Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

insan dinsiz kalabilirmi? (1 Kullanıcı)

tebessumd

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Tem 2006
Mesajlar
1,010
Tepki puanı
0
Puanları
0
HER ŞEYDEN önce, tarih kayıtlarına göre Peygamberimiz Devri nden bugüne kadar herhangi bir Müslümanın akıl ve ikna edici bir delil ile İslâmiyet ten çıkıp eski ya da yeni başka bir dine girmiş değildir. Tarihte böyle bir kayıt yok. Halk arasından delilsiz, taklit kabilinden başka dine girmiş kimselerin bu çerçevede bir önem arzettiğini söyleyemeyiz.

Esasen dinsiz olmak da başka bir meseledir. Halbuki bütün dinlerin müntesipleri arasından, hatta dinine en sıkı bağlı bulunan İngiliz ve eski Ruslar arasından akıl yürütme ve sağlam deliller ile İslâmiyete girenleri tarih bize haber vermektedir. Bunlar, bazen tek başlarına bazen de gruplar halinde Müslüman olmuşlardır.

Hatta iki büyük dünya savaşının ardından ve baskı rejimlerinin ortaya çıkışıyla beraber, İsveç, Norveç, Finlandiya gibi küçük devletlerin, komünistlik ve dinsizliğe set olması için okullarında Kur an okunmasına izin vermeleri insanların dinsizliğe karşı dirençleri hakkında bir fikir verebilir. Yine, 50 li yıllarda önemli İngiliz hatiplerinin bir kısmının Kur ân’ı İngiliz halkına kabul ettirmeye taraftar olmaları ve son büyük imparatorluk diye nitelenen ABD nin dinin yaşanabilirliğine büyük önem vermesi, insanların dinsizlik-din ikiliğinde terciherini dinden yana kullandıklarını gösterir.

Bütün bunlar da gösteriyor ki, eğer biz Müslümanlar İslâm ahlâkını ve iman hakikatlerini söz ve davranışlarımızla göstersek, diğer dinlerin müntesipleri elbette cemaatler halinde İslâmiyete gireceklerdir.

Ayrıca küresel çapta insanlar özellikle fenlerin uyarılarıyla uyanmış, insanlığın mahiyetini daha iyi kavramış bulunmaktadır. Fıtrata zıt hareketlerin ne kadar ölümcül sonuçlar doğurduğunu idrak eden insanlar, elbette dinsiz ve başıboş yaşayamazlar. En dinsiz diye düşündüklerimiz bile, dine başvurmaya mecburdur.

Çünkü bilim ne kadar ilerlerse ilerlesin insanlığın aczini en temel meselelerde giderememesi, giderek artan bela ve âfetler, insanı inciten dahilî ve harici düşmanlara karşı insanın tek dayanak noktası dindir. Ayrıca insanın sonsuz ihtiyaçları ve sonsuzluğa uzanan arzularına da medet verecek olan, yine dindir. Âlemin Yaratıcısı nı tanımak, iman etmek, ve ahirete inanmak ve tasdik etmekten başka, insanın bu arzularını tatmin edebilecek hiçbir şey yoktur.

Eğer kalbin en derininde hak dinin cevheri bulunmaz ise, insanlık âlemi maddi manevi kıyametler içinde çalkalanacak ve belki de hayvanlardan daha ziyade perişan olacaktır.

Özetle, insanlık bu asırda savaşların, fenlerin ve dehşetli hadiselerin uyarılarıyla uyanmış, ve insanlığın cevherini ve câmi istidadını hissetmiştir. Bu kapsamlı istidadın ise bu kısacık dünya hayatı için yaratılmadığı açıkça ortada. İnsan sonsuzluk yolcusudur, çünkü mahiyetinde sonsuzluğa uzanan arzular var. Bu fani dünyanın böylesine ebede uzanan emel ve arzulara yetmeyeceğini herkes bir derece hissetmektedir.

Belki hayalgücümüzü kullanarak içinde bulunduğumuz durumu daha iyi idrak edebiliriz: Hayal edelim ki, dünya hayatında bir milyon sene ömrümüz olacak, ama daha sonra dirilmeyecek sûrette yokluğa düşeceğiz. Bir de hayal edelim ki, dünya hayatından ölümle sonsuz bir ebedi mutluluğun kapısını açacağız.

Hiç kuşkusuz, hakiki insanlığını kaybetmeyen insan birinci durumdan derin acılar çekecek, ikinci duruma ise sevinçle kucak açacaktır.

alıntıdır.
 

omerislam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ara 2006
Mesajlar
94
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: insan dinsiz kalabilirmi?

Tarih boyunca kimi toplumlarda, Allah'ın insanlardan ne istediği değil insanların birbirlerinden ne gibi beklentileri olduğu daha önemli olmuştur. İnsanlar, Allah'ın hak kitabında bildirdiği hükümlerden, insanlara emrettiği yaşam tarzından habersiz şekilde kendilerini toplumun ve içinde yaşadıkları sosyal çevrenin beklentilerini yerine getirmeye şartlandırmışlardır.

Günümüzde de yaşadığınız sosyal çevreye şöyle bir baktığınızda Allah'ın emir ve yasaklarının çoğu kimse tarafından tam anlamıyla bilinmediğini ve uygulanmadığını rahatlıkla görebilirsiniz. Üstelik bu durumdan hiç kimse bir rahatsızlık duymamaktadır. Allah'ın gücü, O'nun rızasını kazanmanın ne kadar önemli olduğu, onun emirlerine uyulmadığında Allah katında nasıl bir karşılık alınacağı neredeyse hiç düşünülmemekte, çoğu insan bu konuları aklına dahi getirmemektedir.

Oysa aynı kişiler çevrelerindeki insanların kendileriyle ilgili olarak ne düşündükleri, kendilerinden ne gibi beklentileri olduğu, onlara kendilerini daha çok beğendirmek, daha çok sevdirmek için neler yapmaları gerektiği gibi sayısız konuyu yakından takip etmektedirler. Bu kimseler insanlara, Allah'tan daha fazla sevgi ve bağlılık yöneltilen böyle bir sistemin içinde yaşamakta ve bunun yanlış olabileceğine ihtimal de vermemektedirler. Bu, son derece köklü ve sapkın bir düşünce ve yaşam tarzı, insanların maddi ve manevi imkanlarını sarf etmelerine neden olan, hatta hayatlarını bu uğurda harcayacak kadar onları etkisi altına alan bir inanç şeklidir.

Bu inanç şekli kendi emirleri ve yasakları, doğruları ve yanlışları olan, üstelik herkesin de bunlara uymasını zorunlu kılan batıl bir din haline gelmiştir. Her insan kendi sosyal çevresinin beklentileri doğrultusunda hazırlanmış bu paket programa uymak zorundadır. Çünkü ancak bu şekilde o insanların arasında yaşayabilir; aksi takdirde dışlanıp küçümsenir. Diğer insanlar, gerek bakışları, gerekse tavır ve konuşmalarıyla, kendilerine uymayanları aşağı gördüklerini açıkça hissettirirler. Bu duruma düşmemek için o kişinin tüm bir gün boyunca, kendi kendine unutmadan sürekli olarak tekrarlaması gereken birtakım sloganları vardır. Örneğin; benim için uyanık desinler, zeki desinler, güzel desinler, neşeli desinler, hoş sohbet desinler, becerikli desinler; aman sakın cimri, bencil demesinler, saf demesinler, cahil demesinler...

Bu batıl dine uyan kişi, tüm bunları, tıpkı bir ibadet gibi vazgeçmeden ve aksatmadan büyük bir titizlikle uygular. Çevresindeki insanların, kendisinden razı olacakları bir kişilik geliştirmeye büyük çaba sarf eder. İtinayla sürdürdüğü bu uygulamalar sonucunda, insanlara Allah'tan daha çok değer veren, onların rızasını kazanmak için önüne gelen her teklifi kabul eden, tüm dikkatini insanlara yöneltmiş biri haline gelir. Artık bu kişi, insanların birbirine kulluk ettiği batıl bir dini sistemin içinde hapsolmuştur. İçten içe yaşanan bu gizli dinin azimli bir mensubu haline gelmiştir. Bu din, Allah'ı bırakıp insanlara tapmayı öngören bir dindir. İnsanlara tutkulu bir bağlılığı simgeleyen ve adını "İnsanlara Tapınma Dini" koyabileceğimiz bu batıl inanç elinizdeki kitabın ana konusunu oluşturmaktadır. Allah, Kuran'ın pek çok ayetinde insanları bu sapkın inançtan kurtulup yalnızca Kendisine kulluk etmeye davet etmiştir. Bu ayetlerden birinde şöyle buyrulmaktadır: "Siz yalnızca Allah'tan başka birtakım putlara tapıyor ve bir takım yalanlar uyduruyorsunuz.

Gerçek şu ki, sizin Allah'tan başka taptıklarınız, size rızık vermeye güç yetiremezler; öyleyse rızkı Allah'ın katında arayın, O'na kulluk edin ve O'na şükredin. Siz O'na döndürüleceksiniz." (Ankebut Suresi, 17) Biz bu eserde, insanların hem dünyalarını hem de ahiretteki sonsuz hayatlarını büyük bir tehlike içine sokan ve onları, Allah yerine O'nun yaratmış olduğu insanları ilah edinmeye zorlayan bu şeytani sistemin yapısını ve insanları nasıl kontrolü altına aldığını günümüzden bazı örnekler vererek anlatacağız. İnsanlara, kendileri için henüz zaman varken bu batıl dinin büyüsünden kurtulmaları için neler yapmaları gerektiğini Kuran ayetleriyle açıklayacağız. Unutulmamalıdır ki bu sapkın din, toplumu ne kadar etkisi altına almış olsa da, iradesi güçlü ve aklı başında bir insan için, bu batıl sistemi yaşamaktan vazgeçmek son derece kolaydır.

Çünkü yapılacak olan sadece Allah'a gönülden iman etmek, O'ndan başka ilah olmadığına kesin olarak inanmaktır. Allah, iman eden kullarının yolunu açar onları doğru yoluna ulaştırır. Kuran'ı vesile kılarak, yaşadıkları karanlık hayattan çıkmalarını sağlar. Allah bir ayetinde müminleri şöyle müjdelemektedir: Allah, iman edenlerin velisi (dostu ve destekçisi)dir. Onları karanlıklardan nura çıkarır... (Bakara Suresi, 257
insan dinsiz kaldıysa yaşasa bile o ölmüşdür
 

tebessumd

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Tem 2006
Mesajlar
1,010
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: insan dinsiz kalabilirmi?

ALLAH CC RAZI OLSUN KARDEŞİM.B)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt