Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

"İnsanlığın Anayasası"... (1 Kullanıcı)

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
Günümüzde en çok tartışılan konulardan biri de Anayasa meselesidir. Anayasa kavramı kullanıldığında ister istemez akla, yazılı metinler geliyor.. İnsanoğlu ilişkilerinde daima kanunların müsaade ettiği ölçüde davranabilmiştir. Her ne kadar Anayasa kavramının batıya ait olduğu söylenilse de gerçekte bize aittir. Nasıl mı?





Rasulüllah(s.a.v)’in Hz. Enes’in evinde gerek Müslüman, gerekse gayri Müslimlerle yaptığı istişare sonucu yazdığı ilk metin, bütün dünyada ilk Anayasa olarak kabül görür. İslam farklı kültürlere sahip topluluklarla bir arada nasıl yaşanabileceğinin uygulamasını Peygamberimizin öncülüğünde dünyaya ilan etmiş, bu metin günümüze kadar gelmiş ve insanlığa ışık saçmıştır..




Kıblesini batıya çevirmiş olanların bu metinlere bakıp da ibret almaması düşündürücüdür. Dinimize çöl dini olarak bakan zihniyetin ön yargılı yaklaşımlarını bir kenara bırakıp da, biran evvel gerçeği görmelerinde fayda var, aksi takdirde kendilerine has avuntuları ile oyalanmak zorunda kalacaklardır.





Medine site devletine ait Anayasa ilginç resmi ve siyasi bir belgedir. Bu vesika incelendiğinde özellikle yirmibeşinci maddesin de din hürriyeti ile ilgili açık ifadelere şahit oluruz:

-‘’ Beni Avf Yahudileri müminlerle birlikte bir ümmet teşkil ederler. Yahudilerin dinleri kendilerine, müminlerin dinlerin kendilerine..’’

Özgürlük havarisi kesilenlerin başlarını önlerine eğip de, bir düşünseler de gerçek hürriyet şuurunun temellerini kim atmış bir göz atsalar. Rasulüllah(s.a.v)’in hayatında cereyan eden vesikaların dili, hürriyet fikrinin İslam’a ait olduğunu gösterir.

Üstelik fikir olarak vesikalar da kalmamış, bilakis Fahri Kainat Efendimiz pratik olarak hayatta da uygulamışlardır. İslam hoşgörüyü öne çıkarttı. İslamiyet etnik ayrımcılığı meşru görmez.







Habib-i Huda (s.a.v) ömrünün son demlerinde bile insanlığa en büyük evrensel beyannemesini sunmuş ve bu beyannemeye İslam toplumu; Veda Hutbesi demiştir. Veda Haccında Kainatın Efendisi(s.a.v), Kusva adlı devesi üzerinde:


‘’ -Cahiliye devrine ait her şeyi çiğniyorum!
- Ne Arabın Aceme, ne acem’in Araba üstünlüğü yoktur! Hepsi insanoğlu, insansa topraktan.
-Sizi irşad edecek (idare edecek) insan kesik burunlu bir zencide olsa ona itaat ediniz.


-Kölelere yediğinizden yedirmeli, giydiğinizden giydirmelisiniz.

- Cahiliye devrine ait kan davaları kökünden kaldırılmıştır.(İlk kaldırılan Harisoğullarının davasıdır, amcazadeleri)

-Cahiliye devrine ait riba, faizcilik, topyekün kaldırılmıştır!(İlk kaldırılan Abdülmuttalib oğlu Abbas’ın ribasıdır, amcası)

-Allah’dan korkun,sizin onlar üzerinde hakkınız var, onlarında sizin üzerinizde hakları var.(kadınbahsi)



-Borç eda olunur, ariyet alınıp geri verilir. Hediye hediye ile karşılık görür. Başkasına kefil olan, kefaletin sorumluluğunu yüklenir.’’ beyan buyurarak İnsan hakları Evrensel beyannamesini ilan etmiştir. İslamiyet hep yapıcı ve yıkıcı olmayan hakikatlerdir. Din çatışma kaynağı değildir. Bilakisi hoşgörüye davettir.



İslam toplumunda gerek yazılı vesikalar, gerekse sözlü beyanlar Anayasa ve insan hakları konusunda bugünkü insanlığın zihni idrakinin önünde olduğunu gösteriyor. Çağları aşan mesajlarımız, insanlığın özlediği düzeni sağlayacak metinlerdir. Medine vesikası değişik ve farklı kimlikteki toplumlarla bir arada nasıl yaşanılacağının belgesidir.



Avrupada Anayasa denemelerinin su yüzüne çıkması 1789 Fransız ihtilali müteakibinde gerçekleşebilmiştir. Fransız İhtilalinin adından ‘’Anayasa dostları Cemiyeti’’ (Jakobenler) kurulur, aydınlar tarafından; Jakobenlerin Kurucu meclis içerisinde meclisin solunda bulunanlara ‘solcu’ ismi verildi, sağın da oturanlara ise ‘sağcı’adını aldılar.





1 Ekim 1791 den günümüze kadar uzanan bu hareket, Fransa’ da başlayan bir akım olarak dünyanın her tarafına yayıldı. İhtilalden sonra, Kurucu Meclisin kabül ettiği Anayasa’yı uygulayacak; yeni meclis-i mebusan, ilk toplantısını 1 Ekim 1791 günü yapmıştır.



İşte Avrupanın gerek meclis şuuru, gerekse Anayasa şuuru bu tarihten sonra gelişebilmiştir. Bizde ise 1400 yılı aşkın bir tecrübemiz sözkonusu.. İnsanlığın ilk Anayasa şuuru ve İnsan Hakları Beyannamesini sunan anlayış, İslam toplumuna ait. İnsanlık bugünde bizim soluğumuza muhtaç. Çünkü çağları aşan bir idrak hazinelerimiz mevcut.





Fransız ihtilali sonrasında aydınların kurduğu Anayasa Dostlar cemiyeti kurulmasına kuruldu ama, tartışmaları da beraberinde getirdi. Solda oturanlar her şeye itiraz ediyor, eskiye ait ne var ne yok baştanbaşa değiştirilmesini, yeni bir rejimin kurulmasını taleb ediyorlardı.



Hiristiyanlığı ve papazları yok etmek, büyük yenilikler getirmek, hatta bu reformların gerçekleşebilmesi için gerekirse şiddet kullanmayı öngörüyorlardı. Bu yüzden solda oturanlar anarşist ve ihtilalci olarak addedildi..





Batı da Anayasalar Fransız ihtilali sonrasında netlik kazanmaya başlamış, din ve vicdan hürriyeti gibi temel ilkeler Anayasalarında yer almıştır. Gerek ABD, gerek İsviçre , gerek Almanya ve gerekse İtalya’da dinle ilişkiler güvence altına alınmıştır.


İslam toplumu ile batı toplumunun Anayasa hususunda bariz farkın, O sevinci ilk tadan Müslümanların olmasıdır. Öyle ki İlk Anayasa İslam Devletinin Anayasası olmakla kalmayıp, aynı zamanda bütün dünyaya ışık veren ilk yazılı metin olarak anlam kazanan Hz. Enes’in(R.a) evinde ilan edilen Anayasa olmasıdır.






Medine ile Mekke , Rasulüllah’ın uygulamaları açısından bize ışık veren iki kutlu şehir. Medine Müslümanların azınlık, gayri müslümlerin çoğunlukta olduğu mekandı, Mekke ise yüzde yüz Müslümanların hakim olduğu bir yerdi. İşte bu noktada Allah Rasulü yüzde on diyebileceğimiz Müslümanlar ile yüzde doksan farklı kimliklere sahip topluluklar ile Medine de bir arada nasıl yaşanabileceğinin Medine Vesikasıyla isbatlamıştır..





Mekke’nin Fethi müteakip Müslümanların yüzde yüz bulunduğu Mekke’de müminlerin kendi aralarındaki ilişkilerinin tanzimi hususunda da Fahri kainat Efendimiz Kur’an ,sünnet, örf ve ictihad hükümlerini göstermiş ve yürürlüğe koymuştur..





Velhasıl Medine; farklı kimlikler ile birada nasıl olunacağının formülü, Mekke ise aynı kimliğe mensup olan unsurlarla münasebetlerin nasıl olacağının uygulamasıdır. Onun için Medine Vesikası incelemeye değer manzumeler olarak dikkat çekmektedir. İhtiyacımız olan hak ve hukuk öğretileri kendi kaynaklarımızda mevcut. Yeter ki almasını bilelim. Vesselam.
 

_SeNaToR_

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,220
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Rabbim tarafından Efendimize vahy edilen ve kıyamete kadar geçerli olacak tek anayasa Kuran-ı Kerimdir...Allah'ın anayasası yani kanunları budur...Kim Allah'ın indirdiği bu kanunlar ile hükmezlerse kafirdir,zalimdir,fasıktır.
Ebu cehil'inde anayasası vardı onunta darul nedve diye bugün kü tbmm gibi meclisi vardı.Efendimiz(s.a.v) o şirk küfür meclisini yıkmakla gönderildi ve gerekeni yaptı.

Allah(c.c.)Şöyle buyuruyor:
Sana da (ey Muhammed) geçmiş kitapları tasdik eden ve onları kollayıp koruyan Kitab (Kur'ân)ı hak ile indirdik. Onların aralarında Allah'ın indirdiği ile hükmet. Onların arzu ve heveslerine uyarak, sana gelen haktan sapma. Biz, herbiriniz için bir şeriat ve yol belirledik. Eğer Allah dileseydi sizi tek bir ümmet yapardı, fakat size verdiklerinde sizi denemek istedi. Öyleyse iyiliklere koşun. Hepinizin dönüşü Allah'adır. O, ihtilafa düştüğünüz şeyleri size haber verir.(Maide 48)

Rabbimiz(c.c.) Efendimiz(s.a.v)'e Allah'ın indirdiği ile hükmet diyor ve heva heves yani beşeri kanunlardan sakındırıyor....

Bugünkü Küfür ile hak ehlinin savaşıdır bu yönderiz...Şeytan ve orduları demokrasi küfrünü ve heva heves kanunlarıyı yaymak için savaşıyor.Mücahidlerde Allah'ın anayasasını( şeriatını kanunlarını) yaymak için savaşıyor...

Biz müslümanların görevi bu şirk kanunlarını bu şirk meclislerini ortadan kaldırmaktır.
 

Abdullah Cafer

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2010
Mesajlar
41
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Allah-u Teala şöyle buyuruyor:

"O hevasından bir şey konuşmaz (onun söyledikleri) ona vahye dilen, vahiyden başka bir şey değildir."
(Necm: 34)


Bu ayet Rasulullah (s.a.s)'in hevasından konuşmadığını ve söylediklerinin vahye dayalı olduğunun kanıtıdır. Ama bugün ki şirk meclislerinde insanlar kanunları heva ve heveslerine göre düzenlerler ve bu kanunların çok az bir kısmını insanları aldatmak için Kur'an'a dayandırırlar.

Allah-u Teala şöyle buyuruyor:

"Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse işte onlar, kafirlerin ta kendileridir." (Maide: 44)

"Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse işte onlar, zalimlerin ta kendileridir." (Maide: 45)

"Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse işte onlar, fasıkların ta kendileridir." (Maide: 47)


Bu ayetlerde ki küfür, zulüm ve fısk kişiyi İslam milletinden çıkaran küfür, zulüm ve fısktır. Şu ayetlerde olduğu gibi;

Küfür hakkında ayetler:

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

“Andolsun ki; “Allah ancak, Meryem oğlu Mesih’ tir” diyenler küfre girmişlerdir.” (Maide: 17)

“Doğrusu: “Muhakkak ki Allah, üçün üçüncüsüdür” diyenler küfre girmişlerdir. Bir tek olan ilahtan başka ilah yoktur. Şayet söylediklerinden vazgeçmezlerse onlardan inkar edenlere muhakkak can yakıcı bir azab dokunacaktır.” (Maide: 73)

“Şüphesiz inkar edip de kafir olarak ölen kimselere; işte Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onların üzerinedir. (İşte onlar, lanetlenmiş olarak cehennemde) sonsuza kadar kalacaklardır. Onlardan ne azap hafifletilir, ne de onlara mühlet verilir.” (Bakara: 161-162)


Zulüm hakkında ayetler:

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

“İman eden ve imanlarına zulüm (şirk) karıştırmayanlar, işte güvenlik bunlar içindir ve onlar hidayete ermişlerdir.” (En’am: 82)

İbni Ömer (r.a)’den şöyle rivayet edilmiştir:

“En’am: 82 ayeti indiği zaman bu ayet sahabelere ağır geldi ve Rasulullah (s.a.s)’a dediler ki:

“Ya Rasulullah! İçimizde nefsine zulmetmeyen kim vardır?” Rasulullah (s.a.s) şöyle dedi:

“Ayetteki zulüm, anladığınız gibi değildir. Salih kul Lokman’ın:

“Ey oğulcuğum! Allah’a şirk koşma! Muhakkak ki şirk en büyük zulümdür.” (Lokman: 13) dediğini işitmediniz mi? Ayette geçen zulüm, şirktir.” (Buhari)

Fısk hakkında ayetler:

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

“Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara vadetmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl güç ve iktidar sahibi kıldıysa, onları da yeryüzünde güç ve iktidar sahibi kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini onlara yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnız bana ibadet ederler ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkar ederse, işte onlar fasıklardır.” (Nur: 55)

“Onlardan ölen birinin namazını hiçbir zaman kılma, mezarı başında da durma! Çünkü onlar, Allah’a ve elçisine (karşı) inkara saptılar ve fasık olarak öldüler.” (Tevbe: 84)

“Andolsun ki (ey Muhammed!) Biz sana apaçık ayetler (deliller) indirdik. Onları fasıklardan başkası inkar etmez.” (Bakara: 99)


Bu ayetlerin hepsinde geçen küfür, zulüm ve fısk aynı Maide: 44 - 45 ve 47 de olduğu gibi kişiyi İslam milletinden çıkaran küfür, zulüm ve fısktır.


 

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
Rabbim tarafından Efendimize vahy edilen ve kıyamete kadar geçerli olacak tek anayasa Kuran-ı Kerimdir...Allah'ın anayasası yani kanunları budur...Kim Allah'ın indirdiği bu kanunlar ile hükmezlerse kafirdir,zalimdir,fasıktır.
Ebu cehil'inde anayasası vardı onunta darul nedve diye bugün kü tbmm gibi meclisi vardı.Efendimiz(s.a.v) o şirk küfür meclisini yıkmakla gönderildi ve gerekeni yaptı.

Allah(c.c.)Şöyle buyuruyor:
Sana da (ey Muhammed) geçmiş kitapları tasdik eden ve onları kollayıp koruyan Kitab (Kur'ân)ı hak ile indirdik. Onların aralarında Allah'ın indirdiği ile hükmet. Onların arzu ve heveslerine uyarak, sana gelen haktan sapma. Biz, herbiriniz için bir şeriat ve yol belirledik. Eğer Allah dileseydi sizi tek bir ümmet yapardı, fakat size verdiklerinde sizi denemek istedi. Öyleyse iyiliklere koşun. Hepinizin dönüşü Allah'adır. O, ihtilafa düştüğünüz şeyleri size haber verir.(Maide 48)

Rabbimiz(c.c.) Efendimiz(s.a.v)'e Allah'ın indirdiği ile hükmet diyor ve heva heves yani beşeri kanunlardan sakındırıyor....

Bugünkü Küfür ile hak ehlinin savaşıdır bu yönderiz...Şeytan ve orduları demokrasi küfrünü ve heva heves kanunlarıyı yaymak için savaşıyor.Mücahidlerde Allah'ın anayasasını( şeriatını kanunlarını) yaymak için savaşıyor...

Biz müslümanların görevi bu şirk kanunlarını bu şirk meclislerini ortadan kaldırmaktır.






Selam ve dua ile....
 

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
Allah-u Teala şöyle buyuruyor:

"O hevasından bir şey konuşmaz (onun söyledikleri) ona vahye dilen, vahiyden başka bir şey değildir."
(Necm: 34)

Bu ayet Rasulullah (s.a.s)'in hevasından konuşmadığını ve söylediklerinin vahye dayalı olduğunun kanıtıdır. Ama bugün ki şirk meclislerinde insanlar kanunları heva ve heveslerine göre düzenlerler ve bu kanunların çok az bir kısmını insanları aldatmak için Kur'an'a dayandırırlar.

Allah-u Teala şöyle buyuruyor:

"Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse işte onlar, kafirlerin ta kendileridir." (Maide: 44)

"Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse işte onlar, zalimlerin ta kendileridir." (Maide: 45)

"Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse işte onlar, fasıkların ta kendileridir." (Maide: 47)

Bu ayetlerde ki küfür, zulüm ve fısk kişiyi İslam milletinden çıkaran küfür, zulüm ve fısktır. Şu ayetlerde olduğu gibi;

Küfür hakkında ayetler:

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

“Andolsun ki; “Allah ancak, Meryem oğlu Mesih’ tir” diyenler küfre girmişlerdir.” (Maide: 17)

“Doğrusu: “Muhakkak ki Allah, üçün üçüncüsüdür” diyenler küfre girmişlerdir. Bir tek olan ilahtan başka ilah yoktur. Şayet söylediklerinden vazgeçmezlerse onlardan inkar edenlere muhakkak can yakıcı bir azab dokunacaktır.” (Maide: 73)

“Şüphesiz inkar edip de kafir olarak ölen kimselere; işte Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onların üzerinedir. (İşte onlar, lanetlenmiş olarak cehennemde) sonsuza kadar kalacaklardır. Onlardan ne azap hafifletilir, ne de onlara mühlet verilir.” (Bakara: 161-162)

Zulüm hakkında ayetler:

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

“İman eden ve imanlarına zulüm (şirk) karıştırmayanlar, işte güvenlik bunlar içindir ve onlar hidayete ermişlerdir.” (En’am: 82)

İbni Ömer (r.a)’den şöyle rivayet edilmiştir:

“En’am: 82 ayeti indiği zaman bu ayet sahabelere ağır geldi ve Rasulullah (s.a.s)’a dediler ki:

“Ya Rasulullah! İçimizde nefsine zulmetmeyen kim vardır?” Rasulullah (s.a.s) şöyle dedi:

“Ayetteki zulüm, anladığınız gibi değildir. Salih kul Lokman’ın:

“Ey oğulcuğum! Allah’a şirk koşma! Muhakkak ki şirk en büyük zulümdür.” (Lokman: 13) dediğini işitmediniz mi? Ayette geçen zulüm, şirktir.” (Buhari)

Fısk hakkında ayetler:

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

“Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara vadetmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl güç ve iktidar sahibi kıldıysa, onları da yeryüzünde güç ve iktidar sahibi kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini onlara yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnız bana ibadet ederler ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkar ederse, işte onlar fasıklardır.” (Nur: 55)

“Onlardan ölen birinin namazını hiçbir zaman kılma, mezarı başında da durma! Çünkü onlar, Allah’a ve elçisine (karşı) inkara saptılar ve fasık olarak öldüler.” (Tevbe: 84)

“Andolsun ki (ey Muhammed!) Biz sana apaçık ayetler (deliller) indirdik. Onları fasıklardan başkası inkar etmez.” (Bakara: 99)

Bu ayetlerin hepsinde geçen küfür, zulüm ve fısk aynı Maide: 44 - 45 ve 47 de olduğu gibi kişiyi İslam milletinden çıkaran küfür, zulüm ve fısktır.









A'lamenittebeğalhüda.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt