Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Insanoğlu Nerden Gelirsin Nereye Gidersin (1 Kullanıcı)

mustafa11

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ocak 2007
Mesajlar
3,063
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Konum
istanbul-maltepe
Web Sitesi
www.mobilyaonarim.com
Sen kimsin? Seni kim, nasıl ve neden yarattı?
Adına dünya denilen, bu meydana niçin gönderildin ?
Sen ki, bu kadar özenle yaratılmış; görme, konuşabilme, düşünebilme.duyabilme ve sezebilme gibi kabiliyetlerle donatılmış, akıllı iyiyi ve kötüyü ayırt ederek, iyiye yönelebilme özelliklerine sahip, iç içe duygular taşıyan bir varlıksın ...
Bir düşün ve aynanın önüne otur... Bak ne mükemmel yaratılmışsın. Kendinde bir eksiklik veya fazlalık bulabilecek misin ? Sen insan olarak mükemmel bir şekilde yaratılmışsın. Peki, bu mükemmelliği kabul ettikten sonra, bu eseri yaratanı merak etmeyecek misin? Düşün ki bu eser yaratılıp, başı boş bırakılmamış.Hayatımn ve neslinin devamı ve refahı için, çeşitli kabiliyetler verilmiş, her türlü tasarrufu sana bırakılmış, bu meziyetlerini dilediğinde iyi, dilediğinde kötü yolda kullanabilirsin...
Peki, sen bütün bu nimet ve imkanlarla donatıldıktan sonra, kısacık ömrünü, geçici bir takım hevesler uğruna mı harcayacaksın ? Unutma ki, bunların hepsi geçicidir. Çok güvendiğin sıhhatini bir gün kaybedecek, öğündüğün servetini yitireceksin. Makam ve rütben elinden alınacak, şöhretin yok olup gidecek, evlat ve ailen seni ter-kederek, iki metre beyaz kefene bürünüp,bürünüp, yaptığın iyi veya kötü amellerle, yaratıcına döneceksin.
Evet bizi yok iken yaratan've yaşatan !... Düşün bir kere hayata gelmeden önce neredeydik ? Evvelimiz bir damla su değil mi? Yoktuk var edildik. Yaratıldık ve yaşatılıyoruz. Evet yaşatan ve yaratan var. Ben insan olarak beni yaratanı ve yaşatanı tanımalıyım. O'na teşekkür-etmeliyim ve ona minnettar olmalıyım. Bir fincan kahvenin kırk yıl hatın vardır diyen bir insan olarak, beni yaratan ve yaşatanı, tanımalıyım. Diyeceksin ki tanıyorum... Hayır tanımıyorsun... Hatta bir futbolcuyu, bir takımı, bir partiyi, bir artisti tanıdığın kadar. Öyle değil mi ? Eğer tanıyorum diyorsan, seni yoktan var edeni sıfat ve isimleri ile biliyor musun? Öyle ise, kendine gelmelisin ve düşünmelisin. Nefsini, yani kendini bilmeyen, Rab-bini bilmez. Fakat düşünmeye zamanın var mı? Seni öyle meşgul etmişler'ki, sabah kalkar işine gidersin, yahut ev işleri yaparsın, akşama kadar çalışırsın akşam televizyonun karşısında zaman öldürür, hafta sonunda da bir meşguliyet bulursun ve hayat böyle geçer, gider...
Şimdiye kadar geçmedi mi? Kaç yaşındasın? Bu kadar hayat nasıl geçti ise, bundan sonra da geçecektir. Ama şunu unutma ki, senin bu meşgul olduğun şeylerden daha önemli bir gayen olmalı... Malum her şeyin bir gayesi var. Bir hayvan, aklı olmadığı halde kendine verilen vazifeyi yapıyor. Öyle değil mi?
Bir koyun, artık beni kesmeyin benim etimi yemeyin diyor mu? Hayır! Yalnız koyun değil
kainatta her şey sana hizmet veriyor. Eğer aklını kullanıp düşünürsen, görürsün ki güneş senin için doğuyor, gece senin için oluyor,-yağmur senin için yağıyor, her şey, her şey... Peki sen... sen niçin varsın? Niye yaşıyorsun, gayen ne?
Düşün! ama düşünmek, çok zor bir olay, zor olduğu kadar da önemli...
Senin düşünmemen için", neler sarfediliyor bir bilgen. Zaten, seni meşgul etmeseler, seni sömürenler, saltanatlarını sürdürebilirler mi? Hayır, seni düşündürmemeleri lazım, seni oyalamaları lazım, seni oyalıyorlar değil mi?
Sen geçim sıkıntısını düşünüyorsun. Bu hafta maçlar nasıl olacak, takımım yenecek mi, yenilecek mi? Televizyon karşısında, stadyumlarda meyhanelerde, birahanelerde elbette düşünmezsin. Ama bütün bu tuzaklara rağmen düşünmelisin, kendine gelmelisin. Seni yaratanı tanıyıp O'nun isteği gibi olmalısın. Çünkü bu dünya denilen yere bir daha gelmeyeceksin...
Nerede ataların, nerede aramızda daha dün yaşarken bugün ölenler. Nereye gittiler? Sen de öleceksin, onların gittiği yere sen de gideceksin. Bir karış Toprağa yapa yalnız sende gireceksin. Peki niye geldin niye yaşıyorsun. Eğer mal, mülk, Çalışmak, makam, rütbe, şan, şöhret sahibi olmak asıl gaye ise, hepsi de burada kalıyor, Demek bunlar asıl gaye değil... İyi düşün, bu dünyaya gelmek nasıl elinde değilse gitmek de elinde değil. Öyle ise niye yaşıyorsun? Asıl gayeni bilmelisin. Çünkü, bu dünyaya bir daha gelmeyeceksin. Yaşadığın, kısa bir hayat, ama çok önemli bir hayat. Bu kısa hayatı yaşarken ya ebedi, sonsuz, mükemmel bir hayatı kazanacaksın ya da ebediyyen yanacaksın. Yanlış duymadın YANACAKSIN.
Evet bir sigara ateşine tahammül edemeyen sen zayıf insan, ebedi bir ateş... O'nun için iyice düşünmelisin. Kendine ve kainata bakmalısın. Herşeyin ne kadar düzenli .ve disiplinli olduğunu görecek ve kusur bulamayacaksın. Bu Kur'an ayetlerini kainata bakarak yavaş yavaş oku ve düşün: "Yedi göğü kat kata yaratan O'dur. O, rah-man'ın yarattığında hiç bir düzensizlik göremezsin. Haydi çevir gözü (semaya) görebilir misin bir çatlak" (Mülk: 3)
"Göklerde ve yerde (Allah'ın birliğine, Kudretine ve azametine delalet eden) ne kadar alamet var ki, insanlar üzerlerinden geçerler de bundan ibret almayıp da yüz. çevirirler" (Yusuf: 105)
"Geceyi - gündüzü, güneşi ve Ay'ı, sizin hizmetinize O bağladı. Bütün yıldızlar da, O'nun emrine bağlıdırlar. Elbette bunların her birinde alklını başına alıp, düşünen bir topluluk için, bir çok alametler vardır" (Nâhl;12)
"Yeryüzünde, muhtelif renklerde yarattığı şeyleri(Hayvanat ve bitkileri de)sizin için hizmetinize bağladı. Elbette bunda da düşünecek bir topluluk için, ibret nişanesi var." (Nahl: 13)
" Allah yeryüzüne sabit dağlar koydu ki sizi çalkalamasın. Bir de nehir ve yollar bıraktı ki, doğru gidesiniz." (Nahl: 15)
"Allah gökten bir yağmur indirdi de onunla arza ölümünden sonra hayat verdi. Bitkileri yeşertti. Şüphesiz ki, Bunda ibret kulağı ile dinleyenler için öldükten sonra dirilmeye bir alamet var." (Nahl: 65)
"O insan hiçbir şey değilken, bizim kendisini yarattığımızı düşünmez mi?" (Meryem: 65) -,, Evet hiçbir şey değilken bizi yarattı.
"Sonra siz, bunun arkasından öleceksiniz." (Mü'min: 15)
Sonra öleceğiz. Var mı çare? Öleceğiz. Kimler öldü gitti. Allah'ın kanunu bu: Öleceğiz.
"Sonra siz, kıyamet günü, Muhakkak dirileceksiniz." (Mü'min: 16)
"Hiç yaratan,, yaratmayana benzer mi? Artık siz düşünmez misiniz?" (Nahl: 17)
Evet, yaratan, yaşatarf, öldüren, dirilten... Bu kadar mı? hayır... ,
"Allah, rızkını keserse, kimdir sizlere rızık verecek? Hayır onlar, bir ürküntü azgınlık içinde inat etmeye devam ediyorlar." (Mülk: 21) ' : '
"De ki; Sizi yaratan, sizleri işitecek kulak, görecek gözler ve duyacak kalpler veren O'dur. Siz pek az şükrediyorsunuz." (Mülk: 23)
"Ey Resulüm de ki;*eğer Allah bir gün kıyamete kadar, devamlı olarak geceyi üzerinize bıraksa, Allah'tan başka, size bir aydınlık getirecek ilah kimdir. Hala dinleyip kabul etmeyecek misiniz ?" (Kasas: 71)
"De ki; Allah, kıyamet gününe kadar, devamlı olarak gündüzü üzerinize bırakacak olsa Allah'tan başka, size içinde dinleneceğiniz bir geceyi getirecek ilah kimdir? Ne dersiniz, hala görmeyecek misiniz? (Kasas: 72)
"De ki; Düşündünüz mü hiç? Eğer, Allah İşitmenizi ve görmenizi alıverirse onları size, Allah'tan başka geri getirecek kim?" (Enam: 46)
Evet ey insan! Ey aciz insan! Ah aciz olduğumuzu bir bilsek..v Aciziz, zayıfız, Muhtacız, Vücudumuzda görünmeyen bir mikroba yenilecek kadar aciziz. Öyle ise, bizi yaratan, yaşatan, rızık veren, görecek göz, işitecek kulak veren, Allah'a, da her şeyimizle bizi mükemmel yaratana muhtacız.
"Ey insanlar! siz, Allah'a muhtaçsınız, Allah ise, Hiçbir şeye muhtaç değildir. Ha-middir. Hamd olunmaya layıktır." (Fatr: 15)
Ben, Allah'a muhtacım. Beni yaratan, yediren, içiren, gösteren, duyuran, sağlık veren, tek kelimeyle yaşatan, öldürecek olan, yarın ahirette diriltecek olan elbette Allah. Her şeyi bahşeden Allah. Benim sevdiğim, izinden gittiğim, Hayat prensibini tanıdığım, saydığım, itaat ettiğim başkası olabilir mi? Varsa (ki var) Akıllı bir insan olarak O'nu
tanımayalım. Peki nasıl tanıyacağım? Nasıl O'na teşekkür edeyim?
Malum her şeyin bir ustası, gayesi, bir de kullanma tarifnamesi vardır. Mesela bir teyp alıyorsunuz, yanında bir de kullanma tarifnamesi veriyorlar. Tabii olarak siz o tarifnameye göre cihadınızı kullanıyorsunuz. Çünkü tarifnameyi, cihazı yapan usta hazırlamış. Çünkü en iyi yapan bilir. Tarifhameyi bir kenara itip gelişi güzel kullanmak jstesek, cihazımızdan randıman alamayız. Randıman almak istiyorsak, tarifnameye uymak mecburiyetindeyiz. Öyle değil mi? Bir cihazın tarifnamesi olur da, bir cihaza firması,- Ustası rahat kullanılsın diye kullanma tarifnamesi kor da, bu kadar güzel yaratılmış insanın tarifnamesi olmaz mı?
insani en güzel biçimde yaratan, yarattıklarına karşı çok merhametli olan (öyle değil mi? Doğuyoruz, doğar doğmaz iki tane süt çeşmesi, tertemiz, evet diğer zamanlarda süt olmayan-çeşmeden bizi rızıklandıran Rabbimiz) bizi yaratır da, bize tarif-name göndermez mi?. Elbette gönderir ve göndermiştir de... KUR'AN ve PEYGAMBER evet insanın tarifnamesi, KURBAN ve PEYGAMBER... Bu dünyaya niye geldik? Bizi kim yarattı? Neden yarattı? Nasıl yaşayacağız? İnsanlarla nasıl ilişki kuracağız? Neler bizim için faydalı ? Neler bizim için zararlı? Neleri yiyeceğiz, neleri yemeyeceğiz? İnsanlarla anlaşamazsak, nasıl hüküm vereceğiz? Yani. "a" dan "z" ye kadar insanların hayatı ile tüm bilgileri içeren,*insanın nasıl hareket etmesini gösteren, tarifhame, KUR'AN ve PEYGAMBER... Demek insanın dahi:0 tarifnameye uyması lazım.Uymazsa ne olur? İnsan kendi ömründen ve hayatından randıman alamaz. İnsan bu dünyadan tatmin olamadan gider. Dünyası perişan, Ahireti ateş olur. Bugün gördüğünüz gibi insanlık huzursuz, insanlık kurtuluş arıyor. Bir sosyalizme, bir kominizme, bir kapitalizme, bir kemalizme, bir demokrasiye, ama bunlar kaç kişiyi mutlu edebiliyor? Bu günlerde sosyalist ülkelerin hali malum... Evet insan kendisini yaratanın tarifnamesi olan, KUR'AN ve PEYGAMBER'e dönmedikçe yaratanın istediği şekilde yaşamadıkça ilahi nizama dönmedikçe tatmin olamaz, olamaz, olamaz.
Kur'an-ı, insanı yaratan göndermiş, yaratan bilmez mi? (Haşa), elbette bilir. O Kur'an, insanlığın hayat projesi insanlığın kurtuluş reçetesi, ölülerin değil, dirilerin kitabıdır. İnsanları zulümden kurtarıp huzurlu bir hayat yaşatacak Allah (c.c.) tarafından gönderilmiş bir nizamdır.
Bir hayat nizamı... Yoksa sadece Allah ile aramızda bir vicdan ve ahiret işi değildir.
Önce bizi yoktan var1 eden, Allah'ı (c.c.), Kitabı Kur'an'dan kısaca tanıyalım. Nasıl bir Allah'a inandığımızı bilelim ki inanmak bir şey ifade etsin. Allah (c.c.) vardır. O olmasaydı, hiç bir şey olmazdı. Varlığının başlangıcı ve sonu yoktur. Sonradan var olmuş hiç bir şeye benzemez. O'nun varlığı kendin-dendir. Asla başkasında^ değil... Bütün sıfatlarında tekdir. Eşi ve benzeri yoktur. Her şeyi bilen, her şeye gücü yetep, dilediğini yapan, gören, işiten kendine mahsus hal ile konuşan, (ki Kur'an) onun kelamı, her şeyi var eden, her şeyi dilediğinde
yok eden, yaratan» dünyada herkese acıyan, ahirette yalnız inananlara acıyandır.
' Bütün kainatın mutlak ve hakiki sahibi, her
•türlü noksanlıktan uzak* her çeşit hadiselerden '^selamette olan, yarattıklarını selamete çıkartan, doğmayan, doğrulmamış olan, kendine sığınanlara
-emniyet veren, bütün varlıkları gözetip koruyan, lıakiki ve mutlak kuvvet ve üstünlük sahibi, emir ve fermanına karşı konulamayan, dilediğine zorla yaptırmaya muktedir olan, büyüklükte eşi ^olmayan, mağfiret eden, bağışlayan, çeşit çeşit nimetleri karşılıksız ihsan eden, rızıklandıran,. ^dilediğine rızkı daraltan, dilediğine rızkı açan, 'alçaltan, yükselten, izzet veren, hamd ve senaya, övünmeye layık olan, ilmiyle herşeyin sayısını bilen, ölümden sonra dirilten, kendi zatında sıfatlarında, isimlerinde, kanunlarında, hükümlerinde ortağı ve benzeri olmayan Allah'ın kendisi: hiçbir şeye muhtaç değildir.
Herşey, O'na muhtaçtır. Alametleri ile varlığı • aşikar olan, varlığıyla görünmeyen, kainatı tek başına idare eden, istediğini istediği zaman toplayan, insanları kıyamet günü hesap için toplayan, çok sabırlı, mutlak sahibimiz, esirgeyen ve bağışlayandır. Merhameti çok, azabı da çetin olan, Allah (c.c.) dir O.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt