Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Inancimiz mi, Nefsimiz mi? (1 Kullanıcı)

esenbey

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Nis 2009
Mesajlar
2
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
58
Nimetlerin degeri ve kullanimi

İcinde yasadigimiz zaman dilimi teknoloji imkanlarinin bizlere sagladigi nimetlerle hayatimizi daha da kolaylastirdigi gibi maalesef hayatimizdan bir cok güzelligi de koparip almistir.. Ev ici aletlerinin kadinlarimiza sagladigi imkanlardan tutunuzda, ulasim noktasinda eskisine nazaran her an, her nerede bulunursaniz bulunun, ulasilabileceginiz durumda olmak, bu güzelliklerden sadece bir kacidir.

Ancak her seyde oldugu gibi bu güzelliklerde dahi insan hayatini önemli bir boyutda etkileyen ve olumsuzlastiran yönlerde yok degildir. Bugün bilgisayarsiz bir hayat düsünülemiyor. Sirketler, isletmeler, firmalar hatta evlerimize kadar hayatimizin “olmazsa olmaz” bir parcasi haline gelmis durumdadir.

Bilgisayar ve beraberinde gelen uluslararasi bag diyebilecegimiz “Internet” ortaminin hizla gelisimi, neredeyse bütün evlere girmis olmasi, dünyamizi “kücük bir köy” haline getirmekle kalmayip, kültür ve medeniyetini dahi bilmedigimiz, toplum ve insanlari ekran dahilinde dört duvarimiz arasinda misafir! etmeyide ihmal etmemistir.

Bu gelismeler karsisinda hayatini kendisini yaratana karsi kulluk icinde gecirmesi gereken biz muminlerin nasil bir tutum icinde oldugu, bu imkanlarin ve nimetin nasil kullanildigi da ayri bir sorun olarak karsimizda duruyor. Meseleyi genellestirmeden, istisnalar kaideyi bozmaz düsturunu unutmadan, genel bir bakis ile, ne halde oldugumuzu, onlarca örenkler icerisinden birkac örnekle izah etmenin yararli olacagini düsünüyorum

Ürettigimiz gerekcelerimiz..!

Yusüf aleyhisselam gibi büyük bir Peygamberin bile, (Benim nefsim kötü şeyler istemez demiyorum) buyurduğu hakikatini biliyoruz. Bir Peygamberin dilinden bu söz sadir olabiliyorsa, bizlerinde o halde oturup düsünmesi gerekmez mi?

Nefse hakim olmak ve bunun mikdarı herkes için değişir. İnsan bunu kendi bile anlayamaz. Hele iffet ve namus ve toplum icinde kendini cekmek ve sakinmak gibi dersini dinden değil de, yalnız aklından alan kimseye göre, namusun, iffetin, sakinmanin, hayanin ve edebin kıymeti, namuslu tanınmak düşüncesinden ileri gitmez.

Namusun kıymeti ne kadar bilinirse bilinsin ve akıl ve düşünce ne kadar yerinde olursa olsun, insanın yaratılışında bulunan ve herkesi aldatabilen nefis karşısında, akl başarısız kalabilir. Bunun için, daha başlangıçta, nefsi kımıldatmamak ve onu tahrik eden yolları kapamak lazımdır. Madem nefis sözkonusudur, o halde kadin veya erkek icin bunun baslangici, kendisine cazip gelen diger cinste baslar.

Ne kadar masum görünsede kimse kendinden emin olamaz ve “biz yanlis yapmiyoruz” diyemez. Nasil ki kumar ve icki kücük seylerle baslar ise insanin ve özellikle günümüzde cok olagelen Aile yikimlari da masum seylerle baslar. Yine cagimizin en cok endise ile takip edilen iletisim ortamlarindan olan Internet, bu konuda belki en güzel örneklerden biridir. Son yillarda yapilan arastirmalar göstermistir ki, Internet ortaminda Chat denilen karsilikli yazisma imkaninin en cok kullanan cins olarak kadinlar önde gelmektedir. Medyatik bilgilendirmelerin! insanlari ailevi huzur ortamindan, dis dünyaya ceken ve karsi cinse karsi bir heyecan ve merak duyma eylemine sevk eden bu ortam, maalesef bir cok ailenin özellikle yeni evli genclerin her gecen gün artan bosanmalarina sebebiyet vermektedir.

Bu konuda inansin inanmasin, her insan icin gecerli olan bu durum özellikle müslüman kadinlarinda ilgi duyduklari bir ortam haline gelmistir. Masum gibi görünen, sohbet, bilgilenme ve kardeslik duygulari söylemleri ile yapilan bu eylemler aslinda, iyice düsünüldügünde pek de masum olmadiklari görülmektedir. Hatta öyle ki hayat da hic görmedigi, tanimadigi ve kendisine tamamen yabanci olan erkeklerle, “kardesim, abim” gibi masum gerekcelerle sabahlara kadar yazisabilmekte ve buna üstelik dini kilif da uydurabilmektedir.

Bir müslüman kadin nerede bulunursa bulunsun, yani net ortami da olsa, birbirlerini görmüyor olsalar dahi, onlarla ayni mecliste beraber oturmuyoruz gibi bahanelerin arkasina gizlenip yazismasinin sakincali oldugunu bilmeli, en önemlisi de karsisindaki erkegin kendisine yabanci oldugunu bilmesi gerekir. Bu konuda hüküm verecek olan aklimiz degil, Allahdir.

Istisnai halleri disarida tutmakla beraber, mesela, bilgi paylasimi icin kurulan forumlar ve sahifeler ki, buralarda hakikaten karsilikli bilgilendirme ve din adina bir seyler ögrenme gayesi olabilir, sadece bir arada, bir oda da beraberce karsilikli yazismak, sakalasmak, eglenmek adina yapilan yazismalartasvip edilmesi mümkün olmayan olaylardir.

“Kimse birbirini görmüyor, kardesiz, bir aile gibiyiz” gibi masum ifadeler, bizim icin bir gerekce olmamalidir. Bu konuda verilebilecek örnekler cok olmakla beraber, bir gün resulullah huzuruna gelen bir amanin iceri girmesi neticesinde Hz. Aise Validemizi perde arkasina gecmesini söylemesi son derece güzel ve neden byöle olmasi gerektigi konusunda üzerinde düsünülmesi gereken bir örnektir. Hz Aise Validemiz gelenin Âma oldugunu ifade etmesi üzerine Efendimiz (s.a.v) “Sen de Âma degilsin ya” diyerek kendisine mahrem olan bir kimseyle bir arada olmasini, Efendimiz yaninda olmasina ragmen yasaklamistir. Görmeyen bir kimsenin bir arada olmasina cevaz verilse idi herhalde bundan daha iyisi olmazdi. Evet görünmüyor olabilir ancak internet alemini bir meclis kabul edecek olursak, bu alemin bir arada bulunma seklinin de yazisma veya karsilikli konusma hali oldugunu biliyoruz. Ki bu bir beraberliktir.

Kendimizi mi kandiriyoruz..?

Nefislerinin, isteklerine ve lezzetlerine dayanamıyan, iradesi gevşek kimseler, medeniyetin terakkisi, ilericilik gibi yalan isimlerle, vicdanların bu frenini koparmış, kendilerine pek tatlı ve yaldızlı görünen, güya islami kardeslik hayatı kurmuşlardır. Nefslerinin zevkleri peşinde koşanlar, bu hayatı hızla yaymaktadırlar. Bunun ismini de masumane ifadelerle gecistirmekteler.

Her seyi gören ve bilen bir Allaha inandigi halde böylesi pek masum ve günahsiz gibi görünen hususlarda, Peygamberimiz kör olan bir erkege bakmayi hanimlarina yasaklarken “o görmüyorsa da siz onu görüyorsunuz diyerek, aslinda günümüzde masum gibi kabul edilen körlügün dahi mahremiyete engel olmadigini ifade ederken, bugün sosyal hayatimizda ve hele net ortaminda acaba bunu ne ile gecistirecek ve huzurda hesab vereceklerdir.

Kadinin hakki obje olarak kullanilmasi midir ?

Kadınlara hak tanınmasını, onlara hürriyyet verilmesini, kadınlardan daha çok isteyen erkeklere dikkat edilirse, bunlar, güya din kardesligi kisvesi altinda aslinda nefislerini bir kac saatligine de olsa sanal veya sosyal hayatda tatmin etmek durumundalar. Özel hayatlarinda kendi eslerine göstermedikleri yakinlik ve samimiyeti yabanci olan kimselere gösterme ve buna islami kilif bulma da son dönem modalari arasindadir .

Bu zevata, “başka erkeklerin de, kendi kadınlarına, kızlarına ve kızkardeşlerine böyle serbestçe yazabileceklerini” dile getirip, bu durum karsisinda “ne yapardiniz” sorusunu yönelttginizde, sizi ya terbiyesizlikle suclarlar, ya da akillarini dillerine indirerek sert cikislarda bulunurlar. Sagduyu sahibi insanimizin cok az oldugu dönemimizde bir kimsenin cikipda, “ durun arkadaslar, dogru söylüyor” demesi nerede ise hayal olarak kalir. Yahud o zevklerle, lezzetlerle kendilerinden geçerek, bu can sıkıcı zararı unuturlar, veyahud zevklerine, nefislerine karsi, onları feda etmekden de çekinmezler.

Bugün Avrupada, nikahlı, nikahsız kadından ucuz bir şey yokdur. Müslümanlıkdan daha dogrusu onun özünden uzaklaşan kadınlar da, bu hale sürüklenmektedirler. Ve her isin basi oldugu gibi bu islerin basi da, aslinda dinin temelinde olan kendini cekmek, sakinmak, edebli davranis, haya ve yabancilardan hicab etmek gibi hususlarin, basite indirgenip, bunu yapmaya calisanlari, gelenekci, dar kafa vs gibi nitelemelerin oldugudur.
Su soruyu yöneltemiyoruz erkeklere, “yabanci bayanlarla yazistiginiz gibi kendi hanimizin yabanci erkeklerle yazismasini, velev ki tanis olsalar dahi kabullenmekte icinizde en ufak bir sizi duymazmisiniz.?” Ayni husus kadinlar icin de gecerlidir

Net ortaminin tamamen kötü ve bos oldugunu ifade temek degildir niyetimiz. Bizim kabulümüz olan genel bir kaide geregi “Esyanin asli mübahtir”. Onu helal veya haram kilan husus ise onun nasil kullanildigidir. Yine bir kaide geregi “Harama götüren illet de haramdir”. Sayet kullandigimiz esya helal dahi olsa bizi dinin onaylamadigi birtakim eylemlere sevk ediyorsa, bunun kendi kanaatimiz ve düsüncelerimizle gecistirilebilmesi mümkün degildir. Ancak bu herkes böyle yapiyor demek de degildir.

Yazimizdan maksadimiz, meseleyi böyle degerlendirenler icindri. Yoksa elbette bu imkan ve nimeti geregi gibi kullanan insanimiz vardir. Ve bu bir anlamda okumayi sevmeyen bizim gibi toplumlar icin gelisme noktasinda da faideli bir aractir. Bizim niyetimiz her gün sayisi artan sohbet odalarinda vakit gecirmekten, eglenmekten, stres! atmaktan baska bir niyeti bulunmayan ve saatlerini bosuna geciren insanlari dile getirmekten ibaretdir.

Müslüman erkek veya kadin kiskanc olmalidir. Bu Efendimizin tesbitidir. Bir erkek veya kadin esinin bu tür, “bir zaruret” olmadan yazismalarina göz yumabiliyorsa burada durup su sorunun sorulmasi gerekir. Bu hangi dinin emridir?

selam ve hürmetlerimle....
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt