Kusursuzalim
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 14 Ara 2008
- Mesajlar
- 67
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 6
- Yaş
- 41
3.Bölüm Fragmanı: http://rapidshare.com/files/119061574/2.Bolum_Fragman__305_.wmv.htmlhttp://rapidshare.com/files/119061574/2.Bolum_Fragman__305_.wmv.html
By KusursuZaLim
ISLAK AŞK
(Gözyaşları nemi sever.)
3.BÖLÜM
Gönül usanmaz, Aşkı ağırlamaktan..
Aşk bir başkadır.Yüreklerin derinliklerinde yüzmeyi sever.Kapıldın mı da girdabına bir daha kendini bulamazsın, ta ki o seni bırakana dek. Ki; pekte inatçıdır kolay kolay caymaz.İşte Rallen bunun idrakında değildir, evine doğru yolculuğunun son demlerini yaşarken.
Linda sevdiği ile huzurlu vakitler geçirmektedir.Bulutların üzerinde, ikisinden başka kimse yoktur sanki dünyada. Herwez, kendini işine vermiş hayatını sürdürmektedir. Hayat, kaderle bir olmuş ağ örme işini ustada sürdürmektedir.Tabi ki aşkında payı vardır bunda.
Kızıl saçlı delikanlı evine varır..
Aklımda, kendisinden kilometrelerce uzaklaşmış olmama rağmen Linda yatmaktaydı.Üstelik birini sevdiğini bildiğim halde.Gönlüme hiç bu kadar kızmamıştım. Neler oluyordu.Neden aklımdan çıkmıyordu bu kız. Bir neden daha düşünürken babam geldiğimi duymuş olmalı ki kapıyı açtı.
- Hoş geldin oğlum.
- Hoş bulduk babacım.
- Nasıl geçti seyahatin, merak ettiklerin hakkında bir şeyler öğrenebildin mi?
Gelişmeleri babama aktarma konusunda kararsızdım. Pekte niyetim yoktu. Öğrendim sayılır diye geçiştirdim. Üstelik yorgundum, hemen yatağa uzanıp, kendimi uykunun ellerine bırakmayı düşünüyordum. Saat 23:19’u gösteriyordu. Babama iyi geceler dileyip odama uzandım.Bir müddet sonra babam geldi ‘’Bir şeyler yemeyecek misin?’’ dedi, Tokum, canım istemiyor dedim.Halbuki karnım zil çalıyordu sabahtan beri bir lokma koymamıştım ağzıma ama iştahımda yoktu hani. İlk kez böyle oluyordum.Karnım zil çalarken yemek istememek ilginç bir durumdu benim için.
* * *
Gece yarısı. Saat 00:21. Havada narin bulutlar süzülmekte.Dolunay gökyüzüne hakim ve Linda yatağında terler içinde. Ateşi belirgin bir şekilde nüksetmeye başlar. Gece en sıkıcı anlarından birini yaşatıyordur Linda’ya. Ağzında belirsiz bir kuraklık. Susuzluğunu gidermek için yatağında doğrulur.Yalnız başı buna pek müsaade edecek gibi değildir.Luna parktaki dönme dolabı aratmayacak şekilde fırıldaklar çizmektedir gözleri. Bir anda kendini soğuk zeminle temas halinde bulur Linda. Yıllarca sırtında sabahladığı yatağının ayakları yanında soğuk nefesler almaktadır. Ensenin den boşalan terler, baharda harekete geçmiş çayları andırmaktadır. ‘’Baba’’ diye bağırır acizce, bitkince. BABA! BABAA!
Herwez, kızının sesini duyar duymaz hışımla fırlar yatağından. Öyle bir kalkar ki, sanki hiç dalmamış gibi gözlerinde uykudan eser kalmamıştır.Hemen kızı, Linda’nın yanında bitiverir. Gördüklerine inanamaz.Kızını ilk kez bu kadar mat ve solgun görmektedir. Sanki son anlarını yaşayan bir ceylan yavrusu gibi, gözleri önünde soluk resitali vermektedir Linda.
(Linda’nın ağzından) :
Ellerim ter içindeydi.Bir yandan da titriyordum.Babam çaresizce ve bir o kadar da acziyet içinde olanlara bir anlam vermeye çalışmaktaydı. Hemen telefona sarıldı ve acil servisi aradı.Nefeslerimin soğukluğunu ciğerlerimde hisseder olmuştum.Başın bir an dönmeyi kesti.Bu sefer mideme ağrı giriyordu.Neler olduğunu anlamakta güçlük çekiyordum.
Acil Servis aracı 13 dakika sonra Herwez’in evinin kapısının önünde olur.Hemen sedyeyi indirirler ve Linda’yı usulca yatırırlar.Acı siren sesleri ile hastanenin yolunu tutar ambulans.
Herwez kızının yanında, elini sıkı sıkı tutmaktadır.Yol bitmek bilmemekte ve kızı derin soluklar almaya devam etmektedir.Nihayet acil servisin girişine gelirler.Hemen yoğun bakım ünitesine alınan Linda, doktorlar eşliğinde teşhiş için müşahede altına sokulur.Babası dışarıda sonucu merakla beklemektedir.
Saat 02:11’i gösterirken, yani yaklaşık 1 saat sonra doktor, Linda’nın olduğu üniteden dışarı çıkar.Bütün tahliller yapılmış ve sonucu babasına söylemek için ilerlemektedir.Doktorun ayak sesleri hastane koridorlarında yankılanmakta, Herwez doktorun gelişini pür dikkat seyretmektedir.Saçları siyah ve orta kısmı dökük, buğday tenli kahverengi gözlü, dişleri porselen kaplama olan doktor konuşmaya başlar:
- Op. Doktor Rumin TeacLes. Kızın yakını sizmisiniz?
- Evet Babasıyım.
- Bayım, daha önceden böyle vakalar geçirdi mi kızınız?
- Hayır ilk kez oluyor doktor bey.
- Üzgünüm ama sonuçlar pek iç açıcı değil.Bütün tahlilleri yapmış bulunmaktayız.Bir babanın duymasını istemeyeceği bir şey ama Kızınız Lösemi, yani kan kanseri.En kısa zamanda uygun ilik bulup nakil yapmamız gerekiyor.Şimdiden araştırmalara başladık biz.
Herwez’in dünyalar başına yıkılmıştır. Sanki göğsü, yer ile gök arasına sıkışmış, zor nefes alıp vermektedir.
- İyimisiniz bayım?
- Anlatın doktor bey.Kızım ne zaman ve nasıl kurtulur bu illet hastalıktan?
- Dediğim gibi bayım.Uygun bir ilik lazım.
Linda ve Herwez için zaman geçmek bilmemektedir. Sevgilisinin de hiçbir şeyden haberi yoktur, Rallen gibi. Zaman ilerler ve öğleyi geçer. Hala uygun bir ilik için umut ışığı aranmaktadır.Linda’nın sevgilisi Arcther nihayet haberi duyup hastaneye koşar ve durumu öğrenir. Linda’nın kanser olduğunu öğrenince bir duraksar sonra eskisi gibi göremez Linda’yı.Yani hastalığından ötürü bir soğukluk sinmiştir içine.Belki bulaşma korkusu belki de tiksinme. İçindeki aşk, altı delinmiş un çuvalı gibi boşalmaya başlamıştır.Bir fırsatını bulup yoğun bakım ünitesine girer Arcther.O anda bilinci yerine gelmiştir Linda’nın ve acı acı konuşmaya başlar Arcther, hasta bir kızın yanında.
- Linda, her şey buraya kadarmış. Hasta birini sevemem, hele kanser ise hiç. Kader bizi buradan sonra ayırıyor.Kendine iyi bak sana mutluluklar.
Arkasında ılık ve bir o kadar hüzünlü rüzgar estirerek, sevdiği erkek kapıyı kapatıp çıkar.
Linda şaşkınlıklar içindedir bir yandan bitkinliği sürerken, bir yanda da, çok sevdiği erkek onu hastalığı yüzünden terk etmektedir.
* * *
Herwez’in bundan haberi yoktur.Arcther usulca hastanenin arka kapısından çıkıp uzaklaşır ve sırlara kadem basar. Herwez bütün tanıdıklarını arayıp, uygun ilik için yardım istemektedir.Tabi aradıklarının içinde Rallen’in babası da vardır. Rallen’in babası durumu öğrendikten sonra ilk minibüs ile Frankfurt’a gitmek için hazırlanır ve tabi bu telaşı Rallen farkeder. ‘’Hayırdır baba kimdi arayan? Nedir bu acelen?’’ ‘’Oğlum Herwez’in bir kızı vardı Linda, o lösemi kanseriymiş.Uygun ilik bulunamazsa hayatını kaybedebilirmiş.’’Rallen üzgünlük ve şaşkınlık içerisinde, ‘’Bende geliyorum’’ der ve ikisi yola koyulurlar.Hastaneye vardıklarında Rallen ilgili doktora, ‘’Benim kanıma da bakın.Uygun ise yardımcı olmak istiyorum’’ der.Rallen’i hemen teşhise alırlar ve uygun ilik Rallen de bulunur.Fakat Rallen’in bir şartı vardır.Kesinlikle Linda bilmemesini istemektedir.Doktorlar Rallen’in şartını kabul eder ve ilik naklini yaparlar.Herwez’in de bundan haberi olmayacaktır...
Aradan 12 gün geçer..
Linda iyileşme periyodunu bitmiştir artık.Eski sağlığına kavuşmuş bir şekilde, taburcu olmayı beklemektedir.Uygun ilik, çok tez zamanda bulunduğu için saçlarının kesilmesine de gerek kalmamıştır.Hastalığına erken teşhis koyulup kısa bir süre içinde tedaviye alındığı içinde, hastalığının ilerlenmesi önlenmiş, taburcu olması yaklaşmıştır.İçinde sevdiği erkeğin terk etme yarası ile 15:30 gibi hastaneden taburcu olur.Babası ile arabalarına binerek evinin yolunu tutarlar..Hastanenin çamlarla çevrili bahçesinin soğuk bankında, onların eve gidişini izleyen bir çift göz vardır.Rallen’in ta kendisi..
Arabada konuşmaya başlarlar baba, kız :
- Nasılsın kızım biraz daha iyisin dimi şimdi?
Linda bir müddet konuşmamayı tercih eder.Ne var ki hala hazmedememiştir sevdiği erkeğin terk edişini.
- Linda kızım sana diyorum, iyimisin?
Linda konuşmaya karar verir:
- Arcther beni terk etti baba!
- Ne! ?
- Hasta olduğum için benimle olamayacağını söyledi.
- Seni gerçekten sevmiyormuş demek. Nasıl kanmışım ben onun bu iyi görünüşüne.
- Boş ver baba silmekten başka çarem yok.
Aralarında başka bir konuşma geçmez ve eve varırlar.
Günler günleri kovalamakta, saatler yelkovanla ahenk uyumunu usulca sürdürmektedir.
Linda’nın hastalığı geçmiş olsa da, kontrol için her hafta hastaneyi ziyaret etmektedir.Bir gün yine babası ile ziyarete geldikleri zaman Hastanede Rallen ile karşılaşırlar. Herwez de kızı da ilik olayından habersizdir hala.
- Hayırdır Rallen ne işin var burda? diyerek Herwez, elini omzuna atar Rallen’in.
- Kızınızı merak etmiştim son durumu ne oldu diye.
Linda bunu duyunca irkilir.Düşünme moduna geçer saniyeler içinde.Bir yanda 4 aydır çıktığı erkek arkadaşı onu hastalığı yüzünden bırakmış, öte yanda tam tanımadığı ve diyalogu sadece bir günaydından ibaret erkek, kendisinin sağlığını sormaktadır.Herwez gerçek aşkı bundan sonra görecektir.Gerçekten kızını seven ve sadık kalacak olan erkeği.Bunu da hissetmiştir artık.Linda sessiz kalır babası tercüme edercesine konuşur:
- Evet kızım iyi çok şükür.Uygun bir ilik bulduk kısa zamanda ve hayata bağlandı yeniden fakat iliğin sahibini bulamadık, teşekkür bile etme fırsatımız olmadığı içinde buruk sevincimiz.
‘’Hayır sever biri, genelde ismini gizler’’ diyerek söze katılır Linda.’’Filmlerde de böyle olur hep.’’
Rallen sessizliğini bozmamaktadır, en iyi becerdiği şeyi.’’Hadi gel Rallen, bu sevincimize ortak ol, beraber kutlayalım bunu’’ der Linda’nın babası. Rallen bir yandan Linda ile olacağından heyecana kapılır, bir yandan da sevgilisi ile hala çıktığını sanarak tereddüt eder.Bu tereddüdünü farkeder bir şekilde babası :
- Linda sevdiğinden ayrıldı Rallen. Daha doğrusu sevdiği terk etti onu.
Babasının böyle demesine çok içerleyen ve kızan Linda ‘’Hadi gitmiyor muyuz?’’ diyerek sözü keserken, Herwez’in dediklerine çok sevinen Rallen’in yüzünde gizli tebessümler oluşmuştur.Tabi terk edildiğini öğrendiği Linda’nın üzgünde olacağını düşünerek buruklukta sinmiştir içine.
Bir bahar akşamında, güzel bir yerde akşam yemeği yemektedirler, Herwez, Rallen ve Linda. Herşey artık yoluna girmiş gibidir. Burukta olsa, hastalığından kurtulduğu için Linda, herkesin yüzünde tebessümler konferans vermektedir.Mönülerden seçim yapılır ve yemekler gelir.Rallen çaktırmadan kaçamak bakışlar atmaktadır Linda’ya.O güzel gözlerini doya doya izleme gayretindedir.Birde rahatça bakışlarını görebilse, başka bir şey istememektedir hayattan. Karşısında o kadar güzel bir canlı otuyordur ki Rallen’in, yemek yiyişini izlemek bile karnını doyurmaktadır. İçinden, bir meleğe nasıl bu kadar yakın olduğuna şaşmaktadır ayrıca.
Linda’nın karşısında sanki suda sabun gibi eriyordur zaman. Saniyeler dört çeker, dakikalar yarış atıdır.Rallen’e en çok dokunan, konuşmaya bir türlü başlayamaması, bir tek kelam bile edememesidir Linda ile.
Yemeğin ortasında Rallen’in cebi çalar ve arayan gizli bir numaradır.Rallen yes tuşuna basar ve alo demeden dinlemeye koyulur.Rallen, gizli arayanın dediklerini dinledikçe yüzü asılır, matlaşır ve kan beyninde sanki sömürge sahibi bir ülkeymiş gibi baskı yapmaya başlar. Bir müddet sonra elinden telefon düşer.Artık hiçbir şey duymamaktadır Rallen, daha doğrusu duymak istememektedir..
3.Bölümün sonu..
-devam edecek-
(Gözyaşları nemi sever.)
3.BÖLÜM
Gönül usanmaz, Aşkı ağırlamaktan..
Aşk bir başkadır.Yüreklerin derinliklerinde yüzmeyi sever.Kapıldın mı da girdabına bir daha kendini bulamazsın, ta ki o seni bırakana dek. Ki; pekte inatçıdır kolay kolay caymaz.İşte Rallen bunun idrakında değildir, evine doğru yolculuğunun son demlerini yaşarken.
Linda sevdiği ile huzurlu vakitler geçirmektedir.Bulutların üzerinde, ikisinden başka kimse yoktur sanki dünyada. Herwez, kendini işine vermiş hayatını sürdürmektedir. Hayat, kaderle bir olmuş ağ örme işini ustada sürdürmektedir.Tabi ki aşkında payı vardır bunda.
Kızıl saçlı delikanlı evine varır..
Aklımda, kendisinden kilometrelerce uzaklaşmış olmama rağmen Linda yatmaktaydı.Üstelik birini sevdiğini bildiğim halde.Gönlüme hiç bu kadar kızmamıştım. Neler oluyordu.Neden aklımdan çıkmıyordu bu kız. Bir neden daha düşünürken babam geldiğimi duymuş olmalı ki kapıyı açtı.
- Hoş geldin oğlum.
- Hoş bulduk babacım.
- Nasıl geçti seyahatin, merak ettiklerin hakkında bir şeyler öğrenebildin mi?
Gelişmeleri babama aktarma konusunda kararsızdım. Pekte niyetim yoktu. Öğrendim sayılır diye geçiştirdim. Üstelik yorgundum, hemen yatağa uzanıp, kendimi uykunun ellerine bırakmayı düşünüyordum. Saat 23:19’u gösteriyordu. Babama iyi geceler dileyip odama uzandım.Bir müddet sonra babam geldi ‘’Bir şeyler yemeyecek misin?’’ dedi, Tokum, canım istemiyor dedim.Halbuki karnım zil çalıyordu sabahtan beri bir lokma koymamıştım ağzıma ama iştahımda yoktu hani. İlk kez böyle oluyordum.Karnım zil çalarken yemek istememek ilginç bir durumdu benim için.
* * *
Gece yarısı. Saat 00:21. Havada narin bulutlar süzülmekte.Dolunay gökyüzüne hakim ve Linda yatağında terler içinde. Ateşi belirgin bir şekilde nüksetmeye başlar. Gece en sıkıcı anlarından birini yaşatıyordur Linda’ya. Ağzında belirsiz bir kuraklık. Susuzluğunu gidermek için yatağında doğrulur.Yalnız başı buna pek müsaade edecek gibi değildir.Luna parktaki dönme dolabı aratmayacak şekilde fırıldaklar çizmektedir gözleri. Bir anda kendini soğuk zeminle temas halinde bulur Linda. Yıllarca sırtında sabahladığı yatağının ayakları yanında soğuk nefesler almaktadır. Ensenin den boşalan terler, baharda harekete geçmiş çayları andırmaktadır. ‘’Baba’’ diye bağırır acizce, bitkince. BABA! BABAA!
Herwez, kızının sesini duyar duymaz hışımla fırlar yatağından. Öyle bir kalkar ki, sanki hiç dalmamış gibi gözlerinde uykudan eser kalmamıştır.Hemen kızı, Linda’nın yanında bitiverir. Gördüklerine inanamaz.Kızını ilk kez bu kadar mat ve solgun görmektedir. Sanki son anlarını yaşayan bir ceylan yavrusu gibi, gözleri önünde soluk resitali vermektedir Linda.
(Linda’nın ağzından) :
Ellerim ter içindeydi.Bir yandan da titriyordum.Babam çaresizce ve bir o kadar da acziyet içinde olanlara bir anlam vermeye çalışmaktaydı. Hemen telefona sarıldı ve acil servisi aradı.Nefeslerimin soğukluğunu ciğerlerimde hisseder olmuştum.Başın bir an dönmeyi kesti.Bu sefer mideme ağrı giriyordu.Neler olduğunu anlamakta güçlük çekiyordum.
Acil Servis aracı 13 dakika sonra Herwez’in evinin kapısının önünde olur.Hemen sedyeyi indirirler ve Linda’yı usulca yatırırlar.Acı siren sesleri ile hastanenin yolunu tutar ambulans.
Herwez kızının yanında, elini sıkı sıkı tutmaktadır.Yol bitmek bilmemekte ve kızı derin soluklar almaya devam etmektedir.Nihayet acil servisin girişine gelirler.Hemen yoğun bakım ünitesine alınan Linda, doktorlar eşliğinde teşhiş için müşahede altına sokulur.Babası dışarıda sonucu merakla beklemektedir.
Saat 02:11’i gösterirken, yani yaklaşık 1 saat sonra doktor, Linda’nın olduğu üniteden dışarı çıkar.Bütün tahliller yapılmış ve sonucu babasına söylemek için ilerlemektedir.Doktorun ayak sesleri hastane koridorlarında yankılanmakta, Herwez doktorun gelişini pür dikkat seyretmektedir.Saçları siyah ve orta kısmı dökük, buğday tenli kahverengi gözlü, dişleri porselen kaplama olan doktor konuşmaya başlar:
- Op. Doktor Rumin TeacLes. Kızın yakını sizmisiniz?
- Evet Babasıyım.
- Bayım, daha önceden böyle vakalar geçirdi mi kızınız?
- Hayır ilk kez oluyor doktor bey.
- Üzgünüm ama sonuçlar pek iç açıcı değil.Bütün tahlilleri yapmış bulunmaktayız.Bir babanın duymasını istemeyeceği bir şey ama Kızınız Lösemi, yani kan kanseri.En kısa zamanda uygun ilik bulup nakil yapmamız gerekiyor.Şimdiden araştırmalara başladık biz.
Herwez’in dünyalar başına yıkılmıştır. Sanki göğsü, yer ile gök arasına sıkışmış, zor nefes alıp vermektedir.
- İyimisiniz bayım?
- Anlatın doktor bey.Kızım ne zaman ve nasıl kurtulur bu illet hastalıktan?
- Dediğim gibi bayım.Uygun bir ilik lazım.
Linda ve Herwez için zaman geçmek bilmemektedir. Sevgilisinin de hiçbir şeyden haberi yoktur, Rallen gibi. Zaman ilerler ve öğleyi geçer. Hala uygun bir ilik için umut ışığı aranmaktadır.Linda’nın sevgilisi Arcther nihayet haberi duyup hastaneye koşar ve durumu öğrenir. Linda’nın kanser olduğunu öğrenince bir duraksar sonra eskisi gibi göremez Linda’yı.Yani hastalığından ötürü bir soğukluk sinmiştir içine.Belki bulaşma korkusu belki de tiksinme. İçindeki aşk, altı delinmiş un çuvalı gibi boşalmaya başlamıştır.Bir fırsatını bulup yoğun bakım ünitesine girer Arcther.O anda bilinci yerine gelmiştir Linda’nın ve acı acı konuşmaya başlar Arcther, hasta bir kızın yanında.
- Linda, her şey buraya kadarmış. Hasta birini sevemem, hele kanser ise hiç. Kader bizi buradan sonra ayırıyor.Kendine iyi bak sana mutluluklar.
Arkasında ılık ve bir o kadar hüzünlü rüzgar estirerek, sevdiği erkek kapıyı kapatıp çıkar.
Linda şaşkınlıklar içindedir bir yandan bitkinliği sürerken, bir yanda da, çok sevdiği erkek onu hastalığı yüzünden terk etmektedir.
* * *
Herwez’in bundan haberi yoktur.Arcther usulca hastanenin arka kapısından çıkıp uzaklaşır ve sırlara kadem basar. Herwez bütün tanıdıklarını arayıp, uygun ilik için yardım istemektedir.Tabi aradıklarının içinde Rallen’in babası da vardır. Rallen’in babası durumu öğrendikten sonra ilk minibüs ile Frankfurt’a gitmek için hazırlanır ve tabi bu telaşı Rallen farkeder. ‘’Hayırdır baba kimdi arayan? Nedir bu acelen?’’ ‘’Oğlum Herwez’in bir kızı vardı Linda, o lösemi kanseriymiş.Uygun ilik bulunamazsa hayatını kaybedebilirmiş.’’Rallen üzgünlük ve şaşkınlık içerisinde, ‘’Bende geliyorum’’ der ve ikisi yola koyulurlar.Hastaneye vardıklarında Rallen ilgili doktora, ‘’Benim kanıma da bakın.Uygun ise yardımcı olmak istiyorum’’ der.Rallen’i hemen teşhise alırlar ve uygun ilik Rallen de bulunur.Fakat Rallen’in bir şartı vardır.Kesinlikle Linda bilmemesini istemektedir.Doktorlar Rallen’in şartını kabul eder ve ilik naklini yaparlar.Herwez’in de bundan haberi olmayacaktır...
Aradan 12 gün geçer..
Linda iyileşme periyodunu bitmiştir artık.Eski sağlığına kavuşmuş bir şekilde, taburcu olmayı beklemektedir.Uygun ilik, çok tez zamanda bulunduğu için saçlarının kesilmesine de gerek kalmamıştır.Hastalığına erken teşhis koyulup kısa bir süre içinde tedaviye alındığı içinde, hastalığının ilerlenmesi önlenmiş, taburcu olması yaklaşmıştır.İçinde sevdiği erkeğin terk etme yarası ile 15:30 gibi hastaneden taburcu olur.Babası ile arabalarına binerek evinin yolunu tutarlar..Hastanenin çamlarla çevrili bahçesinin soğuk bankında, onların eve gidişini izleyen bir çift göz vardır.Rallen’in ta kendisi..
Arabada konuşmaya başlarlar baba, kız :
- Nasılsın kızım biraz daha iyisin dimi şimdi?
Linda bir müddet konuşmamayı tercih eder.Ne var ki hala hazmedememiştir sevdiği erkeğin terk edişini.
- Linda kızım sana diyorum, iyimisin?
Linda konuşmaya karar verir:
- Arcther beni terk etti baba!
- Ne! ?
- Hasta olduğum için benimle olamayacağını söyledi.
- Seni gerçekten sevmiyormuş demek. Nasıl kanmışım ben onun bu iyi görünüşüne.
- Boş ver baba silmekten başka çarem yok.
Aralarında başka bir konuşma geçmez ve eve varırlar.
Günler günleri kovalamakta, saatler yelkovanla ahenk uyumunu usulca sürdürmektedir.
Linda’nın hastalığı geçmiş olsa da, kontrol için her hafta hastaneyi ziyaret etmektedir.Bir gün yine babası ile ziyarete geldikleri zaman Hastanede Rallen ile karşılaşırlar. Herwez de kızı da ilik olayından habersizdir hala.
- Hayırdır Rallen ne işin var burda? diyerek Herwez, elini omzuna atar Rallen’in.
- Kızınızı merak etmiştim son durumu ne oldu diye.
Linda bunu duyunca irkilir.Düşünme moduna geçer saniyeler içinde.Bir yanda 4 aydır çıktığı erkek arkadaşı onu hastalığı yüzünden bırakmış, öte yanda tam tanımadığı ve diyalogu sadece bir günaydından ibaret erkek, kendisinin sağlığını sormaktadır.Herwez gerçek aşkı bundan sonra görecektir.Gerçekten kızını seven ve sadık kalacak olan erkeği.Bunu da hissetmiştir artık.Linda sessiz kalır babası tercüme edercesine konuşur:
- Evet kızım iyi çok şükür.Uygun bir ilik bulduk kısa zamanda ve hayata bağlandı yeniden fakat iliğin sahibini bulamadık, teşekkür bile etme fırsatımız olmadığı içinde buruk sevincimiz.
‘’Hayır sever biri, genelde ismini gizler’’ diyerek söze katılır Linda.’’Filmlerde de böyle olur hep.’’
Rallen sessizliğini bozmamaktadır, en iyi becerdiği şeyi.’’Hadi gel Rallen, bu sevincimize ortak ol, beraber kutlayalım bunu’’ der Linda’nın babası. Rallen bir yandan Linda ile olacağından heyecana kapılır, bir yandan da sevgilisi ile hala çıktığını sanarak tereddüt eder.Bu tereddüdünü farkeder bir şekilde babası :
- Linda sevdiğinden ayrıldı Rallen. Daha doğrusu sevdiği terk etti onu.
Babasının böyle demesine çok içerleyen ve kızan Linda ‘’Hadi gitmiyor muyuz?’’ diyerek sözü keserken, Herwez’in dediklerine çok sevinen Rallen’in yüzünde gizli tebessümler oluşmuştur.Tabi terk edildiğini öğrendiği Linda’nın üzgünde olacağını düşünerek buruklukta sinmiştir içine.
Bir bahar akşamında, güzel bir yerde akşam yemeği yemektedirler, Herwez, Rallen ve Linda. Herşey artık yoluna girmiş gibidir. Burukta olsa, hastalığından kurtulduğu için Linda, herkesin yüzünde tebessümler konferans vermektedir.Mönülerden seçim yapılır ve yemekler gelir.Rallen çaktırmadan kaçamak bakışlar atmaktadır Linda’ya.O güzel gözlerini doya doya izleme gayretindedir.Birde rahatça bakışlarını görebilse, başka bir şey istememektedir hayattan. Karşısında o kadar güzel bir canlı otuyordur ki Rallen’in, yemek yiyişini izlemek bile karnını doyurmaktadır. İçinden, bir meleğe nasıl bu kadar yakın olduğuna şaşmaktadır ayrıca.
Linda’nın karşısında sanki suda sabun gibi eriyordur zaman. Saniyeler dört çeker, dakikalar yarış atıdır.Rallen’e en çok dokunan, konuşmaya bir türlü başlayamaması, bir tek kelam bile edememesidir Linda ile.
Yemeğin ortasında Rallen’in cebi çalar ve arayan gizli bir numaradır.Rallen yes tuşuna basar ve alo demeden dinlemeye koyulur.Rallen, gizli arayanın dediklerini dinledikçe yüzü asılır, matlaşır ve kan beyninde sanki sömürge sahibi bir ülkeymiş gibi baskı yapmaya başlar. Bir müddet sonra elinden telefon düşer.Artık hiçbir şey duymamaktadır Rallen, daha doğrusu duymak istememektedir..
3.Bölümün sonu..
-devam edecek-
By KusursuZaLim