Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Irakta ve Afganistanda Müslüman Soykırımını Tanıyın... (1 Kullanıcı)

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Irak ve Afganistan soykırımları Tanınsın!

Amerika bugün özellikle Türkiyenin tarihi geçmişi ve bağları olan coğrafyada her gün ve her saat başı katlettiği insanlarla tarihin belkide hiç bir döneminde görülmeyecek Müslüman Soykırımına imza atmıştır.Amerika öncülüğünde gerçekleşen ve Haçlı Batı'nın desteği ile sürdürülen sistametik soykırım bugün öyle bir hal almıştır ki beşiğinde yatan çocukta ,çamaşırını yıkayan anne'de ABD katil ordusunun hedefindedir.


ABD MECLİSİ
Irak'ta ABD işgalinin ardından nerdeyse 2 milyona yakın insanın soykırımından sorumlu olan bir ABD nin ERMENİ SOYKIRIM yasasını kabul edip Türkiye'yi mahkum etme ve sindirme operasyonuna imza atması Türkiye adına resmen diplomatik yenilgidir.Türk Dışişleri yapılan oylamanın komedi olduğu hususunda bir açıklama dillendirmiştir.Evet bu komedi bir asra yakın bir süredir sürekli olarak gündeme getiriliyor ABD ve diğer Haçlı Batı devletlerinin Ermeni Soykırımı dedikleri hadisenin GERÇEK'ler ile uzaktan yakından alakası olmayan safsatalarla dolu bir tiyatro niteliğini taşıdığını bilmeyen aslında yok gibi.Bu komedinin bir tarafında Hristiyan ,Yahudi Batı ve ABD yer alırken diğer tarafında ise malumunuz olduğu üzere Türkiye Devleti yer almaktadır.

Onaylanan tasarının içeriğine baktığımızda ; Yasa tasarısı Ermeni Soykırımı`yla ilgili ABD`deki kayıtlarda belgelenen insan hakları, etnik temizlik ve soykırımla bağlantılı meselelerle ilgili uygun yaklaşım ve hassasiyet ile adil bir karara varılmamış olmasının yarattığı sonuçları yansıtan bir ABD dış politikası oluşturması çağrısı yapılmaktadır; bu bile ileriki dönemler de ABD'nin uyguladığı müslüman soykırımlarında Türkiye'yi pis işlerinde kullanması için yeterli bir tehtidi oluşturuyor. ABD dış politikasında bundan sonra Türkiye çeşitli şekillerde Ermeni Soykırımı tehtidi ilede karşı karşıya kalacaktır.

Her sene aynı mesele ve tasarılar ile yapılmak istenen şey Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak ve giriştikleri katliamlarda Türkiye'yi ortak etme girişimlerinden ibaret olup ,Yahudilerin bu tasarıda Türkiye aleyhine çalışmalarıda resmen Filistinde sürdürdükleri soykırımları örtme girişiminden ibarettir.

T.B.M.M

tbmm_genel_kurul.jpg



ONLARIN MECLİSİ GÖREVİNİ YAPTI,SIRA BİZİM MECLİSTE!

Türkiye'ye verilen MESAJ apaçık ortadadır.Sen bizim paaryamız olarak bulunmak ve tamamı ile susmak zorundasın yoksa Dünyayı başınıza DAR ederiz! denilerek resmen bir sonra ki aşamalara hazırlık olarak görülen bu tasarıyı onaylamışlardır.

Ermenilerin Osmanlı zamanın da yaşamları ve din'i ibadetleri dahil her şey Osmanlı'nın koruması altına alınmış ve devletin asli unsurları olarak her yerde çalışma ve toprak edinme haklarına sahip olarak yaşamlarını sürdürdükleri tarihçilerce her daim dillendiriliyor.Onları ayaklandıran ve Osmanlıya ihanet ettiren unsur ile bugün bu tasarıları pişirip her sene önümüze koyan unsur aynı olup dünkü Osmanlıyı yıkan emperyalist soykırımcı devletlerin ta kendileridir.

Fransanın Cezair ve en yakın geçmişinde uyguladığı Ruanda gibi apaçık soykırımları bugün hiç bir yerde dillendirilemezken Her sene bu adı geçen devletlerin ERMENİ SOYKIRIMI denilen ve aslı astarı olmayan hadiseleri dillendirmesi evet gerçekten KOMİKLİKTİR.

Komik olan bir diğer hususta Türkiye'nin bu SOYKIRIM denilen aşağılama ve sindirme operasyonlarına karşı gerekli tepkiyi gösterememesidir.Dışişlerinin ve Başbakanlığın ABD meclsinde onaylanan bu tasarıya sadece KOMİK' diyerek gösterdikleri tepki aslına bakılırsa Türkiye'yi KOMİK durumuna sokuyor.

834_ermeikaliiialk.jpg
Bugün IRAK,ve AFGANİSTAN'da resmen ve apaçık bir soykırım uygulanıyor.ABD meclisi'nin aldığı karar ne kadar komik ise Türkiye Büyük Millet Meclisinin burada süren savaş ve soykırımları gündemine alamayıp onaylamaması o kadar KOMİK'tir

Kaldı ki Türkiye hiç bir zaman ÇARESİZ değildir.ABD ile stratejik Müttefiklik yapan siyasi ve Askeri yöneticilerin ABD'nin bu kalleşçe ve oyun kokan tasarıyı meclisinden geçirmesinden sonra beklenen tavır'ı alacakları hususunda açıkcası pekte ümitvar değiliz.TBMM şayet Türk Milletinin temsilcilerinden oluşuyorsa bu halkın ses'ine kulak verip DERHAL ve hiç düşünmeden bütün parti ve gruplarda ABD'nin gerçekleştirdiği Katliam ve İşgalleri sorgulayıp ,araştırıp üzerinde SOYKIRIM suçlaması yazan belgeleri DÜNYA ile paylaşmalıdır.




MECLİS GÖREVE!


Açıkcası TÜRKİYE kendisini şayet bulunduğu coğrafyada ve Dünyada sözü dinlenir Ülkeler arasında görmek istiyor ise TARİHİ sorumluluklarının verdiği bir özgüven ile NATO ,BM ve diğer kuruluşlarda ki üyeliğinide sorgulayıp İSAF denilen ve Afganistanda bulunan Türk Silahlı Kuvvetlerine ait askerleri de derhal geri çağırmalıdır.

ABD meclisi onayladığı bu tasarı ile sadece Ermenileri değil Osmanlı Devletinin yıkılmasından sonra İslam Coğrafyasına çöreklenmişş soykırımcı ve sömürgeci Hristiyan ,Yahudi emperyalist devletlerinide sevindirmiştir.

Türkiye MECLİS'inin şu anda belkide tek yapacağı şey Milletin ve Meclisin onurunu kurtarmak olacaktır.MECLİS'te onurlu ve gerçekten kendisini Milletin Temsilcisi gören vekillere sesleniyoruz


((( ABD 'nin AFGANİSTAN VE IRAK'ta uyguladığı Soykırımları HEMEN ,ŞİMDİ tanıyın!
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Çirkin Amerikalı Irak ve Afganistandaki Soykırıma Bak

06 Mart 2010
Kamu-sen adına yapılan açıklamada Meclisin biran evvel IRAK VE AFGANİSTAN soykırımı ile ilgili yasa hazırlaması istendi...
Milli tarihimize yönelik Ermeni iftiraları, son yıllarda dünyanın değişik ülkelerinin destekleriyle uluslar arası siyasi senaryoların öncelikli malzemesi haline getirilmiştir. Tarihi ve bilimsel gerçeklerden uzak iddialar; bazı ülkelerin parlamentolarında gündeme alınarak ve paralelinde yasalar çıkarılarak devletimiz ve milletimiz zan altında bırakılmakta ve sonraki adımlarda gelecek olan taleplere zemin hazırlanmaktadır. Nitekim, son olarak ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi tarafından 1915 yılı olaylarına ilişkin Ermenilerin “Soykırım” iddialarını içeren tasarı kabul edilmiştir.

Tarihinin hiçbir döneminde başka kavimlere yönelik soykırım uygulamamış; bilakis, defalarca katliamlara maruz kalmış olan necip Türk Milleti; dünya tarihinde hoşgörü ve birlikte yaşama arzusunun timsali olmuş bir millettir. Tarihin en eski medeniyetlerinden birinin sahibi olan biz Türkler, zamanında bilinen dünyanın üçte ikisine kadar hâkimiyet kurmuş bir kavim olarak, eğer soykırım ve asimilasyonu bir politika olarak kabul etmiş olsaydık; bugün yaşamını devam ettiren birçok millet tarih sahnesinden silinmiş olacaktı. Dünya var olduğundan bugüne kadar sayısız kavim ve kültür, başka unsurlar tarafından asimile edilmiş, katledilmiş, soykırıma tabi tutulmuş ve tarih sahnesinden yok olmuştur. Ancak, şu tarihi gerçek herkes tarafından bilinmektedir ki ecdadımızın, yüz yıllarca egemen olduğu çok geniş coğrafyada yaşayan hiçbir unsur, ne milli kimliğini ne de kültürünü kaybetmeden varlıklarını sürdürebilmişlerdir. Türk devleti, bırakın bünyesindeki unsurları asimile etmeyi tam aksine hakim olduğu bölgelere medeniyetini ve teknolojisini taşımış, o devirler, bu bölgelerde yaşayan milletler için de huzur ve barış dolu zamanlar olmuştur. Tüm bunlar bir hamaset değil, tarihi ve bilimsel tartışılmaz gerçeklerdir. Eğer aksi bir durum olsaydı bırakın Anadolu’yu bugün Balkanlar’da, Kafkasya’da, Afrika’da ve Ortadoğu’da devlet kurmuş olan birçok etnik unsur, tarihin tozlu sayfalarında duran birer hatıra olmaktan öteye geçemeyecekti. Yaşlı dünyamız şahittir ki, tarihte baskı, şiddet ve soykırımı strateji olarak kullanan emperyalist güçler, egemenlik alanlarına hiçbir şey katmamış, bıraktıkları sömürü gözyaşı ve acının izleri günümüzde bile hala canlılığını hissettirmektedir. Oysa ki, ecdadımız ise hakim olduğu topraklarda bıraktığı maddi yatırımları ve fikri mirasıyla hala minnetle yad edilmektedir. Söz konusu topraklardaki Türk hâkimiyeti dönemi, o unsurların tarihindeki barışın, adaletin, gelişmenin ve huzurun yerleşik olduğu belki de tek dönemdir.

Tarihi gerçeklere aykırı olmasına rağmen, uluslar arası düzeyde ülkemizi zor duruma düşürmek için yapılan karalama kampanyaları, kabul edilemez. Hükümetimizin bu gayret içerisinde olan devletler nezdinde daha etkili ve etkin girişimler yapmasını istiyoruz. Konu, göstermelik ve iç kamu oyunu tatmin etmeye yönelik popülist politik manevralarla geçiştirilmemelidir. Gerekirse, uluslar arası ilişkilerde meşru müdafaa yöntemi olarak misilleme atılımları yapılmalıdır. Devletimizin yetkilileri; iyi ilişkileri sürdürebilmekle, milli onurumuza yönelik tacizleri bertaraf etmenin birbirinden ayrı konular olduğunu bilmeli ve gerekeni zamanında yapmalıdır.

Mensup olduğu millete yürekten sadakatle bağlı olan sivil toplum kuruluşları olarak çağrıda bulunuyoruz.

Sözde ermeni soykırım iddialarını hemen hemen her yıl tanıyan ABD nezdinde en sert ve etkili diplomatik tepki konulmalıdır.

TBMM derhal harekete geçmeli ve misilleme yapmalıdır. ABD’nin Irak ve Afganistan’da yaptığı soykırımı tanıyan bir kararı genel kuruldan geçirmelidir. Çünkü tarih gösteriyor ki, bugün bizi karalamaya çalışan ABD ve bazı Avrupa ülkelerinin mazisi, utanç ve insanlık dışı uygulamalarla doludur. TBMM, Irak ve Afganistan’daki vahşeti telin etmeli ve yüz binlerce insanın katledilmesini soykırım olarak değerlendirmelidir. TBMM, Türkiye sınırları içersinde ermeni soykırımı yapılmıştır iddiasının dile getirilmesini suç kapsamına alacak düzenlemeleri biran önce yapmalıdır. Diğer bazı ülkelerin, hiç yaşanmamış bir iddianın inkarını suç saymalarının karşılığında; bizimde gerçeklere sahip çıkmamız ve gerçeğin inkarını suç kabul etmemiz kadar doğal ve haklı bir durum olamaz

Bunun için yapılacak iş, muhatap ülkeler çıkardıkları demokrasi, insan hakları ve düşünce özgürlüğü ile bağdaşmayan kanunları ve söz de Ermeni soykırımını gündemlerinden tamamen kaldırıncaya kadar, misilleme olarak, “Türkiye’de Ermeni soykırımı vardır” demeyi suç sayacak yasayı bir an önce çıkartmaktır. Her halde ülkelerinde örnekleri varken bu kanunun demokrasiye ve düşünce özgürlüğüne karşı olduğu yönünde yüzsüz bir açıklama yapamayacaklardır. Bunun için TBMM acil olarak toplanıp böyle bir yasanın çıkmasını sağlamalıdır.

Türkiye Kamu-Sen olarak, devletimizi, halkımızı, tüm sivil toplum kuruluşlarımızı ve özellikle de üniversitelerimizi, batının çirkin yüzüne ayna tutmak adına, Türk düşmanlığı konusunu, iç ve dış kamuoyunun gündemine taşımaya ve en kısa zamanda, uzun soluklu bir kampanya başlatmaya davet ederken, bu alçak ve haddini aşan girişimlerin derhal durdurulması ve milletimizden özür dilenmesi gerekmektedir.

Ermenilere Anadolu’da soykırım yapılmadığını savunmayı suç kabul eden ülkelere inat dünya kamuoyuna gururla haykırıyoruz; Yetmiş milyon Türk adına hep beraber bu suçu işlemeye ısrarla devam edeceğiz:
ŞAN VE ŞEREFLE DOLU TARİHİMİZİN HİÇ BİR DÖNEMİNDE ERMENİ SOYKIRIMI YAPILMAMIŞTIR.

002.jpg



Türkiye Kamu-Sen
İstanbul İl Başkanı
Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Amerika sen önce kendi babana bak....

3259590765_bf86ddc7e7.jpg
http://forum.islamiyet.gen.tr/editor/3-anadolu-haber.html
70 Milyon Kızılderiliyi katlettiler, dünyayı kana boğdular
Kızılderililerin ve Afrikalı kölelerin üstüne kurulan ABD, kendi geçmişine bakmaksızın siyasi oyunlar ve Ermeni lobisinin baskısı ile Türkiye’yi soykırımcılıkla suçluyor. ABD’nin soykırımcı tarihi bütün açıklığı ile orta yerde dururken Osmanlı’nın son dönemlerinde yapılan tehciri, küresel oyunlarla “soykırım” gibi göstermeye çalışıyorlar. Her Kızılderili için resmi olarak 5 dolar ödeyen ABD toplamda 70 Milyon Kızılderili’yi katletti. O dönemde dünya nüfusunun 5’te birini Kızılderililer oluştururken bugün yok denecek kadar azlar. Amerika bugün de aynı vahşetlerini dünyanın tüm coğrafyalarında devam ettiriyor.
MUSTAFA R. ÖZGÜR / İSTANBUL –

Resmi olarak 4 Temmuz 1776 tarihinde Kızılderililerin kanları üstüne kurulan Amerika Birleşik Devletleri, kendi soykırımcı tarihine bakmaksızın Osmanlı’nın son dönemlerinde yapılan tehcir’i soykırım gibi göstermeye çalışıyor.
ERMENİ TASARISI AMERİKA’NIN YÜZSÜZLÜĞÜDÜR
ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi tarafından kabul edilen 252 nolu tasarı, ABD’nin yüzsüzlüğü olarak kayda geçti. Çünkü Amerika'nın yerlisi olan Kızılderililer ve Afrika'dan köle olarak getirdikleri siyah derililerin kanları üstüne kurulan Amerika bugün de aynı vahşetlerini dünyanın tüm coğrafyalarında devam ettiriyor. 1492'de keşfedilen Amerika Kıtası, bu tarihten itibaren insanlık tarihinin en büyük cinayetlerine sahne oldu. Avrupa'nın vahşi devletleri olan İspanyollar, Portekizliler, Fransızlar ve İngilizler, buradaki yerli halkları akıl almaz şekillerde katletti ve soykırıma tabi tuttular. Amerika'nın yerlisi olan Kızılderililer ve Afrika'dan köle olarak getirdikleri siyah derililerin kanları üstüne kurulan Amerika bugün de aynı vahşetlerini dünyanın tüm coğrafyalarında devam ettiriyor.
katliam.jpg

Vahşi Amerika'nın katliamlarından bazıları
Amerika'nın işkencelerini belgeleyen Carol Richardson'un 'What does god require? Working to close the 'school of assassins' adlı eserinde yer alan Amerika'nın katliamları ve işkencelerinden bazıları şöyle;
- 1898: Meksika'yı işgal etti, aynı yıl Küba'ya girdi.
- 1921: Nikaragua'yı işgal etti. 40 yıldan fazla sürecek bir terör devrini başlattı.
- 1945: Hiroşima ve Nagazaki kentlerine atom bombası attı. 250 bin kişi vahşice öldü.
Image117001.jpg

- 1950: Kore’ye saldırdı. Yüz binlerce Koreliyi katletti.
- 1954: Binlerce Guatemalalıyı öldürdü.
- 1955: Endonezya, Laos ve Kamboçya'da çok sayıda CIA operasyonu düzenledi.
- 1950: Küba'da 60 bin kişi, ABD destekli Batista birliklerince katledildi.
- 1961: Küba'ya karşı Domuzlar Körfezi çıkarmasını örgütledi.
- 1965: Dominik'e paraşütçülerini indirdi ve 10 bin Dominikliyi katletti.
- 1973: Şili'de CIA'nın düzenlediği darbe ile 30 bin kişi katledildi.
- 1975: Vietnam işgali bittiğinde arkasında milyonlarca ölü bıraktı.
hCOYouoL.jpg

- 1970: Kamboçya ve Laos'ta ABD, 1 milyon insanı katletti.
- 1983: Lübnan’da 14 Bin deniz piyadesi binlerce Lübnanlıyı katletti.
- 1983: 2. Lübnan işgalinde Lübnan'a günlerce bomba yağdırdı.
- 1986: Libya'yı bombaladı, bine yakın sivili katletti.
- 1989: Panama'ya asker çıkarttı ve 5 bin Panamalıyı katletti.
- 1991: Irak’ta ilk Körfez Savaşını başlattı, binlerce insanı katletti.
- 1991: Somali'yi işgal etti.
emperyalizm.jpg

- 2001: Afganistan’ı işgal etti. İşgal devam ediyor. Her gün insanlar katlediliyor.
- 2003: Irak’ı yeniden işgal etti. 1.000.000 civarında insanı katletti. Katliam sürüyor.
HEP "ÖZGÜRLÜK" YALANININ ARKASINA SIĞINDI
- İran'a karşı başlattığı ahlaksız ambargoyu yıllardır sürdürüyor.
- Latin Amerika'da ABD'nin bulaşmadığı savaş, katliam, insan hakları ihlali yok gibi. Nikaragua'dan kaçan işkenceci, halk düşmanı örgütleri destekledi ve Nikaragua halkının üstüne saldırttı.
- Birçok Latin Amerika ülkesinde de Ulusal Muhafızlar adı altında Ölüm Mangaları'nı örgütledi, eğitti, finanse etti, silahlandırdı ve halkın üzerine saldırttı.
- ABD son olarak Irak ve Afganistan'da yüz binlerce Müslüman’ı şehit etti, kadınların namuslarına el uzattı ve hapishanelerde on binlerce Müslüman’a sistematik işkenceler yaptı.
AMERİKA 70 MİLYON KIZILDERİLİYİ KATLETTİ
Her Kızılderili için resmi olarak 5 dolar ödeyen ABD, toplamda 70 Milyon Kızılderiliyi katletmişti. Kristof Kolomb’un 1492 tarihindeki keşfinden hemen sonra başlayan Kızılderili katliamı, yerli halkın tabi tutulduğu soykırımın adıdır. O tarihten 1886 yılına kadar süren katliamda, 70 milyon Kızılderili ortadan kaldırıldı. Devlete ait binaların bodrumları, Kızılderili kafataslarıyla dolmuş taşmıştı. İlk biyolojik silah, Kızılderililer üzerinde uygulanmıştı. Sürgüne gönderilen Kızılderililere yardım olarak dağıtılan battaniyelere çiçek mikrobu bulaştırılarak çok sayıda insanın öldürülmesi sağlanmıştı. Kızılderililerin açlıktan ölmesi için başlıca yiyecekleri olan bizonların toptan ölmesi de, soykırım yöntemlerinden biri olmuştu. Amerika kıtasını keşfeden Kristof Kolomb’un seyir günlüğüne göre Kızılderililer, ”Keskin silahları ilk kez gören, kötülüğü tanımayan ve hiç silahı olmayan“ bir ulustu. O tarihlerde dünya nüfusunun 5’te biri Kızılderiliydi. Ancak bugün, soykırımlarla yok denecek seviyeye geldi.
ABD’NİN İLK BAŞKANI: “BU VAHŞİ HAYVANLARI TOPTAN İMHA EDECEĞİZ”
Kızılderililere tahammül edemeyen bu zorbalar; onları “halk” olarak bile görmüyordu. ABD’nin kurucusu ve ilk Başkanı George Washington’un sözleri de tezi doğruluyordu. Washington, yerlileri vahşi kurtlara benzeterek, “Bu vahşi hayvanların (Kızılderilileri kastediyor) tamamen imha edilmesi gerekiyor” diyordu. Sonuçta da öyle oluyordu. ABD’nin bir başka Başkanı Theodore Roosevelt de Washington’dan geri kalmıyordu: “Ben en iyi yerli (Kızılderili) ölü yerlidir demek istemiyorum ama 10’da 9’u öyledir” diye konuşuyordu.
400 YILDA 90 MİLYON AFRİKA KÖLELEŞTİRİLDİ
Sözde Ermeni Soykırımı iddiaları ile Türkiye’yi yargılamak isteyen ABD, Avrupa uluslarınca 400 yıldan fazla sürdürülen acımasız insan ticaretinden büyük payı da kendisi almıştı. 1517'de İspanya kralı tarafından plantasyon köleliği Amerika'daki İngiliz kolonilerince de sürdürüldü. Köle ticaretinin sürdürüldüğü 400 yıl boyunca Afrika 75 ile 90 milyon arasında genç erkeğini yitirdi. Bu dönemde Afrika'dan Amerika'ya 15 milyon köle getirildi. Aradaki fark, köleleştirilen Afrikalıların yolda ölmesinden kaynaklanmaktaydı. Gemilerde milyonlarca köle yaşamını yitirdi. Karaib Adalarındaki halkın % 90′ı da köleleştirildi.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
ERDOĞAN, Karar Bizi Bağlamaz.

tayyip1.jpg


06 Mart 2010

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesinin, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını içeren tasarıyı kabul etmesinin Türkiye'ye hiçbir şekilde zarar vermeyeceğini söyledi.


EVET OYU VERENLERİN KAÇI ERMENİSTAN'IN YERİNİ BİLİYOR!

''Öyle bir senaryo oynandı ki... 5 dakika beklemesi gerekirken beklemeyen, hemen toplantıyı kapatan bir başkanın yönettiği komite, tarihi değiştirdiğini mi zannediyor? 'Evet' oyu veren kişilerin kaç tanesi acaba Ermenistan'ın yerini haritada gösterebilir? Bunların kaç tanesi Osmanlı Tarihini bilir? Siz komite toplantısı yapacaksınız, elinizi indirip elinizi kaldıracaksınız. Böylece tarihi yargılayacaksınız. Böyle bir komedi olabilir mi?''

KARAR BİZİ BAĞLAMAZ

Türkiye'nin büyük bir ülke olduğunu hatırlatan Başbakan Erdoğan, ''Türkiye'nin büyüklüğünü anlamayanlar, anlayacaklardır. Bizim dış siyasetteki politikamız dik durmaktır, dikleşmemektir. Kimse bizi yalan ve yanlış politikalarına kurban edemez, bu böyle biline'' ifadelerini kullandı.

Komitede alınan kararın Türkiye'yi bağlamayacağını söyleyen Erdoğan şunları kaydetti:

KAYBEDEN KÜÇÜK DÜŞÜNENLER OLACAKTIR

''Türkiye bir kabile devleti değildir. Bu tür parodilere pabuç bırakmayacak kadar asil duruşa sahiptir. Komitenin bu kararı Türkiye'ye hiçbir zarar vermez. Ama ülkelerin karşılıklı menfaatlerine zarar verir. Kaybeden biz olmayız, kaybeden küçük düşünenlerdir. Kaybeden husumetle hareket edenler olur, intikam duygusuyla hareket eden olur. Biz bu olumsuzluklara bakmayacağız, işimize bakacağız. Yapıcı duruşla gönül kazanmaya devam edeceğiz.

Türkiye'nin son 7 yılda 23 ülke ile vizeleri karşılıklı olarak kaldırdığını belirten Başbakan, ''komşularla sıfır problem'' anlayışıyla Türkiye'nin, komşularının da sorunlarını masaya yatırarak meseleleri çözüme zorladığını söyledi.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
İşte ANKARA'nın ABD'ye Yapabilecekleri!

blueidea.jpg

Soykırım tasarısının kabulü Türk-Amerikan ilişkileriyle ilgili risk senaryolarınıda gündeme getirdi.
ABD’nin başta Ortadoğu ve Kafkasya politikaları olmak üzere neredeyse tüm İslam ülkelerine yönelik ilişkilerinde başat aktör Türkiye olarak görülüyor. Bugün'ün haberine göre; İşte ABD’nin Türkiye- ’ye ihtiyaç duymasını sağlayan alanlar:

KARGO İNCİRLİK’TEN

** ABD’nin Irak’taki kuvvetleri için elzem olan akaryakıt Türkiye- ’den gidiyor. Koalisyon güçlerinin kullandığı yakıtın yaklaşık yüzde 25'i, Habur’dan giriyor. Ayrıca Irak birliklerine lazım olan kargonun yüzde 70’ten fazlası İncirlik Hava Üssü aracılığıyla gönderilebiliyor.

UÇAKLARA YAKIT

** Iraklı tüketicilerin kullandığı yakıtın da yüzde 29"u Türkiye’den giriyor. 250 bin tanker ve 1.6 milyar galon yakıt Habur’dan sağlanıyor.

** ABD’nin tanker uçakları, incirlik'ten kalkıyor ve Irak ile Afganistan'daki Amerikan askeri uçaklarına 35 milyon galon yakıt taşıyor.

F-35 YENİ NESİL UÇAĞI

** Irak'ın yiyecek ve su ihtiyacının yüzde 19'u Türkiye'den gidiyor. n Halen Irak ve Afganistan’daki operasyonlar için askeri uçuş izni ve desteğini Türkiye sağlıyor.

** Kuzey Irak’ın elektriğinin ciddi bir kısmı Türkiye'den gidiyor.

** 2 ülke arasında başta F-35 yeni nesil savaş uçağı projesi olmak üzere milyarlarca dolarlık silah ve mühimmat ihaleleri var. Bunlar iptal edilebilir veya sürüncemede bırakılabilir.

NÜKLEER KRİZ

** ABD, Afganistan'da Türkiye'den hem askeri hem de idari alanda yardım istiyor. Türkiye bu konuda net cevap vermiş değil.

** Türkiye, İran ile ABD arasındaki nükleer krizi aşmada en önemli aracı. Bu imkanı elinden yitirebilir.

** ABD'nin 2011'de Irak'tan çekilirken, Türkiye'den de transfer için destek aramasına kesin gözüyle bakılıyor. Bu riske girebilir.

IRAK TEZKERESİ ABD'DE

Tasarı yasalaşırsa Ermenistan ile imzalanan anlaşmaların TBMM'den geçmeyeceği, 1 Mart Irak tezkeresi örneği ile ABD'ye aktarıldı. n Türkiye, ABD'nin Arap dünyası ile ilişkilerinde rol alıyor. Başta Suriye ile ABD arasındaki ilişkiler olmak üzere bölgede etkin görevler üstleniyor.

Kim kaybeder?

Risk senaryolarına bakılp “Kaybeden taraf sadece Türkiye mi olur" sorusuna cevap arandığında, ABD’nin de Türkiye’ye ciddi şekilde ihtiyaç duyduğu görülüyor. Türkiye ile ABD arasında stratejik ortaklık veya model ortaklık adıyla dile getirilen ilişkinin zeminini oluşturan gerekçeler, Ermeni soykırımı tasarısı yüzünden çökebilir.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
BBP'li Küçük'ten İlginç Teklif

bbp.jpg

07 Mart 2010
Büyük Birlik Partisi Antalya İl Başkanı Rasim Küçük, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nin Ermeni Tasarısı'nı kabul etmesine misilleme olarak, 'TBMM'nin bahçesine Kızılderili Anıtı' dikilmesini önerdi.
Rasim Küçük, sözde soykırım tasarısının dış ilişkiler komitesinden geçmesini kınadı. Küçük, yaptığı yazılı açıklamada, Türk milletine işlemediği bir suçun isnat edilmeye çalışılmasının hem tarihi gerçeklere, hem de haklılık ilkesine aykırı olduğunu belirtti. "Bir an önce ülkemiz ve milletimiz üzerinde oynanan oyunlara misliyle karşılık verilmelidir." diyen Küçük, AK Parti, CHP ve MHP'ye ABD'nin 'Kızılderililere yaptığı soykırımı' Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine taşımaları çağrısında bulundu.

Küçük, "ABD'nin Kızılderililere yaptığı soykırımı kabul ederek TBMM'nin bahçesine soykırım anıtı dikin." dedi. Küçük açıklamasına şöyle devam etti: "ABD'ye, Türk milletine yaptığı ihanetin bedelini ödetin. Yeter artık birbirinizin hataları üzerinden siyaset yapmayın. Türk milletinin onuru ayaklar altına alınmıştır. Kayıkçı kavgalarıyla kaybedilecek vakit yoktur. Bir an önce milli birlik sağlanmalıdır."
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
WP: İncirlik Üssü kaybedilebilir

incirlik.gif

06 Mart 2010
Washington Post gazetesi, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını içeren tasarının kabul edilmesinin etkilerini yazdı!
Washington Post gazetesi, ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi'nin, Obama yönetiminin, ABD'nin anahtar rolündeki müttefiki Türkiye ile arasını açabileceği yönündeki son dakika uyarı sını önemsemeden 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını içeren tasarıyı kabul ettiğini yazdı.
cuval.jpg

Tasarının ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi'nden geçmesine değinilen yazıda, komitenin, "Obama yönetiminin, ABD'nin anahtar roldeki müttefiki Türkiye ile arasını açabileceği yönündeki son dakika uyarı sını önemsemeden" 22'ye karşı 23 oyla tasarıyı kabul ettiği ifade edildi.
incirlik-ussu-turkiye-abd-power-outage-afg.jpg

Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın Komite Başkanı Howard Berman' ı aradığı hatırlatılan yazıda, oylama sonucuna tepki gösteren Türk hükümetinin de Washington Büyükelçisi Namık Tan'ı istişare için Ankara'ya çağırd ığı ve kararın "ABD ile geniş bir ortak gündem çerçevesinde yürütülen çalışmaları olumsuz etkileyebileceğini" vurguladığı belirtildi.

"Ermeni konusunun Obama yönetimini çıkmaza soktuğu" ifade edilen yazıda, Obama, Başkan Yardımcısı Joe Biden ve Clinton'un senatörken, Beyaz Saray'dan "1915 yılındaki 'ölümlerin' 'soykırım' olarak kınamasını istediği" hatırlatıldı. Ancak, yönetimin bir dizi cephede Türkiye'nin işbirliğine ihtiyacı olduğu dile getirilen yazıda, Türkiye'nin Afganistan'a birlik gönderdiği, ABD güçlerinin Irak'a tedarik için hava üssünü kullanmasına izin verdiği ve BM Güvenlik Konseyi'nde Türkiye'nin komşusu İran'a yönelik yaptırımların oylanacağı anlatıldı.

Yazıda, daha önce benzeri tasarının, 2007 yılında da 6 oy farkla aynı komiteden geçtiği, ancak harekete geçen o dönemki George Bush yönetiminin "şiddetli zarar-kontrol çabalarıyla", tasarının Genel Kurul'a gelmesini engellediği anımsatıldı.

ABD'li yetkililerin bu yıl da tasarının aynı şekilde durdurulmasın ı umdukları belirtilen yazıda, bir yetkilinin, "Bunun daha fazla ileriye gitmemesi önemli" dediği ifade edildi.
Yazıda, "yüzbinlerce Ermeninin Birinci Dünya Savaşı ve sonrası öldürüldüğü yönündeki iddialara bazılarının şüpheyle yaklaştığı", Türk yetkililerin ve bazı tarihçilerin ölümlerin, "Ermenilere yönelik bir kampanya şeklinde" değil, 600 yıllık Osmanlı imparatorluğunun yıkılışı sırasındaki savaş ve tehcir nedeniyle olduğunu söylediği bildirildi.

Hem Demokrat hem de Cumhuriyetçilerin, tasarının ABD'nin insan hakları konusundaki liderliğini göstereceğini belirttiği ifade edilen yazıda, tasarıya karşı oy kullanan Milletvekili Dan Burton'un "Ermeni mağdurlara" sempati duyduğunu ama tasarının geçirilmesi halinde İncirlik üssünün kaybedilebileceğini söylediği hatırlatıldı.
Yazıda, Ermeni Amerikalıların California'da önemli varlık gösterdiği ve davalarının Berman ve Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi gibi politikacılar tarafından desteklendiği belirtildi.

Bunun yanında, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Philiph Crowley'in, tasarının, imzalanan ancak henüz onaylanmayan Türkiye-Ermenistan arasındaki protokolleri karmaşık hale getireceği uyarısına yer verilen yazıda, ABD Başkanı Barack Obama'nın da iki gün önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Türkiye ve Ermenistan arasındaki normalleşme sürecine yönelik çabalarına yönelik desteğini ifade ettiği kaydedildi.

Yazıda, Obama'nın seçim kampanyasında, Başkan olması halinde "soykırım"ı tanıyacağını söylediği ancak, bu ana kadar bu sözü kullanmadığı, Beyaz Saray Sözcüsü Mike Hammer'ın ise oylama öncesindeki açıklamasında Obama'nın tarihe yönelik bakışının değişmediğini söylediği belirtildi.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Zalim ABD...

ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nde Ermeni iddialarına ilişkin tasarının kabul edilmesiyle beraber, yıllardır ABD çizgisinde siyaset yapanların ülkemize neler kaybettirdikleri perdenin açılmasıyla ortadadır.
Türk tarihini ‘Soykırımcılıkla itham eden’ ABD ve bu yörüngede ‘Haçlı Batı Zihniyetinin İşbirlikçiliği’ çizgisinde yenidünya düzeni makasına giren ülkeler kendi kara tarihlerine bakmamışlar ve parlamentolarında bu yönde kararlarla ülkemizi abluka altına alma gayretlerine bir yenisini eklemişlerdir.
Gezegenimiz ‘ZALİMLERİN KURDUĞU DÜZEN ETRAFINDA’ şekillendirilmiştir. Sömürgeci Avrupa kölelik düzeniyle ‘Orta Çağın Yüz Karası’ soykırımcılığın patronudur. Çarmıha gerilen, kelepçelenen, işkenceler gören Afrika halkı 20.yüz yıla kadar ayırımcılığın ve ırkçılığın kurbanıdır.
Ermeni soykırımı" iddiaları etrafında oluşturulan politika Avrupa'da ve Amerika'da iki yıldan beridir gündemdedir. İşin gerçeğinde yaşanan problemin temelinde dış politikada ortaya çıkan zaaf ve pasiflik yatmaktadır. Ermeni soykırımı iddialarıyla ilgili tasarılar Fransa'dan önce ABD ve Hollanda'da gündeme geldi. Buralarda önce bir nabız yoklama işlemi yapıldı. Sonra Fransa'da bomba patlatıldı. Fakat Fransa'da sergilenen tavır sadece Fransa'nın değil tüm Batı'nın ortak tavrıdır.
Batılılar Afrika kıtasını sömürgeleştirdikten sonra Müslümanları silahtan ve diğer din kardeşlerinin desteğinden mahrum bırakıp onları istedikleri gibi ezip işkenceye maruz bıraktılar. Pek çok Afrika ülkesinde Müslümanları ağır baskılarla dinlerini değiştirmeye zorladılar. Dinlerini değiştirmek istemeyenleri de topluca katlettiler. Zengibar'da 26 bin Müslüman’ın 23 bini öldürüldü.
Avrupa ülkeleri Afrika'yı sömürgeleştirdikten sonra çok sayıda Afrikalıyı köle olarak ABD'ye ve Avrupa ülkelerine taşımıştır. Avrupalılar köle ticaretinin durmasından sonra da Afrikalıları asker olarak götürüp çeşitli savaşlarda kullanmışlardı. Sadece Fransa'nın, I. Dünya Savaşı'nda 900 bin Afrikalının ölümüne sebep olduğu kayıtlarda belirtilmektedir.
Sadece 1954–1962 Cezayir Kurtuluş Savaşı süresince şehit edilen Müslüman sayısı 1,5 milyonu buldu. Fransızların 1954–62 savaşında Cezayir'de gerçekleştirdikleri katliam Rusların 1979 işgalinden sonra Afganistan'da gerçekleştirdikleri katliamdan farklı değildir. Fransızlar bu savaşta diğer mücahitler açısından bir tehdit unsuru olsun diye esir ettikleri Cezayirli mücahitleri uçaklardan atıyorlardı. Fransızlar aynı katliamı Tunus ve Fas'ta da gerçekleştirdiler.
ABD'nin eski dışişleri bakan vekili Georges Bale, İsrail'in arkasında ABD'nin olduğunu ve İsrail'in Filistinlilere yönelik zulmünü işleyebilmek için ABD'den korkunç derecede yardım aldığını bildirdi. Georges Town Üniversitesi'nde Amerika'daki Arap Mezunlar Cemiyeti'nin düzenlediği "40 Yıl Sonra Filistin ve İsrail" konulu bir seminerde konuşan Georges Bale, ABD'nin Filistinlilere kabul ettirmeye çalıştığı barış planlarının da İsrail'i korumayı amaçladığını söyledi. Bale, ABD'nin Birleşmiş Milletler teşkilatı kanalıyla da İsrail'i korumaya çalıştığını ifade ederek ABD'nin o ana kadar BM'de kullandığı 20 vetodan 16'sının İsrail için olduğuna dikkat çekti.
Kızılderililer Amerika'nın yerlileridirler. Ancak bugün Amerika kıtasında çok az Kızılderili mevcuttur. Çünkü bunlar ciddi bir soykırımı ile karşı karşıya gelmişlerdir. Bu soykırımında milyonlarca Kızılderili yok edilmiştir. Avrupa'nın ünlü seyyahlarından ve Amerika kıtasının kâşifi olarak bilinen Kristof Kolomb'un bu kıtaya girmesi ile birlikte Kızılderili katliamı başladı. Kristof Kolomb'un askerleri 12 Ekim 1492 tarihinde Guanahani sahillerine çıktıktan kısa bir süre sonra vahşi canavarlar gibi Kızılderililere saldırmaya başladılar. O zamanlar yakalanan bir Kızılderili ya öldürülüyor, ya köle olarak satılması üzere Avrupa'ya gönderiliyor veya prangaya vurularak oldukça ağır işlerde çalıştırılıyordu.
Yani 80 milyon Kızılderili'den 70 milyonu ya öldürülmek veya köle olarak satılmak suretiyle Amerika'dan silinmişti. Avrupalılar bir yandan Amerikalı Kızılderilileri köle olarak satmak üzere gemilerle Avrupa'ya taşırlarken bir yandan da Afrikalıları aynı amaçla Amerika'ya taşıyorlardı.
Kızılderililerin cesetleri köpeklerin önüne yem olarak atılıyor, vücutlarından yaralara iyi gelebilecek bir yağ üretiliyordu. Kızılderili kadınlar sıra halinde direk ve ağaçlara, çocukları da onların ayaklarına asılıyordu. Bir hâkim de, İspanyol sömürgecilerin su kıtlığında bahçe ve tarlalarını Kızılderililerin kanları ile sulamaları talebinde bulunmuştu. Bütün bu gerçekler pek çok tarihçi tarafından dile getirilmiş gerçeklerdir.
ABD'ye ve Avrupa ülkelerine hükmeden zihniyetin bugün hala değişmediğini Irak halkının halen karşı karşıya olduğu problemler bize ispat ediyor. Saddam bahane edilerek Irak halkına karşı sergilenen vahşet yüzünden yüz binlerce çocuk hayatını kaybetmiştir. Savunmasız Irak halkının üzerine bugün hala zaman zaman bombalar yağdırılması Batı'daki zihniyetin değişmediğini belgelemektedir.
ABD eski adalet bakanlarından Ramsey Clark'ın öncülüğünde Körfez Savaşı'nda izlenen tutumu ve gerçekleştirilen insanlık dışı uygulamaları soruşturmak üzere oluşturulan Uluslararası Savaş Suçluları Mahkemesi uzun süren araştırmaları sonunda hazırladığı raporlarda şunlara dikkat çekiyordu: "Körfez savaşı sırasında ABD ve müttefikleri Irak'a Hiroşimaya atılan atom bombasının yedi katı değerinde bomba attılar. Bunlardan sadece % 7'sinin belli bir hedefi vardı. Atılan bombaların % 60'ı doğrudan sivil halkı hedef aldı. Bu savaşta nükleer savaş başlığı dışında her türlü silah kullanıldı. Bombalamalar sonucunda Irak'ta 51 cami, 28 hastane 687 okul imha edildi. Savaşın sonuçları nedeniyle kötü beslenme yüzünden 45 bin Iraklı çocuk öldü". Ramsey Clark'ın öncülüğündeki Uluslararası Savaş Suçluları Mahkemesi, raporunu 30 ayrı ülkede bir yıl kadar süren inceleme ve araştırmalar sonucunda hazırlamıştı. Raporda başta ABD başkanı George Bush olmak üzere, ABD yönetiminin bütün üst düzey yetkililerinin dünya barışına ve insanlığa karşı ağır suçlar işledikleri dile getirildi. Raporda, ABD başkanı George Bush'un Körfez savaşı ile ilgili olarak 19 ayrı suçu işlemekten sorumlu olduğuna işaret edildi.
Başta ABD olmak üzere Batı ülkeleri bugün "insan hakları" davasının sahibi olarak görünmeye gayret etmekte ve adeta kendilerini "insan hakları"nın resmi murakıbı olarak göstermeye çalışmaktadırlar. Oysa yukarıdaki bilgiler Batılıların atalarından devralmış oldukları ve bugün hala ayakta tuttukları bu anlayışla "insan hakları"ndan söz etmeye haklarının olmadığını gösteriyor.
Irak’ın işgali ile başlayan vahşet ve katliamlar; Ebu Gureyb, Necef, Kerbela, Felluce, Telafer ve diğer katliamları ile devam eden A.B.D. saldırganlığı, bugün 21.Yüzyılda görülmemiş bir seviyeye ulaştı. Irak halkının 1991’den bu yana; Birinci Körfez Savaşı, ambargo dönemi, ikinci Körfez Savaşı ve Mart 2003’ten beri işgal süresince yaşanan ölümler 2 milyona yakın kayıptan söz ediliyor. Dile kolay 2 milyon insan.
ABD’nin bu korkunç saldırganlıklarına karşı, Direniş ve cihat grupları kıt imkânlarla savaşım vermektedirler. Direniş grupları arasında örgütlülük ve koordine olmamasına rağmen Amerika zorbalığı, direniş güçleri karşında her geçen gün biraz daha zor duruma düşmektedir. Eğer bu direnişler de olmasaydı, ABD çoktan bir sonraki adım için başka İslam coğrafyasında ocakları söndürüp katliam ve cinayetlerine imza atmış olacaktı.
Şimdiye kadar ABD emperyalizmin hizmetine girerek, kendine bir gelecek yaratabilmiş tek bir halk yoktur.
Zalim ve soykırımcı ABD-İsrail İŞBİRLİKÇİLİĞİ hesaplaşmasını gerçekleştirmekte ve ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nde Ermeni iddialarına ilişkin tasarının kabul edilmesiyle beraber, yıllardır ABD çizgisinde siyaset yapanların ülkemize neler kaybettirdikleri perdenin açılmasıyla ortadadır. Bu kararlar bir kuşatmadır.
Annan planının, Ermeni açılım(!) yaygaralarının, Fener patriğinin talepleri ve verilen yumuşak tavizlerin, AB uyum yasaları çerçevesinde verilen tavizlerin, Kürt açılımı tezgâhlarının çöktüğü süreç ve ABD-İSRAİL ablukalarının nerelere kadar uzandığının açık belgesidir.
Dünya mazlum halklarının ABD-İSRAİL-BATI vahşetlerini sergileyeceği programlar tertip etmeleri ve parlamentolarında bu vahşiliği mahkûm edecek kararlarla coğrafyamızda ‘ABD Soykırımlarını’ lanetleyen anıtlar yapılması gerekmektedir.
Gezegenimizin vahşiliğini sembolize eden karanlık ve şeytan ABD lanetlenmelidir.
Türk Milleti ve Mazlum İslam halkları sömürgecilerin adlıları kararları tanımayacaktır.

Türker Akın sağlık
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Sözde Soykırımı Kaç Ülke Tanıdı?

medya.php

13 Mart 2010
Ermeni iddialarını ilk tanıyan ülke hangisi ve hangi ülke bu iddiaları 7 kez parlamentosuna taşıyıp onayladı? İşte sözde soykırımı tanıyan 19 ülke;
sveç Parlamentosu'nun dün yaptığı oylama ile 1915 olaylarını soykırım olarak tanıyan ülkelerin sayısı 20'ye yaklaştı. Peki Ermeni iddialarını ilk tanıyan ülke hangisi ve hangi ülke bu iddiaları 7 kez parlamentosuna taşıyıp onayladı? İşte cevaplar...

İsveç Parlamentosu'nun onayladığına benzer bir Ermeni tasarısı gelecek ay İngiliz Parlamentosu'nda tartışılacak. Şu ana kadar 20'ye yakın ülke ve Kıbrıs Rum Kesimi soykırım iddialarını tanıdı. İsviçre'de ise soykırım iddialarını reddetmek bile suç kapsamına giriyor.

1915 olaylarını soykırım olarak tanıyan ilk ülke ise Uruguay. Ermeni iddialarını ilk olarak 1965'te tanıyan Uruguay, sonrasında iki kez daha benzer tasarılara onay verdi.

Uruguay'ı, 1982'de Kıbrıs Rum Kesimi izledi.

ARJANTİN YEDİ KERE TANIDI

Ardından Arjantin, zaman içinde konuyla ilgili 7 ayrı tasarıyı Parlamento'dan geçirdi. Rusya, Kanada ve Lübnan parlamentoları da, birden çok kez onay verdi soykırım tasarılarına.

Uruguay : 1965, 2004, 2005 olmak üzere üç kez Ermeni soykırımı iddialarını kabul etti.

Kıbrıs Rum Kesimi : 1982 yılında soykırım iddialarını kabul etti.

Arjantin : Ermeni soykırımını tanıma tasarısı 1993, 2003, 2004, 2005, 2006, 2007′de gündeme geldi ve hepsinde de kabul edildi.

Rusya : Önce 1995′te sonra da 2005′de soykırımı kabul etti.

Kanada: 1996, 2000 ve 2004′te gündeme geldi ve her üçünde de kabul edildi.

Yunanistan: 1996′ta soykırımı tanıdı.

Lübnan: Lübnan’da yaşan Ermeni lobisinin yoğun çabaları sonucunda 1997 ve 2000′de soykırım tanındı.

Belçika: 1998′de tanıdı.

İtalya: 2000′de Ermenilere yönelik soykırım yapıldığını kabul etti.

Vatikan: İtalya ile aynı yıl 2000′de kabul etti.

Fransa: 2001′de Ermeni soykırımını tanıdı. Fransa’da sözde Ermeni soykırımını reddetmek suç sayılıyor.

İsviçre: Soykırım iddialarını 2003′te kabul etti.

Slovakya : 2004′te tanıdı.

Hollanda : 2004′te kabul etti.

Polonya : 2005′te kabul etti.

Almanya : 2005′te kabul etti.

Venezuella : 2005′te kabul etti.

Litvanya : 2005′te kabul etti.

Şili : 2007′de kabul etti.


-İTALYA, ERMENİ İDDİALARINI TANIYAN ÜLKELER ARASINDA OLMADIĞINI AÇIKLADI

İtalya, Ermeni iddialarını tanıyan ülkeler arasında yer almadığını açıkladı.

İtalya'nın Ankara Büyükelçiliğinden yapılan yazılı açıklamada, bir haber kanalının bugün İtalya'yı Ermeni iddialarını resmen tanımış ülkeler arasında saydığı hatırlatılarak, bu haberin gerçekleri yansıtmadığı bildirildi.

Açıklamada, İtalyan parlamentosu Temsilciler Meclisinin, 17 Kasım 2000 tarihinde kabul ettiği önergeyle hükümeti, 'Türkiye'nin ve bütün bölgenin Avrupa Birliğine daha hızlı entegrasyonu perspektifinde, insan haklarının doğru himayesi ve barışçıl ortak yaşam şartlarının her iki devletin (Türkiye ve Ermenistan) toprak bütünlüğüne saygı çerçevesinde oluşturulması amacıyla bölgedeki farklı azınlık ve halklar arasındaki her türlü karşıtlığın tamamen üstesinden gelmeye çalışmak için" görevlendirdiğine işaret edildi.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt