Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İnsan Nasıl Hayâ Duyar? (1 Kullanıcı)

Ravza_Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
8,116
Tepki puanı
3
Puanları
0
GEREK BUHÂRÎ'DE, GEREK Müslim'de yer alan ve altı en muteber hadis kitabının beşinde yer alan bir hadisinde, "Hayâ imandandır" buyuruyor sevgili Peygamberimiz. Yine her iki Sahîh'te olan ve Kütüb-ü Sitte'nin tamamında bulunan bir başka hadisi ise "Hayâ imandan bir şubedir" şeklindedir. Yine Hz. Peygamber'in buyurduğu üzere, "Hayânın hepsi hayırdır" ve "Hayâ ancak hayır kazandırır."

Peki, hayâ ile iman arasındaki bu içiçeliğin sebebi nedir? Hayâ, yani utanma duygusu neden 'imandan'dır ve neden 'imanın bir şubesi'dir?

Bu sorulara cevap vermek için, herhalde şu iki sorunun izini sürmek gerekiyor: İnsan nasıl hayâ duyar? Yahut, hangi durumlarda daha hayâlı davranır?

Kendi hayatlarımız dahilinde tecrübe ettiğimiz üzere, hayâyı, yani utanma duygusunu en yoğun biçimde yaşadığımız haller, 'görüldüğümüzü' ve 'izlendiğimizi' bildiğimiz hallerdir. Yalnız kaldığımızda yapabildiğimiz çok şeyi, birisi tarafından izlendiğimizi biliyor isek, yapamayız. Ki bu hal, fıtraten kerih, insana sevdirilmemiş olan bazı şeyleri uluorta yapmaktan bizi alıkoyduğu gibi, günahtan da alıkoyar. Kişi, hayâsı ölçüsünde açıkça günah işlemekten sakınır ve hayâsızlığı ölçüsünde aleni günah işler. 'Bizi tanıyan birinin bizi o halde görmesi' endişesiyle gelen psikolojik utanç, çoğu kez, nefsin günaha davetine rağmen, bizi günahtan alıkoyar. Ancak, yine bu yüzden, tanındığı ortamlarda utanılası fiillerden uzak duran insanlar tanınmadığı ortamlarda günaha daha rahat düşebilirler. Ki, işte bundan dolayı, yanında bir tanıdığı olmadan tek başına yolculuktan insanı sakındıran, böyle bir durumda şeytanın insana yol arkadaşı olacağını bildiren hadisler vardır. Yine bu bâbdaki hadislere binaen, refakatinde bir başka mü'minin olduğu halde yolculuk, sünnet-i seniyyedendir.

Hayânın, günahtan sakınma noktasında, başka insanların olduğu durumlar ile yalnız başına kaldığımız durumlar arasında nasıl bir fark husule getirdiğini, kendi hayat tecrübemizle biliyoruz açıkçası. Peki, insan, yalnız iken, yanında başka bir insan yokken gerçekten yalnız mıdır?

Hayır. Yanında bir insan yokken de yalnız değildir insan. O'nun Semi', Basîr, Latîf, Habîr, Alîm bir Rabbi vardır. O'nun Rabbi, Semi', yani işitendir. Basîr, yani görendir. Latîf'tir, her yere nüfuz eder; Habîr'dir, herşeyden haberdardır; Alîm'dir, herşeyi bilir. Sem', basar ve kudret, yani görmek, bilmek ve işitmek, O'nun sıfatları arasındadır. Hem, Semîu'l-Basîr ve Alîmu'l-Habîr olan Rabbimizin, her işe müekkel melekleri olduğu gibi, insanın fillerini kaydeden melâikesi vardır.

Yani, insan her an Rabbinin huzurundadır ve melekler her an yanıbaşındadır. Allahu Teâlâ ve vazifeli melekleri insanla her an beraberdir.

İnsan, bu gerçeği kavradığı ölçüde, 'yalnız' iken de yalnız olmadığını bilir; ve, bu gerçek aklında kaldığı müddetçe, insanların yanında işlemeye utandığı günahtan yalnız iken de sakınır. Zira, bilir ki, etrafında insanlar yoksa dahi, kendisi Semî ve Basîr olan Rabbinin huzurundadır ve melekler yanıbaşındadır.

Böyle bakarsak, hayâ imandandır ve imandan bir şubedir gerçekten. Zira, hayâ duygusunun varlığı ve inkişafı, Allah'ı Basîr (herşeyi gören), Semi' (herşeyi işiten), Alîm (herşeyi bilen), Latîf (herşeye nüfuz eden), Habîr (herşeyden haberdar olan) gibi isimleriyle tanıyıp bilmeye, her an böyle bir Rabbin huzurunda olduğundan gaflet etmemeye, yani iman-ı Billaha ve iman-ı Billah içindeki marifetullaha; keza, melâikeye imana bakmaktadır.

Fıtratımıza konulmuş hayâ duygusu Semi' ve Basîr olan Allah'a ve meleklerine imandaki terakki sayesinde gelişmekte; hayâ duygusunun gelişmesiyle de insan takvâ zırhıyla donanıp pek çok günahtan ve pek çok çirkin halden sakınıp korunarak, Rabbinin hoşnut olup meleklerin takdir edeceği salih ameller işlemeye yönelmektedir.

Kısacası, hayâ sahibi olmak ve hele hayâda zirveye ulaşmak ne basit bir iştir, ne de kolay ve sıradan bir iş. Hayâ, imandandır ve imandaki terakki sayesinde hayâ duygusunda bir gelişme yaşanmaktadır. Ve, meselâ Hz. Osman, böylesi bir hayâ haline eriştiği içindir ki, ashabın Allah için giriştiği savaşlarda iz bırakan büyük bir kahramanlığı görülmese dahi, sahabilerin en üstünleri arasında yer almış, imandan bir şube olan hayâsıyla, sahabiler arasında sivrilip Hz. Ebubekir ve Ömer'den sonra üçüncü sıraya yükselmiştir.

Hz. Osman'ın bir zirvesi olduğu hayâ hali, günaha çağıran binbir kapıyla yüzyüze gelen şu zamanın biz mü'minleri için de bir kurtuluş reçetesi sunuyor olsa gerek. Bizler de, Allah'ı Basîr (Herşeyi Gören), Semi' (Herşeyi İşiten), Habîr (Herşeyden Haberdar Olan), Alîm (Herşeyi Bilen) gibi isim ve sıfatlarıyla tanır ve de bu isimlerden gafil olmaz isek, ayrıca hayatımızın her anında meleklerin bize yoldaş ve arkadaş olduğunu unutmaz isek, nefis ve şeytanın bizi günaha sevketmesi ne kolay, hatta ne de mümkün olacaktr.
KAYNAK:KARAKALEM.NET METİN KARABAŞOĞLU
 

ferit

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
1,723
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: İnsan Nasıl Hayâ Duyar?

SelamünAleyküm
''AMİN'' Abla ALLAH RAZI OLSUN...Çok güzel açıklamışsın...Ellerin dert görmesin...B)
 

zumretezulal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2006
Mesajlar
66
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: İnsan Nasıl Hayâ Duyar?

s.a.zerda kardeşim KONUN YİNE ÇOK GÜZEL KADINDA OLSA DAHADA GÜZELDİR HAYA..İNŞ.BİZLERDE ASRI SAADET HANIMLARI VE HZ.OSMAN(R.A)GİBİ HAYADA ZİRVEYE ULAŞMIŞ OLAN LARDAN ÖRNEK ALIRIZ..(HAYA İMANDANDIR)
 

Ravza_Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
8,116
Tepki puanı
3
Puanları
0
RE: İnsan Nasıl Hayâ Duyar?

ferit yazdı:
SelamünAleyküm
''AMİN'' Abla ALLAH RAZI OLSUN...Çok güzel açıklamışsın...Ellerin dert görmesin...B)
Rabbim cümlemizden razı olsun.Değerli kardeşim faydalı olması dileğimle
 

konak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2006
Mesajlar
1,186
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: İnsan Nasıl Hayâ Duyar?

Utanma inancın ve insanlığın gereğidir. Utanç duygusu olmamış olsaydı inanın belki şu an toplumumuz veya bütün insanlık batmış olacaktı. Nihayetinde utanma duygusu insana kişilik kazandırır. Rabbim hepimizi utanan insanlardan eylesin ki hiç bir saniyemiz Rabbimiz olmadan geçmez.
Selam ve dua ile.
 

takan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2006
Mesajlar
1,377
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: İnsan Nasıl Hayâ Duyar?

KARDEŞİM ALLAH RAZI OLSUN HERZAMANKİ GİBİ YİNE İİ Bİ KONUYA DEĞİNMİŞİN. TEŞEKKÜRLER
 

Ravza_Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
8,116
Tepki puanı
3
Puanları
0
RE: İnsan Nasıl Hayâ Duyar?

Busra_Yasiroglu yazdı:
Esselamu aleykum ve rahmatullahi ve berekatuhu ve magfiretuhu ey din kardesim. Allah(CC) razi olsun sizden. Yazilarinizin devamini bekleriz InsaAllah.
Vesselam veddua.
Allyküm selam ve rahmetullahi veberakatühü ve mğfiretuhu ve fazluhu Değerli kardeşim rabbim cümlemizden razı olsun.inş diyelim sizde dua edin
 

Canan38

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Eyl 2006
Mesajlar
346
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: İnsan Nasıl Hayâ Duyar?

AMINNNNNN...ALLAH RAZI OLSUN KARDESIM ELINE EMEGINE SAGLIK ...B)B)B)
 

bezmi safa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Kas 2006
Mesajlar
1,241
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Konum
KAYSERİ
RE: İnsan Nasıl Hayâ Duyar?

zerda yazdı:
ŞÖYLE BİR DÜŞÜNELİM: İnsan nasıl hayâ duyar? Yahut, hangi durumlarda daha hayâlı davranır? Kendi hayatlarımız dahilinde tecrübe ettiğimiz üzere, hayâyı, yani utanma duygusunu en yoğun olarak `görüldüğümüzü', `izlendiğimizi' bildiğimiz hallerde yaşarız. Yalnız kaldığımızda yapabildiğimiz çok şeyi, birisi tarafından izlendiğimizi biliyor isek yapamayız.



Ki bu hal, fıtraten kerih olan bazı şeyleri uluorta yapmaktan bizi alıkoyduğu gibi, günahtan da alıkoyar. Kişi, hayâsızlığı ölçüsünde aleni günah işler, hayâsı ölçüsünde aleni günah işlemekten utanır ve dolayısıyla uzak durur. Hele `bizi tanıyan birinin bizi o halde görmesi' endişesiyle gelen psikolojik utanç, çoğu kez, nefsin günaha dâvetine rağmen bizi günahtan alıkoyan en önemli unsurlardan birini teşkil eder.



Ancak, yine bu yüzden, tanındığı ortamlarda utanılası fiillerden uzak duran insanlar tanınmadığı ortamlarda günaha daha rahat düşebilirler ve bu sırdan dolayı da, yanında bir tanıdığı olmadan tek başına yolculukta şeytanın insana yol arkadaşı olacağını bildiren hadisler vardır; yine bu bâbdaki hadislere binaen, refakatinde bir başka mü'minin olduğu halde yolculuk sünnet-i seniyyedendir.



Hayânın, başka insanların olduğu durumlar ile yalnız olduğumuz durumlar arasında günahtan sakınma noktasında nasıl bir fark husule getirdiğini, kendi hayat tecrübemiz ile biliriz açıkçası. Peki, insan, yalnız iken de, yanında başka bir insan yok iken de, gerçekten yalnız mıdır?Hayır. Yanında bir beşer yok iken de, yalnız değildir insan. O'nun Semi', Basîr, Latîf, Habîr, Alîm bir Rabbi vardır; görmek, bilmek ve işitmek, o Rabbin sıfatlarındandır. Ayrıca, o Semîu'l-Basîr'in, o Alîmu'l-Habîr'in her işe müekkel melekleri olduğu gibi, insanın fillerini kaydeden melâikesi de vardır.Yani, insan her an Rabbinin huzurundadır ve melekler her an yanıbaşındadır.



Allahu Teâlâ ve vazifeli melekleri insanla her an beraberdir.Bu mânâ hayatında inkişaf ettiği ölçüde, `yalnız' iken de yalnız olmadığını bilir; ve, insanların yanında işlemeye utandığı günahtan, Semî ve Basîr olan Rabbinin huzurunda ve melekler de yanıbaşında iken çok daha fazla utanır ve kaçınır insan.Hayâ, imandandır ve de imandan bir şubedir gerçekten. Zira, hayâ duygusunun varlığı ve inkişafı, Allah'ın Basîr (herşeyi gören), Semi' (herşeyi işiten), Alîm (herşeyi bilen), Latîf (herşeye nüfuz eden), Habîr (herşeyden haberdar olan) gibi isimleriyle tanıyıp bilmeye, her an böyle bir Rabbin huzurunda olduğundan gaflet etmemeye, yani iman-ı Billaha ve iman-ı Billah içindeki marifetullaha baktığı gibi, melâikeye imana da bakmaktadır.



İşte, hayâ noktasında zirvede oluşu ile, Hz. Osman'ın, Allah'ı bu isim ve sıfatlarıyla tanıyıp bilmede azamî derecede terakki ettiği, keza onda melâikeye iman mânâsının da ziyadesiyle inkişaf ettiği anlaşılmaktadır.İmandaki bu terakki ile gelen yoğun hayâ hali, öte yandan, onu takvâ zırhıyla donatıp pek çok günahtan ve pek çok kerih halden korumakta; Rabbinin hoşnut olup meleklerin takdir edeceği salih ameller işlemeye sevketmektedir.



Kısacası, hayâda zirveye ulaşmak ne basit bir iştir, ne de kolay bir iş. Hz. Osman, böyle bir hale eriştiği içindir ki, meselâ ashabın Allah için giriştiği savaşlarda pek öne çıkmasa da, sahabiler arasında sivrilip üçüncü sıraya yükselmiştir.Hz. Osman'ın bu hayâ halinin şu zamanın günaha çağıran binbir kapısı karşısında bunalan biz ahirzaman mü'minleri için de bir kurtuluş reçetesi sunduğunu düşünüyorum.



Bizler de, Allah'ı sözkonusu isimlerinin azamî mertebesinde tanır ve de bu isimlerden gafil olmaz isek, ayrıca hayatımızın her anında kudsî meleklerin bize yoldaş olduğunu bilir—yani, melâikeye imanda da terakki eder—isek, nefis ve şeytanın bizi günaha sevketmesi herhalde ve her halde zor olacaktır.Rabbimizin bizi de Hz. Osman-misal bir hayâ haliyle şereflendirmesi duâsı ile...

S.A.ABLACIĞIM AÇIKLAMALARIN ÇOK GÜZEL
Allahü teâlâdan haya ediniz!
Allahü teâlâdan haya etmek, nefsin isteklerini terk etmekle ve dinin emirlerini yerine getirmekle olur. Nefsin istediği her şey insanın zararmadır. İnsanın nefsi kadar ahmak bir mahlûk yoktur. Nefsin istediklerini bırakıp haya eden, Allahü teâlâdan korkar. O'nun razı olmadığI işlerden ve sözlerden kaçınır.
Hadîs-i şeriflerde buyuruldu ki ( Haya îmândandır. Fuhuş söz söylemek cefâdandır, îmân Cennete, cefâ Cehenneme ****ürür)


SELAMETLE KAL ABLACIĞIM
 

bayram40

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Eyl 2006
Mesajlar
26
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: İnsan Nasıl Hayâ Duyar?

allah razı olsun emeğinize sağlık
vermiş olduğunuz bu bilgiler için allah razı olsun.
allah tüm müslümanların yardımcısı olsun.
 

VEYS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
1,350
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: İnsan Nasıl Hayâ Duyar?

Allah razı olsun çok güzel bilgiler her zamanki gibi

bakıs acısı bıraz farklı olacak ama bazı kişiler bazı kişileri gördüğü zaman utanırlar ve utandıklarında yuzu kızarıp hiç bir şey konuşamazlar.Tıpkı bazılarında olduğu gibi;)
 

Ravza_Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
8,116
Tepki puanı
3
Puanları
0
RE: İnsan Nasıl Hayâ Duyar?

VEYS yazdı:
Allah razı olsun çok güzel bilgiler her zamanki gibi

bakıs acısı bıraz farklı olacak ama bazı kişiler bazı kişileri gördüğü zaman utanırlar ve utandıklarında yuzu kızarıp hiç bir şey konuşamazlar.Tıpkı bazılarında olduğu gibi;)
Rabbim cümelmizden razı olsun kardeşim rabbim hayadan ayırmasın inş dua edin
 

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
41
Konum
İstanbul
RE: İnsan Nasıl Hayâ Duyar?

Allahü teala nın sana karşı olan nimetlerinin çokluğunu ve güzelliğini düşüneceksin ve Allahü teala ya yaptığın ibadetlerdeki kusurlarına acizliğine bakacaksın.İşte bu sırada hasıl olan hale haya denir.

Cünayd-i Bağdadi Hazretleri "Kuddise Surruh"

Doğru yolda olanlara selam ederim
 

DUN_SURGUNU_YA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Nis 2006
Mesajlar
1,019
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: İnsan Nasıl Hayâ Duyar?

Allah razı olsunB)

Rabbim bizleri insandaki bulunması gereken en güzel duygulardan edepten hayadan mahrum eylemesin inşallah.

Esselamun Aleyküm.
 

Ravza_Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
8,116
Tepki puanı
3
Puanları
0
RE: İnsan Nasıl Hayâ Duyar?

DUN_SURGUNU_YA yazdı:
Allah razı olsunB)

Rabbim bizleri insandaki bulunması gereken en güzel duygulardan edepten hayadan mahrum eylemesin inşallah.

Esselamun Aleyküm.
Aleyküm selam değerli kardeşim Rabbim cümlemizden razı olsun amin kardeşim RABBİM EDEB VE HAYADAN AYIRMASIN SELAM VE DUA İLE
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt