Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İslamda Çocuk Yetiştirmek (1 Kullanıcı)

kanki1

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Haz 2008
Mesajlar
3
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
53
Gelecek nesillerin sorumluluğu bize aittir. Allahu Teala Mehdi (as)’a müjde vermiştir ki; temiz yaratılışlar üzerine melekler inecektir. Mehdi (as) “Ben temiz yaratılışlılar üzerine melekler inerken görüyorum” demiştir. Allah bize bu devri görmeyi nasip etmiştir ki dünyanın dört bucağında temiz yaratılışlı insanları melekler teşvik etmektedirler ve onlar gelip Mehdi (as)’a tabî olmaktadırlar. Bu gün dünyanın dînî eğitim konularında o kadar büyük ihtiyaçları vardır ki eğer biz bütün çabalarımızı sarf etsek bütün kaynaklarımızı bu konuda harcasak dahi yetmiyor. Allahu Teala bize yeni kaynaklar vermedikçe yetmemektedir.

Dünyanın çeşitli ülkelerinde cemaat büyük bir hızla büyümektedir. Bu günler de komünist Rusya parçalandı ve bunun sonucu orda çeşitli yerlerde cemaat kuruldu ve bazı insanlar zannediyorlar ki Rusya kapitalizm karşısında yenildi halbuki Rusya’nın komünist sistemi yenildiyse yok olduysa kapitalizm de yok olmak üzeredir. Bunda da artık gerileme belirtileri başladı. Bu şekilde parçalandığı zaman onlara sahip çıkacak kimse olmayacak Allahu Teala bizi o devrin insanına sahip çıkalım diye hazırlamaktadır ve ona göre biz hazırlıklarımızı yapmalıyız. Bir çok yerler vardır, mesela bu Rusyanın Müslüman yerleri kominist tasallutundan özgürlüğe kavuşan ki ordaki insanların çoğu Müslümandır ama İslamiyetin ne olduğunu bile bilmiyor. Ve o insanlar ile uğraşmak onların eğitimleri ile uğraşmak katiyen kolay bir iş değildir. Bunun zorluklarını biz görmekteyiz.

İslami konularda sayısız ihtiyaçlar var, Bir çok tercüme yapmak gerekir, bir çok dini hizmetlerde bulunan insanlar gerekir, ve bir çok kadın lazım ki onları kadınların meselelerinden haberdar edebilsin. Ben sizi gelecekteki sorumluluklarınızdan açıkça haberdar ediyorum.

Ben istiyorum ki bizim kadınlarımız erkeklerden bir zerre geri kalmasınlar bu hizmetlerde. Ve ben bunu tecrübe ile biliyorum ki bizim kadınlarımız erkeklerden hiçbir zaman geride kalmadılar kalmayacaklar. Mesela Mehdi (as) ikinci halifesi döneminde veya sonralarında ne zaman onlara bir iş verildiyse cemaatin hanımlarına onlar çok güzel bir şekilde bu sorumluluklarını yerine getirdiler, benim dönemimde de görüyorum ki hanımlar verilen her işi güzel şekilde yapmaktadırlar hatta erkekler onlardan geri kalmaktadırlar, erkekler tembellik gösteriyorlar. Bu benim kendi müşahedemdir. Biz Hanımlarda bunu da görüyoruz ki onlar eğitim konusunda çok ilerdedirler. Kolej eğitimi olsun üniversite eğitimi olsun erkeklere nispetle çok ilerdedirler. Çünkü erkekler dışarıda boşa zaman harcamaya çok fırsat buluyorlar, ama kızlarımız evde ve aile içinde boşa lak lak yapma fırsatı olduğu halde zamanlarını güzel değerlendiriyorlar ve eğitimlerini tamamlıyorlar.

Bizim bir işimiz dünyanın ilmi ihtiyaçlarını karşılamaktır hanımlar bu konuda büyük işler başarabilir. Ve birinci olarak ben size şunu söylüyorum şu anda eğitim gören bizim neslimiz çeşitli diller, yabancı diller öğrenmelidir, çünkü bizim islamiyeti insanlara ulaştırmak için ve Mehdi (as)’ın mesajını insanlara iletmemiz için ve Resûlüllah (sav)’in doğru dinini insanlara öğretmek için çeşitli dillerde uzmanlaşmış insanlar lazım.

Sonra bize, çok güzel eğiten eğitici hanımlar lazım, ve Mehdi (as)’ın kitaplarını çeşitli dillere çevirecek insanlar kız çocuklar lazım. Eğer siz çocuklarınızı çocukluğundan beri böyle bir hedef verirseniz, biz sizi Allah’ın büyük dininin hizmeti için büyütüyoruz diye bir hedef verirseniz bunun çok büyük faydası olur. Göreceksiniz ki çocuklarınız bir çok kötülükten kendiliğinden korunacaktır. Çünkü insan yaratılışında bir şey var, hedefini büyük tuttuğu zaman, yüce bir şey hedeflediği zaman o ufak tefek işlerle uğraşmaz, çocuğunuza bunu aşıladığınız zaman etrafındaki kötü çevreden etkilenmez ve bu yola devam ederken yaptığı her şeyden lezzet alır. Diğer şeyler ona boş gelir.

İkincisi çocuklarınıza çocukluğundan itibaren dini sorumluluklar vermelisiniz. Onlara dini işler vermelisiniz. Mesela cemaat içinde çeşitli işler olur. Calsalara katılanlar bilirler küçük çocuklara su dağıtma işi veriliyor, Mehdi (as)’ın misafirleri geldi diye. Mesela çocuklar daha çocukluğundan itibaren çanda vermeye alıştırılıyor, öyle bir alışkanlık oluyor ki bu, vermeyince rahatsız olurlar.

Başka mesela küçük çocuklara sen gideceksin çanda toplayacaksın, sen şu işi yapacaksın, sen şu işi yapacaksın ufak ufak işler. Böyle sorumluluklar verin çocuklarınıza diyor. Böyle sorumluklar ve yüce hedef vermeniz onlara şöyle bir şey verecek ki biz büyük ve yüce amaçlar için yaratıldık, bizim yaratılışımızın amacı ufak tefek işlerle uğraşmak değil büyük işlerle uğraşmaktır. Ve biz dünyaya tabi olmak için değil, dünyayı arkamızdan sürüklemek için, dünyayı kendimize tabi kılmak için yaratıldık. Bu onları çok büyük ölçüde kötülükten koruyacaktır. Ve bu güzellikleri çocukluğundan ona verin. Büyüdükten sonra bunları aşılamaya çalışırsanız o pek etkilenmez.

Hayatları dine adanmış çocuklar görüyorum, onların anne babaları hayatlarının dine adanmış olduğunu aşılamışlar, bu onlar için büyük gurur kaynağıdır. Ve onların gözlerinin parıltısı değişiktir diğer çocuklara göre. Ama çocuğunuz ister dine adanmış olsun, isterse olmasın bu şekilde yetiştirin. Bu şekilde büyütmeniz onun içinde bir bekçi yaratacaktır. İçinde bekçi olmayınca dışarda bir bekçi var, devamlı anne babanın nasihatleri olarak ama anne baba ne zamana kadar gözetleyecek. Anne babanın gözünden uzaklaşınca ister istemez başka şeylerle uğraşacak ama eğer onun içinde bir bekçi uyanmışsa o artık Allah-u Teala’nın koruması altındadır. O nereye giderse gitsin, hangi üniversiteye giderse gitsin o etrafındakileri çevirir ama etrafındakiler onu yolundan çeviremezler.

Ben diyor burada bir çok çocuk görüyorum ki öyle din sevgisiyle Allah ve Resulüllah (sav) sevgisiyle büyümüşler ki belki bilgileri çocukçadır, bilgileri yaşlarına göredir ama öğretmenler onlara din dersleri verirken bu çocuklar öğretmenlerine cevap veriyorlar “hayır sizin söylediğiniz yanlıştır ve asıl olan budur” diye. Ve böyle yaptıkları zaman Allah-u Teala onlara ilginç ilginç noktalar, püf noktaları gösteriyor ve bu da onların Allah’a olan sevgisini güvenini artırıyor.

Şunu çok iyi biliniz ki bizim çocuklarımızı İslamiyete çekmeye ve korumaya çalıştığımız ortamların, kültürlerin zehri çok tesirlidir. Çok derin etkilecidir bu zehir.Bunun karşısında birinci hedefimiz çocuklarımızı korumaktır. Ve bu koruma iki şekilde olur.

Birincisi saldırgana müdafaaya geçmek. Bu pasif bir savunmadır.

İkincisi saldırgana senin saldırıya geçmen ve onu püskürtmen onu pasif duruma düşürmen. Bu ikinci şekli önemlidir.

Tabi bunu söylerken ben zalimler gibi saldırıya geçmek demek istemiyorum. Bu da iki şekilde oluyor. Bazıları zulme dayanarak başkalarını yok etmek istiyorlar, ama bunu bir başka şekli sevgiye dayalı saldırılardır.

Mesela köpek veya kedi bunlar saldırgan hayvanlardır. O da tehlikeyi başkasına saldırarak uzaklaştırmaya çalışır. Ama tavuğa baktığımız zaman, tavuk masum, hiç kimseye zarar vermez ama kendi yavrusunu öylesine seviyor ki yavrusuna köpek saldırdığı zaman bu tavuk pervasızca gözü kapalı köpeğe saldırıyor ve köpek bile kaçıyor oradan. Sanki bu tavuğun içinde uyuyan bir aslan varmış da uyanmış ve saldırıya geçmiş. Bizim savunmamız bu şekilde olmalı, sevgiye dayanan. Çocuklarımıza Allah ve peygamber sevgisini öylesine aşılayalım ki hiçbir zehirli kültür onları etkilemesin. Tam tersine o zehirli kültürler çocuklardan kaçsın, korksun.

Benim aklıma bir şey geldi; Resulüllah (sav) buyuruyor ki Ömer öyle bir adam ki şeytan onu görünce kaçar. Halbuki Ömerin yaptığı bir şey yok. Saldırmıyor. Aynı şekilde biz böyle çocuklarımızı eğitmeliyiz ve bu gün bunu yaptığınız takdirde sizin çocuklarınız bu zehirli ortama galip gelecektir.Ve İslam bu gün çocuklarını bu şekilde eğiten annelere muhtaçtır. Siz İslamiyetin bu ihtiyacını karşılamak zorundasınız. Ve bu eğitiminiz, gelecek nesilleri eğitmeniz sadece dille olmaz. Sadece güzel dil kullanarak, güzel nasihatler vererek vs.olmaz. Çünkü bu eğitim güzel bir organize işler, ve güzel bir örnek ile olur. Öyle güzel örnek ki bir yerde oturduğu zaman konuşmasa dahi karşısındakini etkileme gücüne sahip örnekler. Bize böyle örnek anneler lazım dedi huzur.

Ve bu şekilde konuşmasalar dahi başkalarını değiştirecek kadar güçlü olan çocukların yetişmesi için iyi anneler lazım. Bu mümkün değildir ki, bir anne sadece dua etsin de “Ey Allah’ım! Benim çocuğum dine hizmet etsin, seni sevsin vs. diye ve sonra desin ki işte ben dua ediyorum. Siz böyle çocuğunuzu yetiştiremezsiniz. Çünkü bizim tecrübemizdir bir çok anne görüyoruz içinde İslam sevgisi de var ama fiilen zayıf olan anneler dünyevi sevgisi ağır basıyor, dünyevi bir lezzet söz konusu olunca hemen ona yöneliyorlar. Ve böyle olunca çocuklar da çok kurnaz ve zekidirler. Onlar hiçbir zaman anne babanın sözüne dikkat etmezler, görünürde belki dinler görünürler ama sözden daha ziyade anne babanın tavırlarını ve ilgi alanlarını meyl ettikleri şeyleri çok iyi kavrarlar ve ona göre hareket ederler. Ve bu çocuklar anne babanın dünyaya düşkün olduğunu görüp eninde sonunda anne-babanın elinden kaçarlar ve anne-babanın yapacağı fazla bir şey kalmaz.

Nitekim anne babanın çocuklara efendim siz iyi çocuk olun daima doğruyu söyleyin, Allah’ı sevin vs.demesi ve kendilerinin yalan söylemeleri ve hiç iyiliklerle uğraşmamaları vakti zayi etmekten başka bir işe yaramaz. Bunun tersine anne- babalar gerçekten Allah ve Resulünü seviyorlarsa çocuklarına hiçbir şey söylemeseler dahi bunların o sevgisi çocuklar üzerinde etkileyici olur. Çünkü sevgi daima etrafındakileri etkiler. Hatta ben bir çok okur yazarlığı olmayan anneleri tanırım, bu annelere dini ve dünyevi açıdan cahil diyebiliriz ama içlerinde iyilik sevgisi Allah ve Peygamber sevgisi vardı, ve onların çocukları çok terbiyeli güzel büyüdüler, ve onlara siz nasıl böyle güzel eğitimli oldunuz diye sorulduğu zaman bu bizim annemizin üzerimizdeki iyiliğidir diyorlar, annemiz bize sütüyle beraber Allah sevgisi emzirtti diyorlar.

Şimdi huzur dedi ki Allah sevgisi emzirtti bu bir deyimdir. Ne demektir; Bu çok hikmetli bir sözdür. Yani o annelerin damarlarında kan yerine Allah sevgisi dolaşıyordu. Ve bunların oturuşlarından kalkışlarından davranışlarından konuşmalarından hatta çocuğu emzirmelerinden çocuk Allah sevgisi kapıyordu. İşte bu demektir, bizim annemiz sütüyle beraber Allah sevgisi emzirtti. Hatta dediki onların ninnileri bile Allah sevgisiyleydi. Ve bu anneler hem bu şekilde kendi hayatlarını fiilen Allah sevgisi üzerine bina ederken öbür taraftan dua ediyorlardı. Ve kendilerinin dini ve dünyevi bilgileri pek fazla olmamalarına rağmen alim olmadıkları halde çocuklarını çok güzel büyüttüler, çünkü takva sahibiydiler. Bir annenin çocuğuna miras olarak bırakacağı en güzel şey takvadır. Takvadan ne kastediyorum, takva korkmak, korunmak demek.

Huzur dedi ki ben burada takvadan şunu kastediyorum. Çocuklarımıza öylesine Allah sevgisi verelim ki onlar Allah sevgisinden mahrum kalma yani öyle bir şey yaparım da Allah sevgisi benim içimden gider korkusuyla büyüsünler. Yani Allah sevgisinden mahrum kalmaktan korkmak, bu anlamda. Ve diyorki bu iş daha çocuğunuzun bebekliğinden başlanacaktır. Çocuk büyüdükten sonra, burada muhatap annelerdir, sizin kızınız serpilip saçını taramaya başladığında, dışarıya kötü gözler önüne süslenip çıktığı zaman, uygun olmayan elbiselerle sokağa çıkmaya başladığı zaman, annelerin ah ben şimdi çocuğumu nasıl bu kötülüklerden kurtarayım diye çırpınmaları, iş oraya gelince ettikleri duada pek fayda vermez. Çünkü siz tohumu yanlış ektiniz. Onun şimdi meyvesini yiyeceksiniz. Ama gene de bu tür çocuklara dua nispeten az etkileyici olur. Onların tavırları değişmeye başladığı zaman sizin yapabileceğiniz pek fazla bir şey yok. Tabi buna kız çocukları da dahil erkek çocukları da.

Bazı kız çocuklar görürüm, bunlar pek iyi eğitilmemiş diye bir kanaate varırım. İyi eğitilmemenin bazı sebepleri vardır. Bazı anne babalar var çocuklarını michael jakson gibi dansederken görünce diyorki bak benim çocuğum ne güzel yetenekleri var, kendileri öyle şeyler görmedikleri için bunu bir şey zannediyorlar. Veya bu aslında bir kompleksten kaynaklanan hadisedir. Çok böyle şeylere özenmek, kendi kişiliğinden bu şekilde taviz vermek, kendi duygu ve düşüncelerinden bu şekilde taviz vermek bu aslında bir kişiliksizliktir. Bu tür anne babalar çocuklarını böyle nazlar içinde büyüyor görünce, mesela fakir aileler var, çocuğa çöpü dışarıya çöpe atması söylenince çocuk bunu kendisi için bir aşağılanma sayıyor, bunu hakir bir şey sayıyor. Halbuki insanın kendi işini kendisinin yapması onun kişiliğini gösterir.

Anne babalar bizim çocuklarımız öyle şeyler yapmıyor artık, bütün gençler böyle davranır vs. diye çeşitli bahaneler bulurlar. Ve bununla övünürler. Hatta bazen çocuklar konuşmalarının arasına birkaç yabancı kelime katınca anne babalar gururla onlara bakıyorlar, bizim çocuğumuz ne kültürlü diye. Veya başka milletlerin elbiselerine özenmeleri bunların hepsi cahillikten, kompleksten kaynaklanıyor. Bu anne babalar fakirlik içinde yetişmişler belki, rüyalarında bile böyle elbiseler görmemişlerdi ve bunu bir şey zannediyorlar. Bu tavırların bu elbiselerin önemli bir şey olduğunu zannediyorlar. Ve bu şekilde çocukları artık elden gidiyor. Zannederler ki bizim çocuklarımız çok modern. Halbuki onlar o çocukların nereye gittiklerinin farkında değildirler. Ve bu aynen buna benziyor, belki de bu anne-babalar benim çocuğum Allah ve Peygamber sevgisi içinde büyüsün diye düşünüyor bu çocuklarını çok paralar harcayarak bir çok fedakarlıklara katlanarak büyütüyorlar okutuyorlar, ama cahillikleri yüzünden çocuklarını Resulüllah (sav)’e değil de şeytana teslim ediyorlar.

Ama eğitim için evdeki huzur şarttır. Zenginlikten ziyade onların ihtiyaç duyduğu sevgiye saygıya dayalı huzurlu bir aile ortamıdır. Bu aynı buna benziyor bir adam kalkmış sabah erken saatte bir geziye çıkıyım, deniz kenarına gideyim, kırlara yürüyeyim vs. diye, başka bir adamda uyuyor. Uyuyan adam diyor ki ya bu ne kadar ahmak adam sabah sabah kalkmış yürüyor, böyle güzel güzel uyumak varken, çünkü sadece uyumanın lezzetini biliyor. Siz onu da kaldırırsanız size kızar niye beni kaldırıyorsun. Ama o eğer bir kere kalkıp sabah yürüme lezzetinin, koşma lezzetinin ne olduğunu öğrenirse o zaman derki gerçek lezzet budur.

Aynen şu anki toplumların durumu böyledir. Onlar uyuma lezzeti içindedirler. Uyanma lezzetini ve o yürüyüş lezzetini bilmiyorlar, onlara bunu tattırmak size düşer. Ben şunu dedim diyor, sizin evleriniz, yaşadığınız yerler huzur yuvası olmalı, bunu derken sadece kadın bundan sorumlu değildir. Erkek ve kadın her ikisi eşit derecede bundan sorumludur. Hatta erkek büyük ölçüde sorumludur.

Alan darlığı nedeniyle devamı ahmediye.org sitesi eğitim başlığı altında aile eğitimi bölümünde.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt