Evet arkadaşlar haddim olmayarak ve buna bu sitede eminim daha ehil kişiler olmasına rağmen affınıza sığınarak iki kelam etmek istiyorum.
İnsanlar için gerekli olan en önemli şey şüphesiz iman etmektir.İman etmeyen kişinin kurtuluşunun olmayacağını hepimiz biliyoruz.Peki bizi gerçekten kurtaracak olan yani birçok sıkıntıya uğramadan kurtaracak olan;son nefeste kurtuluşumuza vesile olacak iman acaba hangi iman hiç aklımıza geldi mi?
Bilindiği gibi iki türlü iman bulunmaktadır : Taklidi ve Tahkiki İman
Bunları biraz açacak olursak temel olarak taklidi iman adındanda anlaşılacağı gibi kendisi hiçbir araştırma vb yapmadan anne,baba,çevre vb gibi yerlerden aldığı belkide kulaktan duyma bilgiler neticesinde elde edilen imandır.Bu tarz imanda kişi kendisi duyduklarıyla yetinmiş ve konunun üzerine ayrıntısıyla gitmemiştir.Mesela kişi namaz kılınması gerektiğini bilir.Dinimizce namaz kılmanın önemli olduğunu duymuştur ve namaz kılar.Kılar ama kendisi namazın farzlarını,vaciplerini vb araş tırmamış incelememiştir.Nerde ne yapacağını anne babası vb yolla onların anlatımı ile öğrenmiştir.Mesela namazdaki kıyam,rükü,secde hallerinin hakikatini bilmez.Miraçta Peygamber efendimiz(s.a.v)'in kıyam halinde,rükü ve secde halinde ayrı ayrı melek grupları gördüğü nü ve onların söylemiş oldukları zikirleri duyduğunu ve bu durumun onun(s.a.v) hoşuna gittiğini bununda bir etkisi sonucunda; namazda her bir anı binlerce gruplar halindeki meleklerin hususi ibadetleri durumundaki halleri namazda insan tek başına yapmaktadır.Yani kıyam halinde olan insan sadece o ibadetle görevli olan binlerce meleğin ibadetini yapar.Sonra rükü ve sonra secdede de bu durum söz konusudur.Taklidi iman sahibi bunların farkında değildir ya da tam olarak hikmetlrini anlamaz.Melekler sadece tek bir zikir ya da ibadet şeklini yaparlar ve dereceelri aynıdır.Fakat insan namaz gibi tek bir ibadet ile birbirinden farklı melek gruplarının has ibadeti olan bir kaç ibadeti birleştirerek yapar ve derecesi arttıkça artar.Hatta efendimiz(s.a.v) ve onun yolunda gidenler gibi melekleri bile geride bırakabilir.Buda insanın ahseni takvimde yaratılma sırlarından birisini göstermektedir.Hatta tahiyyat okurken okuduğu cümle ve kelimelerin miraç günü Efendimiz (s.a.v) ile Allah(c.c) ve Cebrail(a.s)'ın katılımıyla gerçekleşen konuşma olduğunu taklidi iman sahibi bilmez ya da haki katini kavrayamamıştır.Bu yüzdende ayeti kerimede de belirtilen Ankebût sûresinin "Elbette namaz, insanı çirkin ve dinin yasak ettiği şeylerden alıkoyar." meâlindeki âyetin kendisi için gerçek leşmediğini görür.Çünkü namazın hakikatini bilmediği için,namazın kılınması gerektiğini bildiği için kılar ve yatar kalkar.Hadis-i şerifte belirtildiği gibi "Nice namaz kılanlar vardır ki, nasipleri sadece yorgunluk ve zahmettir" grubuna katılır.Sözün kısası Tahkiki iman sahibi yani duyduklarıyla yetinmeyerek araştıran en azından her mümine dini hayatını yaşayacak kadar ilmihal bilmesinin farz olması gereği bir ilmihali okur,bunla yetinmez fıkıh kitapları okur;kuran-ı kerimin ayetlerinin hakikatlerini daha iyi anlamak için tefsir okur;Kütüb-ü Sitte olmasada en azından önemli hadis-i şeriflerin toplandığı kitapları okur.Bu şekilde kendimden sonra size Kuran-ı Kerimi ve sünnetimi bıraktım diyen Efendimiz(s.a.v) 'in emanetlerine sım sıkı sarılır ve imanını tahkikiye çevirerek kurtuluşa erer.Size soruyorum kardeşlerim internet gibi bir imkanın olduğu şu zamanda Allah(c.c) huzurunda benim imkanım yoktu öğrenemedim diyerek mazereti olabilir mi? Her yerde cilt cilt kitapların olduğu bir zamanda ? Hele birde farklı farklı alanlar üzerine 100 lerce sayfalar okuyan bir kişi nasıl olurda Allah(c.c)'a okuyamadım vb diyerek mazaret sunabilir.Adama demezler mi? Başka şeylere buldunda asıl gerekli olana nasıl fırsat bulamadın diye...Bir örnekle daha da pekiştirmek istiorum arkadaşlar bu durumu :
Size bir adam geliyor.Diyorki sana bir önerim var.Bak şu elimde gördüğün altın,bunu alıp ilerde bulunan kuyumcuya gidip bozdurabilirisin ya da karşılığında güzel bir yerleşim yerine gidebilirsin.Ve rahatça orda hayatını sürdürürsün. Yok eğer elimdeki altının gerçek olup olmadığına dair şüphen varsa ve ayarı hakkında da tam bir kanaat getiremediysen şu ayağımın altında altın madeni var.Al sana kazma ,kürek,elek vb.Bunlarla altın tozunu yer altından çıkaracaksın,sonra altın ile toprağı ve diğer madenleri ayrıştıracaksın.Ardından bu altın tozlarını külçeye vb çevirmek için bazı işlemleri gerçekleştireceksin.Tabi bu senin için yorucu ve zor bir işlem.Ama sonunda sen gözünle altının gerçekliğini ve ayarını göreceksin.Bu yüzden için rahat olacak hem kuyumcuya gittiğin zaman sahte çıkmayacağı için sahtekar durumunada düşmeyeceksin. Eğer daha çok çabalarsan altının ayarını arttırırsın.Oda senin çabana kalmış bir şey... Şimdi siz adamın ilk teklifini kabul etseniz elindeki altını alsanız ve kuyumcuya gitseniz.O altının altın kaplama vb olma ve sahte olma ihitmali var. Riskleri elinize alarak gidiyorsunuz kuyumcuya.Kuyumcuda altınlar sahte çıktığı zaman sahtekar durumuna düşüyor ve hemen sizi orda yakalıyorlar ve hapse atıyorlar.Kuyumcunun incelemesi ve teşhisine kadar altınınızın sahte olup olmadığı şüpheli ve adeta kaygan bir yolda ilerliyorsunuz ve sonunda da güzel hayalleriniz yıkılıyor... Eğer ikinci teklifi kabul etseniz kendi çabanızla altını elde etseniz kendinizden emin bi şekilde kuyumcuya doğru yol alırsınız.Yol boyunca kurduğunz hayalerinde gerçekleşeceğini bilirsiniz.Çünkü altınınız gerçektir.Sadece altının ayarına göre hayallerinizin kalitesi değişecektir.Sonuçta kuyumcuya gider altınınızı bozdurusunuz ya da karşılığında rahat bir yaşam kazanabilirsiniz. Evet kardeşlerim işte iman burdaki altındır. Size birileri geliyor ve al sana bendeki imandan vereyim diyor.Siz o kişinin imanının derecesine vb dikkat etmeden ondan imani bilgileri alıp yola koyuluyorsunuz.O imani bilgilere göre hayat sürdürüyorsunuz.Kuyumcu olan kabir kapısına gelince size diyorlar ki dur bakalım altınları göster ona göre muamaele göreceksin.Sizde iman altınınızı veriyorsunuz ve sahte ya da altın kaplama çıkıyor.O zaman var mı geri dönüşünüz.Allah(c.c) korusun örnekte olduğu gibi sahtekarlıktan ya da altınıızın sahte olmasından dolayı cehennem hapsine atılırsınız.Belki aldığınız iman altını gerçek çıkabilir ya da ayarı düşük olabilir.Ama bunu kuyumcuda öğrenebilirsiniz ve buda çok geç olabilir.Ayrıca zarar etme ihtimalide yüksek olan bir durumdur.Eğer o kişinin anlattıklarıyla yetinmeyip araştırır iyice öğrenirseniz ve sonucunda imanınızın kuvvetini arttırırsanız ayaklarınızı yere daha sağlam basarak kuyumcuya gidersiniz.İman altınınızın ayarını vb de bilidiğiniz için inşallah süprizle karşılaşmaz ve cennet gibi bi yerde yaşarsınız.Bu durumdada kaybetme ihtimaliniz çok azdır.Ama ilkinde kazanma ihtimaliniz daha azdır.Sonuç olarak iman altınınızın ayarına göre mükafata erişirsiniz.10 ayarsa on ayarlık 24 ayarsa 24 ayarlık bir değere kavuşursunuz.Ayarları artırmakta örnekte olduğu gibi daha çok çaba ve gayretle olacaktır.
Sözün özü şu arkadaşlar.Özellikle yaşadığımız asırda taklidi iman revaçta ve alimlerinde belirttiği gibi kaybetme ihtimali çok fazla(son nefeste) Allah(c.c) korusun.Yine alimlere göre tahkiki olan imanda ise kazanma ihtimali çok fazla. Bir günümüz 24 saat ve bu saatler içerisinde emin olun o kadar çok boş işle uğraşıyoruz ki bize hiçbir faydası yok.Mesela tv en belalı bir alet durumunda.1-2 saat tv izlemek yerine ilmihal,tefsir vb eserler okuyarak imanımızı kuvvetlendirmek ve ibadetlerimizi bilinçli bir şekilde yapmak bunun sonucunda da imanımızı tahkiki ye yükseltmek kadar karlı başka bir iş olabliir mi?Başımıza büyük bir sınav açılmış durumda ve sınav saati bitince kazanmakta kaybetmekte var.Öss vb gibi telafisi de yokki bir daha giresin sınava... Bu sınavda iman sınavı ve kurtaracak olanda 100 üzerinden 80 ya da 70 üstü dersek o da tahkiki iman.Kazanan cennette sefa sürecek aksini söylemiyorum...Gelin arkadaşlar Allah(c.c)'ın izniyle düşmanlarımız şeytan,nefis vb yenelim ve imanımızı kurtarmak için çaba gösterelim yoksa iş işten geçince çok geç olabilir.
İnşallah yazdıklarım yaralı olur arkadaşlar.Amacım kimseyi kırmak vb değil.Birisi gelip koynunda akrep var dese bundan memnun olmalıyızki bizi akrep sokmasına karşı korumuştur.O yüzden amacım bunun gibi imansızlık;heleki aldatıcı olan taklidi imandan kurtulmak onun iç yüzünü göstermek için bunları yazdım.Eğer taklidi iman kazandırsaydı gözümüz önünde bir sürü namaz kılan,oruç tutan vb var.Ehli keşiflerin ifadesiyle son nefeste ise kazanan az.Şüphesiz bunun nedenlerinden en önemlisi taklidi iman.
İnsanlar için gerekli olan en önemli şey şüphesiz iman etmektir.İman etmeyen kişinin kurtuluşunun olmayacağını hepimiz biliyoruz.Peki bizi gerçekten kurtaracak olan yani birçok sıkıntıya uğramadan kurtaracak olan;son nefeste kurtuluşumuza vesile olacak iman acaba hangi iman hiç aklımıza geldi mi?
Bilindiği gibi iki türlü iman bulunmaktadır : Taklidi ve Tahkiki İman
Bunları biraz açacak olursak temel olarak taklidi iman adındanda anlaşılacağı gibi kendisi hiçbir araştırma vb yapmadan anne,baba,çevre vb gibi yerlerden aldığı belkide kulaktan duyma bilgiler neticesinde elde edilen imandır.Bu tarz imanda kişi kendisi duyduklarıyla yetinmiş ve konunun üzerine ayrıntısıyla gitmemiştir.Mesela kişi namaz kılınması gerektiğini bilir.Dinimizce namaz kılmanın önemli olduğunu duymuştur ve namaz kılar.Kılar ama kendisi namazın farzlarını,vaciplerini vb araş tırmamış incelememiştir.Nerde ne yapacağını anne babası vb yolla onların anlatımı ile öğrenmiştir.Mesela namazdaki kıyam,rükü,secde hallerinin hakikatini bilmez.Miraçta Peygamber efendimiz(s.a.v)'in kıyam halinde,rükü ve secde halinde ayrı ayrı melek grupları gördüğü nü ve onların söylemiş oldukları zikirleri duyduğunu ve bu durumun onun(s.a.v) hoşuna gittiğini bununda bir etkisi sonucunda; namazda her bir anı binlerce gruplar halindeki meleklerin hususi ibadetleri durumundaki halleri namazda insan tek başına yapmaktadır.Yani kıyam halinde olan insan sadece o ibadetle görevli olan binlerce meleğin ibadetini yapar.Sonra rükü ve sonra secdede de bu durum söz konusudur.Taklidi iman sahibi bunların farkında değildir ya da tam olarak hikmetlrini anlamaz.Melekler sadece tek bir zikir ya da ibadet şeklini yaparlar ve dereceelri aynıdır.Fakat insan namaz gibi tek bir ibadet ile birbirinden farklı melek gruplarının has ibadeti olan bir kaç ibadeti birleştirerek yapar ve derecesi arttıkça artar.Hatta efendimiz(s.a.v) ve onun yolunda gidenler gibi melekleri bile geride bırakabilir.Buda insanın ahseni takvimde yaratılma sırlarından birisini göstermektedir.Hatta tahiyyat okurken okuduğu cümle ve kelimelerin miraç günü Efendimiz (s.a.v) ile Allah(c.c) ve Cebrail(a.s)'ın katılımıyla gerçekleşen konuşma olduğunu taklidi iman sahibi bilmez ya da haki katini kavrayamamıştır.Bu yüzdende ayeti kerimede de belirtilen Ankebût sûresinin "Elbette namaz, insanı çirkin ve dinin yasak ettiği şeylerden alıkoyar." meâlindeki âyetin kendisi için gerçek leşmediğini görür.Çünkü namazın hakikatini bilmediği için,namazın kılınması gerektiğini bildiği için kılar ve yatar kalkar.Hadis-i şerifte belirtildiği gibi "Nice namaz kılanlar vardır ki, nasipleri sadece yorgunluk ve zahmettir" grubuna katılır.Sözün kısası Tahkiki iman sahibi yani duyduklarıyla yetinmeyerek araştıran en azından her mümine dini hayatını yaşayacak kadar ilmihal bilmesinin farz olması gereği bir ilmihali okur,bunla yetinmez fıkıh kitapları okur;kuran-ı kerimin ayetlerinin hakikatlerini daha iyi anlamak için tefsir okur;Kütüb-ü Sitte olmasada en azından önemli hadis-i şeriflerin toplandığı kitapları okur.Bu şekilde kendimden sonra size Kuran-ı Kerimi ve sünnetimi bıraktım diyen Efendimiz(s.a.v) 'in emanetlerine sım sıkı sarılır ve imanını tahkikiye çevirerek kurtuluşa erer.Size soruyorum kardeşlerim internet gibi bir imkanın olduğu şu zamanda Allah(c.c) huzurunda benim imkanım yoktu öğrenemedim diyerek mazereti olabilir mi? Her yerde cilt cilt kitapların olduğu bir zamanda ? Hele birde farklı farklı alanlar üzerine 100 lerce sayfalar okuyan bir kişi nasıl olurda Allah(c.c)'a okuyamadım vb diyerek mazaret sunabilir.Adama demezler mi? Başka şeylere buldunda asıl gerekli olana nasıl fırsat bulamadın diye...Bir örnekle daha da pekiştirmek istiorum arkadaşlar bu durumu :
Size bir adam geliyor.Diyorki sana bir önerim var.Bak şu elimde gördüğün altın,bunu alıp ilerde bulunan kuyumcuya gidip bozdurabilirisin ya da karşılığında güzel bir yerleşim yerine gidebilirsin.Ve rahatça orda hayatını sürdürürsün. Yok eğer elimdeki altının gerçek olup olmadığına dair şüphen varsa ve ayarı hakkında da tam bir kanaat getiremediysen şu ayağımın altında altın madeni var.Al sana kazma ,kürek,elek vb.Bunlarla altın tozunu yer altından çıkaracaksın,sonra altın ile toprağı ve diğer madenleri ayrıştıracaksın.Ardından bu altın tozlarını külçeye vb çevirmek için bazı işlemleri gerçekleştireceksin.Tabi bu senin için yorucu ve zor bir işlem.Ama sonunda sen gözünle altının gerçekliğini ve ayarını göreceksin.Bu yüzden için rahat olacak hem kuyumcuya gittiğin zaman sahte çıkmayacağı için sahtekar durumunada düşmeyeceksin. Eğer daha çok çabalarsan altının ayarını arttırırsın.Oda senin çabana kalmış bir şey... Şimdi siz adamın ilk teklifini kabul etseniz elindeki altını alsanız ve kuyumcuya gitseniz.O altının altın kaplama vb olma ve sahte olma ihitmali var. Riskleri elinize alarak gidiyorsunuz kuyumcuya.Kuyumcuda altınlar sahte çıktığı zaman sahtekar durumuna düşüyor ve hemen sizi orda yakalıyorlar ve hapse atıyorlar.Kuyumcunun incelemesi ve teşhisine kadar altınınızın sahte olup olmadığı şüpheli ve adeta kaygan bir yolda ilerliyorsunuz ve sonunda da güzel hayalleriniz yıkılıyor... Eğer ikinci teklifi kabul etseniz kendi çabanızla altını elde etseniz kendinizden emin bi şekilde kuyumcuya doğru yol alırsınız.Yol boyunca kurduğunz hayalerinde gerçekleşeceğini bilirsiniz.Çünkü altınınız gerçektir.Sadece altının ayarına göre hayallerinizin kalitesi değişecektir.Sonuçta kuyumcuya gider altınınızı bozdurusunuz ya da karşılığında rahat bir yaşam kazanabilirsiniz. Evet kardeşlerim işte iman burdaki altındır. Size birileri geliyor ve al sana bendeki imandan vereyim diyor.Siz o kişinin imanının derecesine vb dikkat etmeden ondan imani bilgileri alıp yola koyuluyorsunuz.O imani bilgilere göre hayat sürdürüyorsunuz.Kuyumcu olan kabir kapısına gelince size diyorlar ki dur bakalım altınları göster ona göre muamaele göreceksin.Sizde iman altınınızı veriyorsunuz ve sahte ya da altın kaplama çıkıyor.O zaman var mı geri dönüşünüz.Allah(c.c) korusun örnekte olduğu gibi sahtekarlıktan ya da altınıızın sahte olmasından dolayı cehennem hapsine atılırsınız.Belki aldığınız iman altını gerçek çıkabilir ya da ayarı düşük olabilir.Ama bunu kuyumcuda öğrenebilirsiniz ve buda çok geç olabilir.Ayrıca zarar etme ihtimalide yüksek olan bir durumdur.Eğer o kişinin anlattıklarıyla yetinmeyip araştırır iyice öğrenirseniz ve sonucunda imanınızın kuvvetini arttırırsanız ayaklarınızı yere daha sağlam basarak kuyumcuya gidersiniz.İman altınınızın ayarını vb de bilidiğiniz için inşallah süprizle karşılaşmaz ve cennet gibi bi yerde yaşarsınız.Bu durumdada kaybetme ihtimaliniz çok azdır.Ama ilkinde kazanma ihtimaliniz daha azdır.Sonuç olarak iman altınınızın ayarına göre mükafata erişirsiniz.10 ayarsa on ayarlık 24 ayarsa 24 ayarlık bir değere kavuşursunuz.Ayarları artırmakta örnekte olduğu gibi daha çok çaba ve gayretle olacaktır.
Sözün özü şu arkadaşlar.Özellikle yaşadığımız asırda taklidi iman revaçta ve alimlerinde belirttiği gibi kaybetme ihtimali çok fazla(son nefeste) Allah(c.c) korusun.Yine alimlere göre tahkiki olan imanda ise kazanma ihtimali çok fazla. Bir günümüz 24 saat ve bu saatler içerisinde emin olun o kadar çok boş işle uğraşıyoruz ki bize hiçbir faydası yok.Mesela tv en belalı bir alet durumunda.1-2 saat tv izlemek yerine ilmihal,tefsir vb eserler okuyarak imanımızı kuvvetlendirmek ve ibadetlerimizi bilinçli bir şekilde yapmak bunun sonucunda da imanımızı tahkiki ye yükseltmek kadar karlı başka bir iş olabliir mi?Başımıza büyük bir sınav açılmış durumda ve sınav saati bitince kazanmakta kaybetmekte var.Öss vb gibi telafisi de yokki bir daha giresin sınava... Bu sınavda iman sınavı ve kurtaracak olanda 100 üzerinden 80 ya da 70 üstü dersek o da tahkiki iman.Kazanan cennette sefa sürecek aksini söylemiyorum...Gelin arkadaşlar Allah(c.c)'ın izniyle düşmanlarımız şeytan,nefis vb yenelim ve imanımızı kurtarmak için çaba gösterelim yoksa iş işten geçince çok geç olabilir.
İnşallah yazdıklarım yaralı olur arkadaşlar.Amacım kimseyi kırmak vb değil.Birisi gelip koynunda akrep var dese bundan memnun olmalıyızki bizi akrep sokmasına karşı korumuştur.O yüzden amacım bunun gibi imansızlık;heleki aldatıcı olan taklidi imandan kurtulmak onun iç yüzünü göstermek için bunları yazdım.Eğer taklidi iman kazandırsaydı gözümüz önünde bir sürü namaz kılan,oruç tutan vb var.Ehli keşiflerin ifadesiyle son nefeste ise kazanan az.Şüphesiz bunun nedenlerinden en önemlisi taklidi iman.