Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İnsanın Aklını Örten, Gerçekleri Görmesini Engelleyen Bir Bela: Gaflet (1 Kullanıcı)

fuatalemdar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Mar 2008
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
İnsanın Aklını Örten, Gerçekleri Görmesini Engelleyen Bir Bela: Gafletİnsanın Allah (cc)'ın ve ahiretin varlığından habersiz olması ya da haberi olduğu halde bu bilginin gerektirdiği bilinç ve sorumluluğu, davranış şeklini göstermeyerek, kayıtsız ve umursuz bir tutum içinde bulunması gaflettir. Gaflet hali kimi zaman iman eden bir kimse için kısa süreli, geçici bir unutkanlık ya da dalgınlık şeklinde, kimi zaman da Allah (cc)'a iman etmeyen ya da O'na ortak koşanlarda tüm yaşamlarını ve yaşamlarının her ayrıntısını kaplayacak derecede derin olabilir.

Gaflet içindeki insanların çoğu Allah (cc)'ın varlığını bilir, ancak O'na kesin bir bilgiyle iman etmez, teslim olmazlar. Birçok insan, bu ahlakları doğrultusunda yaratılış amacını düşünmeden, nefsinin arzularıyla oyalanıp boş ve yararsız işlerle uğraşarak şuursuzca yaşamını sürdürür. Hayatı boyunca sadece dünyadaki nimetlerin en iyisine ve en fazlasına sahip olmayı hedefler. Öleceğini bilir, ancak öldükten sonra kendisini bekleyen ebedi azaptan habersizdir ya da Rabbimiz'in üstün gücünü kavrayamadığı için bu azabın şiddetini düşünmez.

Gaflet, Allah (cc)'ı ve ahiret gününü unutmuş insanları çepeçevre sarmış, zihinlerini uyuşturan, akıllarını örten manevi bir hastalık gibidir. Bu uyuşukluk ve şuursuzluk içindeki insanlar, kendilerini kuşatan ve bekleyen gerçeklerin farkına varamazlar. Allah (cc)'ın hoşnutluğundan uzak bir hayat süren insanlar için hazırlanmış olan şiddetli azaptan habersizdirler. Büyük bir korku ve sıkıntı duyacakları ahiret günü çok yakın olduğu halde, dünyanın geçici süsüne tutkuyla bağlanıp sadece dünyevi nimetlerin endişesini yaşarlar. Kuran'da bu kimselerin durumu şöyle bildirilmektedir:

"Kendi istek ve tutkularını (hevasını) ilah edineni gördün mü? Şimdi ona karşı sen mi vekil olacaksın? Yoksa sen, onların çoğunu (söz) işitir ya da aklını kullanır mı sayıyorsun? Onlar, ancak hayvanlar gibidirler; hayır, onlar yol bakımından daha şaşkın (ve aşağı) dırlar." (Furkan Suresi, 43-44)

Oysa yalnızca kısa bir süre yaşadıkları dünya hayatı, bir gün herşeyiyle sona erecektir. Her insan ilk kez kendisini yaratan Rabbimiz'in huzuruna varacak ve dünya hayatında yaşadığı hayatın, gösterdiği ahlakın hesabını verecektir. Gaflet içindeyken ise, Allah (cc)'ın varlığını, üstün izzet ve şerefini, ahiret gününü, cenneti, cehennemi gereği gibi takdir edebilmesi mümkün değildir. Ancak samimi bir şekilde Allah (cc)'a yöneldiği, dua ettiği ve Allah (cc)'ın sınırlarına riayet ettiği zaman içinde bulunduğu gafletin boyutlarının farkına varacaktır. Bunun sonucunda ise, gafletin neden olduğu anlayış eksikliği Allah (cc)'ın izniyle ortadan kalkacak, gerçekleri açık ve net bir biçimde görüp kavrayacaktır.

Allah (cc)'ı sürekli anmak, O'na yönelmek, O'ndan korkup sakınmak ve her an O'nun rızasını aramak Allah (cc)’ın izniyle gafleti yok eder, insanı üstün bir şuura, akla ve imana kavuşturur. Allah (cc) bu gerçeği ayetlerinde şöyle bildirmektedir:

"Şüphesiz, bu Kuran, en doğru yola iletir ve salih amellerde bulunan mü'minlere, onlar için gerçekten büyük bir ecir olduğunu müjde verir." (İsra Suresi, 9)
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
Esselamu Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berakatühü.
Allah Razı Olsun Kardeşim.

Çok güzel bir konuya değinmişsiniz.

Anadolu'da yetişen evliyadan Bekir Sıdkı Visali hazretleri buyuruyor ki:

“Ey gaflet uykusuna dalmışlar! Artık uykudan uyanınız. Şimdi uyuyacak zaman değildir. Ey kerim olan Allahü teâlâdan yüz çevirenler! Siz Ondan yüz çevirip haddi aşıyorsunuz. Allahü teâlânın sayısız nimetleri içindesiniz. Dünyanın parasına, malına, mülküne kalbinizi bağlamayın. Bir gün gelip, her şey yok olup, elinizden çıkacak. Ancak Allahü teâlâ ve Onun sevdiği, beğendiği ameller kalacaktır. Ovalara ve çöllere sığmayan orduları olanlar nerede? O azgın, taşkın Firavunlara ne oldu? Nerede o gelmiş geçmiş krallar, hükümdarlar? Nerede onların methedicileri? Nerede onların siyah bayrakları ve sancakları? Nerede o dünyanın doğusuna ve batısına sahip olan İskender? Nerede ilim irfan sahipleri? Nerede vefalı dostlar, kardeşler, yakınlar? Onların yaşadıkları yerleri gez gör ve onlardan haber sor! Neticede hepsinin öldükleri haberini alırsın.

Ümmetlerden nicesi toprak altında olup, kalbleri de hasret ile doludur. Onlar himaye, koruma altında idi. Onlar da, yaşadıkları vakitler de ölüp gitti. Zaman, esef ederek onlar için ağlamakta ve yaşlar dökmektedir. Dün onların hepsi evlerinde yaşamakta idi. Bugün ise, toprak altında kemik ve toz yığını halindedirler.”

Salih bin Beşir hazretleri buyuruyor ki:

"Dünya, bizden evvelkilerin artığı, geçmişlerin terk edip boşadığıdır. Buradan, ayrılık zamanı gelmeden önce ayrılın ve ölüm, baş ucunuzda imiş gibi hareket edin!"

Süfyan-ı Sevri hazretleri, ölümü hatırladığında kendinden geçer ve herkese; "Ölüm gelmeden önce ona hazırlanın!" buyururdu.


Allah’ın Rahmeti ve Bereketi üzerinize olsun.
 

T.Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Tem 2007
Mesajlar
939
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Güzel Bir Paylaşim Allah Razi Olsun
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt