Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Imkanim yoktu deme! (1 Kullanıcı)

muhammed25

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Kas 2008
Mesajlar
879
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Imkanim yoktu deme!

İMKÂNIM YOKTU" deme.
Kendine doğruyu söyle.
"Üşendim" de...
"Tembellik ettim" de...
"Canım istemedi" de...
"Yapmak içimden gelmedi" de...
Hiç değilse "yattım" de...
Ne dersen de, ama "imkânım yoktu" deme.
Unutma, iman en büyük imkândır. İmanı olanın imkânı tükenmez. Hatta kimi zaman "imkânım yoktu" demek, "imanım yoktu" demeye bile gelebilir.

Birileri önüne çıkıp şöyle sorabilir: "Falancanın imkânı var, fakat yapmıyor. Neden acaba?"
O zaman diyeceğin bir şey, vereceğin bir cevap yoktur.
İmanın makarrı olan yürek, bitimsiz bir güç merkezidir. Göz ferini, diz dermanını, yumruk fermanını yürekten alır. Tıpkı kaslara komuta eden sinir sistemi gibi...
Başını dik tutan kasların değil, o kasa komuta eden beynindir. Yumruğunu havaya kaldıran pazuların değil, o pazulara komuta eden beynindir.
Gittinse, ayağın değil yüreğin götürdüğü için gittin.
Gitmedinse, yüreğin yetmediği için gitmedin.
Yaptınsa, elin erdiği için değil aklın erdiği için yaptın.
Yapmadınsa, elin ermediği için değil yüreğin yetmediği için yapmadın.
Gördünse gözün olduğu için değil, dahası baktığın için değil, gönlün olduğu için gördün. Eğer gözü olan herkes görseydi, bunca "bakarkör"ün varlığını nasıl ve neyle açıklardık? Eğer göz görmenin yegâne organı olsaydı, gözü olmadığı halde bir çok göz sahibinin göremediği hakikatleri gören kafa gözü kör, kalp gözü açık yiğidi nereye koyardık?
Görmedinse göz olmadığı için değil, hatta "göz bakmadığı" için değil, "gönül akmadığı" için görmedin. Tıpkı yapmadıklarını gönlün olmadığı için yapmadığın gibi. Tarih bir işe baş koyanların, önce o işe gönül koyduklarının şahididir. Unutma ki, baş işe düşmeden iş başa düşmez.
"Yapacaktım ama, kimsem yoktu" deme.
"Kimsesiz" değilsiniz, "kimse, sizsiniz."
Allah(c.c.) var, O yâr. Gerisi olmasa ne çıkar?
Yapacağı işte O'nu hesaba katmayanlar Besmelesizdirler. Besmeleli olanlar, yaptıklarını O'nun sayesinde, O'ndan aldıkları yetki ve güçle, O'nun yardım ve desteğiyle yaptıklarının bilincinde olanlardır.
O, elde var "Bir"dir.
O'nu yanında bilen kimseye muhtaç değildir, O'nsuz olanın kimsesi yoktur.
Görevini yapmak için sağına soluna ve dahi ardına bakanlar, O'nun gözetimi altında olduklarının, O'na karşı sorumlu olduklarının şuurunda olmayanlardır.
"Yürüyeceğim ama, kim gelecek?" deme, sadece yürü.
Yeter ki yürü ve iz bırak. Zamana ve mekâna bir soğuk damga gibi vur ayak izini. Yürüyüşünün tanığı olsun bıraktığın izler. Hiç iz bırakıp da izlenmeyen birini gördün mü? Unutma ki iz bırakanlar mutlaka izlenirler. İzlemeye gönlü olanlar, mutlaka iz ararlar.
Hem, baksana kendine. Sen, senden önce yürüyen birilerinin izini izlemiyor musun? Bunu ancak yolcu olduğunu unutmayanlar, yolculuğu her şeye rağmen sürdürenler bilir.
Zaten yol dediğin, izlerin icmalinden başka nedir ki?
Yolu yol kılan, biraz da senin ve senden önce yürüyenlerin izi değil midir? Zaman ve mekânda var olan tüm yolları, yolcular açmamışlar mıdır? Ve yolun kerameti yolcudan menkul değil midir?
Ve bir de "yapacağım ama, değerinin bilineceğinden umutlu değilim" deme.
Bir kere umut dediğin, imanın öz çocuğudur.
Çocuğuna kıyan, anasını ağlatır.
Umuduna kıyma ki, imanın ağlamasın.
Etrafına bak. Ne kadar umutlu adam varsa, hepsi de bir şeyler yapan, değer üreten, kıymet ortaya koyan kimselerdir. Yani yapanlar umutlu, yatanlar umutsuzdur. Handiyse birinin umuduna bakıp onun yapanlardan mı, yatanlardan mı olduğunu anlayabilirsin.
Hem yatanların umutlu olması hayra alâmet değildir, tabi ki yapanların umutsuz olması da...
Değerini kim mi bilecek?
Bu kaygı sahte değerlere yakışan bir kaygıdır. Sahici değerlere vurulanlar, "Değerim bilinir mi acaba?" diye kaygı duymazlar. Çünkü adı üstünde, değer değerini başkalarının bilmesine borçlu değildir, bu bir.
İkincisi, değer bilenlerin varlığı ve hâlâ bir şeyler yapıyor olmaları, değerin değerini takdir eden birilerinin her zaman mutlaka var olacağının en güzel ispatıdır.

Mustafa İslamoğlu
 

erzsalih

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ocak 2009
Mesajlar
967
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
verdiğin bilgiler için teşekkür ederim Allah senden razı olsun
 

Ayşegül00

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Şub 2009
Mesajlar
1,408
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
33
emeğine sağlık güzel bilgilerdi...
 

Islamasigi

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
16 Tem 2006
Mesajlar
128
Tepki puanı
0
Puanları
0
evet mükemmel bir konu..
teşekkür ederim..
emeğine sağlık...
ey kul etme dünya nazı kıl namazını
sonra kılarız diyenin dün kıldık namazını..
dua ile..
 

Emanet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
3,574
Tepki puanı
34
Puanları
48
Yaş
39
"Yapacaktım ama, kimsem yoktu" deme.
"Kimsesiz" değilsiniz, "kimse, sizsiniz."
Allah(c.c.) var, O yâr. Gerisi olmasa ne çıkar?
Yapacağı işte O'nu hesaba katmayanlar Besmelesizdirler. Besmeleli olanlar, yaptıklarını O'nun sayesinde, O'ndan aldıkları yetki ve güçle, O'nun yardım ve desteğiyle yaptıklarının bilincinde olanlardır.
O, elde var "Bir"dir.
O'nu yanında bilen kimseye muhtaç değildir, O'nsuz olanın kimsesi yoktur.


ALLAH razı olsun kardeşim..
yine mükemmel bir paylaşım olmuş yüreğine sağlık...
selam ve dua ile..
 

muhammed25

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Kas 2008
Mesajlar
879
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Szlerdende ALLAH C.C razı oslun :)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt