Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İnanma İhtiyacı Ve ALLAH'A İman... (1 Kullanıcı)

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
İnanma ihtiyacı ve Allaha iman

İnsan, beden ve ruhtan oluşan bir varlıktır. Yeme, içme, nefes alıp verme gibi olaylar bedenimizle; inanmak, sevinmek, mutlu olmak gibi olaylar da ruhumuzla ilgilidir. İnsanı diğer yaratıklardan ayıran başlıca özellik, işte budur. İnsan, beden ve ruh yapısıyla bir bütündür.

İnsan ruh yapısının en belirgin özelliği inanmaktır. Yeryüzünde, günümüze kadar inanma ihtiyacı duymamış bir topluluk yoktur. Bunu, insanlığın kültür, sanat ve geleneklerinde görmekteyiz.

İnanç, maddi hayatımızla da ilişkili bir güçtür. İnsanın zorluklara ve güçlüklere karşı dayanıklı olmasını sağlar. İnsana çalışma, yaşama ve başarma gücü verir. İnsan, hayata inançla başlar ve onunla değer kazanır. Çünkü inancı olan kişi, bu inancının gereği olarak kendisine ve birlikte yaşadığı insanlara faydalı olur. İnanç, insanı yeni bilgiler kazanmağa götürür. Kişi,inancını kuvvetlendirmek için pek çok şeyleri öğrenmek, öğrendiklerini düşünüp değerlendirmek ve böylece hayatını düzene sokmak durumundadır. İyiyi, kötüyü, güzeli ve çirkini böylece ayırt edebilenler, ahlâk ve davranış yönünden de kişilik kazanırlar.

Demek ki inanç, insanın yaratılışı gereği olan tabiî bir olaydır. Bütün insanların buna ihtiyacı vardır.

Çevremizde gördüğümüz ve göremediğimiz yüz binlerce varlık vardır.Yeryüzünde çeşit çeşit insanlar, irili ufaklı pek çok hayvanlar, renk renk çiçek ve bitkiler görürüz. Gökyüzünde de ay, güneş ve sayısız yıldızlar yer alır. Bunların hepsini gözümüzün önüne getirip düşünürsek kendiliğinden var olmadığını, bütün bunları yoktan var eden bir yaratıcının bulunduğunu anlarız. Evrende hiç bir şey kendiliğinden, kendi kendine var olmuş değildir. İşte her şeyi yaratan bu yaratıcı, Allah’tır. Gözlerimizle Onu görmesek bile evrenin bu eşsiz düzeni bize Onun varlığını göstermektedir. İslâm dininde, bütün evreni ve her şeyi yaratan bu varlığa "Allah" denir. Biz Allah’ın varlığına ve birliğine gönülden inanırız.

 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Allah'a Niçin ve Nasıl İnanırız

İmanın altı şartından birincisi Allah'a inanmaktır. Akıl sahibi olan ve erginlik çağına gelen her insanın ilk ve en önemli görevi, Allah'ın varlığına ve birliğine inanmaktır.
Çevremize baktığımız zaman, hiçbir şeyin kendiliğinden olmadığını görürüz. Güzel bir sanat eseri, bunu yapan bir sanatkârının bulunduğunu gösterir. Meselâ; kullandığımız saati yapan bir sanatkâr, oturduğumuz binayı yapan bir usta yok mudur? Şüphesiz ki vardır. Bunların kendiliğinden meydana geldiğini akıl kabul eder mi? Elbette etmez.
Öyle ise; çok ince bir plâna göre kurulan ve mükemmel bir düzen içinde işleyen uçsuz bucaksız kâinatı ve en güzel sanat eseri olan insanı da bir yaratan vardır. İşte bu yaratıcı, sonsuz güç ve kudret sahibi olan "Allah"tır. Evren, Allah'ın varlığını; evrende görülen ahenk ve mükemmel düzen de Allah'ın birliğini göstermektedir.
O halde, ilk görevimiz, bizi yaratan ve yaşatan Allah'a inanmak, O'na gönülden bağlanmaktır.

 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Allah'a Şöyle İnanırız

Allah vardır ve birdir. Ondan başka ilah yoktur.
Varlığının başlangıcı ve sonu yoktur. O, her zaman vardı, sonsuza kadar da var olacaktır.
Allah varlıklardan hiçbirine benzemez. O'nun eşi ve benzeri yoktur. Varlığı kendindendir. Hiçbir şeye muhtaç değildir. Her şey O'na muhtaçtır.
Allah diridir, her şeyi bilir, her şeyi işitir ve her şeyi görür. Kalbimizden geçenleri de bilmektedir.
Allah irade sahibidir, diler ve dilediğini yapar. Onun kudreti sonsuzdur, her şeye gücü yeter.
Allah yaratıcıdır, dilediğini yoktan var eder, dilediğini de yok eder. Evrende ne varsa hepsini O yaratmıştır.
Allah harflere ve sese gerek olmadan söyler. Sözünü Peygamberlerine duyurmuş, emir ve yasaklarını bildirmiştir. Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim Allah'ın sözüdür.
Allah, merhameti sonsuz, bağışlaması bol Yüce bir varlıktır. Bize hayat veren, sayılamıyacak kadar nimetler bahşeden O'dur.
O, bizi yarattıktan sonra da yalnız bırakmamış, peygamberler göndererek dünyada ve ahirette mutlu olmanın nurlu yolunu göstermiştir.
Allah'a böyle doğru olarak inanan ve ona gönülden bağlanan insan, varlıklar arasındaki şerefli yerini almış, gerçek değerini kazanmış olur. Bu inanç, insanın kalbini her türlü kötü düşüncelerden temizler, iyi düşünce ve güzel huylarla süsler.
İnsan, hiç kimsenin görmediği yerlerde bile ahlâka aykırı davranışlardan sakınır. Çünkü, Allah'ın her şeyi gördüğüne ve bildiğine inanır. Allah'a iman, her türlü iyiliğin kaynağıdır.

 

gulum.se

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Nis 2009
Mesajlar
3,801
Tepki puanı
16
Puanları
38
Yaş
40
ALLAH vardır ve birdir. Ondan başka ilah yoktur.

selamün aleyküm canım kardeşim...
allah c.c razı olsun..
bu bilgili paylaşımın için...
çok güzelmiş..
evet bu güzel, eşşsiz doganın bi yaratıcı vardır mutlaka..
allahıma çok şükürki...,
selam ve dua ile..
 

mir_erhan

Moderator
Katılım
13 Ara 2008
Mesajlar
6,148
Tepki puanı
502
Puanları
83
Yaş
44
selamün aleyküm ellerine sağlık Allah celle celalüh sizden razı olsun inşallah
çok gerekli fideli bir paylaşımdı
nasiplendik inşallah.ecrin versin Rabbim inşallah.
selam ve dua ile
 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
ALLAH vardır ve birdir. Ondan başka ilah yoktur.

selamün aleyküm canım kardeşim...
allah c.c razı olsun..
bu bilgili paylaşımın için...
çok güzelmiş..
evet bu güzel, eşşsiz doganın bi yaratıcı vardır mutlaka..
allahıma çok şükürki...,
selam ve dua ile..

ve aleykümselam canım kardeşim
Rabbim sizdende razı olsun teşekkür ederim bu güzel yorumun için
Tanışma köşesindeki bir kardeşimizin mesajı üzerine açtım bu konuyu inşaALLAH faydalı olabilriz..

Bütün kardeşlerimizden destek bekliyorum konuya...o küçük kardeşimizi kazanmak için..

Allaha emanet olun..
selam ve dua ile ..
 

T.Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Tem 2007
Mesajlar
939
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
cok güzel bir paylaşım kardeşim allah razı olsun
 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
selamün aleyküm ellerine sağlık Allah celle celalüh sizden razı olsun inşallah
çok gerekli fideli bir paylaşımdı
nasiplendik inşallah.ecrin versin Rabbim inşallah.
selam ve dua ile

ve aleykümselam
Rabbim sizlerdende razı olsun ,amin inşaALLAH
aklı karışık olan kardeşlerimizi bir nebzede olsa rahatlatmak amacıyla elimizden geldiği kadar bişeyler yapmaya çalışıyoruz..faydalı olabiliyorsak ne mutlu bizlere
Allaha emanet olun
selam ve dua ile ..
 

σпця 1905

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 May 2009
Mesajlar
210
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
ALLAH vardır ve birdir. Ondan başka ilah yoktur.

selamün aleyküm canım kardeşim...
ALLAH c.c razı olsun..
bu bilgili paylaşımın için...
çok güzelmiş..
evet bu güzel, eşşsiz doganın bi yaratıcı vardır mutlaka..
ALLAHıma çok şükürki...,
selam ve dua ile..


Bu yaziyi cok begendigim icin alinti olarak aldim gulum.se kardesimizden
 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
cok güzel bir paylaşım kardeşim allah razı olsun
Sağol güzel kardeşim sizinde gözlerinize sağlık
Rabbim cümlemizden razı olsun inşaALLAH..
selam ve dua ile ..

σпця 1905;1074879' Alıntı:
ALLAH vardır ve birdir. Ondan başka ilah yoktur.

selamün aleyküm canım kardeşim...
ALLAH c.c razı olsun..
bu bilgili paylaşımın için...
çok güzelmiş..
evet bu güzel, eşşsiz doganın bi yaratıcı vardır mutlaka..
ALLAHıma çok şükürki...,
selam ve dua ile..


Bu yaziyi cok begendigim icin alinti olarak aldim gulum.se kardesimizden

Sağol kardeşim gözlerine sağlık
selam ve dua ile ...
 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Allah vardır ve birdir O'dan başka ilah yoktur

 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Allah!ın Zatını Görmemiz Mahiyetini İdrak Etmemiz Mümkün müdür?

İnsanın Allah Teâlâ'nın zâtını bu dünyada görebilmesi mümkün olmadığı gibi, gerçek mâhiyetini kavrayabilmesi de imkânsızdır. Çünkü, insan aklı ve duyguları mahduttur. Allah'ın mâhiyetini kavramaya müsâid değildir. Fakat mahlûkata bakıp O'nun varlığını ve birliğini anlamaya, sonsuz kudretini ve diğer sıfat ve isimlerini bilmeye güç yetirebilir. Bunun içindir ki Allah Teâlâ, bizi zâtını ve mâhiyetini düşünmekten men'etmiş, yalnızca kendisinin varlığını ve birliğini bilmemizi ve sıfat ve isimlerini tanımamızı emretmiştir. Bir hadîs-i şerîfte meâlen şöyle buyurulur: "Allah'ın varlığını, birliğini anlamak için göklere bakın, yere bakın, kendi nefsinize bakın ve bütün bunların yaratılışındaki akıllara hayret veren incelikleri, bunların kendilerinden olamıyacağını düşünün. Çünkü bunlar, Allah'ın varlık ve birliğini gösteren alâmetlerdir. Fakat Allah'ın zâtını, mâhiyetini düşünmeyin. 'Allah acaba şöyle midir, böyle midir? O'nun görmesi, işitmesi nasıldır?' diye düşünmeye kalkışmayın. Zira buna kudretiniz yetmez. Ne kadar çalışsanız da bunu hakkıyla bilemezsiniz, idrâk edemezsiniz. Şaşırırsınız. Bilgi ve görgü ölçüleriniz buna yetmez." Aslında biraz düşünecek olursak, Allah'ın zâtî mâhiyetini kavramanın mümkün olmadığını aklen bile anlayabiliriz. Yumurta içindeki bir civcivden yumurtanın dışındaki âlemi idrâk etmesi elbette beklenemez. İnsan aklı da şu muhteşem kâinatı ve kâinat içindeki Allah'ın yarattığı âlemleri bilme, tanıma bakımından, yumurta içindeki civcivden farksızdır. Bu bakımdan, aklın son derece sınırlı idrâk kapasitesiyle kâinat Hâlikının zâtını ve mâhiyetini kavrayabilmesi muhâl içinde muhâldir. Mehmed Kırkıncı bu hususu şu şekilde izah etmektedir: "Bir insanın mağarada büyüyüp hiç ışık yüzü görmediğini ve kendisinin bir gün sabahın erken saatlerinde ve daha güneş doğmadan dünya yüzüne çıkarıldığını farzediniz. Her tarafı dolduran ışıktan derhal gözleri kamaşan bu şahsa, bu ışığın bir güneşten geldiği söylense o adam güneşi ziyadesiyle merak edecek ve onu tanımaya çalışacaktır. Şimdi bu adamın, hayâlinde nasıl canlandırırsa canlandırsın, güneşi kat'iyyen anlayamayacağı ve her defasında güneş yerine başka şeyler tahayyül edeceği âşikârdır. Çünkü, güneşi etrafında gördüğü şeylere kıyas edeceğinden yapacağı her kıyas yanlış olacak ve isabet kaydetmiyecektir. Güneşe inanmak o adam için îmanın bir rüknü olsa, o, güneşi her nasıl tasavvur ederse etsin her hâlükârda şirke düşecektir. Onun yapacağı tek şey, bu ışığın bir güneşten geldiğini ve fakat o güneşin mahiyetini bilemeyeceğini idrâk etmektir. Zaten ondan istenen îman da bundan ibarettir. Temsildeki adamın güneşi anlayamaması gibi, her bir insan da kendi beden memleketini idare eden ve ruh denilen sultanın mahiyetini bilememektedir. Bizler, bedenimizin ruhla kaim olduğunu, onun bu bedenden ayrılması hâlinde bu binanın yıkılacağını ve o sultanın göz penceresiyle bu âlemi seyrettiğini, kulak cihazıyla sesler âlemini temaşa ettiğini, dil terazisiyle de bütün tadları tarttığını... bildiğimiz hâlde, ruhun mâhiyetini bilemiyoruz. Onun mâhiyeti hakkında her ne söylesek, hilâf-ı hakikat olacağı gibi, ruhun zâtını her ne tarzda tahayyül veya tasavvur etsek onun hakkında yanlışlığa düşmüş olacağız. İşte, görmediği bir güneşin zâtını anlamaktan âciz ve kendi ruhunun mâhiyetini bilmekten eli kısa olan insanın, zaman ve mekândan münezzeh, umum âlemlerin Hâlik-ı Zülcelâlini ve Mâlik-i Zülkemâlini (hâşâ) zâtiyle anlamaya çalışması, ne derece büyük bir dalâlet dîvâneliğidir ve insanı başaşağı şirke yuvarlayan bir düşünce sapıklığıdır, kıyâs ediniz."

 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
ALLAHA İMAN

Her işte bir öncelik sırası vardır. Bu sıraya dikkat edilmezse daha sonra yapılanlar faydasız olur, bir işe yaramaz. Bunun için bir müslümanın dini bilgilerde öncelikle neyi bilmesi gerekir, dini öğrenmede öncelik sırası nasıldır, bunu iyi bilmesi şarttır.

Dini açıdan, bu sıralama ya'nî öncelik verilmesi, diğer işlere mukayeseyle çok daha önemlidir. Meselâ, bir kimsenin düzgün bir îmânı, i'tikâdı yoksa bu kimsenin yaptığı bütün ibâdetlerin, iyiliklerin hiçbir faydası olmaz.

Cenâb-ı Hak, bir insanın, önce îmân etmesini istiyor. Tabiî ki, bu îmânın da şartlarına uygun olması lâzım. Doğru, düzgün bir i'tikâda sahip olduktan sonra, dinin yasak ettiği şeylerden kaçınıp, dinin emrettiği şeyleri yapmak lâzımdır.

Her müslümanın öncelikle îmânın altı şartını bilmesi ve inanması gerekir. Bir müslüman, bu altı şarta inanıp mânâlarını bilse îmânı tamam olur. Eskiden müslümanlar bunu Amentü adı altında ezberler ve çocuklarına da ezberletirlerdi. Amentü şöyledir:

Âmentü billâhi vemelâiketihi ve kütübihi ve rüsülühi vel yevmil âhiri ve bilkaderi hayrihi ve şerrihi minallahi teâlâ vel ba'sü ba'del mevti hakkun Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhü veresûlüh

Müslümanın Amentünün, bu altı şartında bildirilen şeyler hakkında, zarûrî olarak bilinmesi gereken şeyleri de, kısaca bilmesi lâzımdır.

Mesela, Amentünün birinci şartı, Allahın varlığına, birliğine inanmaktır. Fakat, Cenâb-ı Hakkın mekândan münezzeh, ya'nî mekânsız olduğunu bilmiyen bir kimse, bugün çok kimsenin yaptığı gibi, Allahü teâlâyı gökte bilip, konuşmalarında, "Sen bu işi, ne kadar gizli yaparsan yap, Allah seni gökte görüyor" derse veya duâ ederken, Allahın gökte olduğunu zannedip, başını kaldırıp gökyüzüne bakarsa, küfre düşmüş, ya'nî dinden çıkmış olur.

Eskiden, Osmanlılar zamanında, hoca efendiler nikâh kıyarken, gençlere önce îmânın şartlarını sorarlardı. Bilmiyorlarsa nikâhı kıymazlardı. Bunları, öğrenin gelin ondan sonra, derlerdi. Çünkü âkıl baliğ olduğu hâlde, bunları bilmiyen kimse, dinden çıkıyor, müslüman olarak kalamıyor.

Âmentünün birinci şartı

Âmentüdeki, Amentü billâhi, demek, Allahü teâlânın varlığına ve birliğine inandım, îmân ettim, demektir.

Allahü teâlâ vardır ve birdir. Ortağı ve benzeri yoktur. Mekândan münezzehtir, ya'nî bir yerde değildir. Ayrıca Allahü teâlânın sıfatlarını da bilmek şarttır. Bu sıfatlar ikiye ayrılır. Sıfat-ı zâtiyye, sıfat-ı sübûtiyye.

Sıfat-ı zâtiyye

1- Kıdem, Allahü teâlânın evveli yoktur.

2- Bekâ, Allahü teâlânın sonu yoktur.

3- Kıyâm bi-nefsihi, Allahü teâlâ, kimseye muhtaç değildir.

4- Muhâlefetün lil-havâdis, Allahü teâlâ kimseye benzemez.

5- Vahdâniyet, Allahü teâlâ birdir ortağı, benzeri yoktur.

6- Vücûd, yâni var olmasıdır.

Sıfat-ı sübûtiyye

1- Hayât, Allahü teâlâ diridir.

2- İlm, Allahü teâlâ herşeyi bilir.

3- Sem, Allahü teâlâ işitir.

4- Basar, Allahü teâlâ görür.

5- İrâde, Allahü teâlâ dileyicidir. Yalnız O'nun dilediği olur.

6- Kudret, Allahü teâlâ herşeye gücü yeter.

7- Kelâm, Allahü teâlâ söyleyicidir.

8- Tekvîn, Allahü teâlâ hâlıktır, yaratıcıdır. Her şeyi yaratan, yoktan var eden O'dur. O'ndan başka yaratıcı yoktur.

Cenâb-ı Haktan başkası için “yarattı” demek küfür olur. Ya'nî mecâz ma'nâda da olsa bu kelime kullanılamaz. İnsan birşey yaratamaz. Bugün maalesef bu kelime çok yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.
 

semih885

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
31 Tem 2009
Mesajlar
101
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Allah razı olsun senden mükemmel yazmışşın
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt