Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İnanç Açılımı Değil, Topyekun Kurtuluş... (1 Kullanıcı)

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
54
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
İnanç Açılımı Değil, Topyekun Kurtuluş...

url





Türkiye halkı emperyalist işgalcilere karşı kurtuluş savaşı verdi ancak bu zaferin üstüne işgalcilerin zihniyetini birebir taşıyan kemalistlerin oturmasıyla zafer hezimete dönüştü ve kurtuluş savaşı yarım kaldı. Kemalistler işgalcilerin halk üzerinde oluşturacağı bütün etkiyi ve baskıyı uyguladılar cumhuriyet tarihi boyunca. İslami hükümler aşağılandı ve yasaklandı, hilafet kaldırılıp müslüman alemi başsız bırakıldı ve sonuçta etkisi halen süren işgaller ve katliamlarla muhatab oldu müslüman coğrafyalar. Adına inkilap denilen şarlatanlıklar sergilendi, bir gecede bir millet cahil bırakıldı harf inkilabı ile , bilim dışlandı ve kemalizmin ideolojik sapkınlıkları halka dikte ettirildi. Ordu ABD nin bir ileri karakolu gibi hareket etmeye başladı. NATO için ölmeye hazır asker yetişdirildi. Dış düşmandan ziyade içte etnik çatışmalarda kullanıldı , müslüman halka yönelik tehdit unsuru olarak kullanıldı. Kışlalara müslümanlar sokulmadı analar kışla kapılarından sokulmazken oğulları ölüme yollandı ve halk açık açık aşağılandı.

Tarifi hiç bir zaman tam olarak yapılamamış ve pratikte her önüne gelenin zulüm aracı haline gelmiş olan ''laiklik'' diye bir olgu icad edildi. Devlet din işlerine karışıp Din'i müslümanları dizginlemek için kullanmaya ve mudahale etmeye kalktı. Diyanet teşkilatı ile yeni kurulan cumhuriyete sadık kemalizm ile karışık bir mutant anlayış oluşturuldu. Tevhidi din ve saf islama sadık müslümanlar marjinal ilan edildi.

Sistem içinde ehlileştirilmiş muhalefet anlayışıyla sözde demokratçılık oyunları oynanarak halkı önüne attıkları kırıntılarla oyaladılar. Ne izzet ne onur kalmadı içte ve dışta samimiyeti olmayan ve artık kimsenin ciddiye almadığı parya bir devletçik oluşturuldu. Halkın isyana meyletmemesi için zaman zaman sistem içinde bir takım muhalefetin öne geçmesine engel olmadılar , AP iktidarı yine halkın yukselen olası isyan hareketini bir anda bastırdı, Mustafa Kemal'in partisinin türkçeleştirdiği ezan tekrar aslına çevrildi ayağa hazır kitleler susduruldu özgürlük kırıntıları ile halk uyutuldu ve rejim için tehlike olan halkın isyan duyguları törpülendi . Ardından AP iktidarına verilen imkanlar cunta tarafından elinden alındı ve ülkenin başbakanı asıldı. Bu aslında apaçık bir mesaj taşıyordu bilenler için. Derinlerde bir yerlerde parya devletçiği yöneten kaynaklarını kurutan görünmeyen ellerin bir mesajıydı. Demokrasi dedikleri şeyin helvadan bir put olduğu istedikleri zaman bu putu yedikleri görülüyordu.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
54
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Gaziantepte , Konyada, İstanbulda bir çok yerde müslümanlara yönelik operasyonlar tutuklamalar baskılar ve inanca yönelik baskılar devam etti. Kuran kursları ''irtica'' çığlıklarıyla düzenin kolluk kuvvetleri tarafından basıldı kurs talebeleri soğuk ve rutubetli nezarethanelerde tutulup fişlendi. Müslümanların Kuran öğrenmesi ''ayıp'' sayıldı aşağılandı. Genelkurmay yeri geldiğinde açıklama yaparak ''irticaya karşı silah kullanma'' yetkisine sahip olduklarını sık sık hatırlattı ve bazı operasyonlarda Müslümanlar katledildi. Bunlardan bir kısmı basına yansırken bazıları kamuoyundan gizlendi.
İslam bütünüyle toplumsal kuralları olan yaşama dair bir rehberdir. Sentez kabul etmez , İslama muhatab bir anlayışın rehberliğinde bir yönetim şeklinin olması müslüman açısından elzemdir. Adına demokrasi denilen ve herkesin farklı yorumladığı sözde akılcı yönetim şeklinin manevi bir dinamiğe dayanmadan iktidarın zihniyetine göre hükümler koyması ve bunun pratiğinin zararları ortadadır. Zaman zaman halkı dizginlemek adına başa geçirilen-geçmesine müsade edilen ve halktan görünen parti-kişi-zihniyetin yarım yamalak demokratik-humanist uygulamalarınında çıkardığı sonuçlar ortadadır. Kafa karışıklığının giderilmesi kemalist ideolojinin akıllarda bıraktığı bilgi ve kavram kirliliğinin giderilmesi şarttır. Müslümanlar açısından kurtuluş ve selahiyetin kemalist cuntanın sözde demokratik yönetim biçimi içine entegre edilmiş özgürlük kırıntıları olamayacağı islamın kurtarıcı reçetesine muhatap bir yönetim şeklinin gerekli olduğu bilincine varılması gerekmektedir. Sistem müslümanları kendi potasında eritmek kafalarını karıştırmak kavram kargaşasına yol açarak asıl hedeften uzaklaştırmak maksatlı olarak muhalefeti bile kontrol altında tutma politikası gütmektedir. Farklı şekilde hareket eden kendi diyalektik tarzını İslama muhatab anlayışla örgüleyen Müslümanlara yönelik muazzam boyutlarda bir dezenformasyon ve baskı sürdürmektedir çoğu zaman halk bu gizli savaştan habersizdir. Sistemin kontrolundeki muhalefetten uzak durulması gerektiği gibi sistemin kontrolundeki bilgi ve haber kaynaklarının kafalarda oluşturabileceği kirlilikten korunmak içinde uzak durmak ve müslümanların kendi muhalefetlerini tavırlarını ortaya koymaları şarttır. Bu sebeble sahte kurtuluş reçeteleri yerine sorunu toptan halledecek İSLAMA MUHATAB ANLAYIŞ ile örgülenmiş fikri yapıları sağlam kendilerini adamış kadrolara ihtiyaç vardır. İslam düşmanı bir cuntanın din üzerindeki tahakkümünün tek nedeninin müslümanları dizginlemek olduğuda asla unutulmamalıdır.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
54
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
İstanbullu Serap, Mardinli Aydın!

1855.jpg

resim_yok.gif



Ateş düştüğü yeri yakmıyor, heyelan engel tanımıyor, volkan şehirleri zaptediyor, deprem var’ı yok’a çeviriyor, sel çer çöpü katıyor önüne…
İçine gireni değil sadece, seyredeni de alıyor bünyesine. Eşya aslına dönüyor, yerküre ‘hiç yaşanmamış’a dönüyor...
‘Zulme rıza zulüm!’ çağın idrakine bir kez daha kazınıyor….
Canlar telef oluyor, ‘Bir senden, bir benden…’ nesilleri yok ediyor…
Bir ölünün cansız bedeni ürperti vermiyor, morlaşan göz kapakları düşündürmüyor, bir daha ‘ses’ vermeyecek olması tedirgin etmiyor…
Morgun sessizliğini yırtan acı çığlıklar birinin kederi, diğerinin neşesi oluveriyor….
Gidenin bir ‘can’ olması geride kalanları birleştirmiyor, ayrılıklar ayyuka çıkıyor, mantık duruyor, şiir susuyor, akıl savuşuyor, şuur sıvışıyor.
Acıdan keyf alan bir güruh, bir kalabalık, bir yığın… inatla kendine ‘millet(!)’ diyor….
‘Kendi düşmanını üret, sakın ha düşmansız kalma! Yoksa adrenalin düşer. Heyecansız sürer mi ömür?’ kampanyasına kendini kaptıransa deli fişek misali dolduruyor, alanları.
………………………….
‘Acıkırlar!’ diye putların önüne tabak tabak yemek taşıyan, heykelin boynuna çelenk asan, başına taç giydiren, omzuna sırma elbiseyi geçiren, gerdanına zinet takan bugünün Nemrut soyluları,
‘Aman kutsallarımıza laf gelmesin!’ titizliğiyle dağ gibi evladını unutup, ‘Ayrılığı ilk çıkaran yerinde yatmayasıca’nın önünde tazimde bulunuyorlar…
Hal böyle olunca da at izi it izine karışıyor, ata et ite ot vermeye kalkıyor, ikisi birden gıdasızlıktan telef olup gidiyor…
‘Benim acım senin acın olmayınca acılar katlanarak çoğalıyor… Bir, beş, on… bedenler can yakıcı bir sızıyla ‘Sonsuz’a gidiyorlar.
………………………………..
Taş atan çocuğa, molotof savuran gence, keleş kullanan orta yaşlıya, teorisyen eski tüfeğe…. ‘elif be’ yi çok gören ’manda kafalı’, derin bir iç geçirmeyle,
Bir kez olsun gerçeği ikrar edip:
‘İşledik bir halt! Özgürlük özgürlük… diye diye gerçek hürriyetin Hakk’a kulluk olduğunu beyinlere nakşedemedik.
Nakşedecek Nakşileri de ‘öcü’lemiştik çünkü, Bölge’de!
Doğru Sözlü Ebubekir’e dayanan Nakşi silsilesi unutuldu, Şırnak’ta. Şimdi onun yerini ate Cheler aldı.
Geylani’nin Kadirileri hatırlanmıyor; Van’da, Tatvan’da... Varsa yoksa Mark, Engels, Lenin, Mao.”
………………………………
“Bitmedi…
Terörün, en geniş anlamda ‘Yaradan’a isyan’ olduğunu ne bilebildik, ne de öğretebildik…
Secdeyi yasaklamak terör, tesettüre set çekmek terör, Nato hesabına Isaf katillerini eğitmek terör…
Sırmalı kırmızı yakasıyla zalime elpençe durup simit çalan çocuğa efelenmek terör…
Havadan para kazanmak terör, umudunu şansa bağlamak terör, daha on dördünde velisinin verdiği kararla kat kat katsayıya uğramak terör, bunun iç hesaplaşmasını ömür boyu yaşatmak terör…
Bir soysuzun eliyle yolu yolsuza düşmek terör, cehennemi yaşarken yaşamak terör, çer çocuğa karışamadan kadınlığın utancını hissetmek terör, çaresizden alınan vergiyle(!) memur, işçi, emekli maaşı ödemek terör….
Trilyonluk iş çıkaran emekçiyi spekülatöre teslim etmek terör, asgari ücrete mahkum etmek terör, bir ‘sınıf’ farkı çıkarmak terör….
Politikayı tekelleştirmek terör, ‘Siyaset halkın olacak!’ söylemini bir kaşık suda boğmak terör, direklere bayrak astırıp meydanlarda slogan attırdığı partizanı ‘çekirge sürüsü’ görmek terör….
Zengine kestiği cezayı tahsil edememek terör, işsiz güçsüz milyonların evine doğalgaz, elektrik, su… faturası göndermek terör….
‘Karşılama ve uğurlama giderleri’ adı altında kalburüstüyle gününü gün etmek terör, ‘Ekabire her şey mübah, varoşların çocuğuna şehre inmek yasak!’ terör….
‘İşin yoksa öl!’ deyip eczanede katkı payı kesmek terör, öğrenim harcını acı acı çıkarmak terör…
Tröste, ‘Nerden buldun?’ yerine ‘İyi ki buldun; ellere var da bize yoh mi?’ terör, seksenbeşlik acuzeyi üç kuruş için banka kapılarına yığmak terör…..”
diyemedik.
……………………….
Engelleri fırsata çevirme günüdür bugün.
Suçun anlamını bilmeden suça kurban giden Serap’la, şiddet sarmalında şiddetin kurbanı olan Aydın’ın akıbeti yaşanmasın bir daha!
Bir uçtan bir uca ışık salsın Anadolu!
Anlasın cümle alem, mücadelenin iki kanadı var:
‘İnsanlar ölsün, kanlar aksın cağıl cağıl!’ diyen iki taraflı habis şovenistle…
‘Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir. Bir insanı kurtaransa bütün insanlığı kurtarmış gibi…!’yi emreden Alemlerin Doktoru’nun Tek Kurtuluş Reçetesi!


Tarık Sezai KARATEPE
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt