın bir temeli vardır. İslam’ın temeli de güzel ahlâktır. Güzel ahlak güler yüzlü olmak, cömertlik, kimseyi üzmemek, eziyet vermemek, kimseyle çekişmemek ve kimseyi çekiştirmemektir.
Sevgi ve paylaşmak en yakınınızdan başlar.
Sonra yayılarak devam eder. Kin, cimrilik, nefret kimsenin hoşlanacağı davranışlar değildir. Güzel ahlak genişlikte ve darlıkta insanlara karşı şefkatli olmak, iyi davranmaktır. Yapılan iyiliklerden karşılık beklememektir. Yaratanı düşünerek, yaratılanları hoş görmektir.Güzel ahlâk, güven vermektir. Kızınca, öfkesini yenerek yumuşak davranmaktır.

Zulmedeni affetmek, gelmeyene gitmek, kötülük edene iyilik etmektir.Güzel ahlak, aile bireyleriyle iyi geçinmek, onlara karşı sevgi, şefkat ve merhamet hissetmektir. Kuşkusuz güzel ahlâk, güneşin buzu erittiği gibi günahları eritir.Güzel ahlak, aleyhine de olsa mutlaka doğru konuşmaktır, adil olmaktır. Yükselen bütün insanlar ancak güzel ahlâkları sayesinde yükselmişlerdir.
Hayatı Lezzetli Kılan İnançtır Allah’ı ve kullarını saran muhteşem sıfatlarını takdir edememek, ümidi, neşeyi ve iyimserliği yok eder.
İmanın getirdiği güzellikleri görememek, Allah’ın çok esirgeyen ve çok bağışlayan olduğunu bilememek, adeta ahiretten önce azabı yaşamak gibidir.
Bediüzzaman, hayatı lezzetli kılanın iman olduğunu şöyle ifade eder: “Ey zevk ve lezzete mübtelâ insan! Ben yetmiş beş yaşımda, binler tecrübelerle ve hüccetlerle ve hâdiselerle aynelyakîn bildim ki, hakiki zevk ve elemsiz lezzet ve kedersiz sevinç ve hayattaki saadet yalnız imândadır ve imân hakikatleri dairesinde bulunur. Yoksa, dünyevî bir lezzette çok elemler var.
Bir üzüm tanesini yedirir, on tokat vurur gibi, hayatın lezzetini kaçırır…”
İslamiyet pırıl pırıl aydınlık bir dindir. Kur’an ışıl ışıl aydınlıktır; karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Ve bize sevgiyi, şefkati, özveriyi, merhameti, dostluğu öğretir.
İnsanları sevmemizi, bitkileri, hayvanları, Allah’ın bütün yarattıklarına aşkla sevgi duymamızı ister.Samimi, mütevazı, ince düşünceli, şefkat ve merhametli, güzel sözlü, hoşgörülü ve nezaketli olmak İslam âdabıdır; müminlerin Kuran’da övülen önemli özelliklerindendir.
Kaynağında insana saygı, hürmet ve değer verme vardır.

Tüm bu nedenlerle vicdan sahibi dindar bir nesil için, çocuk ve gençlere Allah’ın beğendiği güzel ahlak tanıtılmalı.
Kur’an’da bildirilen eğitim anlayışının kapsamı oldukça geniştir.
Gençler bilimsel konularda kendilerini geliştirmeli.

Çünkü bilim, evreni ve içindeki varlıkları incelemenin ve Allah’ın sanatındaki kusursuzluğu, yaratışındaki üstünlüğü delilleriyle açıklamanın yoludur.
Allah, yarattığı her varlıkta sonsuz ilminin, aklının, gücünün kanıtlarını insanlara gösterir.
Yarattığı varlıklar üzerinde derin düşünmeye çağrıda bulunur. Vicdanını dinleyen insan için Allah’ın varlığı çok açıktır.
Ancak birçok genç aldığı telkinler nedeniyle bu konuda kuşku içinde.
Önyargılarını kırmak için onlara, varlıklardaki mucizevi detayları anlatmalı, Allah’ın varlığına dair kanıtlar göstermeli. İman hakikatleri, insanın, Allah’ın kudretini takdir etmesine vesile olur.
Böylece genç, Allah’a karşı sevgi ve yakınlık hisseder ve bu sevgiyi yitirmekten içi titreyerek korkar.Gençler okuyan, araştıran, derin düşünen, akıl sahibi, vicdanlı ve dürüst insanlara özendirilmeli. Genç zihinler boş konular yerine hem kendilerine hem de çevrelerine ve topluma yarar sağlayacak konularla meşgul olmalı.
Böylece gençler doğruları araştıran ve bulabilen kişiler olurlar.
Beyinleri berraklaştıran, insanları izledikleri karelere daha duyarlı hale getiren ise yalnızca inançtır.
Güzel ahlakı ve bu erdemli özellikleri kişiliğinde taşıyan gençten korku duyarak, dindar gençlik yetiştirme düşüncesini dayatma olarak görmenin akla ve mantığa uygun bir yanı olmadığı açıktır…
Fuat Türker
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt