Resul Aydın
Kayıtlı Kullanıcı
İşte o kutlu elçinin “ahirzaman ikazı”yla “en büyük fitne”nin niteliği...
“Şu bir gerçek ki, ümmetim adına korktuğum en önemli şey, dalalete sapmış ve saptıran yöneticiler ve önderlerdir. Ümmetimden bazı gruplar (Hak din olan İslam’dan saparak) müşriklere ve ehl–i kitaba iltihak edeceklerdir, onların dinlerine dahil olacaklardır” (Ebu Davud, Sünen, Fiten, 1; İbn Mace, Sünen, Fiten, 9).
Hatta öyle ki, bazı hadis–i şeriflerde Rumlar olarak da zikredilen bu Hıristiyanlar ve Yahudiler, “keler deliği”ne girseler, işte ümmet–i Muhammed’den “ahir zamanın sapık gruplar”ı “o Haçlının keler deliği”ne dahi girmeye kalkışacaklardır (Buhari, Sahih, İ’tisam, 96/7319–7320; Müslim, Sahih, İlm, 6; İbn Mace, Sünen, Fiten, 17; Ahmed Bin Hanbel, Müsned, 2/450–511, 3/84–89).
Abdullah bin Ömer (ra), ahir zamanda Irak’a musallat olacak olan Şeytan–Deccal’in ordularına ilişkin Hz. Peygamberin hadis–i şerifini sahabelere aktardığı esnada, “kıyametin eşiğindeki bu en büyük fitne”nin niteliği sorulduğunda, büyük sahabi, “Anası doğurmayasıca, onların (ehl–i kitap ve müşriklerin) dinlerine girmenizdir” buyurmaktadır (Buhari, Sahih, Kitab’ül Fiten, 92/6094–6095).
Bu fitnenin “teknik adı” Deccal fitnesi ve “deccalin çömezleri”nin fitnesidir. Hakkı örttüğü, Hz. Muhammed’in nübüvvetini setrettiği, hakkı silip süpürmeye kalkıştığı için “Mesih” adı da verilmektedir ki, işte bu deccal ve çömezleri kıyamete yakın zamanda türeyecektir. Bunların sayısı 30 (ilâ 70) civarında olacaktır. Bunların tamamı, son peygamber Hz. Muhammed’i devredışı bırakarak kimisi kendisini peygamber, (kimi de Mesih) olarak öne çıkartacaktır (Ebu Davud, Sünen, Fiten, 1; İbn Mace, Sünen, Fiten, 9).
Bu deccaller ve çömezleri, başka topluluklardan değil, maalesef Müslümanlar arasından türeyecektir. Hz. Peygamberin haber verdiği, ahir zamandaki bu küçüklü–büyüklü tüm deccalerin ortak vasfı, Müslümanları yegane Hak din olan İslam’dan ve son peygamber Hz. Muhammed’den soğutup uzaklaştırarak Ehl–i Kitab’ın (Hristiyan ve Yahudilerin) “muharref akaidleri”ne doğru sürüklemektir.
Bu en büyük fitnenin temsilcileri, ehl–i kitap ile “amentüde ittifak”larının olduğunu açıkça ilan edeceklerdir. Bunlar, Kur’an–ı Kerim’in “yasaklayıcı açık hükümleri”ne rağmen Müslüman kadınları Hristiyan ve Yahudilerle evlendirip nikâhlama çığırı açacaklardır. Bunlar, Kelime–i Şehadet’teki “Hz. Muhammed’in peygamberliğine inanma ve ikrar etme”nin “cennetlik olmak için şart olmadığı”nı yayacaklardır... Kısaca, hadis–i şeriflerde haber verildiği üzere Hıristiyan ve Yahudilere iltihak edeceklerdir (Ebu Davud, Sünen, Fiten, 1; İbn Mace, Sünen, Fiten, 9).
Bu nebevi ikazlar çerçevesinde, irili ufaklı deccallerin ve çömezlerinin tamamının ortak vasfının “Müslüman kılıklı gizli Hristiyan veya Müslüman kılıklı gizli Yahudi” olacakları görülür. En büyük fitne de, Hz. Ömer’in oğlu Abdullah’ın (ra) beyan ettiği üzere, işte bu deccallar eliyle ümmet–i Muhammed’in, onların gireceği keler deliğine girmeye varıncaya kadar “Haçlı akaidi”ne sürüklenmesidir (Buhari, Sahih, Kitab’ül Fiten, 92/6094–6095).
Bu büyük fitnenin, “itikadî tehditleri” kadar, Hicaz bölgesinin ve İstanbul’un yeniden işgali ve insanlık dışı cefaların pervasızca sergilenmesi gibi “siyasi boyutları” da olacağı, bizzat Hz. Peygamber tarafından haber verilmektedir (Ebu Davud, Sünen, Melahim 3/4294).
Bütün peygamberlerin ümmetlerini ikaz ettikleri en büyük fitne, işte bu Deccal fitnesidir. Deccal de, basiret ehli Müslümanların fark edecekleri biçimde simasında “kâfir” yazan tam bir küresel yalancıdır, iki yüzlü, Müslüman kılıklı Haçlıdır (Buhari, Sahih, Fiten, 92/6094–6095 –7131–7179; Ebu Davud, Sünen, Fiten, 1; İbn Mace, Sünen, Fiten, 9).
Elindeki ateşi soğuk su, suyu ise ateştir; yani ateşi su, suyu da ateş gösterecek kadar, Hakkı batıl batılı da Hak gösterecek kadar maharetli bir Mesih’üd Deccaldir. (Buhari, Sahih, Fiten, 92/7130).
Ahir zamanda sadece Müslümanlar için değil, tüm insanlık için; Müslüman, Hristiyan, Yahudi, Budist ve Hinduist tüm insanlık için en büyük bela, Hz. Peygamberin haber verdiği işte bu “Müslüman kılıklı gizli Haçlılar”dır. Teknik ifadesiyle “irili–ufaklı deccaller”; sayısı 30 ila 70 arasında değişeceği haber verilen büyük–küçük Deccal takımıdır (Ebu Davud, Sünen, Fiten, 1; İbn Mace, Sünen, Fiten, 9).
Bu büyük fitnenin karşısında, ümmet–i Muhammed’den kıyamete dek dimdik ayakta duracak, Hz. Muhammed’in getirdiği imanı temsil edecek Sırat–ı Müstakim üzere Hak üzere bir grup sürekli olarak olacaktır. Onlar Allah’ın yardımını göreceklerdir. Allah’ın emri (olan kıyamet) gelinceye kadar, bu kendilerine ters düşerek Hak’tan ayrılanlar onlara asla zarar veremeyecektir” (Ebu Davud, Sünen, Fiten, 1; İbn Mace, Sünen, Fiten, 9)
Hz. Peygamberin Yüce Allah’a sığındığı üzere, Allah nefsimizi, neslimizi ve insanlığı bu büyük Deccal fitnesinden muhafaza etsin (Buhari, Sahih, Fiten, 92/7129).
Selam ve dua ile
“Şu bir gerçek ki, ümmetim adına korktuğum en önemli şey, dalalete sapmış ve saptıran yöneticiler ve önderlerdir. Ümmetimden bazı gruplar (Hak din olan İslam’dan saparak) müşriklere ve ehl–i kitaba iltihak edeceklerdir, onların dinlerine dahil olacaklardır” (Ebu Davud, Sünen, Fiten, 1; İbn Mace, Sünen, Fiten, 9).
Hatta öyle ki, bazı hadis–i şeriflerde Rumlar olarak da zikredilen bu Hıristiyanlar ve Yahudiler, “keler deliği”ne girseler, işte ümmet–i Muhammed’den “ahir zamanın sapık gruplar”ı “o Haçlının keler deliği”ne dahi girmeye kalkışacaklardır (Buhari, Sahih, İ’tisam, 96/7319–7320; Müslim, Sahih, İlm, 6; İbn Mace, Sünen, Fiten, 17; Ahmed Bin Hanbel, Müsned, 2/450–511, 3/84–89).
Abdullah bin Ömer (ra), ahir zamanda Irak’a musallat olacak olan Şeytan–Deccal’in ordularına ilişkin Hz. Peygamberin hadis–i şerifini sahabelere aktardığı esnada, “kıyametin eşiğindeki bu en büyük fitne”nin niteliği sorulduğunda, büyük sahabi, “Anası doğurmayasıca, onların (ehl–i kitap ve müşriklerin) dinlerine girmenizdir” buyurmaktadır (Buhari, Sahih, Kitab’ül Fiten, 92/6094–6095).
Bu fitnenin “teknik adı” Deccal fitnesi ve “deccalin çömezleri”nin fitnesidir. Hakkı örttüğü, Hz. Muhammed’in nübüvvetini setrettiği, hakkı silip süpürmeye kalkıştığı için “Mesih” adı da verilmektedir ki, işte bu deccal ve çömezleri kıyamete yakın zamanda türeyecektir. Bunların sayısı 30 (ilâ 70) civarında olacaktır. Bunların tamamı, son peygamber Hz. Muhammed’i devredışı bırakarak kimisi kendisini peygamber, (kimi de Mesih) olarak öne çıkartacaktır (Ebu Davud, Sünen, Fiten, 1; İbn Mace, Sünen, Fiten, 9).
Bu deccaller ve çömezleri, başka topluluklardan değil, maalesef Müslümanlar arasından türeyecektir. Hz. Peygamberin haber verdiği, ahir zamandaki bu küçüklü–büyüklü tüm deccalerin ortak vasfı, Müslümanları yegane Hak din olan İslam’dan ve son peygamber Hz. Muhammed’den soğutup uzaklaştırarak Ehl–i Kitab’ın (Hristiyan ve Yahudilerin) “muharref akaidleri”ne doğru sürüklemektir.
Bu en büyük fitnenin temsilcileri, ehl–i kitap ile “amentüde ittifak”larının olduğunu açıkça ilan edeceklerdir. Bunlar, Kur’an–ı Kerim’in “yasaklayıcı açık hükümleri”ne rağmen Müslüman kadınları Hristiyan ve Yahudilerle evlendirip nikâhlama çığırı açacaklardır. Bunlar, Kelime–i Şehadet’teki “Hz. Muhammed’in peygamberliğine inanma ve ikrar etme”nin “cennetlik olmak için şart olmadığı”nı yayacaklardır... Kısaca, hadis–i şeriflerde haber verildiği üzere Hıristiyan ve Yahudilere iltihak edeceklerdir (Ebu Davud, Sünen, Fiten, 1; İbn Mace, Sünen, Fiten, 9).
Bu nebevi ikazlar çerçevesinde, irili ufaklı deccallerin ve çömezlerinin tamamının ortak vasfının “Müslüman kılıklı gizli Hristiyan veya Müslüman kılıklı gizli Yahudi” olacakları görülür. En büyük fitne de, Hz. Ömer’in oğlu Abdullah’ın (ra) beyan ettiği üzere, işte bu deccallar eliyle ümmet–i Muhammed’in, onların gireceği keler deliğine girmeye varıncaya kadar “Haçlı akaidi”ne sürüklenmesidir (Buhari, Sahih, Kitab’ül Fiten, 92/6094–6095).
Bu büyük fitnenin, “itikadî tehditleri” kadar, Hicaz bölgesinin ve İstanbul’un yeniden işgali ve insanlık dışı cefaların pervasızca sergilenmesi gibi “siyasi boyutları” da olacağı, bizzat Hz. Peygamber tarafından haber verilmektedir (Ebu Davud, Sünen, Melahim 3/4294).
Bütün peygamberlerin ümmetlerini ikaz ettikleri en büyük fitne, işte bu Deccal fitnesidir. Deccal de, basiret ehli Müslümanların fark edecekleri biçimde simasında “kâfir” yazan tam bir küresel yalancıdır, iki yüzlü, Müslüman kılıklı Haçlıdır (Buhari, Sahih, Fiten, 92/6094–6095 –7131–7179; Ebu Davud, Sünen, Fiten, 1; İbn Mace, Sünen, Fiten, 9).
Elindeki ateşi soğuk su, suyu ise ateştir; yani ateşi su, suyu da ateş gösterecek kadar, Hakkı batıl batılı da Hak gösterecek kadar maharetli bir Mesih’üd Deccaldir. (Buhari, Sahih, Fiten, 92/7130).
Ahir zamanda sadece Müslümanlar için değil, tüm insanlık için; Müslüman, Hristiyan, Yahudi, Budist ve Hinduist tüm insanlık için en büyük bela, Hz. Peygamberin haber verdiği işte bu “Müslüman kılıklı gizli Haçlılar”dır. Teknik ifadesiyle “irili–ufaklı deccaller”; sayısı 30 ila 70 arasında değişeceği haber verilen büyük–küçük Deccal takımıdır (Ebu Davud, Sünen, Fiten, 1; İbn Mace, Sünen, Fiten, 9).
Bu büyük fitnenin karşısında, ümmet–i Muhammed’den kıyamete dek dimdik ayakta duracak, Hz. Muhammed’in getirdiği imanı temsil edecek Sırat–ı Müstakim üzere Hak üzere bir grup sürekli olarak olacaktır. Onlar Allah’ın yardımını göreceklerdir. Allah’ın emri (olan kıyamet) gelinceye kadar, bu kendilerine ters düşerek Hak’tan ayrılanlar onlara asla zarar veremeyecektir” (Ebu Davud, Sünen, Fiten, 1; İbn Mace, Sünen, Fiten, 9)
Hz. Peygamberin Yüce Allah’a sığındığı üzere, Allah nefsimizi, neslimizi ve insanlığı bu büyük Deccal fitnesinden muhafaza etsin (Buhari, Sahih, Fiten, 92/7129).
Selam ve dua ile