cemaldurra
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 16 Nis 2008
- Mesajlar
- 1,142
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 66
Selamun Aleyküm,
Niçin Ağza, Burna Su Veriyoruz?
Rükneddin Ebü'1-Feth Hz.lerine:
“Abdest ve gusülde, ağzı ve burnu yıkamanın hikmeti nedir?” Diye bir sual sorulmuştu. Cevaben buyurdu ki:
“Suyun temiz olması için 3 sıfat lâzımdır. Bunlar, renk, koku ve taddır.
Dinimiz, mazmaza ve istinşakı, yani ağız ve burna su vermeyi, bu se¬beple öne almıştır. Zira, tat mazmaza ile (ağza su almakla); koku ise, istinşakla (burna su çekmekle) anlaşılır.
Böylece suyun temiz olup olmadığı ortaya çıkar.”
Acele Edilecek Yerler
Hatem-i Esam, bir gün vaaz ederken, teenni'den bahsetmişti.
“Acele edilecek yer yok mu hiç?” Diye soruldu. Şöyle cevap verdi:
“Var elbette. Bilhassa şu 5 yerde acele edilmelidir:
1. Bir günaha maruz kalınca, hemen tevbe etmekte acele edilmelidir.
2. Misafirin önüne yemeğini getirmekte acele edilmelidir.
3. Cenazeyi defnetmekte acele edilmelidir.
4. Borcu ödemekte acele edilmelidir.
5. Buluğ çağına ermiş genci evlendirmekte acele edilmelidir.”
Şehrinizi Adaletle Koruyun
Halife Ömer bin Abdülaziz Hazretleri,
"Şehrimizi korumak için etrafı¬nı surla çevirmek istiyorum. Gerekli parayı gönderiniz" diye müracaat eden bir valisine şu cevabı yazmıştı:
“Şehrinizi surla değil, adaletle koruyunuz ve zulümden arındırınız.
Adaletle Hükmet, Adaletle
Halife Harun Reşid'in mürşidi Behlül-ü Dânâ, bir gün, sarayın kapı¬sında görünür. Halife, uzun yoldan geldiğini tahmin ettiği Behlül'e sorar:
“Nereden geliyorsun böyle ey Behlül?”
“Cehennemden geliyorum ya Harun?”
“Hayrola cehennemde ne işin vardı?”
“Efendim, ateş lâzım oldu da, oraya ateş almaya gitmiştim.”
Fakat cehennemin bekçileri,
"Burada ateş yoktur. Herkes, ateşi bu¬raya kendi getirir" diyerek beni geri çevirdiler. Dolayısıyla eli boş dön¬düm.
“Peki, öyle ise, ben ne yapayım ki, oraya ateş götürmeyeyim?”
“Oraya ateş götürmemek için, adaletle hükmet, adaletle...”
Müslümanın Karşılaşabileceği Tehlikeler
Ali Havvâs'a, “müslümanın karşılaşabileceği tehlikeler nelerdir?” Diye sorulduğunda şu cevabı vermişti:
“Aklın âfeti, devamlı ve lüzumsuz çekişme ve mücadele yapmasıdır.
İmanın âfeti, inkardır.
Amelin afeti, tembelliktir.
İlmin âfeti, iddia sahibi olmaktır.
Sevginin âfeti, şehvet yolunu tutmasıdır.
Tevazünün afeti, tahkir olunacak derecede, kendini aşağı tutmak¬tır; tezellüldür.
Sabrın âfeti, Allah Teâla'dan başkasına şikâyette bulunmaktır.
Azizliğin ve büyüklüğün âfeti, kibirlenmek, böbürlenmektir.
Cömertliğin âfeti, israftır.
Arkadaşlığın âfeti, kavgadır.
Anlayışın âfeti, münakaşadır.
Allah Teâla'ya dua etmenin âfeti, baş olmaya, liderliğe meyilli ol¬maktır.
Zulmün âfeti, yayılmasıdır.
Adaletin âfeti, intikam duygusuna bürünmesidir.
Hürriyetin âfeti, sınırları aşmak, halden taşmaktır.”
İkisini de Affeyle!
Sahabelerden biri, Hz. Ebubekir'in (ra) yanına gelerek:
“Çok günahkârım, der. Benim için dua eder misin?” Hz. Ebu Bekir (ra):
“Yârabbi, der. Bir günahkâr, bir diğerinden dua istiyor. İkisini de affeyle.”
Allah'a emanet olun...
Niçin Ağza, Burna Su Veriyoruz?
Rükneddin Ebü'1-Feth Hz.lerine:
“Abdest ve gusülde, ağzı ve burnu yıkamanın hikmeti nedir?” Diye bir sual sorulmuştu. Cevaben buyurdu ki:
“Suyun temiz olması için 3 sıfat lâzımdır. Bunlar, renk, koku ve taddır.
Dinimiz, mazmaza ve istinşakı, yani ağız ve burna su vermeyi, bu se¬beple öne almıştır. Zira, tat mazmaza ile (ağza su almakla); koku ise, istinşakla (burna su çekmekle) anlaşılır.
Böylece suyun temiz olup olmadığı ortaya çıkar.”
Acele Edilecek Yerler
Hatem-i Esam, bir gün vaaz ederken, teenni'den bahsetmişti.
“Acele edilecek yer yok mu hiç?” Diye soruldu. Şöyle cevap verdi:
“Var elbette. Bilhassa şu 5 yerde acele edilmelidir:
1. Bir günaha maruz kalınca, hemen tevbe etmekte acele edilmelidir.
2. Misafirin önüne yemeğini getirmekte acele edilmelidir.
3. Cenazeyi defnetmekte acele edilmelidir.
4. Borcu ödemekte acele edilmelidir.
5. Buluğ çağına ermiş genci evlendirmekte acele edilmelidir.”
Şehrinizi Adaletle Koruyun
Halife Ömer bin Abdülaziz Hazretleri,
"Şehrimizi korumak için etrafı¬nı surla çevirmek istiyorum. Gerekli parayı gönderiniz" diye müracaat eden bir valisine şu cevabı yazmıştı:
“Şehrinizi surla değil, adaletle koruyunuz ve zulümden arındırınız.
Adaletle Hükmet, Adaletle
Halife Harun Reşid'in mürşidi Behlül-ü Dânâ, bir gün, sarayın kapı¬sında görünür. Halife, uzun yoldan geldiğini tahmin ettiği Behlül'e sorar:
“Nereden geliyorsun böyle ey Behlül?”
“Cehennemden geliyorum ya Harun?”
“Hayrola cehennemde ne işin vardı?”
“Efendim, ateş lâzım oldu da, oraya ateş almaya gitmiştim.”
Fakat cehennemin bekçileri,
"Burada ateş yoktur. Herkes, ateşi bu¬raya kendi getirir" diyerek beni geri çevirdiler. Dolayısıyla eli boş dön¬düm.
“Peki, öyle ise, ben ne yapayım ki, oraya ateş götürmeyeyim?”
“Oraya ateş götürmemek için, adaletle hükmet, adaletle...”
Müslümanın Karşılaşabileceği Tehlikeler
Ali Havvâs'a, “müslümanın karşılaşabileceği tehlikeler nelerdir?” Diye sorulduğunda şu cevabı vermişti:
“Aklın âfeti, devamlı ve lüzumsuz çekişme ve mücadele yapmasıdır.
İmanın âfeti, inkardır.
Amelin afeti, tembelliktir.
İlmin âfeti, iddia sahibi olmaktır.
Sevginin âfeti, şehvet yolunu tutmasıdır.
Tevazünün afeti, tahkir olunacak derecede, kendini aşağı tutmak¬tır; tezellüldür.
Sabrın âfeti, Allah Teâla'dan başkasına şikâyette bulunmaktır.
Azizliğin ve büyüklüğün âfeti, kibirlenmek, böbürlenmektir.
Cömertliğin âfeti, israftır.
Arkadaşlığın âfeti, kavgadır.
Anlayışın âfeti, münakaşadır.
Allah Teâla'ya dua etmenin âfeti, baş olmaya, liderliğe meyilli ol¬maktır.
Zulmün âfeti, yayılmasıdır.
Adaletin âfeti, intikam duygusuna bürünmesidir.
Hürriyetin âfeti, sınırları aşmak, halden taşmaktır.”
İkisini de Affeyle!
Sahabelerden biri, Hz. Ebubekir'in (ra) yanına gelerek:
“Çok günahkârım, der. Benim için dua eder misin?” Hz. Ebu Bekir (ra):
“Yârabbi, der. Bir günahkâr, bir diğerinden dua istiyor. İkisini de affeyle.”
Allah'a emanet olun...