IRAK ORDUSU, POLİSİ VE KOMANDOLARI KİMLER?
Gönüllü merkezleri denilen yerlere yine mezhebi temelli olarak insanlar alındı ve tamamı Amerikan işgalcilerin denetiminden geçirilerek yetiştirildi. Tıpkı işgalciler gibi giyinen, onlar gibi donatılan yeni “Irak polisi, Irak askeri ve Irak komandosu” sıfatlı ancak temelde Şii partilere veya oluşumlara bağlı olan bu hükümet unsurlarının ortak hedefi belliydi: Irak işgaline ve bölücü politikalara karşı direnen halk kesimleri ve Irak Direniş Grupları!
Resim: Kim işgalci kim işbirlikçi? Renkten başka herhalde ayırt edici bir vasıf yok!
Çoğunlukla Amerikan işgalcilerinin desteğiyle başlatılan operasyonlarda hükümet silahlı kuvvetleri Sünni bölgeleri ve direnişin en yoğun olduğu yerleri hedef aldı. Elbette bu saldırılar karşı bölge halkı ve cihad hareketleri sert direniş sergileyerek işgalcileri ve işbirlikçi güçlerini aynı şekilde vurdu ve darmadağın etti. Medyada bu yöndeki haberlerde salt Şii kökenli olduğundan dolayı hükümet güçlerinin hedef alındığı gibi asılsız iddialar yer almaktadır. İşin aslı bizzat halkı hedef alan işgalcilerle birlikte hareket eden işbirlikçi oluşumların (Sahve gibi Sünni kökenli olsa da bu böyle) Irak direnişi tarafından hedef alınması ve etkisiz hale getirilmesi hadisesidir. Bu kadar basit!
Resim: Soldaki Sahve (Uyanış) Üyeleri, Sağdaki Şii Hükümet Askeri
Ancak son dönemlerde Mehdi Ordusunun ön plana çıkması demek uzun süredir zaten silahlı kuvvetlerde yer alan Dava Partisi ve Irak İslam Yüksek Konseyi ile eşit seviyede olduğu anlamına kesinlikle gelmez. Tüm bu yapılanlar hükümetin kontrolü ve gözetimi altına yapılmakta, işlenen cinayetler ve suçlar kanun adına milis eylemleri yürüten emniyet güçlerince yürütülmektedir. Hatta bazen bu güçlerin eylemlerinde milis elbiseleri giydiği başka bir seferinde de bunları çıkartarak resmi üniformalar giydikleri bilinmektedir.
Resim: Biri milis elbiseli diğer resmi üniformalı iki Şii! Kimi kime karşı koruyorlar?
el Debbaş, el Abbas, Ebu Hamid, el Bereke gibi el Hürriye şehrinde yer alan Sünni camiler hükümet kuvvetlerince istila edilmiştir, cami korumaları şehit edilmiştir, buralar Irak polisi ve askerinin yardımıyla Şiilerin ritüellerini icra ettikleri Hüseyniyelere çevrilmiştir. Yine el Devlai bölgesinde, el Hürriye el Ula bölgesinde, el Nuvvab Dubbat bölgesinde, Filistin bölgesinde ve Suudiye bölgesindeki dört cami ve iki tanesi daha yakılmıştır. Buralardaki camilere yönelik saldırıları İhad adlı binbaşı yürütüyordu. Filistin caddesindeki bazı Sünni görgü tanıklarının ifadelerine göre içişleri komandolarından Ali Cabir adlı Albay askeri elbiseleri Mehdi Ordusu mücrimlerine dağıtmaktaydı. Ki bunlar direnişin güçlü olduğu Hayfa caddesine, Şeyh Maruf el Kerhi mahallesine ordu güçlerine katılarak saldırılara dahil oldular. Yine bölgede bulunan içişleri güçlerine ait silahlar ve araçlar Safavi Mehdi Ordusunun tasaffuru altındaydı.

Amerikan güdümündeki müttefik güçlerin 2003 yılında Irak’ı işgalinden sonra Büyük Ortadoğu Projesi minvalinde yeni bir Irak tesis edildi. Burada Amerikan yüzyılına ve projelerine karşı çıkmayan, işbirliği yapan ve “ortak düşmana yani direnişlere ve işgali reddeden halka” karşı birlikte savaşan bir “Irak Silahlı Kuvvetleri” teşkil ettirildi. Değerli okurlarımızla mevcut Irak hükümetine bağlı silahlı kuvvetlerle (ordu, polis, komandolar, istihbarat teşkilatı, özel kuvvetler vs) ilgili bu dosyamızda paylaşacağımız bilgiler kesinlikle Irak’ta realite ile ilgisi olmayan ve bu nedenle kamuoyunda oldukça yanlış aksettirilen bir çok hususu da açığa çıkartacaktır. Irak Polisi veya Irak Askeri denilince bunun aslında neredeyse tamamen mevcut hükümeti oluşturan Şii partilere ve örgütlere mensup milisler, yandaşlar veya salt ideolojik / mezhebi temellere dayalı kesimler anlaşılmalıdır. “Irak askeri düzenldiği baskında şu kadar el Kaide, şu kadar Baasçı, şu kadar terörist tutukladı” vesair mealindeki yüzlerce habere göz atıldığında aslında hedef alınanların tamamının Irak’taki belirli bir kesim olduğu görülecektir. Bu kategoride konumuzla ilgisi olmaması hasebiyle Amerikan idaresiyle zaten müttefik olan laik Kürtçü partiler ve Peşmergeler yer almamaktadır.
Irak Hükümeti veya Irak Devleti denilen mevcut yapı; çerçevesini, uygulamasını ve devam ettirilmesini tamamen Amerikan işgal idaresinin belirlediği ve yürüttüğü bir siyasi projenin ürünüdür. Irak’taki devlet müesseseleri, yapıları, kurum ve kuruluşları etnisite ve mezhep temelli olarak belirli kesimlere pay edilmiştir. Paul Bremer’in ilk işgal valisi olarak getirtildiği Irak’ta devlet kurum ve kuruluşları tamamen ilga edilmiş, yeni baştan bir modern, demokratik Irak tesis edildiği duyurulmuştur! İlk geçici konseyin başına Şii İyad Allavi, Şii İbrahim Caferi ve elbette son olarak Şii Nuri Kamil el Maliki getirtilmiştir.
Böylesi bir yapının oldukça çarpık bir sonuç ortaya koyacağını ve ülkeyi oluşturan halk kesimleri arasında ciddi ayrışmalara sebebiyet vereceğini, en önemlisi işgalcilere meşrutiyet zemini hazırlayarak varlıklarını sağlamlaştıracağını söyleyen seslerin tamamı dışlandı ve itham edildi. Elbette kullanılan siyasi dil “Vahhabi, Baasçı, Saddamı, bir grup azınlık ve akademik bir dilmiş gibi algılanmayı temin için yıllarca iktidarın nimetlerini yiyen ve şimdi bundan mahruma kalan Sünni Araplar ve Aşiretler” şeklinde oldu!
Irak Hükümeti veya Irak Devleti denilen mevcut yapı; çerçevesini, uygulamasını ve devam ettirilmesini tamamen Amerikan işgal idaresinin belirlediği ve yürüttüğü bir siyasi projenin ürünüdür. Irak’taki devlet müesseseleri, yapıları, kurum ve kuruluşları etnisite ve mezhep temelli olarak belirli kesimlere pay edilmiştir. Paul Bremer’in ilk işgal valisi olarak getirtildiği Irak’ta devlet kurum ve kuruluşları tamamen ilga edilmiş, yeni baştan bir modern, demokratik Irak tesis edildiği duyurulmuştur! İlk geçici konseyin başına Şii İyad Allavi, Şii İbrahim Caferi ve elbette son olarak Şii Nuri Kamil el Maliki getirtilmiştir.
Böylesi bir yapının oldukça çarpık bir sonuç ortaya koyacağını ve ülkeyi oluşturan halk kesimleri arasında ciddi ayrışmalara sebebiyet vereceğini, en önemlisi işgalcilere meşrutiyet zemini hazırlayarak varlıklarını sağlamlaştıracağını söyleyen seslerin tamamı dışlandı ve itham edildi. Elbette kullanılan siyasi dil “Vahhabi, Baasçı, Saddamı, bir grup azınlık ve akademik bir dilmiş gibi algılanmayı temin için yıllarca iktidarın nimetlerini yiyen ve şimdi bundan mahruma kalan Sünni Araplar ve Aşiretler” şeklinde oldu!
IRAK GÜÇLERİ VE POLİSİ KİMLER?
Polis denilince vuzuhata ihtiyaç duyulan bir kavramdan söz edilmektedir: kimdir bu polisler? Bunlar Dava Partisinin milisleri, Bedir Örgütü ve diğer Şii oluşumlara ait milislerdir. Bunlar böylece İçişleri Bakanlığı, Düzeni Koruma Güçleri, Ordu Güçleri ve Komando elbiseleri altında terörist eylemler işler hale gelmişlerdir. Haberlerde bahsedilen ve işaret edilen komandolar vs ibareler bu güçlerin aslında gerçek yüzlerini gizleyerek resmi sıfatla anılmalarını ve kamuoyunda böyle zihinlerde yerleşmesini amaçlamaktadır.

Resim: Sünni camilerin yüzlercesini basan, işgal eden, yakan ve yıkan terörist Mehdi Ordusu lideri Mukteda Sadr fotosu, onu taşıyan resmi üniformalı polisler!!!
Gönüllü merkezleri denilen yerlere yine mezhebi temelli olarak insanlar alındı ve tamamı Amerikan işgalcilerin denetiminden geçirilerek yetiştirildi. Tıpkı işgalciler gibi giyinen, onlar gibi donatılan yeni “Irak polisi, Irak askeri ve Irak komandosu” sıfatlı ancak temelde Şii partilere veya oluşumlara bağlı olan bu hükümet unsurlarının ortak hedefi belliydi: Irak işgaline ve bölücü politikalara karşı direnen halk kesimleri ve Irak Direniş Grupları!

Resim: Kim işgalci kim işbirlikçi? Renkten başka herhalde ayırt edici bir vasıf yok!
Çoğunlukla Amerikan işgalcilerinin desteğiyle başlatılan operasyonlarda hükümet silahlı kuvvetleri Sünni bölgeleri ve direnişin en yoğun olduğu yerleri hedef aldı. Elbette bu saldırılar karşı bölge halkı ve cihad hareketleri sert direniş sergileyerek işgalcileri ve işbirlikçi güçlerini aynı şekilde vurdu ve darmadağın etti. Medyada bu yöndeki haberlerde salt Şii kökenli olduğundan dolayı hükümet güçlerinin hedef alındığı gibi asılsız iddialar yer almaktadır. İşin aslı bizzat halkı hedef alan işgalcilerle birlikte hareket eden işbirlikçi oluşumların (Sahve gibi Sünni kökenli olsa da bu böyle) Irak direnişi tarafından hedef alınması ve etkisiz hale getirilmesi hadisesidir. Bu kadar basit!

Resim: Soldaki Sahve (Uyanış) Üyeleri, Sağdaki Şii Hükümet Askeri
Ancak son dönemlerde Mehdi Ordusunun ön plana çıkması demek uzun süredir zaten silahlı kuvvetlerde yer alan Dava Partisi ve Irak İslam Yüksek Konseyi ile eşit seviyede olduğu anlamına kesinlikle gelmez. Tüm bu yapılanlar hükümetin kontrolü ve gözetimi altına yapılmakta, işlenen cinayetler ve suçlar kanun adına milis eylemleri yürüten emniyet güçlerince yürütülmektedir. Hatta bazen bu güçlerin eylemlerinde milis elbiseleri giydiği başka bir seferinde de bunları çıkartarak resmi üniformalar giydikleri bilinmektedir.

Resim: Biri milis elbiseli diğer resmi üniformalı iki Şii! Kimi kime karşı koruyorlar?
HÜKÜMET GÜÇLERİNİN KARA TARİHİ
el Debbaş, el Abbas, Ebu Hamid, el Bereke gibi el Hürriye şehrinde yer alan Sünni camiler hükümet kuvvetlerince istila edilmiştir, cami korumaları şehit edilmiştir, buralar Irak polisi ve askerinin yardımıyla Şiilerin ritüellerini icra ettikleri Hüseyniyelere çevrilmiştir. Yine el Devlai bölgesinde, el Hürriye el Ula bölgesinde, el Nuvvab Dubbat bölgesinde, Filistin bölgesinde ve Suudiye bölgesindeki dört cami ve iki tanesi daha yakılmıştır. Buralardaki camilere yönelik saldırıları İhad adlı binbaşı yürütüyordu. Filistin caddesindeki bazı Sünni görgü tanıklarının ifadelerine göre içişleri komandolarından Ali Cabir adlı Albay askeri elbiseleri Mehdi Ordusu mücrimlerine dağıtmaktaydı. Ki bunlar direnişin güçlü olduğu Hayfa caddesine, Şeyh Maruf el Kerhi mahallesine ordu güçlerine katılarak saldırılara dahil oldular. Yine bölgede bulunan içişleri güçlerine ait silahlar ve araçlar Safavi Mehdi Ordusunun tasaffuru altındaydı.
İran Analiz