Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İslam dininin kaynaklarının doğruluğu üzerine sorularım (1 Kullanıcı)

axux15

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Tem 2011
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Merhabalar,
Benim sizlere islam dini ile ilgili çok merak ettiğim bir konuda sorum
olacak. Öncelikle ben müslüman bir gencim ve bugüne kadar ibadetlerimi
tam olarak
yerine getiremesem de haramdan, günahdan uzak durdum/durmaya gayret
ettim ve bu konuya çok dikkat ettim. Fakat internette okuduğum bazı
yazıların altındaki ateist yorumlar vb.
yazılar sebebi ile içime sorgulama düşünceleri doluştu. Ben Allah
yolundan ayrılmak kesinlikle istemiyorum fakat, aklımda binbir tane
düşünce de acaba din diye birşey yoksa,
ölen canlılar tamamen yokoluyorsa, doğmadan önce ne isek ölünce de o
şekilde yok oluyormuyuz gibisinden düşüncelerle kafam allak bullak
oluyor.
Bunun biraz da bugüne kadar hiçbir metafizik olayla karşılaşmamış
olmamla da ilgisi var. Bazen bir cin ya da ruh görmek istediğim bile
oluyor sırf inancımı daha da kuvvetlendirmek
ve içimdeki bu hastalık gibi olan şüpheden kurtulabilmek için.

Küçüklüğümde sorgulamadan bana ne anlatıldıysa ona inandım fakat
ilerleyen yaşımla
birlikte bazı konuların da üzerinde durmaya başladım. İncil'in
günümüze kadar değiştirilerek geldiğini biliyoruz, fakat ya aynısı
kur'an için de geçerli ise, ya da kur'an insanlar
tarafından yazılmışsa gibisinden kafa karıştırıcı sorulara cevaplar
bulmaya çalışıyorum. Kur'anın Allah tarafından indirildiğinin bir
kanıtı ya da kesin bir bilgisi var mıdır, o zamanki
hafızlar ayetleri tam olarak akıllarında nasıl tutmuşlardır, günümüze
ulaşana kadar değiştirilmiş olma ihtimali nedir? Peygamberlerimizin
mucizeleri başka insanlar tarafından görüldü ve gelecek
nesillere aktarıldı ise bu insanların anlattıklarının doğruluğuna
nasıl inanabiliyoruz ? Kısacası dinimizin doğruluğunun kanıtı nedir,
nasıl emin bir şekilde
inanabiliyoruz ? Yaklaşık 14-15 asırdır birçok şeyin değiştirilmiş
veya uydurulmuş olma ihtimali beni düşündürüyor. Malesef çevremdeki
insanlar bunu tam olarak cevaplayamıyor,
ya da cevaplamaktan kaçınıyor, ben de bu şüphelerle yaşamak Allah
yolundan sapmak istemiyorum.
Bu şekilde kesin olmadan, içimdeki şüphelerle inanmak da bana tam
kalbimle inanma şansı vermiyor,
ben kesin emin olarak tüm kalbimle inanmak ve ibadetlerimi ve gereken
herşeyi yerine getirmek istiyorum. Kısacası dinimizin kaynağı hakkında
geniş kapsamlı bir bilgiye ihtiyacım var
ve çevremdeki insanların bilgisel olarak yetersizliği sebebi ile bu
konuda bana sadece sizlerin yardımcı olabileceğinizi düşündüm.
Tabi ki bana doğru yolu göstermesi için herşeyden önce Allah'a dua
ediyorum her gün, lütfen siz de bu konudaki bilgilerinizi benden
esirgemeyin.
İçimdeki bu şüphe duygusu çok kötü birşey inanın, insanın inancı
sarsıldığında psikolojisi de tamamen bozuluyor.
Lütfen islam dini ile ilgili yeterince bilgisi olan kişiler ciddi olarak cevaplayabilirse sevinirim.
Tek isteğim inancımı daha da sağlamlaştırıp Allah yolundan ayrılmadan tüm yüreğimle dinime inanarak hayatımı sürdürmek.
İçimde herhangi bir soru ya da şüphe kalsın istemiyorum.
 

tabiinoğlu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Mar 2008
Mesajlar
8
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
64
Genç kardeşim selamünaleyküm.
Kafamızın karışması, şüpheler normaldir, ancak ilim her Müslümana farzdır. Müslümansak önce bu dinin kitabını baştan sona okuyacağız, hadisi şeriflerle tefsir edeceğiz. <Şurası bir gerçek ki, internette yapılan hücumların pekçoğunu gördüm, hepsi iftira ve zanna dayalıdır ve biliyoruz ki şeytan iftiracı ve yalancıdır ve onlara iner. Kulak asmayın.
Kuranı Kerim'de Allah Teala bu kitabı hak olarak indirdiğini ve koruduğunu bize bildiriyor, biz buna iman ederiz. Bunda şüphe yok. Yine ayetlerde, bu kitabın bizzat hak olduğunu önceki kitaplar Zebur, Tevrat ve İncil'in haber verdiği beyan ediliyor, bundan büyük delil olamaz. Zaten yeryüzünde Ehli Kitabın varoluşu başlı başına bir delildir. Yine büyük bir ibret şudur: Geçmişte kafir toplumlarının nasıl helak edildiği ve bunlara ilişkin arkeolojik kalıntılar en önemli delildir. Bulutların gidişi, yağmur, rüzgarlar, yeryüzü şekilleri elle tutulur delillerdir. Bir nutfeden bebeğin doğumuna kadar olan gelişme delildir. Ve herşey bir yana, hayatıyla ve en güzel ahlakıyla Allah Resulü ne güzel örnektir!

Modern zamanlar, kardeşlerimizi akıl karıştırıcı pek çok yayınla karşılıyor. Müslüman bir toplumuz ancak sımsıkı Allah'ın ipine sımsıkı sarılmış değiliz, gevşek, ılımlı, hakkı tavsiye edip kötülüklerden sakındıran bir toplum değiliz. Dini bilgi ortamları dahi modernliğin müphemliklerinden arınmış değil. Bilim adamları şov ve kibriya peşinde. Bu durumda gençliğin içinde bulunduğu durum acıklı. O yüzden ahir zamandayız ve kendinizi ateşten koruyun. Açın kitabımızı okuyun, okuyun, sonunda hakikat neyse sizi bulur. Çalışmak bizden yardım Allah'tandır.
 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
Esselamu aleykum

Değerli kardeşim hoş geldin,safalar getirdin;

Muhakkak ki iman şüphesiz bir şekilde inanmak demektir,inanca katılan şüphe iman bilinen zannı yavaş yavaş yok eder,öncelikle insanın kesin iman etmesi gereklidir,bundan önce varlığımızın asıl sebebini araştırmamız gereklidir,çünkü insan kendisini bilemezse,yaradanını nasıl bilebilir ?
İnsanoğlunun yaradılışı ALLAH-U TEALA hazretlerinin kendisinin varlığından haberdar olunması isteğine dayanır,düşünelimki yerde ve gökte olanlar ve içindekiler yoktur,yanlız ve yanlız ALLAH celle celaluhu vardır,O zatı subhan sevilmeyi ve bilinmeyi istediği için ezeli ve ebedi olan ilminde bizleri tasavvur etti,sizin ve bizim ve bütün nefis sahibi mahlukatları yaratsa idi nasıl amellerde bulunacağımızı bildi,bununla beraber kendisini en çok seven kulu Muhammed aleyhisselatu vesselamıda bildi ve ona sevgi besledi efendimiz aleyhisselamın ruhunu bizati kendi nurundan yarattı ve tüm yaratılacak olan varlıklarında ruhlarını hazreti peygamberin nurundan yarattı,ALLAH-U TEALA muhakkak ki bizlerin nasıl amel edeceğini bilici olduğu halde bizlere yaşam için ömür,yaşanacak yer,rızık ve işlenecek ameller için kader tayin etti !''Madem benim kaderimi ALLAH yazdı ben suç işliyorsam onun sebebinedir...'' diyen kaderilerin aksine ehli sünnet inancı şunu der,''ALLAH-U TEALA hazretleri,iyi ve kötü amelleri belirledi,bunlarla kullarını imtihan etmek istedi,imtihanın amacı iman ile inkarı ayırmak,sonucunda ise cennet ve cehennem ehlini belirlemek içindir,dolayısı ile MEVLA TEALA hazretleri salih amel ve kötü amelleri ayrı ayrı iki yola koydu,her yolun sonunada mükafatını yani cennet ve cehennemi koydu,mademki ben cennete girmek istiyorum o zaman salih amel işlemeliyim,ben salih amel işlemeye karar verince bana bu yolu kolay etti ve bu yolda yürümem için bana rehber (Kuran ve peygamber) gönderdi,Onun celle celaluhu ezeli ilminde benim salih amel işleyeceğim bilgisi olduğu için bütün hayatım boyunca nasıl amel edeceğimide muhakkak biliyordu ve bunun oluşması için şartları yarattı,misal ben namaz kılmak istedim,bana namaza ulaştıran bir kader yarattı,ben oruç tutmak istedim bana orucu tutmam için şartları yani yaşama kaderini yarattı,ben adam öldürmekten uzak durmak istedim ben kaçmak istediğim için bana kötü şartlardan uzak durmam için yollar,yöntemler yarattı,işte buna ehli sünnet bir müslüman olarak diyorum ki,ALLAH-U TEALA bizim nasıl yaşacağımızı zaten bildiği için bizim yaşayacağımız amele göre bize kader yaratır...''

Özellikle günümüzde yaşayan bir insan varlığını sorguluyorsa muhakkak sonucunda kendi kendine '' Gözümün gördüğü veya görmediği bunca varlığın oluşması ve bunların yaşaması,ölmesi muhakkak bir yaratıcıya dayanır !'' diyecektir,mesela RUH'u ele alalım,insanın bedeni elin girdiği eldiven gibidir,elini eldivenden çıkardığın zaman yerde duran bir nesne olur eldiven,halbuki elin içindeyken sanki canlı gibiydi,bütün işi yaparken,tokalaşırken onun varlığı hep hissedilirken,işimiz bittiğinde bir eşya olmaktan öte değildir,insan bedenide ruh içindeyse bir işlevsellik kazanır,ruhun içine girmesi nasıl bir iştir ? Bunu anlamak için 3-5 saniye düşünmek bile bizi ALLAH-U TEALA ya ulaştıracaktır,muhakkak ki insanın anne karnına bir meni olarak düştüğü zaman da bir değeri yoktur,onun bir et parçası olması ve hele hele 40 gün civarı bir zaman sonra (şaşmaz) bu ete nerden? nasıl? niye? neden? ne aracılığı ile ? (yaprak bile rüzgar sallamazsa ağaçtan düşmez) ne amaçla? gelmesi ve o et parçasına girmesi hem şaşılacak bir tıbbi vaka olmasına rağmen hemde KUR'AN-I AZİMÜŞŞANDA buyrulduğu gibi,ALLAH-U TEALA hazretlerinin varlığının bir ispatıdır,ruhun bedene girmesi bile bir imtihandır,kendi başına olmasına nasıl bir imkan olabilir,hele hele her defasında tekrar ede gelen bir iş için TESADÜFEN demek ise düpe düz ahmaklıktır...

Değerli kardeşim iman zan ile olmayacağı gibi,islamda sadece haramlardan kaçmakla olmaz,diyorsun ki ibadetlerimi yerine getir-e-miyorum,bu şuna benzer; üzerimde zırhım yok ama ben göğsümü kılıç ve mızrak darbelerine karşı siper edeceğim,unutmaki sen imtihandasın imtihan eden ALLAH-U TEALA imtihan aracı olarak şeytan ve nefsi yarattı,bilirmisin insanın içtiği süt kan ve dışkı arasından nasıl tertemiz çıkar ? İşte sende şeytan ve nefsin arasından tertemiz dönmelisin geldiğin yere yani ahiret yurduna,ben ibadet edemiyorum,sağlam bir kafa ile iman edemiyorum dersen,senin imtihan araçların şeytan ve nefis zırhsız göğsüne çok kılıç darbesi vururlar,öncelikle hayatında boşa geçirdiğin her dakika için halis bir kalp ile bir kerede olsa mevla tealaya tövbe et ve hemen zırhını giy,o zaman bir karış gitmiş olacaksın mevlaya,mevlamız ne kadar rahmet sahibiri göresin diye Oda celle celaluhu sana bir kulaç gelecek,sen bu kulaçtan dökülen nur ve rahmet damlaları ile imanı kuvvet bulacaksın ve salih ameller işleyeceksin,sonra bakacaksın ki bende kulaç var,karış yerine bir kulaç atayım,mevla teala da sana bir adım gelecek,(bunlar benzetme yapmak maksadı ile söylenen sözlerdir,yakıştırma değil) sana gelen nuru feyzin aşkı ile sen kendinde farklı bir yol olduğunu göreceksin,dini konular diğer konulardan daha zevki sefa olacak,dini sohbetler,ALLAh-U TEALA ve habibinin anıldığı her meclisde keza ve sen bu şevk ile yürüyeceksin mevlaya,mevlamız sizden bizden zengin,Oda celle celaluhu koşacaktır mutlaka,işte sen bu duruma geldiğinde,birde bakacaksın ki şeytan denen mahlukat artık sana ilişemiyor,nefsin ise senden razı,o zaman şeytanın ilişmek istediklerini mevlaya kavuştur daha ne duruyorsun :)

Gardaşcağızım,dünya fani,içindekiler fani,dünya hayatıda fani,baki olan MEVLA TEALA ve onun ilelebet yaşatacağı bizleriz,''Onlar altlarından ırmaklar akan cennetlerde tahtları üzere kurulmuşturlar,onlar orada ebedi kalıcıdırlar ve asla hüzün duymayacaktırlar....'' ne müthiş bir ayeti kerime,bu ayeti kerimenin sırrına vakıf olalım inşaALLAH...

Aklına takılanlar zırhsız olduğun için sana gelen vesveselerdir,Efendimiz aleyhisselatu vesselam sordu sahabe hazretleri( ALLAH'ım hepsinden razı olsun) ''Ey ALLAH'ın Rasulu aklımıza öyle şeyler geliyorki,keşke bunlar aklımıza gelmeseydide üstümüze dağlar düşseydi''
Buyurduki Habibullah;''Onlar şeytanın vesvesesidir,siz onlara ehemmiyet vermedikçe,size bir sıkıntı veremez...''
Bize düşende vesveseye ehemiyet vermemektir,insan nefsi dünyadan yani su ve çamurdan yaratıldı,ruhu ise mevlamızdandır,nefis dünyevi şehvetlere aç,ruh ise mevlanın nuruna,mevlamızın nuru KUR'AN ve Peygambber sünneti iken,nefsin yemeği ise en azgın işlerdir,her ikisininde elinde birer tasma vardır,kim kime efendilik ederse diğeri onun kölesi olur,gelin nefislerimizin efendisi olalım,bizler mevlanın nurundan yaratıldık,o zaman bize köle olmak yakışmaz...
Nefis ise şeytandan gelen her türlü vesveseyi hemen yakalar kabullenir,eğer bizler nefsimizi islam nuru ile terbiye etmezsek o zaman bu kabullenmeler devam eder ve sonunda ruhunuzunda nuru söner gider,dini vecibelerimizi yerine getirelim,emir ve yasaklara riayet edelim,hakkın rahmetine ve affına ve korumasına ancak böyle ulaşabiliriz...

Baki selamlar ve dualarımızla...
 

Kaim

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
11 Ocak 2010
Mesajlar
2,197
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
teşekkürler erzurumlu kardes(değerli abim) sizden faydalanlaktayız her daim.

Allah diline eline yüreğine zeval vermesin

Allah daima gözeten ve kollayandır.

bunu hep hissediniz.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt