Kaan Erdem
Yönetici
- Katılım
- 9 Ara 2006
- Mesajlar
- 11,197
- Tepki puanı
- 230
- Puanları
- 63
"Güneşi ışıklı, ayı da parlak kılan, yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için ona (aya) birtakım menziller takdir eden O'dur. Allah bunları, ancak bir gerçeğe (ve hikmete) binaen yaratmıştır. O, bilen bir kavme ayetlerini açıklamaktadır." (Yunus, 10/5)
Rabbimiz bu âyet–i kerimede kudretinin kemaline, saltanatının büyüklüğüne delalet eden alametlerin haberlerini bizlere vermektedir.
Güneş, çok büyük bir ışık ve ısı kaynağıdır. İnsan, güneşin gerek ışığından gerekse ısısından istifade eder de ne yazık ki, güneşi yoktan var eden, onun sahibini hiç düşünmez. İnsan, elektriğin ışığından ve ısısından faydalanırken, elektriği keşfeden, Edison'u devamlı hatırlar. Güneş aydınlatırken, o kadar dengeli ve hesaplı ısıtıyor ki bütün meyveleri, sebzeleri ve nebatatı yetiştiriyor.
Örnek olarak, güneşi bir fabrikaya benzeteceğim; ama fabrika da güneşin yanında örnek bile olmaz. Dünyanın dört bir köşesinde, yazı var kışı var, her mevsimin değişik meyvesi, sebzesi var. Her meyve ve sebzenin değişik tadı ve rengi var, her birini bir ölçü, bir hesap ile ısıtıyor, netice de olgunlaştırıyor. Güneşin üzerine o kadar büyük bir görev var ki, başka hiçbir delil olmasa dahi, güneş, Allah Celle Celâluhu'nun varlığına delil olarak yeter.
Rabbimiz, vahdaniyetine ve kudretine delâlet etmesi için güneşi bir ziya ayı da nur kılmıştır. Güneşin ışığı daha büyük ve güçlü olduğundan Rabbimiz buna ziya, aydakine ise nur adını vermiştir. Gerek güneşe, gerekse aya konaklar takdir etmiştir. Eski zamanlarda uzun yollara çıkmış, yolculuk yapmış olanlar bilirler, yolların üzerinde hanlar vardı, bunlara konak da denirdi. Yolcu bu hanlara, konaklara ister girer, ister girmezdi.
Mevlâ Teâlâ da güneş ve ay için konaklar yarattı. Bu konakları zamanın hesaplanması için, yılların, ayların, günlerin anlaşılması, hesaplarının yapılması için yarattı.
ALINTIDIR....
Rabbimiz bu âyet–i kerimede kudretinin kemaline, saltanatının büyüklüğüne delalet eden alametlerin haberlerini bizlere vermektedir.
Güneş, çok büyük bir ışık ve ısı kaynağıdır. İnsan, güneşin gerek ışığından gerekse ısısından istifade eder de ne yazık ki, güneşi yoktan var eden, onun sahibini hiç düşünmez. İnsan, elektriğin ışığından ve ısısından faydalanırken, elektriği keşfeden, Edison'u devamlı hatırlar. Güneş aydınlatırken, o kadar dengeli ve hesaplı ısıtıyor ki bütün meyveleri, sebzeleri ve nebatatı yetiştiriyor.
Örnek olarak, güneşi bir fabrikaya benzeteceğim; ama fabrika da güneşin yanında örnek bile olmaz. Dünyanın dört bir köşesinde, yazı var kışı var, her mevsimin değişik meyvesi, sebzesi var. Her meyve ve sebzenin değişik tadı ve rengi var, her birini bir ölçü, bir hesap ile ısıtıyor, netice de olgunlaştırıyor. Güneşin üzerine o kadar büyük bir görev var ki, başka hiçbir delil olmasa dahi, güneş, Allah Celle Celâluhu'nun varlığına delil olarak yeter.
Rabbimiz, vahdaniyetine ve kudretine delâlet etmesi için güneşi bir ziya ayı da nur kılmıştır. Güneşin ışığı daha büyük ve güçlü olduğundan Rabbimiz buna ziya, aydakine ise nur adını vermiştir. Gerek güneşe, gerekse aya konaklar takdir etmiştir. Eski zamanlarda uzun yollara çıkmış, yolculuk yapmış olanlar bilirler, yolların üzerinde hanlar vardı, bunlara konak da denirdi. Yolcu bu hanlara, konaklara ister girer, ister girmezdi.
Mevlâ Teâlâ da güneş ve ay için konaklar yarattı. Bu konakları zamanın hesaplanması için, yılların, ayların, günlerin anlaşılması, hesaplarının yapılması için yarattı.
ALINTIDIR....