[color=violetYıllar önce doktor olarak, Konya’nın bir beldesine atanan , bugünün prof doktoru,ilk görev yerindeki, ilk günün hatırasını şöyle anlatıyor.Bir akşam üstü ulaştığı beldede, kendisini, tren istasyonunun karşısında bulunan bir evin sahibi, misafir ediyor.Çok sıcak bir ilgi ve alaka ve sohbet devam ediyor.Yol yorgunu olan doktor,zaman ilerledikce göz kapaklarını kontrol edemeyecek hale geliyor.Uyumak istiyor.Bu ihtiyacını nazik bir şekilde ifade etmek için, evin yaşlı ninesine;,
- Nineciğim buralarda geceleyin hangi saatlerde yatarsınız?
- Treni bekliyoruz oğlum
- Hayırdır nine. Trende bir yakınınız mı gelecek?
-Yok evladım . Yakınımız falan gelmeyecek. Ancak trenden yabancı biri inerse, bu saatte ışığı yanan bir ev görmezse sokakta kalır.Buralara yabancı birisi gelirse “Işığı Yanan Bir Ev” görsün istiyoruz. Ondan sonra yatacağız.
Konya’da yada Türkiye’nin bir başka yerinde, ışığı yanan evler hala var mı? Aç köpeklere kendi elleriyle yemek yediren kadınlar yaşıyorlar mı acaba? Kuşlara yuva yapan mühendisler neredeler? Bu insanlar nereye gittiler. Bizler böyle bir medeniyeti oluşturan neslin öksüz çocuklarıyız Savrulup gittiğimiz belirsiz bir hayat var önümüzde.
Bu ülkenin çocuklarının, böylesine servet niteliğindeki değerler, atalarından kendilerine miras bırakılmışken, başka model aramalarına gerek var mı? Milli ve dini değerlerimizin dışındaki her arayış , hüsranla bitecek sonlara yaklaştırıyor.Yanı başındaki komşusunun, ölümünü bile birkaç hafta sonra öğrenen ,bir toplumsal yapı , güvensiz, mutsuz, umutsuz, hoşgörüsüz insanlar ortaya çıkarıyor.Geçmişin o muhteşem davranış biçimleriyle , insanların mutluluğu için, eşsiz bir model oluşturan atalarımızı hasretle arıyoruz. Ey güzel yurdumun güzel insanları nerdesiniz?
][/color]
alıntı
- Nineciğim buralarda geceleyin hangi saatlerde yatarsınız?
- Treni bekliyoruz oğlum
- Hayırdır nine. Trende bir yakınınız mı gelecek?
-Yok evladım . Yakınımız falan gelmeyecek. Ancak trenden yabancı biri inerse, bu saatte ışığı yanan bir ev görmezse sokakta kalır.Buralara yabancı birisi gelirse “Işığı Yanan Bir Ev” görsün istiyoruz. Ondan sonra yatacağız.
Konya’da yada Türkiye’nin bir başka yerinde, ışığı yanan evler hala var mı? Aç köpeklere kendi elleriyle yemek yediren kadınlar yaşıyorlar mı acaba? Kuşlara yuva yapan mühendisler neredeler? Bu insanlar nereye gittiler. Bizler böyle bir medeniyeti oluşturan neslin öksüz çocuklarıyız Savrulup gittiğimiz belirsiz bir hayat var önümüzde.
Bu ülkenin çocuklarının, böylesine servet niteliğindeki değerler, atalarından kendilerine miras bırakılmışken, başka model aramalarına gerek var mı? Milli ve dini değerlerimizin dışındaki her arayış , hüsranla bitecek sonlara yaklaştırıyor.Yanı başındaki komşusunun, ölümünü bile birkaç hafta sonra öğrenen ,bir toplumsal yapı , güvensiz, mutsuz, umutsuz, hoşgörüsüz insanlar ortaya çıkarıyor.Geçmişin o muhteşem davranış biçimleriyle , insanların mutluluğu için, eşsiz bir model oluşturan atalarımızı hasretle arıyoruz. Ey güzel yurdumun güzel insanları nerdesiniz?
][/color]
alıntı