Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İslam Birliği'ne Çağrı (1 Kullanıcı)

Kalb-i selim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Ağu 2006
Mesajlar
822
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
İSLAM BİRLİĞİ'NE ÇAĞRI

20. yüzyılın başlarında Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılması, İslam dünyasının 20. yüzyıldaki konumunu belirleyen önemli bir etkendi. Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkıntıları arasından onlarca farklı devlet ve halk çıktı. Ancak hemen hiçbiri, Osmanlı dönemindeki huzur ve istikrara bir daha kavuşamadı.

21. yüzyıla girdiğimiz şu günlerde dünyanın pek çok bölgesinde çözüm bekleyen sorunlar, üzerinde uzlaşma sağlanması gereken çeşitli anlaşmazlıklar halen devam ediyor. 20. yüzyılın başında bozulan dengelerin tam anlamıyla yeniden kurulamamış olması, çoğunluğu İslam dünyası içinde yer alan çeşitli hassas alanlar ve bölgeler oluşturmuş durumda. Bu sorunların bir kısmı üzerinde geçici mutabakat sağlandı, bazı bölgelerde ise sıcak çatışmalar veya gerginlikler sürüyor.

Günümüzde çözüm bekleyen konuların önemli bir kısmı, Müslümanların yoğun olarak yaşadığı toprakları (Filistin, Keşmir gibi) doğrudan ilgilendirmektedir. Bunun yanı sıra, son dönemde sesleri gittikçe yükselen "medeniyetler arası çatışma" savunucularının Müslümanları itham eden propagandaları nedeniyle, İslam dünyası, çeşitli çevreler tarafından hedef gösterilmeye çalışılmaktadır. Bu da gereksiz ve suni bir gerginliğin doğmasına, tedirginliğin artmasına neden olmaktadır. Tüm bunlar, Müslümanların 21. yüzyılda nasıl bir strateji izlemeleri gerektiği sorusunu bir kez daha gündeme getirmektedir.

Bu stratejinin doğru belirlenebilmesi için, öncelikle İslam dünyasının bugün içinde bulunduğu durumu iyi anlamak gerekmektedir. Yapılacak doğru tespitler, belirlenecek stratejinin temel dayanak noktasını oluşturacak, alınacak kararların isabetli olmasını sağlayacaktır.

Üç büyük İslam İmparatorluğu'nun, Safevilerin, Mogulların ve Osmanlıların sınırlarını gösteren harita.

İslam uygarlığı, Osmanlılar, Safeviler ve Mogullar gibi üç büyük imparatorluk tarafından temsil edildiği 16. ve 17. yüzyılda, Asya, Afrika ve Avrupa'nın egemen gücüydü. Hindistan'da Mogul İmparatorluğu vardı. İran ve çevresinde Safevi Devleti hüküm sürüyordu. Üçüncü ve en büyük imparatorluk ise, tüm Balkan Yarımadasını, Anadolu'yu, Mezopotamya'yı, Arap Yarımadasını ve Kuzey Afrika'yı yöneten büyük Osmanlı Devleti'ydi. Ancak bu İslami egemenlik giderek küçüldü ve zayıfladı. İlk olarak 18. yüzyılda Mogul İmparatorluğu yıkıldı. Bu, Güney Asya Müslümanları için yeni bir dönemin başlangıcı oldu; Hindistan alt kıtası İngiliz Sömürge Yönetimi'nin hakimiyetine girdi. Hindiçini olarak bilinen bölge de Fransızlar tarafından sömürgeleştirildi. Safevi İmparatorluğu'nun halefi olan Kaçar Hanedanı 1920'lere kadar varlığını devam ettirdi, ancak otoritesini ve etkinliğini çoktan yitirmişti. Zaman içinde İngiltere ve Rusya'nın hakimiyetine girdi. Bu arada Osmanlı İmparatorluğu da ardı ardına gelen toprak kayıplarıyla birlikte gittikçe zayıflamıştı. 600 yıl boyunca, İslam dünyasının en geniş ve en etkili devlet sistemini oluşturan Osmanlı İmparatorluğu, I. Dünya Savaşı ile birlikte tamamen yıkıldı.

Osmanlı'nın yıkılması başta Ortadoğu ve Arap Yarımadasının bazı bölgeleri olmak üzere, İslam coğrafyasında tarihi değişikliklerin yaşanmasına neden oldu. Bölgeye yabancı olan güçler tarafından kurulan ulus-devletler, bu topraklarda 20. yüzyıl boyunca devam edecek olan huzursuzlukların ve gerilimin temel nedeni oldu. Köklü bir medeniyetin kurucusu olan İslam dünyasında, içe kapanma süreci başladı. Sadece Ortadoğu'da değil, Kuzey Afrika'da, Güney Asya'da Müslümanlar sömürgeci güçler tarafından ezildi. Bu ülkelerin büyük çoğunluğu ancak 20. yüzyılın ikinci yarısında bağımsızlıklarını kazanabildiler. Bağımsızlıklarını kazanma süreçleri de Cezayir gibi pek çok ülkede, çok kanlı oldu. Milyonlarca masum insan hayatını kaybetti, pek çoğu uygulanan işkence ve zulüm nedeniyle sakat kaldı. Bu bölgelerde, sömürgeci güçlerin çekilmesinin ardından da huzur ve güvenlik tam anlamı ile sağlanamadı. Kısaca, 20. yüzyıl İslam dünyasının çoğunluğu için, çatışmalarla, kavgalarla, yokluk ve yoksullukla geçen bir yüzyıl oldu.

Ancak İslam dünyası her zaman bu konumda değildi.

Aksine, geçtiğimiz iki bin yılın tarihi incelendiğinde, ortaya günümüzden çok daha farklı bir tablo çıkmaktadır: İnsanlık tarihindeki en büyük kültürel ve bilimsel yükseliş, İslam'la gerçekleşmiştir. Batı dünyası henüz karanlık içindeyken, Müslümanlar dünyanın en göz kamaştırıcı medeniyetini kurmuş, İslam ahlakı dünyayı aydınlatan ışık olmuştur.

Harun Yahya(Adnan Oktar) nın eserlerinden yayarlanıldı

Allahaısmarladık... B)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt