Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

islam'da alkol satışının yeri (1 Kullanıcı)

gnsrblls

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Kas 2009
Mesajlar
10
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
arkadaşlar lütfen yardım edin
benim çerez satışı yapan bir işyerim var
nisan ayına kadar iyi kötü gidiyordu
ama şimdi dükkan masrafını çıkarmıyor kapatsam 25 bin liralık dükkanı batırmış olacam
işlerin bozulmasının sebebi etrafımda mantar gibi türeyen tekel bayiileri
biri yanıma biri karşıma öteki öbür yanıma derken sayıları 5 oldu
ve ben bu kadar rakiple başa çıkamıyorum
sorum burada başlıyor
içki firmaları 15 bin tl para veriyorlar içki satışıda yapmam için
ne yapmam lazım akıl verin bende kalmadı aklı bırakın pisikoloji de kalmadı
yaş oldu 28 daha evlenemedim elde yok avuçta yok girip çalışabileceğim iş yok
kafamda şaç kalmadı düşünmekden bu yaşda kel kaldım
acil yardım edin lütfen
alkol satmak mı satmamak mı?
 

Luvi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Ocak 2009
Mesajlar
1,209
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Es Selamun Kardeşim,
İlk önce içinde bulunduğunuz rızık korkusundan kurtulun, çünkü; rızık tamamen Yüce ALLAH (c.c)'nun kontrolündedir. Yani siz istediğiniz kadar çalışsanızda yiyeceğiniz rızık bellidir. Çalışmak ise bu rızkın oluşmasına vesiledir sadece. Bir kaç ayette HAKK (c.c) ve bir kaç hadiste Peygamberimiz (sav) bize bu konuda öğütler vermiştir;

(Hiç kimse rızkını bitirmeden ölmez.) [Hâkim]

(Hiç kimse, nasibinden fazla rızka kavuşamaz. Rızkına kavuşup yemedikçe de ölmez. İstemese de rızkı kendisine verilir.) [Hakim]

(Dünya hayatında onların geçimliklerini [maddi, manevi bütün rızklarını] aralarında biz taksim ettik.) [Zuhruf 32]

Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Rızık için üzülme! Takdir edilen [ezelde ayrılmış olan] rızık seni bulur.) [İsfehani]

Bir hadis-i kudsi de şöyledir:
Halaktüke li-nefsi, fela tel’ab,
Ve tekeffeltü, bi rızkıke fela tet’ab.

Manası: Seni kendim için yarattım, başka şeyle oyalanma! Kefil olduğum rızık için endişelenme!

Diye bir çok konuda HAKK (c.c) ve O (c.c)'nun Resulu bize öğütlerde bulunmuştur.

Alkol konusuna gelince dinimizde alkollü içki kullanmak ve satmak haramdır. Kur'ân'da alkollü içki içmek haramdır. Peygamberimizden (sav) de alkollü içki haram olduğu gibi onun ticaretini yapmanın da haram olduğuna dair rivayetler gelmiştir.

Ama burada dikkat edilmesi gereken ise alkolun kime satıldığıdır. Çünkü; Ebu Yusuf (ksa)'un fetvası'na göre;

Hz. Ömer (ra), valilerine, zimmilerin getirdiği şarabı nasıl vergilendirdiklerini sormuş. Onlar da bu şarapların öşrünü (1/10'ini vergi olarak) aldıklarını söylemişler. Hz. Ömer (ra), "Öyle yapmayınız. Bırakınız onlar şarabı satsınlar, siz paranın onda birini alınız" demiştir. İslâm hukukçularına göre şarap, Müslüman için mal değil fakat gayrimüslim için maldır. Bu bakımdan Müslüman, gayrimüslime ait şarabı gasp etmiş olursa kıymetini ödemek zorundadır. "Bir Hıristiyan, Hıristiyan'dan şarap gasp edip telef ederse, telef ettiği şarabın mislini öder. Ama Müslüman, gayrimüslimin şarabını gasp edip telef ettiği takdirde şarabın mislini değil, parasal kıymetini öder. Hıristiyanların, kendi aralarında şarap satmaları caizdir" (el-Mebsut: 11/102-104).

Ebu Yusuf (ksa) şu fetvayı veriyor: "Zimmiler (gayrimüslimler) arasında da ancak Müslümanlar için geçerli olan işlemler geçerlidir. Sadece domuz ve şarap ticareti bunun dışındadır. Onların, şarap ve domuz ticareti yapmalarını geçerli ve güzel buluyorum. Çünkü domuz ve şarap onlar hakkında değerli maldır. Nitekim Hz. Ömer (ra)'in, 'Bırakınız onlar şarabı satsınlar, siz paranın onda birini vergi olarak alınız' sözü de bu görüşümüzü destekler" (el-Mebsut: 13/137). Ama Türkiye gibi haklın %98'inin müslüman olduğu bir ülkede içkinin satıldığı kişilerin çoğununda müslüman olacağının farkındasınızdır inşaALLAH.

Ve unutmamak gerekirki içkiyi üreteninde, satanında, taşıyanında, içeninde yani kısaca vesile olan herkese Peygamberimiz (sav) tarafından lanet okunmuştur. Bunu da unutmamak gerekir.

Dünya sınav dünyasıdır. Bu nedenle size nacizane önerim siz helal yoldan kazanmaya ve İslam'ın hükümlerine uymaya devam ettiğiniz sürece inşaALLAH bu sınavı geçeceksiniz ve rızkınızı da alacaksınızdır.

Aşk-ı niyaz ederiz...
 

_YUSUF_

Yönetici
Katılım
26 Haz 2008
Mesajlar
4,070
Tepki puanı
1,043
Puanları
113
Yaş
43
Luvi kardeşin dediklerine katılıyor ve şunu eklemek istiyorum.
Nefsinize şunu sormanızı istiyorum
İçki firmalarının vereceği birkaç kuruşa güvenmek mi,? yoksa rızıklar bizim katımızdadır diyen Allah'u tealaya güvenmeki? vereceğiniz cevap tabiki doğru cevap olacaktır.Sabredin kardeşim, Müminin en değerli silahıdır sabır sabrediniz inşaAllah
 

gnsrblls

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Kas 2009
Mesajlar
10
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim
evet rızık allah tan
ama bildiğim rızık dünyada yediğimiz yiyeceklerdir
insanın hayatını idame ettirmesi için gerekli olan şeyler
ama şu yaşadığımız zaman da rızkın haricinde zaruri ihtiyaç olarak tonla şey var
barınma elektrik su kısacası her şey para
zaten herkezin geçimini sağlaması için gerekli para (yiyecekleri kastetmiyorum)allah ın garantisi altında olsaydı dünyada fakir ve yardıma muhtaç bir kişi kalmazdı
benim anladığım hayatı sürdürmek için gerekli olan yiyecekler allahın garantisindedir.
 

_ACeM_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Kas 2009
Mesajlar
9
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Böle bir konuyu burda fikir alışverişi yaparak sormanız hoşuma gitti sizi tebrik ederim hiç düşünmeden para için alıp satada bilirsiniz çok güzel Allah yolunuzu açık etsin hakkınızda hayırlısını nasip etsin inşAllah=)
 

gizli-modeste

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kas 2009
Mesajlar
177
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Web Sitesi
www.sorularlaislamiyet.com
Kısa konuşmak istiyorum. Nefis ve şeytan sizi kandırmaya çalışacaktır. Ancak yaptığınız seçimin size kazandıracaklarını ve kaybettireceklerini düşünün. Ahiret mi dünya mı diye sorarsanız kendinize 15 bin tl değil milyarları trilyonları katrilyonları gözünüz görmez. Rabbim size seçiminizde güzeli görecek anlayış ve güç verir inşaallah. Ama benim tanıdığım içki satanlar sonrasında huzursuz oluyorlar. Önce iyi gidiyor ama sonrası hüsran...
 

_YUSUF_

Yönetici
Katılım
26 Haz 2008
Mesajlar
4,070
Tepki puanı
1,043
Puanları
113
Yaş
43
verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim
evet rızık allah tan
ama bildiğim rızık dünyada yediğimiz yiyeceklerdir
insanın hayatını idame ettirmesi için gerekli olan şeyler
ama şu yaşadığımız zaman da rızkın haricinde zaruri ihtiyaç olarak tonla şey var
barınma elektrik su kısacası her şey para
zaten herkezin geçimini sağlaması için gerekli para (yiyecekleri kastetmiyorum)allah ın garantisi altında olsaydı dünyada fakir ve yardıma muhtaç bir kişi kalmazdı
benim anladığım hayatı sürdürmek için gerekli olan yiyecekler allahın garantisindedir.

Sizde saolun
Evet doğru düşündünüz rızık ve malı birbirinden ayırmak gerekir.Rızık dediğimiz gibi Allah'u tealanın garantisi altındadır.Mala gelince buda Allah'u teala katında yazılmıştır ve garantisindedir.Ama imtahan gereği kul burda bu malı helalindenmi haramındanmı arayacağıdır.Bu noktada kula düşen malı helalinden kazanmaya çalışmaktır.Eğer Allah'u tealaya tevekkül eder helalinden kazanmak için çizgisinden çıkmaz isek Allah'u teala bize helalinden rızkımızı malımızı bizlere lutfu ile ulaştıracaktır.
Hayırlı akşamlar
 

gnsrblls

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Kas 2009
Mesajlar
10
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
hayatım boyunca hep ticaret le uğraştım esnaflık yaptım
kul hakkı olmasın diye çok dikkat ettim elektrik dükkanım varken inşaattan gelen kalfalarımın çantalarını bile kontrol eder ve her gün tembihlerdim onlara müteahhidin malzemeleri bizim mallara karışmasın diye
bütün ticaretimde dürüst olmaya çalışırdım
benimle aynı zamanlar dükkan açan arkadaşlarım evlerini arabalarını aldılar itibar sahibi oldular tabi hep üç kağıtla çalarak
en basitinden yan dükkan komşum yıllarca içki sattı sattı kazandığı paralarla 2 ev aldı bulunduğu dükkanı aldı şimdi hacca gidip tövbe etti velhasıl şimdi örnek müslüman oldu
bense aman kul hakkı aman günah diye diye bu halde kaldım beş parasız ve allah korusun isyan noktasında
şimdi ben kendimce diyorum ki bu şekilde kul hakkına harama dikkat edip beş parasız kalıp allah a isyan edip sonsuza dek cehenneme gireceğime kul hakkını gözeterek ama harama girerek para kazanayım sonra parayı bulduktan sonra tövbe edip hayatımı yaşayayım ahirettede haramın cezasını çekip ondan sonrada cennete gideyim
biliyorum yazdıklarım akli dengesi yerinde olan bir adamın yazacağı şeyler değil
ama hayat beni bu noktaya getirdi arkadaşlarımdan bir tane bekar kalmadı hepsi evlendi çoluk çocuğa karıştı benimse dünyada bir dikili ağacım yok diyebilirsiniz ki dükkanın var o dükkanı da babamın elindeki son parayla açtım onuda batırmak üzereyim
inanın intihar edenler ebedi cehennemde kalmasalardı şimdiye kadar çoktan intihar ederdim.
kalın sağlıcakla...
 

berat05

Yönetici
Katılım
26 Eki 2007
Mesajlar
7,764
Tepki puanı
1,036
Puanları
163
Yaş
49
Konum
Gönlün olduğu yerde
esselamünaleykümverahmetullahiveberakatuhu

esselamünaleykümverahmetullahiveberakatuhu

hayatım boyunca hep ticaret le uğraştım esnaflık yaptım
kul hakkı olmasın diye çok dikkat ettim elektrik dükkanım varken inşaattan gelen kalfalarımın çantalarını bile kontrol eder ve her gün tembihlerdim onlara müteahhidin malzemeleri bizim mallara karışmasın diye
bütün ticaretimde dürüst olmaya çalışırdım
benimle aynı zamanlar dükkan açan arkadaşlarım evlerini arabalarını aldılar itibar sahibi oldular tabi hep üç kağıtla çalarak
en basitinden yan dükkan komşum yıllarca içki sattı sattı kazandığı paralarla 2 ev aldı bulunduğu dükkanı aldı şimdi hacca gidip tövbe etti velhasıl şimdi örnek müslüman oldu
bense aman kul hakkı aman günah diye diye bu halde kaldım beş parasız ve allah korusun isyan noktasında
şimdi ben kendimce diyorum ki bu şekilde kul hakkına harama dikkat edip beş parasız kalıp allah a isyan edip sonsuza dek cehenneme gireceğime kul hakkını gözeterek ama harama girerek para kazanayım sonra parayı bulduktan sonra tövbe edip hayatımı yaşayayım ahirettede haramın cezasını çekip ondan sonrada cennete gideyim
biliyorum yazdıklarım akli dengesi yerinde olan bir adamın yazacağı şeyler değil
ama hayat beni bu noktaya getirdi arkadaşlarımdan bir tane bekar kalmadı hepsi evlendi çoluk çocuğa karıştı benimse dünyada bir dikili ağacım yok diyebilirsiniz ki dükkanın var o dükkanı da babamın elindeki son parayla açtım onuda batırmak üzereyim
inanın intihar edenler ebedi cehennemde kalmasalardı şimdiye kadar çoktan intihar ederdim.
kalın sağlıcakla...

Kardeşimiz,

Her sıkıntımızda kötü şeyler düşünüp uygularsak Bizim YARADANA güvenimiz nerde kaldı o zaman

Başkası haram kazanıyorsa ve bu haramla mal yapıyorsa bu övünelecek yada örnek alıncak bir iş değil ki...

Sizi anlıyorum yuva kurmak istiyorsunuz ,kendinizi yalnız hissediyorsunuz ancak bizimle hep beraber olan,gözeten ve imtihan dünyasında neye karar vereceğimizi bilen - ancak bekleyen bir RABBİMİZ var.

SİZ başkasına bakmadan HELALİNDEN kazanarak ticaretinizi sürdürün
Her işte bir hayır vardır.Hayırlı bir hanım çıkar karşınıza evlenirsiniz inşallah.Rabbim imandan ayırmasın değerli kardeşim bunlar ALLAH c.c. ın izniyle olacak şeyler.

Siz kendinizi bırakmayın.Tevekkülle Rabbimize teslim olun.Besmele ile evinizden çıkın ve dükkanınızın kapısını açın.RIZK ALLAH c.c. TAN yeterki siz yolunuzu çevirmeyin

RABBİM CÜMLEMİZİN YAR VE YARDIMCISI OLSUN İNŞALLAH
 

_YUSUF_

Yönetici
Katılım
26 Haz 2008
Mesajlar
4,070
Tepki puanı
1,043
Puanları
113
Yaş
43
Değerli kardeşim sıkıntılarınızı anlayabiliyorum

Allah'ın yardımı konusunda bir örnek vereyim Hani bellerine lastikten ip bağlayıp, yüksek yerlerden atlayanlar var. Bu spora joging mi deniliyordu?”
Bu sporu yapanların bellerine bağladıkları lastik ipin uzunluğu, atladıkları yükseklikten biraz kısa oluyor. Yani atladıklan zaman hızla yere düşerlerken, yere üç-beş metre kala bu lastik ip onları tutuyor ve yukan kaldırıyor. Belki televizyonlarda görmüşündür!. Yüz metre ka­dar yükseklikten atlayabilen bu insanlar, kendilerini boşlu­ğa bıraktıkları zaman büyük bir heyacan duysalar da, bellerine bağlı olan ipe güvenerek pek korkmuyorlar. Çün­kü bu lastik ip onlan nasıl olsa tutacak, yere yapışmadan havaya kaldıracaktır.”
“Müslümanların ise bellerine bağladıklan değil, elle­riyle ve gönülleriyle tuttuklan bir ip, Allah'ın ipi vardır. Bazı musibetlerle karşılaşıp, büyük bir hızla çare­sizlik boşluğuna düşerlerken bu ipi „ ve ipin Sahibini düşünürler. Gözleriyle görmeseler de gönülleriyle inandıkları bu ipe ve bu ipin sahibine güvenirler. Büyük bir hızla çaresizlik boşluğuna düşerlerken ve şeytanın vesveselerine açık olan nefslerinde yere çakılma korkulan dalgalanırken, onlar yere çakılmadan önce Allah'ın yardımının geleceğini umarak tevekküllerini bozmazlar. Çünkü Allah'ın ipini sım­sıkı tutmanın gereği, bu umudu yitirmemek, bu tevekkülü bozmamaktır.”
Hiçbir kuşkun olmasın ki, Allah'ın ipini bırakmayan, umud ve tevekkülünü yitirmeyen müminlere bu İlahi yardım mutlaka ve mutlaka geliyor. Bazen yere beş metre yaklaşınca, bazdan üç metre yaklaşınca geliyor.
Benim anladığım kadarıyla, İlahi yardımı bekleyen müminlerin, imani özellikleriyle, keyfiyetleriyle, kapasiteleriyle ilgili bir menzil bu. Daha açık bir ifadeyle, dağına göre kar veriyor Rabbimiz. Bazıları yere yirmi metre yaklaşınca bu yardım gelirken, bazıları yirmi santim yaklaşın­ca geliyor. İnsanlık tarihinin birer onur timsalleri olan pey­gamberlerde ise bu mesafenin sıfıra indiğini görüyoruz. Büyük imtihanlarla karşılaşan bu büyük insanlara, İlahi yardım adeta sıfır noktasında geliyor. Mesela bir Hz. İbra­him (a.s.) örneğini dikkate aldığımız zaman, bu yüce pey­gambere İlahi yardımın ateş bedene, bıçak tene değdiği zaman geldiğini görüyoruz. Fakat o İbrahim, büyük bir hızla sıfır noktasına gelse de umud ve tevekkülünü yitirmiyor, tuttuğu ipi kesinlikle ve kesinlikle bırakmıyor. Tabi ki bizlerin takat getireceği bir imtihan, bizlerin dayanabilece­ği bir mesafe değildir bu. Zaten bu nedenle bizler gibi za­yıf müminleri; Rabbimiz fazlaca yere yaklaştırmıyor. Yere daha fazla, biraz daha fazla yaklaşırsak, yere çakılma kor­kusuyla umud ve tevekkülümüzü yitireceğimizi, ipi tutan ellerimizin gevşeyeceğini biliyor.Ve bizlerin sabredemeyeceği noktaya kadar bizleri getirmiyor.Geldiğimiz nokta ne olursa olsun sabredebileceğimiz bir noktada olmadığımız kuşkusuna sakın kapılmayınız.(Alıntı)

Birde Allah'u teala malı sevdiği kullarına vermez.Peygamberle bakınız,Alimlere bakınız,Salih müminlere bakınız.Allah'u teala bu insanlara değer vermediği şeyleri vermez değer verdiği sabrı ilmi tevekkülü verir.Asıl nimeti ahirete verecektir sevdiği kullarına.İnan kardeşim Allah'u teala sana mutlaka ve mutlaka bir kapı açacaktır buna bütün benliğinle inan ve tevekkülünü biran olsun bozma.
İşleyebileceğimiz bir günahın tövbesini yapamadan ölebileceğimiz gerçeğini bir an olsun gözünün önünden ayırma
Allah'u teala yardımcın olsun inşaAllah
Dualarımz sizinledir
Selam ve dua ile
 

Luvi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Ocak 2009
Mesajlar
1,209
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
hayatım boyunca hep ticaret le uğraştım esnaflık yaptım
kul hakkı olmasın diye çok dikkat ettim elektrik dükkanım varken inşaattan gelen kalfalarımın çantalarını bile kontrol eder ve her gün tembihlerdim onlara müteahhidin malzemeleri bizim mallara karışmasın diye
bütün ticaretimde dürüst olmaya çalışırdım
benimle aynı zamanlar dükkan açan arkadaşlarım evlerini arabalarını aldılar itibar sahibi oldular tabi hep üç kağıtla çalarak
en basitinden yan dükkan komşum yıllarca içki sattı sattı kazandığı paralarla 2 ev aldı bulunduğu dükkanı aldı şimdi hacca gidip tövbe etti velhasıl şimdi örnek müslüman oldu
bense aman kul hakkı aman günah diye diye bu halde kaldım beş parasız ve allah korusun isyan noktasında
şimdi ben kendimce diyorum ki bu şekilde kul hakkına harama dikkat edip beş parasız kalıp allah a isyan edip sonsuza dek cehenneme gireceğime kul hakkını gözeterek ama harama girerek para kazanayım sonra parayı bulduktan sonra tövbe edip hayatımı yaşayayım ahirettede haramın cezasını çekip ondan sonrada cennete gideyim
biliyorum yazdıklarım akli dengesi yerinde olan bir adamın yazacağı şeyler değil
ama hayat beni bu noktaya getirdi arkadaşlarımdan bir tane bekar kalmadı hepsi evlendi çoluk çocuğa karıştı benimse dünyada bir dikili ağacım yok diyebilirsiniz ki dükkanın var o dükkanı da babamın elindeki son parayla açtım onuda batırmak üzereyim
inanın intihar edenler ebedi cehennemde kalmasalardı şimdiye kadar çoktan intihar ederdim.
kalın sağlıcakla...

Es Selamun Aleykum,
Haca gidip tövbe etmek konusunda malesef biz müslümanlarda hıristiyanlıkla karıştırılan bir durum var. Hac günahların bağışlanma, her şeyin silinip sıfırlanma yeri değildir, hac müslümanın üzerine farz olan bir ibadettir! İnsan gerçekten samimiyse haca gitmeden de tövbesi kabul olabilir. Bu durum için zamanın ve mekanın önemi yoktur. Peki size sorarım tövbe etmekle acaba o haramdan kazanılan mal mülk helal olur mu? Helal olmayan lokmanı yiyenin duası kabul olur mu? (Tövbenin kabul olup olmadığını yalnız HAKK (c.c) bilir ama HAKK (c.c)'da Resulu (sav)'de haramdan uzak durun demiştir, haram ağızla yapılan duanında kabul olmayabileceği çeşitli hadislerde belirtilmiştir). Ya o sattığı içkiler yüzünden dağılan aileler, ev içi şiddetler vb gibi vesile olduğu kul haklarını nasıl ödeyecek? Bu olayla ilgili bir kısasta Hacı Bayram Veli Hz.'leri (ksa) tövbe etmek isteyen bir kardeşinin haramdan kazandığı malı mülkü dergahına kabul etmemiştir. Evi, arabası, malı mülkü vb oldu demişsiniz peki size sorarım bir bina dışardan ne kadar güzel görünürse görünsün temeli sağlam olmadıktan sonra en ufak bir sarsıntıda yıkılmaz mı? O binaya çürük bina denmez mi? İnsanda, malk mülkte böyledir işte, eğer haramla bir şeyleri inşa ederseniz emin olun en ufak sarsıntıda yıkılırsınız, yıkılırlar. Bence siz etrafınıza bakmayın ahir zamanda haram ve helal birbirine karışacak ama helali takip edenler kurtuluşa erecek bunu unutmayın. HAKK (c.c) doğru olun demiş, siz etrafı boşverin yoldan çıkmamaya çalışın ve unutmayın HAKK (c.c) kulu için her zaman en hayırlısını verir. Size nacizane tavsiyem her gece yatmadan Vakıa suresi okuyun, evinize girerken İhlas Suresi okuyun, her boş kalmanızda HAKK (c.c)'nu zikredin, O (c.c)'na yalvarın, af dileyin...

Aşk-ı niyaz ederiz...
 

Luvi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Ocak 2009
Mesajlar
1,209
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim
evet rızık allah tan
ama bildiğim rızık dünyada yediğimiz yiyeceklerdir
insanın hayatını idame ettirmesi için gerekli olan şeyler
ama şu yaşadığımız zaman da rızkın haricinde zaruri ihtiyaç olarak tonla şey var
barınma elektrik su kısacası her şey para
zaten herkezin geçimini sağlaması için gerekli para (yiyecekleri kastetmiyorum)allah ın garantisi altında olsaydı dünyada fakir ve yardıma muhtaç bir kişi kalmazdı
benim anladığım hayatı sürdürmek için gerekli olan yiyecekler allahın garantisindedir.

Es Selamun Aleykum,
Rızık konusunda bir kaç söylemek istiyorum izniniz olursa;

Rızkın birkaç anlamı vardır:

1- Rızk denince yiyecek içecek şey anlaşılır. Çoğulu da erzaktır, rızıklar demektir. İnsanlar rızk denince bunu anlarlar.

2- Rızk, sadece yiyip içilen ve kullanılanlardır. Yiyip içilmeyen ve kullanmayan rızk sayılmaz. Fazla kazanç, malı arttırır; ama, rızkı arttırmaz. Rızk, mukadderdir. İki hadis-i şerif meali:
(Hiç kimse rızkını bitirmeden ölmez.) [Hâkim]

(Hiç kimse, nasibinden fazla rızka kavuşamaz. Rızkına kavuşup yemedikçe de ölmez. İstemese de rızkı kendisine verilir.) [Hakim]

3- İnsana faydası olan maddi ve manevi her şey rızktır. Bir âyet-i kerime meali: (Dünya hayatında onların geçimliklerini [maddi, manevi bütün rızklarını] aralarında biz taksim ettik.) [Zuhruf 32]

İnsanlar, İslamiyet'i terk ettikleri için, yani Allahü teâlânın emirlerine ve yasaklarına uymadıkları için ve İslam dininin gösterdiği rahat ve huzur yolundan ayrıldıkları için, dünyada bereket kalmadığı gibi maddi ve manevi rızklar da azaldı. Bir âyet-i kerime meali: (Beni unutursanız [maddi ve manevi] rızklarınızı kısarım.) [Taha 124]

Bunun için, iman rızkı, ilim rızkı, kalbin rızkı, mal rızkı, rütbe rızkı, evlat rızkı, sıhhat rızkı, gıda rızkı, insanlık ve merhamet rızkı ve daha nice rızklar azaldı. Bu rızkların hepsi dünya yaratılmadan önce, ezelde taksim edilmiştir. Kalbin rızkı dini ilimdir. Namaz manevi bir rızktır.

İnsanların ve hayvanların ecelleri ve nefeslerinin sayısı belli olduğu gibi, her insanın bedeninin ve ruhunun rızkları da bellidir. Rızk hiç değişmez, azalıp çoğalmaz. Kimse kimsenin rızkını yiyemez. Kimse kendi rızkını yemeden, bitirmeden ölmez. Rızk, maaşa, mala, çalışmaya bağlı değildir. Ama yine rızk için çalışmak dinimizin emridir.

İnsanlar beşe ayrılır
İnsanlar rızkı kazanmada inanç yönünden beşe ayrılır:
1- Rızkın yalnız çalışmaktan geldiğine inanır. (Kâfirler)
2- Rızkın hem Allah’tan, hem de çalışmaktan geldiğini sanır. (Müşrikler)
3- Rızkın Allah’tan geldiğini bilir; ama rızkı verir mi vermez mi endişe içindedir. (Münafıklar)
4- Rızkın Allahü teâlâdan geldiğine inanır ama, çalışırken Allah’a asi olur. (Fasıklar)
5- Rızkın Allah’tan geldiğine ve çalışmanın, sebebe yapışmak olduğuna inanır. Çalışırken, Allahü teâlâya asi olmaz, haram işlemez. (Salih müminler)

Hak teâlâ buyurdu ki:
(Ya Musa, bir kimse kendine verdiğim nimeti benden bilip kendinden bilmezse, nimetlerimin şükrünü eda etmiş olur. Eğer rızkını kendi çalışması ile bilip, benden bilmez ise, nimetin şükrünü eda etmemiş olur.)

Ayrıca rızkın helal olması da önemlidir. Onun için daima helal kazanç yollarını aramalıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Ey insanlar, Allah’tan korkun ve rızkınızı aramada güzel yol tutun! Çünkü hiçbir kimse, rızkını ele geçirmeden ölmez. O halde Allah’tan korkun ve rızkınızı güzel yollarla elde edin, helalı alın, haramı terk edin!) [İbni Mace]

(Elbette, hiç bir kul, takdir edilen son rızkını elde etmedikçe ölmez. O halde rızkınızı ararken güzel bir yol tutun, helali alın, haramdan kaçın!) [Hakim]


Bir kimsenin, (Haram işlere elim yatkın, mubah işleri beceremiyorum) demesi çok yanlıştır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Herkese dünyalıktan nasibi neyse, o şeyler ona kolaylaştırılır.) [Hakim]

Unutmamak gerekirki dünya sıkıntıları, ahiret rahatlığına sebep olur. Rızık için endişe etmek doğru değildir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Çoluk çocuğu çok ve rızkı az olup, namazlarını, şartlarına uygun olarak kılan ve müslümanları gıybet etmeyen, Kıyamette benimle birlikte haşr olur.) [M.Masumiyye]

(Hac yolunda ölenlere ve Allah yolunda gaza edenlere müjdeler olsun! Çoluk çocuğu çok ve kazancı az olup, halinden şikayet etmeyerek, evine neşe ile girip, gülerek çıkan kimse de, hacılardan ve gazilerdendir.) [Deylemi]

(Bir müslüman, helal kazanıp kimseye muhtaç olmaz, komşu ve akrabalarına yardım ederse, kıyamette ayın ondördü gibi parlak olur.) [Beyheki]

(Çalışıp kazanmak her müslümana farzdır.) [Taberani]

(İbadet on kısımdır, dokuzu çalışıp helal kazanmaktır.) [Deylemi]

(Kimseye muhtaç olmamak ve ana-baba, çoluk-çocuğunu da muhtaç etmemek için işe gidenin her adımı ibadettir.) [Taberani]

(Allahü teâlâ sanat sahibi mümini sever.) [Taberani]

(Çalışmayıp kendini sadaka isteyecek hâle düşüren 70 şeye muhtaç olur.) [Tirmizi]

(Geçimini helalinden kazanmak, Allah yolundaki cihad gibidir.) [Deylemi]

(Cihad, sadece kılıç sallamak değildir. Ana-babaya, evlada bakmak, kimseye muhtaç olmamak için çalışmak da cihaddır. Çalışıp kimseye yük olmayan mücahiddir.) [İ. Asakir]

(Helal kazanmak için sıkıntı çekene Cennet vacip olur.) [İ. Gazali]

(Allahü teâlâ, müminin rızkını ummadığı yerden verir.) [İ. Hibban]

(Allahü teâlâ sevdiğine, rızkını yetecek kadar verir.) [Ebuşşeyh]

(Zikrin hayırlısı hafi [gizli] olanı, rızkın hayırlısı ise kâfi olanıdır.) [Beyheki]

İbrahim Edhem hazretleri sırtı ile odun taşıyarak rızkını kazanıyordu. (Kardeşlerin seni hiçbir şeye muhtaç bırakmazken niçin odun çekiyorsun) diye sordukları zaman, "Hadis-i şerifte, (Helal kazanmak için sıkıntı çekenlere, zillete katlananlara Cennet vacip olur) buyurulduğu için bu işi yapıyorum" dedi. (K.Saadet)

Ve son olarak şunu söylemek istiyorum ki; rızk endişesiyle, harama el uzatmamalı ve şu hadis-i şeriflerin muhatabı olmamalıdır: (Bir zaman gelir ki, insanlar, yalnız malın, paranın gelmesini düşünür, helalini ve haramını düşünmezler.) [Buhari]

(Bir zaman gelir, insanın bütün kaygısı midesi olur, şerefi mal, kıblesi kadın, dini para olur. Böyle kimseler, halkın kötüleridir.) [Sülemi]

Aşk-ı niyaz ederiz...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt