Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Insanin Bir Arada Iki Dini Olamaz (2 Kullanıcı)

osmanyusuf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ara 2007
Mesajlar
387
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
Şu meseleyi de siz kendi kendinize elbette anlarsınız ki, bir kim*se aynı zamanda iki ayrı dine bağlı bulunamaz. Bu artık pek açık bir noktadır. Nitekim, siz aynı zaman iki ayrı ülkenin tebaası olmayacağı*nız gibi iki ayrı hükümdarın da hakimiyeti altında bulunamazsınız. Her ne şekilde olursa olsun çeşitli kanunlardan da ancak bir kanuna bağlı olabilir ve işlerinizi bu kanuna göre ayarlarsınız. Nitekim çeşitli ma*budlardan da sıyrılıp ancak bir tek Mabud'a ibadet ediyorsunuz. Şimdi böyle olunca siz nasıl kalkıp da dersiniz ki, biz akide ve inanç bakı*mından falana bağlıyız itaate gelince de feşmekâna itaat ederiz. İba*det ederken, tapınırken, başka birine tapınırız, kulluk ederken de itaat ederken de daha başkasına itaât ederiz. Gönlümüzü başka bir kanu*na bağlarız, işlerimizi de daha başka kanunla yürütür ikisine de ina*nırız. Böyle dediğiniz takdirde bunun şüphesiz cevabı da şöyle ola*caktır. Denecektir ki, sizin yaptığınız bu işin adı şirktir. Bu şirk de baştan ayağa kadar büsbütün yalandır. Hakikatte ise siz içinizde ter*cih etmiş bulunduğunuz dine bağlısınız. Böyle değil ise siz yalan söy*lemiyorsanız da ne söylüyorsunuz? İtaât etmediğiniz birisinin nasıl hakimiyetini kabul ediyoruz dersiniz? Onun gösterdiği yoldan nasıl gitmekteyiz diye de söylersiniz.

Şimdi dilinizle söylediklerinize kalbinizle inanmazsanız, bu nasıl olur? Bu şekilde imanımız vardır derseniz, bu imanın faydası ne? Siz kalkıp dersiniz ki, falan dine inanmışızdır, lalan dine bağlı bulunuyoruz ama o dinin göstermiş olduğu hükümleri bir tarafa bırakıp o dinin farz kılmış bulunduğu hususları terk ederseniz, hiçe sayarsanız, siz nasıl bu dine bağlı olduğunuzu ileri sürebilirsiniz? Siz söylersiniz, biz falanı mabud tanıyoruz, onun karşısında boş eğiyor, secde ediyoruz, alnımızı yere koyuyoruz, fakat onu kararlaştırdığı hükümleri kabul etmiyoruz, o zaman siz uydurma ve yalancıktan işler yapmış olursu*nuz. Demek ki, sizin iddia ettiğiniz bu mabud sizin mabudunuz değil, hakikatte sizin asıl mabudunuz kendisine itaat ettiğiniz, hükümlerini kabul eylediğiniz, men etmiş bulunduğu hususlardan sakındığınız, yap*mağa kalkışmadığınız, tayin etmiş olduğu hudud çevresinden çıkma*dığınız mabud sizin mabudunuzdur. Hani siz bu mabudun gösterdiği yoldan yürürsünüz, onun koymuş bulunduğu kaide ve kararlara uyar*sınız, işlerinizi ona göre tanzim edersiniz, onun bildirmiş olduğu usul dahilinde birbirinize karşı davranışınızı, alış verişinizi ayarlarsınız. Ara*nızdaki hakkı, hukuku onun bildirdiğine göre tanzim edersiniz. İstediği zaman, siz elinizle, ayağınızla, gönlünüzle, düşüncenizle bütün kuvve*tinizle, bütün imkânlarınızla kazanmış bulunduğunuz malınızla ve ni*hayet canınızla, ona karşı fedakârlığa hazır olursunuz. Böyle olunca sizin inancınız, imanınızın başka olup da, hakikat bunun hilâfına olur*sa, asıl mesele ve asıl inancınız, berikidir demek. İki zıd inanç bir ka*fada bulunamaz. Hakikatle, siz «Padişah» dinine bağlı iseniz, demek ki, siz Allah dinine bağlı değilsiniz. Siz eğer İngiliz, yahut da Alman ve*yâ diğer herhangi bir milletin dinine bağlı iseniz demek artık burada Allah dini diye bir şeye bağlı değilsiniz. (Hatırlarda olsa gerek. Eser 1938'de yazılmıştır. O zaman, Hindistan'da İngilizler hakim idiler ve İngiliz kanunlarını zorla yürütmektelerdi. Mütercim) Yok hakikatte siz Allah dinine bağlı iseniz, o zaman bileceksiniz ki, artık burada başka bir dinin yeri yoktur. Ne ise şimdi iyi anlaşılmış oldu ki, her nerede şirk varsa orada yalan da vardır.


MEVDUDİ......
 

osmanyusuf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ara 2007
Mesajlar
387
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
islam alimleri ne güzel yorumlamışlar değil mi..?

selam ve dua ile
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
Hatta hristiyanların istedikleri görünüşte "müslüman" olsun, ama hristiyanlığın de -haşa- "hak" din olduğuna inansın...böyle inanlar hristiyan olmuştur zaten, (buda işin "püf" noktasıdır, "knowhow" dur)
kendini hala Müslüman zannetse bile, Müslüman görünse bile, asılda kendisi "gizli kilise"dir papaz rıhtımına bağlanmış gemidir ...


En büyük sermaye
, en büyük müjde budur; gönlündeki ve dilindeki “Lailahe illallah, Muhammed’ur Rasulüllah / Allah’tan gayrı ilah yoktur, Hz. Muhammed Allah’ın elçisidir” şeklindeki Tevhid cümlesi ve inancı. Bu iman, eninde sonunda kişiyi kurtarır, cennete götürür.

Ancak inanç veya ibadetleri inkâr veya alay konusu yapmak, hafife almak, İslam inancını geçmişin batıl anlayışlarına bulamak, Papalık misyonu ve Ehl–i kitabın arzuları istikametinde İslam inancını yamultmaya kalkışmak, Allah korusun, kişiyi İslam dairesinin dışına çıkartır... Bu nokta “ebedi riziko” alanıdır. Ne pahasına olursa olsun burada sınırı zorlamamak şarttır; çünkü Ahiret’ten geri dönüş yoktur.


Hacıların bembeyaz ihramlara büründükleri Mikat mahallinden ancak Müslüman geçebilir. Cidde’den Mekke’ye doğru giden otoban yolda “ilahi sınır”ı işaret eden büyük bir levha asıldır; “Gayr–i Müslimler giremez...” diye.
Kur’an–ı Kerim’in ilahi talimatıyla kıyamete kadar bu böyledir; o mübarek sahaya Müslüman’dan başkası giremez. Yahudi giremez, Hıristiyan giremez, gayr–ı Müslim giremez... Mikat mahalli, bir nevi cennete açılan kapı, Allah’ın evine açılan “büyük kapı”dır. Anahtarı ise, yukarıda değindiğimiz “Tevhid cümlesi”dir. Mikat mahalli, dinler arası diyalogcuların iflas noktasıdır, müflis düştükleri Hak çizgisidir
.
 

osmanyusuf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ara 2007
Mesajlar
387
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
İki taraftanda bakılabilir bu leylak rengindeki yazılara..?

Ama ALLAH iyiliğini versin..

Diğer din mensupları olan insanlar da ALLAHIN yarattığı kulları... AMAAAA şunu unutmalyalım..ki bu kul olayı yanlızca bu dünya için..Ahirette bu diğer din mensubu olduğunu söyleyen insanların nasibi olmayacak...

OLAKİ ölmeden önce müslümanlığı kabul etsinler...



(bu da eflatun senin sevdiğin renk..)
 

osmanyusuf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ara 2007
Mesajlar
387
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
NİYET
Niyet, yapılan herhangi bir eylemde kastedilen şey, gözetilen maksat, gaye, murat anlamına gelen kalbi bir yöneliştir, İslam’da niyetin önemi, işlenen ameller üzerindeki tesirinden kaynaklanmaktadır. Takvaya] ait bir amel, bozuk bir niyet ile işlendiği zaman isyana dönüşebilmektedir. Namaz, oruç, zekat, hac, cihad ve ilim öğrenmek gibi Rabbani eylemleri yerine getiren bir insan, bu eylemleri Rabbani bir niyetle yapmıyorsa, işlediği bu amellerin kendisine herhangi bir faydası yok*tur. Resulullah (s.a.v.)'in yanında ve onunla birlikte savaşmak gibi yüce bir eylemi yerine getirmesine rağmen, niyeti Medine'deki hurmalıklarını korumak olan kişinin öldürülüp cehenneme yuvarlanması bu hususa açık bir örnektir. Bu kişi büyük bir fedakârlıkla savaş*masına rağmen Allah ve Resulü için degil, Medine'deki hurmalıklarını kurtarmak niyetiyle savaştığı için, bu eyle*minin karşılığını görmemekte ve öldürüldüğü zaman şehid olarak cennete değil, kafir olarak cehenneme git*mektedir.
Niyet, genellikle salih amellerde müessirdir. Salih bir amel niyet bozukluğu ile isyana dönüşebilmekte ancak isyan olan bir amel iyi niyetle salih amele dönüş*memektedir. Bu gerçeğin Kur'an ve Sünnet'te birçok örnekleri vardır. Bu örneklerden Resulullah (s.a.v.) ile ilgili olan Sakifoğulları meselesini verebiliriz.
Davetin en zor günlerinde Sakifoğulları Resulullah (s.a.v.)'e gelerek, kendilerine imtiyaz tanımasına ilişkin bazı tekliflerde bulunmuşlar ve teklifleri kabul edilirse, kısa bir süre sonra davete topluca icabet edebilecekleri*ni belirtmişlerdir. Bu teklif üzerine Resulullah (s.a.v.) bir an duraklamış ve bu duraklama anında İlahi vahiyle şiddetle uyarılmıştır.
Onlar neredeyse, sana vahyettiğimizden başka*sını bize karşı düzüp uydurman için seni fitneye düşüreceklerdi; o zaman da seni dost edineceklerdi.
Eğer biz seni sağlamlaştırmasaydık, andolsun, sen onlara az bir şey (de olsa) meyledecektin.
Bu durumda biz de sana, dünya ve ahiretin (azabını) kat kat tattırırdık. Sonra bize karşı bir yardımcı da bulamazdın. İsra 73-75
Zikredilen ayeti kerimelerde, İlahi vahiyle uyarılıp-sağlamlaştırılmasaydı, Efendimiz (s.a.v.)'in az bir şey de olsa meyledeceği belirtilmektedir.
Bu yaşanan olay bizlere örnek olması için gerçekleşen bir takdiri İlahi ve dolayısıyla Rabbani bir uyarıdır. Bu Rabbani uyarıyı kavrayabilmemiz için Resu*lullah (s.a.v.)'in ne için, hangi niyetle meyledeceğini düşünmemiz gerekir.
Resulullah (s.a.v.)'in niyeti neydi?
Sakifoğullarının teklifi karşısında neden durak*lamıştı ve İlahi vahiyle uyarılmasaydı, az bir şey de olsa
ne için, hangi niyetle meyledecekti?
Aklı selim olan her mü'minin idrak edeceği gibi Re*sulullah (s.a.v.)'in niyeti para, kadın, mal veya makam değil, sadece ve sadece Allah'ın rızasıdır. Ancak niyet ne olursa olsun en ufak bir uzlaşmaya, en ufak bir sap*maya izin verilmemiştir. Bütün kardeşlerimizin bu nok*tayı kavramaları ve her konuda olduğu gibi, bu konuda da Resulullah (s.a.v.)'i kendilerine örnek almaları gere*kir. Yaşadığımız çağın müslümanları, böylesi bir şuura şiddetle muhtaçtırlar. Çünkü değişik İslam an*layışlarının bulunduğu birçok toplumlarda, bu değişik anlayışlardan hareket ederek farklı grup ve ekollere bölünen müslümaların ortak bir yönleri vardır. Bu or*tak yön, hepsinin dilinde bayraklaşan "Niyetimiz İslam" sloganıdır.
Herhangi bir müslümanı çarpık bir yolda veya gay*ri İslami bir çalışmada gördüğünüz zaman tenkid edemezsiniz. Çünkü tenkidleriniz karşısında söyleyeceği son söz, sizin konuşmaya başladığınız ilk andan itiba*ren onda hazır beklemektedir.
"Ameller niyetlere göredir ve bizim niyetimiz İslam'dır."
Bu söz, temiz akıl sahibi bir müslümanın söylerken düşünmesi ve içinde bulunduğu duruma ba*karak belki de utanması gereken bir sözdür. "Niyetimiz İslam'dır!" diyenler, öncelikle İslam'ın ne olduğunu ve insanlara ne için sunulduğunu bilmeleri gerekir. Nedir İslam?
İnsanlara niyet olarak sunulan bir görüş mü? Oysa ki şanı yüce Rabbimiz Kur'an'ı Kerim'de ".Bugün, sizin dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi de tamamladım ve size din olarak İslam'ı seçip beğendim."(Maide 3) buyurmaktadır. Ayet-i ke*rimeye dikkat edilirse İslam'ın bir niyet olarak değil, bir din, bir yaşam şekli, Rabbin rızasına giden Rabbani bir yol olarak su*nulduğu belirtilmektedir.
Peygamberlerin gönderiliş gayesi sadece insan*ların niyetlerini değiştirmek değil, aynı zamanda bu in*sanların içinde bulundukları yolu, yaşam tarzlarını değiştirmek içindir. İnsanların Rabbani bir niyete sahip olmaları yeterli olsaydı, Allah'ı razı etmek istemelerine rağmen sapıklığa düşen Ehl-i Kitab'a veya putlara ta*parken "Biz bunlara, bizi Allah'a daha fazla yak*laştırsınlar diye ibadet ediyoruz." (Zümer 3) diyen müşriklere peygamber gönderilmezdi.
Gayri İslami yollarda ömürlerini tüketirlerken, çevresindeki insanlara "Bizim niyetimiz İslam!" diyen kimselerin ölümü tefekkür etmeleri ve gayri İslami yol*da öldükleri zaman aynı cevabı, aynı rahatlıkla Rabbi*mize karşı söyleyip, söyleyemeyeceklerini düşünmeleri gerekir. Hepimizin bildiği gibi dünya hayatı, imtihan ha*yatıdır. Bu İlahi imtihan ise salih niyetle birlikte ameli düzlemdedir.
O, amel bakımından hanginizin daha iyi ola*cağını denemek (ortaya çıkarmak) için ölümü ve ha*yatı yarattı. Mülk 2
İslam'ı niyet olarak benimseyip, gayri İslami yollar*da ömür tüketen kimseler bu niyetlerine hiçbir zaman kavuşamayacaklardır. Niyeti İstanbul'a gitmek olan Eskişehirli Bir Kimse Ankara yolunu benimser ve Ankara yo*lunda ilerlemeye çalışırsa İstanbul'a varabilir mi?
Elbetteki varamaz!
Niyeti İstanbul’a gitmek' olan kimsenin yöneleceği yol, İstanbul yolu olmalıdır. Niyeti 'Mekke'ye gitmek1 olan kimsenin yöneleceği yol, Mekke olmalıdır. Niyetleri 'Al*lah rızası' olan müslümanların yönelecekleri yol, şanı yüce Rabbimizin gösterdiği Rabbani yol olmalıdır. Müslüman bu noktada durmalı ve düşünmelidir. "Rab*bimin rızasına varabilmem için Rabbimin gösterdiği Rabbani yola girmeliyim, bu yolda bulunmalıyım." deme*lidir.
Bunu dert edinmelidir.
Bu dertle uykuları kaçmalı, bu dertle samimi bir arayışa geçmelidir. Herhangi bir işten atıldığı zaman üç* beş günlük nafakası için nasıl endişeleniyor ve yeni bir iş bulabilmek için nasıl kapı kapı geziniyorsa, ebedi ha*yatı için çok daha fazla endişe duymalı, çok daha fazla telaşa kapılmalıdır.
Bilmelidir "Niyetim İslam" diyerek kurtulamayaca*ğını!
Bilmelidir bazı İslami sloganlarla aldatılmışsa, al*datıcıyla birlikte cehenneme gireceğini!
Bütün bunları bilmeli ve bu bilinçle dehşete düşmelidir. Şayet herhangi bir grupta ise bu grubu yöneten hocasından değil, Allah'tan korkarak yiğitçe ayağa kalkmalı ve İslami bir edeple "Hocam, bizi davet ettiğiniz ve bizlerin de İslami duygularla benimsediğimiz bu yol, Kur'an ve Sünnetin bütünlüğünde beyan edilen Rabbani yol mudur? Resulullah (s.a.v.) bizatihi aramızda olsaydı, bizleri bu yola mı davet ederdi? Bizler Resulullah (s.a.v.)'ın yolunda isek bu yolu şer'i delilleriyle savun*mamız ve müslümanların Rabbani tenkidlerde açık ol*mamız gerekmez mi?" diyebilmelidir. İdrak etmelidir hangi yolda olduğunu, doğru yolda olduğuna inanmak*tan ve hocasına iyi niyetle teslim olmaktan öte, doğru yolda olduğunu idrak etmelidir.
Bu bilinçle bulunmalıdır o yolda, bu bilinçle davet etmelidir yoluna, bu bilinçle savunmalıdır yolunu. Savunduğu yola yönelebilecek olan Rabbani tenkidleri ise can kulağıyla dinlemelidir. Cennetliklere özgü niyetlerle, cehennemlik*lere özgü amelleri işliyorsa tereddüt etmeden, hiç te*reddüt etmeden yolunu değiştirmeli ve Rabbani yola yönelmelidir.

*
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
İki taraftanda bakılabilir bu leylak rengindeki yazılara..?

Ama ALLAH iyiliğini versin..

Diğer din mensupları olan insanlar da ALLAHIN yarattığı kulları... AMAAAA şunu unutmalyalım..ki bu kul olayı yanlızca bu dünya için..Ahirette bu diğer din mensubu olduğunu söyleyen insanların nasibi olmayacak...

OLAKİ ölmeden önce müslümanlığı kabul etsinler...



(bu da eflatun senin sevdiğin renk..)

bilemedin bilemedin ! benim sevdiğim renk değil bu! :p belliki kendinle karıştırmışsın beni

Müslüman bir taraftan bakar : adı üstünde : TEVHİD NURUYLA :!

dünyada da ahirette de insan Allaha kul olmak içindir, kulluk kelimeyi şehadeti yani "EŞHEDÜ EN LA İLAHE İLLALLAH VE EŞHEDÜ ENNE MUHAMMEDÜN ABDÜHÜ VE RESULUHU " diyerek İslamı kabul ederek başlıyor...

bunun dışında Allaha kul olunmaz, "kim İslamdan başka bir din ile gelirse ondan asla kabul olunmaz ve o ahirette hüsrana uğrayanalrdan olur"


"knowhow " :K
 

osmanyusuf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ara 2007
Mesajlar
387
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
Bence önce sen yazılanı iyice bi oku....Mustafa kardeşim....
 

e.s.s.s.y

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
73
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
Bence önce sen yazılanı iyice bi oku....Mustafa kardeşim....

kardeşim mustafa kardeşim muhakkak konuya vakıftır fakat böyle bir konu açılması gerçekten hoş değil.insan su içerken ekmek yiyebilirmi .işte senin yazdığın da böyle birşey...hiç iki dinli insan olmaz olamayacağı içinde bu konu biraz manidar olmuş...
 

e.s.s.s.y

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
73
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
نعىمة;681528' Alıntı:
:K

bi önceki yazın sanki kanla yazılmış gibi , biraz ürpert
yor , en iyisi şu sevdiğin renkle yazmaya devam et :K

s a kardeşim çok haklısın belliki mürekkebi bitmiş kardeşimizin hoş karşılayalım...
 

osmanyusuf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ara 2007
Mesajlar
387
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
Iki Tane Dini Yaşanımı Savunan Oldumuda Böyle Anlamsiz Cevaplar Yazıyosunuz Arkadaşlar.. Vakıf Olur Falan Ne Demek Yanii.

Konu Belli.... Ama Siz Makaraya Saracaksınız Sanırım..okkk

Size Başarılar..

meşgul etmeyin .........
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
Iki Tane Dini Yaşanımı Savunan Oldumuda Böyle Anlamsiz Cevaplar Yazıyosunuz Arkadaşlar.. Vakıf Olur Falan Ne Demek Yanii.

Konu Belli.... Ama Siz Makaraya Saracaksınız Sanırım..okkk

Size Başarılar..

meşgul etmeyin .........

hoşgörü? ,nezaket vb. ...? ....?
musluklar kurudumu? :8

....eflatuuun...
 

e.s.s.s.y

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
73
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
Iki Tane Dini Yaşanımı Savunan Oldumuda Böyle Anlamsiz Cevaplar Yazıyosunuz Arkadaşlar.. Vakıf Olur Falan Ne Demek Yanii.

Konu Belli.... Ama Siz Makaraya Saracaksınız Sanırım..okkk

Size Başarılar..

meşgul etmeyin .........

s a kardeşim böyle bir şey olamaz zaten onun için cevapladık gereksiz gibi bu tür yazılar insanlara doğru gelmeyebilir çelişkili yazılardan kaçınmak gerekir...
 

osmanyusuf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ara 2007
Mesajlar
387
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
Nezaketi hakkede vermek gerek...

senin amacın chat yapmak belli..

başka kapıya lütfen...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt