Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İran,Esed,İsrail Kolkola,SÜNNİ KATLEDİYOR... (1 Kullanıcı)

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
is
TÜRKİYE'NİN ESED REJİMİNİ DESTEKLEYEN ŞİRİN'LERİNE


Siz hangi zaman zarfında, ufkun hangi bölgesine ışınlanıp bu kadar ahlâksız oldunuz? Vicdan-cüzdan arasına sıkışanlara muhalif tavırlarınız bir palavradan ibaretmiş demek!... Hangi vicdan çoluk çocuk demeden şehirleri, kasabaları, köyleri bombalayan bir rejimin şu veya bu sebebden haklı olduğuna kâni olabilir?... Bu sırtlan düşüncelere kapılmanıza hangi saikler yol verdi?

İran taraftarlığınız Esed'i desteklemenizi vede takiyye yapmanızı icab ettiriyor; bunu anladık. Filhakika, hiç mi fıtratınızda mevcud bulunan vicdanınız kıpırdayıp sizleri rahatsız etmiyor?

Lobi imişsiniz Türkiye'de... Hem de kök salmış lobi; öyle mi? Bakın, size söyleyelim, devran öyle bir döndü ki hissiyatlarınıza mağlub olarak yolunuza devam etmeniz halinde, köpek Esed'in katlettiği masum çocukların kanları evlerinizden çıkmanıza bile mâni olacak...

Görüyorsunuz ki, hiçbirşey unutulmuyor. Sizin köpekçe davranışlarınız da unutulmayacak. Sıra size geldiğinde, "Müslümanlar kardeştir" edebiyatlarına her zamanki gibi başvuracağınız aşikar. Bu sebeble, şimdiden, Esed köpeğinin katlettiği insanların Müslüman, kadın ve çocuk olduklarını hatırlayın. Yanlıştan dönmenize yardımcı olur belki.

Çamur'luklarınızdan vazgeçin. Gidişatın nihai noktası bellidir. Yeryüzünde kendi milletini yenen ordu yoktur. Hele de, Hama ve Humus gibi felaketleri yaşamış Suriye halkının bundan böyle durulması, zafere ulaşmadan rahat etmesi mümkün değildir.

Caferi Şiilerinden Asker Muhammed Yakub'un yaptıklarını, kendisine yaptırılanları, gece yastığa baş koyduğunuzda olmayan beyninizle düşünesiniz diye aktarıyoruz. Ola ki, bir keramet zuhur eder de, vicdanınızın bir yerine değer.

Ahmet Yılmaz'ın 28 Mayıs 2012 tarihli Timeturk' teki haberi:
“Özgür Suriye Ordusu Tugayları Birliği, Youtube üzerinden Esad'ın Şebbiha güçlerinden yakalanan bir askerin itiraflarını yayınladı. Özgür Suriye ordusu tarafından yakalanan Şebbiha güçlerinden olan asker kendisinin ve arkadaşlarının yaşlılara ve çocuklara karşı işlediği suçları anlattı. Kendisini, Rejimi Koruma Tugayı 39. Sancak'tan, Muhammed Yakub olarak tanıtan Şebbiha, yayınlanan video görüntüsünde gittiği mekanları, emirleri altında çalışmakta olduğu subayların isimlerini, yakaladıklarına uyguladıkları işkence çeşitlerini, bazı kurbanlara doğru sıktığı kurşunların sayısını açıkladı.

Şebbiha, sivil vatandaşların üzerine bin kurşun sıktığını itiraf etti. Yaşının küçük olduğu dikkat çeken Şebbiha itirafları arasında ayrıca baskın operasyonlarının başında bulunan subayların emriyle kadın ve kızlara tecavüz ettiklerini, subayların kendilerine cesetlerin üzerinde dans etmelerini emrettiğini söyledi.

Şebbiha, kendisinin de çok sayıda kişiyi kaçırdığını, tecavüz ettiğini ve öldürdüğünü ifade etti. İşin korkunç yanı ise bu insanlık dışı eylemleri yapmakla kalmadıklarını ayrıca yetkili subayların önünde iğrençlikleriyle övünmek için işledikleri tüm suçları belgelediklerini belirtti.

Caferi Şiilerinden olduğunu belirten Şebbiha neden Suriyeli kızlara tecavüz ettikleri sorusuna ise 'vicdan ve ahlak yoksunluğu' cevabını verdi.”

TÜH... Reziller...

Bu tükürmenin bir hedefi de, Suriyelere kadar seyirtip; burada kargaşa yok, herşey sukunet içinde, emperyalistlerin propogandılarına inanmayın diyen bakan eskisi, Sünni(!) İsmail' dir.

Şirinler, Çamurlar, İsmailler el ele, Şah İsmail istikametinde... Allah müstehakınızı versin!

SAVAŞMANIN DA BİR AHLÂKI VAR


Azgınlar ağızlarından salyaları akar vaziyette saldırıyorlar... 40 senedir zulme maruz kalmış bir halk, Arab baharı vesilesiyle bir nefes payı bulup isyan etti haklı olarak... Herşeye rağmen başta rejimin bir insani tarafı vardır diye düşünmüşler midir acaba? Hama ve Humus katliamlarında 30 bin insanı katletmiş Hafız Esed'in kopili, Humusun Hula ilçesinde 107 kişiyi katletti bu hafta. Anladık bunlar için insan öldürmek sıradan bir iş. Anladık da, bu öldürülenlerin 30' dan fazlasının çocuk olmasını anlayamadık... Suriye halkı da bu rejimin zerre kadar insani bir tarafı olmadığını başta anlayamamış olsa da(hala anlamak istemeyenler var) şimdi anlamıştır herhalde. Savaşmanın da bir ahlakı var, bu reziller hangi gezegenden geldiler?

VİCDAN VE AHLÂK YOKSUNU yaratıklar ve hempaları. Allah müstehakınızı ve bel.....

Bütün bu olanların arkasında dimdik duran Çin ve Rusya'yı geçiyoruz. Zira onlar bir Müslüman'ın ölmesini değil, menfaatini gözetirler...Peki ya İran?

Velayet-i Fakih'lerin memleketi İslâm(!) Cumhuriyeti devleti İran' a ne demeli?... Bu ölen çocuklar için eğitim zayiatı mı diyelim, kim vurduya gitti mi, yoksa, böyle büyük hadiselerde bu tür büyük kazalar olur mu demeliyiz?

Fars devleti olduğunu bildiğimiz ve asla İslâm devleti olamamış İran, masum çocuklara da, kadınlara da aldırış etmeden yoluna devam edecek buna eminiz. Tarih boyunca hep müslümanlarla savaşmış böyle bir millet, İsrail'in de, ABD'nin de, AB'nin de arayıp da bulamayacağı bir devlettir. Zaten bu sebepten, Suriye meselesinde açık etmeden İran'ı destekliyorlar... İsrail'in İran'a saldırma meselesi de hikaye, İran Sunni âlemin böğrüne saplanmış hançerdir, velinimetlerini kaybetmek isteyecek kadar aptal değiller.

Suriye' de rejim düşerse, Mısır'dan sonra Sünni âlem için İsrail'e karşı ikinci bir kale zuhur edeceğinden, ince taktiklerle siyonistlerin Esed rejimini desteklediği anlaşılıyor ve zaten kısmen de dillendiriliyor.

Bu şartlarda, Emparyalizmin tuzağına düşmeyelim, sersemliğine düşüp Esed rejimini destekleyenler, ahmaklığın ötesinde bildik hainliği yaşadıklarını inkar edemezler... Maskeleri gittikçe düşüyor.
 

mir_erhan

Moderator
Katılım
13 Ara 2008
Mesajlar
6,148
Tepki puanı
502
Puanları
83
Yaş
44
Ya KAHHAR!!!
YA KAHHAR!!!
YA KAHHAR!!!..
 

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
50
bu siiler degilmiydi amerikan kafirlerini irak'a davul zurnayla kabul edenler, yakindir onlari bir bela musibet saracaktir insaALLAH
müslüman kardeslerimizi katledenleri ve kanlarini dökenleri sana havale ediyoruz Ya Kahharu Ya ALLAH
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Haçlı siyonistlerle beraber hainler de cezalandırılacaktır inşaALLAH...
 

ayşe-rana

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
1,732
Tepki puanı
46
Puanları
48
Yaş
51
müslüman müslümanı katlediyor!
Allah ıslah etsin.
bebekleri öldürdü diye israili kınayan şiiler nerde olduğunuza bakın........
 

mir_erhan

Moderator
Katılım
13 Ara 2008
Mesajlar
6,148
Tepki puanı
502
Puanları
83
Yaş
44
ya Hangi din hangi mezhep
suçsuz bir insanın öldürülmesini doğru bulur.
kaldıki bu günahsız masum çocuklar ise.
Allahım onlar Birer Melek gibi günahsızdırlar. Onların varlığı fazlalık mı
ya da tehditmi ne.
Ne oluyor Hain Zalim beee...
Ya Rabbi En iyisini en doğrusunu sen bilirsin.
Hükmüne söz olmaz olamazda. . .
Ben duam ile Yalvarıyorum. Sen o Masum Müslüman kardeşlerimizi koru.
Sen Zalimleri KAHReyle Ya KAHHAR....
 

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,599
Tepki puanı
965
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Kenan Alpay
Suriye’deki Katliamlarda İran’ın Rolü
Suriye bütün dünyanın gözü önünde toplu kıyım ve yıkımların ülkesine dönüştü. Hemen her gün fakat özellikle de Cuma günleri Baas-Esed cuntası tarafından çeşitli bölgelerde çocuk-kadın-erkek ayrımı yapılmaksızın insanlar sistematik olarak katlediliyorlar. Bu haftanın kurbanları Humus’un Hula isimli ilçesinden seçilmişti. Baas-Esed cuntasının askerleri ve Şebbiha isimli çeteleri tarafından vahşice katledilenlerin çoğu çocuk ve kadınlardan olmak üzere 76 insandı. Ayrıca Hama’da 19 kişi katledilmişti. Halep, Dera, Kuneytra, Tartus, Lazkiye ve Şam’ın banliyölerinde işlenen cinayetlerle birlikte toplamda bu Cuma 115 insanın ölümüyle bitti.

Annan Planının Canı Cehenneme!
Elektrik, su, gıda, sağlık ve iletişim kanallarının felç edildiği bir vasatta Baas rejimin yeni cinayetlere imza atması daha bir kolaylaşıyor. Annan Planını takip etmek üzere Suriye’de bulunan gözlemciler sözde ateşkesin değil alenen devlet eliyle işlenen cinayetlerin meşrulaştırılmasından başkaca bir fonksiyona sahip değiller. BM gözlemcileri sadece yetersiz bırakılan sayısal açıdan değil asıl olarak misyonları açısından Baas rejiminin zulümlerine çanak tutuyorlar. BM gözlemcileri ‘dostlar alışverişte görsün’ kabilinden Suriye’de bulunuyor. Suriye halkına somut bir hayrı dokunmuyor. Elbette katliam ve yıkımları tespit etmek önemlidir fakat tek başına bir işe yaramaz. Lakin işlenen cinayetlerin ciddi bir biçimde kayda geçirilmesine bile yanaşmayan bir uluslararası statüko mevcut. Mesela BM gözlemci heyetinin başkanı Tümgeneral Robert Mood, Hula’daki katliamları ‘acımasız bir trajedi’ olarak niteleyecek kadar tasvir gücü yüksek bir profil çizerken katliamdan kimin sorumlu olduğunu tespit etmekten nedense aciz kalmış bir görüntü arz ediyordu. Ölümlerin yaşandığı bölgedeki top mermilerine rağmen şöyle acayip bir adresiz mektup yazıyordu: “Kim başlattıysa, kim karşılık verdiyse ve bu elim şiddet eylemini kim yaptıysa sorumlu tutulmalı.” Herkesi rahatlatan ve hiç kimseyi rahatsız etmeyen steril bir duruş. Modern Batının teamüllerini gösteren tipik duygusuz, adaletsiz, ahlaksız bir raporun giriş cümleleri sanki.

ABD ve İsrail, İran ve Suriye
BM’nin temsil ettiği değerler insanlığın, adaletin ve hukukun değerleri değil ABD-AB bloğu ve Rusya-Çin bloğunun arasında seyreden güçler mücadelesinin konjonktürel hesaplarıdır. İsrail’in bütün işgal ve katliamlarının zirve yaptığı dönemlerde ABD’nin kanatları altında korunduğunu, BM Güvenlik Konseyi’nden zor bela çıkarılan yaptırım kararlarının hiçbir işe yaramadığını hatırlatmaya gerek var mı? Rusya’nın önce Afganistan sonra da Çeçenistan’da gerçekleştirdiği işgal ve katliamlar karşısında BM’den dişe dokunur hangi kararlar çıkmıştı? BM’den öyle uzun boylu bir şeyler beklemenin hele hele ‘patronların’ itirazına rağmen insanlığın hayrına doğru düzgün bir tutum beklemenin hiçbir sağlam temeli olmadı şimdiye kadar, bundan sonrasını biz bilemeyiz. BM’de ortaya çıkan tablo üzerinden Suriye’de yaşanan katliamlarda Rusya ve Çin’in ne kadar rol oynadıkları hepimiz için belirgindir. Hiç kimsede bir şaşkınlığa yol açmayan, kafalarda yer etmiş Rusya ve Çin imajını zerre miktarı olsun sarsmayan klasik Rusya-Çin duruşu devam ediyor. İran’ın yaşanan işkence, cinayet, yıkım ve katliamlara rağmen Suriye’deki Baas-Esed cuntasının arkasında sıkı sıkıya durmasının anlamı nedir? Eli kanlı bir rejimi, halkının kanını dökmeyi, canını almayı, çocukları parçalayarak, kadınları tecavüz ederek öldürmeyi sistematik bir devlet politikası olarak işleten Baas-Esed cuntasının arkasında durmasının izahı yok. Fakat İran sadece Esed-Baas cuntasının arkasında durmuyor, bu cinayetkâr rejimi ayakta tutmak hatta onu tahkim etmek için seferber oluyor.
Müslüman Suriye halkının üzerine tank süren Esed-Baas rejimine diplomatik, iktisadi, lojistik destek veren İran nasıl oluyor da İslam’a, Müslümanlara ve mustazaflara yardım etmiş oluyor? Bu nasıl ve ne biçim bir İslam ve İslam Cumhuriyeti ki katil bir cuntayla safları sıklaştırmaktadır. Suriye’de eli kanlı sapkın Nusayri cuntasını paklamayı, zulme karşı başkaldıran Müslüman bir halkı karalamayı kendine dert edinmiş İran’a kim, neden güvensin? İsrail isimli bir cinayet şebekesi halen Müslümanların topraklarını işgal edip katledebiliyorsa arkasında ABD ve AB durduğu içindir. Baas-Esed cuntası da Rusya ama özellikle İran kendisini desteklediği için bu katliam, tecavüz ve yıkımlarını sürdürebiliyor.
Nasıl ABD İsrail’in işlediği zulümlerin ortağıysa İran da Suriye’de işlenen zulümlerin ortağıdır. Kimse piyasada “İsrail’i yok etme, Kudüs sevdası, emperyalizmle mücadele” vs. pazarlayarak günahlarını örtmeye çalışmasın.
 

mir_erhan

Moderator
Katılım
13 Ara 2008
Mesajlar
6,148
Tepki puanı
502
Puanları
83
Yaş
44
Dikat çeken önemli bir noktada bu..
Ben bügüne kadar İran ın çıkıp Katliamları kınayan bir açıklamasını duymadım.
Duyan varsa söylesin lütfen. ben şimdiye kadar iranın ayakta kalan ve
İslam cumhuriyeti adını taşıyan tek ülke sanıyordum.
Heyhatt
Ne zamandayız Ya RABB...
oyunlar okadar sık oynanmaya başladıki.
birini çözmeye çalışırken başka başka oyunlar çıkıyor.
Oyunlara yetişemez oldu akıllar.
Ey Rabbim. oyunları sen bozarsın.
Planlarını başlarına yık.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Suriye ve İran

mehmet-sevket-eygi%C5%9Fiisuri.jpg




Dillerde İslam terennüm ediliyor ama gönüllerde başka şarkılar okunuyor...


Suriye Sünnîleri kırk yıldır Nuseyrî azınlığın kanlı baskısı altında eziliyor. İran İslam Cumhuriyeti ezilen, öldürülen, hakları çiğnenen Sünnî Müslümanlardan yana değil, Nuseyrîlerden yana.

Müslümanlık mı?.. İşimize gelince bol bol Müslümanlık edebiyatı yaparız... İşimize gelmeyince başka şarkılar okuruz.

Bahreyn'de Şiîler Sünnî iktidara baş kaldırınca onları can ü gönülden destekleyenler, Suriye'de yüzde seksen Sünnî çoğunluğa destek vermiyor, kanlı ve katil zalimleri destekliyor.

Bu ne biçim Müslümanlıktır?

Bırakın Türkiye'yi... Türkiye laik ve Kemalist bir rejime sahiptir. Türkiye'nin İslamcı iktidarı bile Ankara'da Anıt-Kabir'e gidip bel eğip boyun kırmadıkça meşru olamaz.

İran İslam Cumhuriyeti'nin Suriye ile ilgili tutumu İslam'ca mıdır?

Esad rejiminin hiçbir zaman meşruiyeti olmamıştır.

Orada kadınlar, çocuklar, ihtiyarlar, silahsız siviller vahşice katl ediliyor.

Müslümanların bir kısmı, akan kanın durması için niçin çalışmıyor?

İslam mı daha üstün, yoksa mezhep mi?

Adalet ve insaf mı daha üstün, yoksa mezhep mi?


Niçin Suriye'de serbest seçimler yapılmasını ve halkın oylarıyla rejimin değişmesini istemiyorlar?


Soruyorum:

Nuseyrî azınlık mı daha Müslüman'dır, yoksa Sünnî çoğunluk mu?

İran Şiî uleması Nuseyrîleri Müslüman saymıyordu. Sonra siyasî endişelerle onları Müslüman yaptılar. Açın ciddî ansiklopedileri, ilmî araştırma kitaplarını ve Nuseryrîlik nedir okuyun.

Böyle bir azınlığı, Sünnî Müslümanlara tercih etmek ve onların haksızlıklarını ve zulümlerini desteklemek İslam'a, Kur'an'a, Sünnet'e, Ehl-i Beyt yoluna uygun mudur?

Allah bize adaleti ve insafı emretmiyor mu?

Birbirimize merhamet etmeyi emretmiyor mu?

Bendeniz Sünnîleri (Sünnîliği değil!) tenkit eden bir Sünnî'yim. Şiîlerin içinde, (Onlardan Şiîliği tenkit etmelerini isteyen ve bekleyen yok) kendi mezhepdaşlarının, kendi idarecilerinin hatalarını tenkit eden biri var mıdır?

İslam dünyasında şüpheli, tartışmalı, üzerinde tereddüt edilecek konular vardır ama Suriye'deki zulüm ve Sünnî kıyımı bunlardan değildir.

Şiî de olsan, Sünnî de olsan zulme, kıyıma, haksızlığa, çoluk çocuğun vahşice öldürülmesine, kendi halkına düşman muamelesi edilmesine, yüzde seksen çoğunluğun köle durumuna düşürülmesine karşı çıkmalısın.

Yazık!.. Dillerimizdeki İslam şarkıları hançerelerimizi geçip gönüllerimize inmiyor...


16.06.2012 / Milli Gazete
Mehmet Şevket Eygi
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
fft5_mf388857.Jpeg




Suriye hadisesi tüm hızıyla devam ediyor... Tunus, Mısır, Libya örneklerinin devamı olmakla birlikte, onlardan farklı olduğunu hissettirdi Suriye. Zira, İran, Rusya, Çin faktörleri ve içeride muhaliflerin azınlık Nusayri-Alevi'lere güvence vermemesi tansiyonun giderek artmasına sebep oldu.

Bu gidişin sonu aslında herkesin malumu. Temennileri bir yana bırakırsak, genel konjenktür Suriye' nin de Tunus, Mısır, Libya çizgisine dahil olacağını açıkça gösteriyor... Bir kısım mecburiyetlerin süreci uzatması kimseyi yanıltmamalı.

Kısır çekişmelerin tarafları olanlar genelde resmin bütününü görmekte zorlanırlar... Teferruat prensiplerin önüne geçtiğinde de fikir diye serdedilenler, dedikodu veya temenniden ibaret kalır.

Bu meselede asıl düşman tarafından söylenenlere dikkat etmek gerekir... Derin yanıltma politikalarının hesabı yapılmıyorsa eğer, genelde düşman tarafından gelen sesler doğruyu işaret eder... Suriye meselesinde de, hadisenin evveli ve şu anki gidişatından anlaşılıyor ki, İsrail tedirgin ve bu tedirginliğin gereği olarak zaman zaman ses vermekte.

Mısır devrimi sürecinde Hüsnü Mübarek' in kurtarılması için ABD ve Avrupa' ya yaptığı çağrılar unutulmadı... Şimdi de aynı çizgide, Suriye' de gelecek iki senede neler olacağına dair sesler yükselmeye başladı.

Habere bakalım:

Ortadoğu' daki gelişmeler hakkında açıklamalar yapan İsrail' in emekli tüm generali Yoav Galant, ülkesinin güvenliğiyle ilgili endişelerinden söz etti. İsraili' in Ortadoğu' da olup bitenlerle yakından ilgilenmesi gerektiğine değinen General, “Dünya, İsrail' in 60 yılda öldürdüğünden daha fazla Arap öldüren Suriye lideri Esad' a dikkat kesilmişken, İsrail bu fırsattan yararlanmalı” dedi. Suriye açısından zamanın İsrail lehine olmadığını çünkü, muhalif tarafın El Kaideler, radikal Müslümanlar ve Müslüman Kardeşler'den oluşduğunu vurgulayan Galant, “iki yıl içinde bölgede çok farklı bir durumla karşılaşıyor olabiliriz” diye konuştu” - 16 Haziran 2012 Star -

İsrailin 60 yılda öldürdüğünden daha fazla Müslüman öldüren Esed... Bunu not ederek, Türkiye'deki Esed yanlılarına selam(!) edelim.
Bu fırsattan faydalanalım diyor, Galant. Kafır, Müslümanlar kırılırken güvenliğimiz için her türlü tedbiri alalım diyor... Hazır Esed bize çalışırken selden ne kadar KÜTÜK kaparsak kardır demeye getiriyor...

Bizim safoşlar da; Eskimiş Bakan (Nereye bakıyor?) İsmail gibi; “Biz gittik Suriye' ye gördük her şeyi, orada rejime isyan falan yok, göz yaşı yok, göç yok vs. vs..." diyorlar... Feraset ehli (!) başka oluyor canım.

Kan gövdeyi götürüyorken vede yıllar önce baba Esed tarafından Hama ve Humusta 50 bin müslüman katledilmişken, bu tür lakırdıları edebilen oluyorsa İsrail'in işi kolay demektir... İsmail= İsrail' e kalboluyor yani.

Halbuki Galant işi farketmiş. İsmail gibilerinin aksine tehlikeyi sezmiş. Yapabildiğimiz her şeyi yapalım bu katliam zamanlarında, bu durum geçtiğinde her şey değişecek. El Kaide geliyor, İhvan-ı Müslimin geliyor, iki sene sonra durum çok farklı olacak diye feryad ediyor.

Sahi, iki yıl sonra İsrail ne durumda olur?
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt