Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Insanlarin Yaratilis Gayesi (2 Kullanıcı)

Muslima

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
204
Tepki puanı
0
Puanları
0
Insanların yaratılış gayesi [Büyüklerin sözleri]



İnsanlar, Allahü teâlâya kulluk, ibadet etmek için yaratılmıştır. Sonsuz saadete kavuşmak için yaratılış gayesine dikkat etmelidir. Dünya nimetleri geçicidir. Dünya ebedi kalınacak bir yer değildir, ahirete gitmek için bir binek gibidir. Sevinç yeri değil, ayrılık yeridir. Akıllı olan bu fâni dünyaya düşkün olmaz, kulluk vazifesini hakkıyla yapar.

Şu üç kimsenin haline şaşılır:


1- Ölüm kendisini yakalamak üzere olduğu halde, o dünyalık peşindedir.

2- Gaflete dalıp, kendini unuttuğu halde, unutulmamış olup, hesaba çekilecektir.

3- Rabbinin kendinden razı olup, olmadığını bilmediği halde, rahatça güler..



Ölümden şüphen varsa, yatıp uyuma. Uyumak zorunda kaldığın gibi, ölüme de mahkumsun. Dirilmekten de şüphen varsa, uyanma hiç. Uykudan uyandığın gibi öldükten sonra da dirileceksin.



Dünya deniz gibidir. Çok kimse boğulmuştur. Gemin takva, yükün iman, halin tevekkül olursa kurtulursun.



Nasihat ederken kendini unutma! Muma benzeme. Mum aydınlatırken kendini yakıp eritir.

Horoz senden daha akıllı olmasın! O, her sabah zikrederken, sen uykuda olma.

Allahü teâlânın bir kulunu sevmediğinin alameti de onun malayani ile (ne dinine ne de dünyasına faydalı olmayan işlerle) vakit geçirmesidir. Allahü teâlânın bir kulunu sevdiğinin alameti ise, onun fıkıh ilmi ile meşgul olmasıdır.



İlim çoktur fakat ömür kısadır. O halde önce dinde zaruri lazım olan ilimleri öğren!

Allahü teâlâ iyilik murat ettiği kullarını iyilikte, felaket murat ettiği kullarını felakette kullanır. Müslüman için en büyük felaket, ehli sünnet itikadına sahip olmamak, olunca da bu nimetin kıymetini bilmemek olur.



Hep üzüntülü olma, kalbini dertli kılma. İnsanların elinde olana tamah etmekten sakın. Kazaya razı ol ve Allahü teâlânın sana verdiği rızka kanaat et.



Dünya hiçtir, hiç ile uğraşan da hiçtir. Tövbeyi yarına bırakma, ölüm ansızın gelip yakalar.

Allah bir kuluna iman vermiş ise, ne vermedi. İman vermedi ise, ne verdi?

Her namazı “bu son namazım” diye kıl.



Şu üç şeye sarıl, bunlara mani olan her şeyi terk et. 1- Namazları vaktinde kıl, 2- Haramlardan sakın 3- Helal kazanç.



Allahü teâlânın yasak ettiği şeylerde zerre kadar iyilik yoktur.

Dünya hayatı hayaldir. İnsanların çoğu hayal peşinde koşuyor. Ne ahmaklıktır hayal peşinde koşmak... Dünya geçici ve kısadır. Dünya hayatı ise azın azıdır. Bunun da çoğu gitti, azı kaldı.



Allahü teâlâdan ümit kesmek küfürdür. Onun için Rabbimizin mağfiretinden daima ümitli olacağız. Hepimizin günahı çok, tövbemiz bozuk, tövbenin şartlarına uygun olması lazım. Tövbemizi unutuyoruz. Yüz kere tövbeni bozsan ümidini kesme buyuruluyor. İşte bu bizim için büyük müjdedir.



Hastalıklar, müminlere, imanı olanlara Allahü teâlânın bir ihsanıdır. Cenab-ı Haktan gelen her şey hayırlıdır. Her ne gelirse yahşidir (güzeldir). Allahü teâlâ kullarına kötülük yapmaz, zulmetmez.



İnsanlar kendi kendilerine kazdığı kuyuya düşüyor. Allahü teâlâ rahimdir, ama aynı zamanda azabı da çok şiddetlidir. Rahmet, karşılıksızdır, azap ise isyanın karşılığıdır, cezasıdır. Azaba maruz kalmamak için itaat şart. İtaat ettin mi korkma. Sevgi ise itaat demektir. Sevginin derecesi de itaatteki sürat ile ölçülür.
 

guleryuz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Ağu 2006
Mesajlar
175
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Insanlarin Yaratilis Gayesi

İNSAN BU TÜR YAZILARI OKURKEN KENDİNİ SORGUYA ÇEKME GEREĞİ HİSSEDİYOR
RABBİM GÜNAHLARDAN VE HARAMLARDAN BİZLERİ KORUSUN İNŞALLAH
ALLAH RAZI OLSUN KARDEŞİM
BİZDEN BİLGİLERİNİ ESİRGEMEDİĞİN İÇİN
 

guleryuz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Ağu 2006
Mesajlar
175
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Insanlarin Yaratilis Gayesi

İNSAN BU TÜR YAZILARI OKURKEN KENDİNİ SORGUYA ÇEKME GEREĞİ HİSSEDİYOR
RABBİM GÜNAHLARDAN VE HARAMLARDAN BİZLERİ KORUSUN İNŞALLAH
ALLAH RAZI OLSUN KARDEŞİM
BİZDEN BİLGİLERİNİ ESİRGEMEDİĞİN İÇİN
 

@ebruli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2006
Mesajlar
811
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
53
Konum
belcika /bursa
RE: Insanlarin Yaratilis Gayesi

ALLAH razi olsun ellerinize yureginize saglik.ALLAH dogru yoldan ayirmasin seytana uydurmasin insaallahB)
 

Ravza_Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
8,116
Tepki puanı
3
Puanları
0
RE: Insanlarin Yaratilis Gayesi

İnsanın yaratılış gayesi bilinmeyince, dünyadaki hadiselerin sebebi anlaşılamaz. Allahü teâlâ, dünya ve ahireti, sevgil kulu ve Resulü Muhammed aleyhisselam için yaratmıştır. Diğer canlı ve cansız varlıkları da insanoğlunun istifadesi için yaratmıştır.

Dünya zevk için yaratılmadı. Ahiret ise, ebedi mükafat ve ceza yeridir. Dünya, ahiretin imtihan yeridir. Herkes her bakımdan eşit olsa imtihanın manası kalmaz, iyi ile kötü ayrılmazdı. Allahü teâlânın emir ve yasaklarına uymakla çeşitli sıkıntılar çekilecek, itaat edenle, isyan eden, birbirinden ayrılacaktır.

İnsan cansız varlık gibi, ot veya hayvan gibi değil, kulluk, imtihan için yaratılmıştır.İnsan, ihtiyaçsız yaratılsaydı, imtihan ve dünya manasız olurdu. İnsanların, hayvanların ve kainattaki canlı, cansız diğer yaratıkların hareketleri, akılları durdurucu sistemleri incelenince, her şeye gücü yeten Rabbimizin dünyayı maksatsız yarattığı düşünülemez.

Yaratılış gayesi
Kâinatta herşeyin yaratılış gayesi aynı değildir. Mesela erkeğe niçin süt vermediği sual edilemez. Çünkü erkek, süt vermek için yaratılmamıştır.

İnsan da bu dünyada yalnız zevk, sefa için değil imtihan için yaratılmıştır. İmtihana girecek talebenin, oyunla, eğlence ile meşgul olmayıp, ders çalışması, yerine göre az uyuması, imtihanı kazanabilmesi için çeşitli sıkıntılara katlanması gerekir. (Maksat imtihanı kazanmak olduğuna göre, imtihanı kazanmış olarak yaratılan Peygamberler niçin sıkıntı çekmiştir?) denebilir.

İmam-ı Rabbani hazretleri bunun çeşitli sebeplerini anlatmaktadır. Bunlardan biri şöyle:
(İnsanlar, dünyada, birkaç gün dert çekmeselerdi, Cennetin sonsuz lezzetlerinin kıymetini anlamazlar, ebedi sıhhat ve afiyet nimetlerinin kıymetini bilmezlerdi. Açlık çekmiyen yemeğin lezzetini anlamaz. Acı çekmiyen rahatlığın kıymetini bilmez.)

Herkes, her bakımdan eşit yaratılsaydı, büyük bir felaket olur, cemiyet olmazdı. İnsanlar, boy, renk, şekil, zenginlik, sıhhat, kuvvet, güzellik, ahlak gibi her hususta eşit olunca, bir fabrikadan çıkmış gibi eşit, yani insanlar tıpatıp birbirinin aynı olurdu. Aynı olmazsa eşitlik olmaz. İnsanlar böyle eşit, yani bir birbirinin aynı olunca milyarlarca insanı birbirinden ayırmak mümkün olmaz. Kadın, kocasını, koca, kadınını tanıyamaz, insan, hanımı ile kızını ayrıt edemez, hayat felç olur. Sırf bu şekil benzerliği bakımından, yüzlerce, binlerce problem ortaya çıkar. Diğer sahadaki eşitlikler görülmeden, yaşanmadan hayat söner.

İyi, kötü ile bilinir
Herkes bilgi ve kültür bakımından da eşit olunca, gazeteye, kitaba, filme ihtiyaç kalmaz. Güreş, koşu, yüzme gibi sporlar ve yarışlar olmaz. Çünkü, herkes aynı kabiliyettedir.

İyinin kıymeti, kötü ile bilinir. Herkes iyi olunca, iyinin kıymeti kalmaz. Çirkinlik olmayınca, güzellik anlaşılmaz.

Bir kimse, okuyup her bakımdan mükemmel bir insan olmak ister. Herkes aynı olursa, kim kimden üstün olacaktır?

Her hususta eşitliğin zararları sayılamayacak kadar çoktur. Onun için Allahü teâlâ, her şeyi hikmetli ve adaletli yaratmıştır. Adalet olunca işler düzgün yürür. Mesela beş parmağın beşi de aynı olsaydı, baş parmak diğerlerinin arasında olsaydı, bugünkü kadar verimli iş yapılamaz, büyük eksiklik olurdu.
Adaletli yaratılmak, eşit yaratılmakla mukayese bile edilmez. Aynı ana-babadan, zekaları, kabiliyetleri farklı çocukların yaratılması, milyarlarca insanın birbirine benzememesi, Yaratıcının kudretinin sonsuzluğunu göstermektedir.

Eğer herkes, Allahü teâlânın emrine uyup, hakkına razı olur, imtihanı kazanmaya çalışırsa, dünya ve ahiret saadetine kavuşur.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt