Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Îmansız Ölmenin İki Sebebi (1 Kullanıcı)

cigdem

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 May 2006
Mesajlar
548
Tepki puanı
0
Puanları
0
Çok mühim olan uzun bir hadîs-i şerifin meâli şu şekilde:
Abdullah bin Ebî Evfâ (r.a.) anlatıyor:
Resul-i Ekremin (a.s.m.) huzurunda bulunduğumuz bir sırada ona birisi gelerek:
"Yâ Resûlâllah, ölüm döşeğinde yatan bir genç var. Kendisine, 'Lâ ilâhe illâllah, de' dendiği halde (bir türlü) bunu söyleyemiyor" dedi.
Resul-i Ekrem (a.s.m.):
"Namaz kılar mıydı?" diye sordu.
Adam:
"Evet, (kılardı)" dedi.
Bunun üzerine Resul-i Ekrem (a.s.m.) kalktı. Biz de onunla kalktık. Resul-i Ekrem gencin yanına girdi ve ona:
"Lâ ilâhe illâllah' de" buyurdu.
"Söyleyemiyorum."
Resul-i Ekrem (a.s.m.), "Niçin?" diye sorunca, gelen adam:
"Annesine âsi idi" dedi.
Resul-i Ekrem:
"Annesi sağ mı?" diye sordu. Oradakiler:
"Evet sağdır" dediler. Resul-i Ekrem:
"Çağırın gelsin" buyurdu. Onlar da kadını çağırdılar, kadın da geldi. Resul-i Ekrem kadına:
"Bu senin oğlun mudur?" diye sordu.
Kadın:
"Evet" dedi.
Resul-i Ekrem kadına:
"Bak şurada büyük bir ateş (olsa) ve 'Oğluna şefaat edersen onu bu ateşte yakmayız; fakat şefaat etmezsen bu ateşte yakarız' deseler ne yapardın? Şefaat eder miydin?" diye sordu.
Kadın:
"Onun şefaatçisi ben olurdum" dedi. Resul-i Ekrem:
"O halde ondan râzı olduğuna, Allah-u Teâlâyı ve beni şâhit göster" buyurdu. Kadın:
"Allah'ım! Seni ve Resul-i Ekremi şâhit tutuyorum. Oğlumdan râzı oldum (hakkımı ona helâl ettim)" dedi.
Bunun üzerine Resul-i Ekrem (a.s.m.) hasta gence:

"'Lâ ilâhe illâllahu vahdehû lâ şerikeleh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Resulüh' de" diye buyurdu. Hasta hemen şehâdet getirdi. Bunun üzerine Resul-i Ekrem (a.s.m.):

"Allah'a hamdolsun ki, benim vasıtam ile bu (genci) Cehennem ateşinden kurtardı" dedi. (Hadisi Taberânî ve özet olarak Ahmed bin Hanbel rivâyet etmiştir.)

İşte bu müthiş hadîs, insanın en büyük dâvâsı olan "îmanla kabre girmek" hususunda çok mühim bir ikaz niteliğinde.

Birincisi, namaz kılmamak îmansız kabre girmeye sebep olabilir.

İkincisi, anne-babanın rızâsını almamak, büyük dâvâyı kaybettirebilir.

Bu gerçeğin bizleri tir tir titretmesi lâzım. Elbette her namaz kılmayan ve ebeveynine isyan eden kişinin mutlaka îmansız gideceğini söyleyemeyiz. Ama burası korkunç bir risk sınırıdır. Tıpkı bu hadiste olduğu gibi, Allah bir vesile yaratıp, bizi kurtarırsa o başka...

Demek, bir ömür boyu mü'min olsanız, belki İslâm için çırpınıyor görünseniz, bu iki konuda hassasiyet olmazsa vay hâlimize...

Bu konunun önemine binâen önce namaz üzerinde duralım.

Beş vakit namazını eksiksiz kılan genç kardeşlerimizi tebrik eder, ibâdette dâim olmalarını temenni ederiz.

Biz namazını kılamayan genç kardeşlerimizi muhatap alarak, namazın ehemmiyetini anlatan birkaç noktaya temas etmek istiyoruz.

Maksadımız genç kardeşlerimizi suçlamak değil. Çünkü Allah'a giden yolda ne amansız düşmanların, ne aşılması zor engellerin ve engebelerin, ne yırtıcı çakılların ve dikenlerin olduğunu biliyorum.

Ezân-ı Muhammedî (a.s.m.) okunurken kalbinizin derinliklerinden gelen bir sesin, "Haydi abdestini al ve câmiye koş" dediğini, buna karşılık nefis ve şeytanın, kötü arkadaş ve çevrenin, bir kısım zararlı medya araçlarının, "Amaan, boş ver. Daha gençsin, yaşlanınca kılarsın" dediğine inanıyorum. Nefis ve hevânın en olmaz işleri ezan okunurken önünüze yığdığını, en akla gelmez düşünceleri namaz vaktinde üflediğini çok iyi biliyorum.

Bu yüzden namaz kılmayan genç kardeşlerimize anlayışla yaklaşıyorum. Ancak namazdan uzak olmayı, hoşgörüyle karşılayamıyor, uyarmadan edemiyorum.

Beş vakit namazını kılamayan kardeşlerimiz, hiç değilse Cuma veya Bayram namazlarını kılıyorlardır.

O halde öncelikle bizi namazdan alıkoyan nefsimize şunu sormalıyız:
"Biz niçin diğer namazlarımızı kılıyoruz?"
Yüce Rabbimiz emrettiği için değil mi?
Kur'an'da buyurduğu için değil mi?
Resûlüllah (a.s.m.) ümmetini Cuma'ya teşvik ettiği için değil mi?
Başka hangi gayeyle bu ibâdeti yapabiliriz?
Allah sevgisi ve korkusu, Peygamberimizin uyarıları ve şefaati, bizi Cuma namazına sevk etmiyor mu?
Cennet arzusu ve Cehennem korkusu bizi hiç değilse Cuma namazını kılmaya teşvik etmiyor mu?
İşte bizi diğer namazlara sevk eden hangi sebepler ise, aynı sebepler beş vakit namaz kılmaya da teşvik etmelidir. Çünkü, aynı gerekçeler beş vakit namazda da mevcuttur.
Sözgelişi sormalıyız kendimize:
"Biz niçin namaz kılmalıyız?"
Yüce Rabbimiz emrettiği için.
Kur'an'da buyurduğu için.
Resûlüllah (a.s.m.) ümmetine namaz kılmayı emir ve teşvik ettiği için.
Allah sevgisi ve korkusu, Peygamberimizin uyarıları ve şefaati, bizi namaza sevk etmeli değil mi?
Çünkü, namaz kılmayınca da mânevî bir elem ve azap, kılınca sonsuz bir saâdet ve sevinç hissediyoruz.
Cennet arzusu ve Cehennem korkusu bizi Cuma ve bayram namazlarına teşvik ettiği gibi, beş vakit namaza da teşvik etmeli.
Şunu kesinlikle söyleyebiliriz ki, Rabbimizin namaz kadar ehemmiyet verdiği, ısrarla üzerinde durduğu, şiddetle emrettiği başka bir ibâdet yoktur.
O kadar ki, Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerimin tam 70 yerinde namaz kılmamız emredilmektedir. Kur'an'ın bu kadar çok emrettiği ikinci bir ibâdet yoktur.
Meselâ, Bakara Sûresinin 3. âyetinde, "namazı dosdoğru kılmak", takvâ sahibi mü'minlerin özellikleri arasında sayılmış, yine bu sûrenin 43. âyetinde "Namazı dosdoğru kılın", 45. ve 153. âyetlerinde "Sabır ve namazla Allah'tan yardım isteyin" buyrulmuştur.
Kimdir bu emirleri veren?
Her şeyi yaratan, her şeyin varlığını kudret elinde tutan, her şeyi idâre eden Allah'tır.
En basit bir âmirin emri karşısında hemen boyun eğen biz insanlar, Kâinâtın Yaratıcısının bunca emir ve ısrarı karşısında tir tir titrememiz gerekmez mi?
 

baxter78

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Ağu 2006
Mesajlar
9
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Îmansız Ölmenin İki Sebebi

Yüce Rabbim bizlerin miracı olan namazdan uzaklaştırmasın bizi inşallah... hepimize hidayet nasip eylesin. uyarılarınız için Allah razı olsun. emeğinize sağlık
 

cigdem

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 May 2006
Mesajlar
548
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Îmansız Ölmenin İki Sebebi

RABBİM NAMAZLARINI DOSDOĞRU KILANLARDAN EYLESİN.SİZDEN DE ALLAH RAZI OLSUN.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt