El-Endulusi
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 8 Nis 2012
- Mesajlar
- 376
- Tepki puanı
- 1
- Puanları
- 0
- Yaş
- 13
Selamun Aleykum,
Islam tarihini boyunca bazi dusunurler, bazi sofiler veya alimler bu iman ile ilgi 2 varlik konusunda ihtilafa dusmus yada birini kabul edip digerini red etmistir. Bu konuda en orta yol Ehli Sunnet Vel Cemaatin gorusudur.
Ehli Sunnete gore; Iman icin bir insanda ilk olmasi gereken akildir. Zira din akil sahiplerine gelmistir. Akli olmayanin ve akil yurutemeyen veya akil sagligi yerinde olmayanlar Ehli Sunnete gore dini hukumlerden sorumlu degildir. Akil ile ilgili Kurani Kerimde onlarca ayet vardir. Buraya hepsini yazma geregi duymadik.
Ne dedik? Din akil sahiplerine geldi. Ehli Sunnete gore; Bir kisi ilk once Peygamber a.s tarafindan bildirilen (gunumuze gore Hz.Rasulullah s.a.v tarafindan bildirilmis) ilahi hukumleri akil yoluyla idrak yoluna gider. Bu imanin ilk basamagidir. Yani kisi aklini kullanarak ilahi hukumleri anlama yolundadir. Ehli Sunnet alimlerinin akil ile verdigi degerli bilgiler vardir.
Imam Maturidi Rahimehullah Kitabut Tevhid isimli eserinde Islami hukumlerin anlasilmasinda 2 yol vardir bu nakil ve akildir demistir.
Dedigimiz gibi imanin ilk basamagi akil ile idrak dedik buna Ehli Sunnet Taklidi Iman der. Yani Ana, babadan, hocadan, cevreden yada internet ve yayin organlari kitaplardan duyduğu ve öğrendiği şekilde, mes'ele üzerinde hiçbir akıl yürütmeden (yani tastik etmeden) îman esaslarına bağlanmak demektir Taklidî îman, inanç esaslarına, şuuruna ve teferruatına vâkıf olarak bir inanma olmadığı için, bilhâssa bu zamanda bâzı şüphe ve vesveselere mâruz kalabilir ve sarsılıp yıkılma tehlikesi geçirebilir. Yani imanin ilk basamaginda olan musluman din ile ilgili cevresindeki olusan olaylardan, soylenen sozlerden cabucak etkilenir ve supheye duser.
Bu kisi dini akil ile anlamaya calisitigi icin aklina ters gelen bir mevzuda bu onu supheye dusurur. Akil bir kisi icin seriati anlamak icin vardir. Yoksa Seriat akil icin yoktur.(yani manasi tastik olmaksizin)
Belirtildigi uzere Din akil sahiplerine gelmis ve ilk basamak olarak kisi akil ile idark etmistir. Simdi Imanda ikinci basamaga gecilir bu kamil bir musluman profildir. Dini hukmun akil ile idrak edip kalb ile tastigi safhasidir. Bu imanin ikinci basamigidir. Ehli Sunnete gore buna Tahkikî îman denir.
Yani İmâna âit bütün mes'eleleri delilleriyle, tafsilâtlı ve teferruatlı bir surette bilmek, kalb ile tasdik etmek, tereddütsüz inanmaktır Böyle bir îman şüphe ve vesveseler karşısında sarsılıp yıkılmaktan kendini koruyabilir. Zira kisi akil ile idrak ettigine artik kalb ile tastik etmis ve artik kamil bir musluman olmustur. Bu kisi cevresinden gelicek her turlu vesveseye karsi Kalbiyle tastik ettigi imani sayesinde deger vermez.
Fetih Suresinde Rab bimiz "İmanlarını bir kat daha arttırsınlar diye müminlerin kalplerine güven indiren O'dur Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır Allah bilendir, her şeyi hikmetle yapandır" buyurmustur 4.ayet.
Bilinmelidir ki Kalb'den tastik olmayan bir iman, iman degildir. Zira Asri Saadet devrinde munafiklar dilleri ile muslumaniz dedikleri halde kalblerinde kufur tasiyordu. Bir musluman sadece imanin ilk mertebesine sahipolup diliyle muslumanim derse bu gizli munafik alametidir. Zira tastik merci ile Kalb, imani tastik etmemistir.
Cesitli sapik firkalar sadece dil ile ikrarin yeterli oldugunu savunmustur fakat Ehli Sunnete gore iman; dil ile (akil ile idrak) ikrar kalb ile tastiktir. Kalb ile tastiksiz bir iman, munafiklarin imanina benzer. Mutlaka Kalb ile temiz niyetle tastik etmek zorundadir.
ikinci basamak olan tahkiki iman ise kendi arasinda 3 kisimdan olusur. Bu ilmen yakin, aynel yakin ve hakkal yakin mertebeleridir.
İlme'l-yakîn mertebesi: İmânî mes'eleleri ilmen, tam teferruat ve tafsilâtıyla, delilleriyle bilmek ve inanmaktır..Bu bildigine inanmak mertebesidir. Yani basit anlatim ile cesitli kitaplardan okuduklarini bilip inanmaktir.
Tahkiki Imanin ikinci mertebesi; Ayne'l-yakîn mertebesidir. Yani, İmanî meseleleri gözle görmüş, doğruluklarını bizzat müşahede etmiş gibi bilmis ve inanmistir. Gözle görmekle ilmen bilmek (yani ilk basamak) , insana kanaat vermesi bakımından çok farklıdır İnsan bir şeyi tereddütsüz, kesin olarak bilebilir, ama bir insan bunu gözleriyle görünce kanâatı kat kat artar. Amerika'nın varlığını ilmen bilmekle, bizzat görmek gibi. İşte îmanın ayne'l-yakîn mertebesi de, îman esaslarına gözle görmüş katiyetinde inanma hâlidir.
Tahkiki Imanin ucuncu mertebesi Hakkal yakîn mertebesidir. İmanî mes'eleleri görmekten ayrı, bizzat yaşayarak, içine girerek kabûl ve idrâk etmek demektir. İmanın bu üç mertebesini îzah bakımından şöyle bir misal verilmektedir; Bir yerden duman yükseldiğini uzaktan görmekle insan bilir ki, o yerde ateş yanmaktadır Dumanı görmek suretiyle ateşin varlığını bilmek, ilme'l-yakîn inanmaktır. Sonra, duman çıkan yere gidip ateşi gözümüzle gördüğümüzü farzetsek, bu da ateşin varlığına ayne'l-yakîn inanmaktır. Bir de ateşin bizzat yakınına gidip sıcaklığını hissetmek, elimizi aleve doğru tutup yakıcılığını duymak suretiyle ateşin varlığını bilmek vardır ki, buna da hakka'l-yakîn inanma denilir.
Bu mertebeler akaid ilminde (Tevhid basamaklarinda) ileri derecede makam sahipleri icindir.
imam Buhari'nin Rahimehullah Ilim bahsinde Ebu Hureyre r.a. su sozu manidardir.
"Ben, Rasulullah EFendimizden (s.a.v) iki kap ilim aldim. Bunlardan birini size dagittim.(Seriat yani seri ilimler) Digerine gelince onu size acacak olsam su bogazim kesilir."
Diger ilim dedigi Tevhid makamlari, haller olsa gerektir (batini ilimler). Tabi bu ilimleri ogrenmek bize farz degildir. Ehli olan zaten ogrenmis yada ogreniyordur. Bir musluman icin gerekli olan seriati tasik edip yasamaktir.
Bir musluman icin olmazsa olmaz olan sey Islam Dinini akil ile idrak edip Kalb ile tastik etmektir. Bu Ehli Sunnet gorusudur. Buda diger sapik firka ve goruslere gore Ehli Sunnetin hakliligini oratay koyar zira Ehli Sunnet orta bir yol (hak olan) cizer.
Hicbir Ehli Sunnet Seriatdan akil yada kalbi cikaramaz. Seriat akil ile idrak kalb ile tastiktir..
Eyvallah,
Islam tarihini boyunca bazi dusunurler, bazi sofiler veya alimler bu iman ile ilgi 2 varlik konusunda ihtilafa dusmus yada birini kabul edip digerini red etmistir. Bu konuda en orta yol Ehli Sunnet Vel Cemaatin gorusudur.
Ehli Sunnete gore; Iman icin bir insanda ilk olmasi gereken akildir. Zira din akil sahiplerine gelmistir. Akli olmayanin ve akil yurutemeyen veya akil sagligi yerinde olmayanlar Ehli Sunnete gore dini hukumlerden sorumlu degildir. Akil ile ilgili Kurani Kerimde onlarca ayet vardir. Buraya hepsini yazma geregi duymadik.
Ne dedik? Din akil sahiplerine geldi. Ehli Sunnete gore; Bir kisi ilk once Peygamber a.s tarafindan bildirilen (gunumuze gore Hz.Rasulullah s.a.v tarafindan bildirilmis) ilahi hukumleri akil yoluyla idrak yoluna gider. Bu imanin ilk basamagidir. Yani kisi aklini kullanarak ilahi hukumleri anlama yolundadir. Ehli Sunnet alimlerinin akil ile verdigi degerli bilgiler vardir.
Imam Maturidi Rahimehullah Kitabut Tevhid isimli eserinde Islami hukumlerin anlasilmasinda 2 yol vardir bu nakil ve akildir demistir.
Dedigimiz gibi imanin ilk basamagi akil ile idrak dedik buna Ehli Sunnet Taklidi Iman der. Yani Ana, babadan, hocadan, cevreden yada internet ve yayin organlari kitaplardan duyduğu ve öğrendiği şekilde, mes'ele üzerinde hiçbir akıl yürütmeden (yani tastik etmeden) îman esaslarına bağlanmak demektir Taklidî îman, inanç esaslarına, şuuruna ve teferruatına vâkıf olarak bir inanma olmadığı için, bilhâssa bu zamanda bâzı şüphe ve vesveselere mâruz kalabilir ve sarsılıp yıkılma tehlikesi geçirebilir. Yani imanin ilk basamaginda olan musluman din ile ilgili cevresindeki olusan olaylardan, soylenen sozlerden cabucak etkilenir ve supheye duser.
Bu kisi dini akil ile anlamaya calisitigi icin aklina ters gelen bir mevzuda bu onu supheye dusurur. Akil bir kisi icin seriati anlamak icin vardir. Yoksa Seriat akil icin yoktur.(yani manasi tastik olmaksizin)
Belirtildigi uzere Din akil sahiplerine gelmis ve ilk basamak olarak kisi akil ile idark etmistir. Simdi Imanda ikinci basamaga gecilir bu kamil bir musluman profildir. Dini hukmun akil ile idrak edip kalb ile tastigi safhasidir. Bu imanin ikinci basamigidir. Ehli Sunnete gore buna Tahkikî îman denir.
Yani İmâna âit bütün mes'eleleri delilleriyle, tafsilâtlı ve teferruatlı bir surette bilmek, kalb ile tasdik etmek, tereddütsüz inanmaktır Böyle bir îman şüphe ve vesveseler karşısında sarsılıp yıkılmaktan kendini koruyabilir. Zira kisi akil ile idrak ettigine artik kalb ile tastik etmis ve artik kamil bir musluman olmustur. Bu kisi cevresinden gelicek her turlu vesveseye karsi Kalbiyle tastik ettigi imani sayesinde deger vermez.
Fetih Suresinde Rab bimiz "İmanlarını bir kat daha arttırsınlar diye müminlerin kalplerine güven indiren O'dur Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır Allah bilendir, her şeyi hikmetle yapandır" buyurmustur 4.ayet.
Bilinmelidir ki Kalb'den tastik olmayan bir iman, iman degildir. Zira Asri Saadet devrinde munafiklar dilleri ile muslumaniz dedikleri halde kalblerinde kufur tasiyordu. Bir musluman sadece imanin ilk mertebesine sahipolup diliyle muslumanim derse bu gizli munafik alametidir. Zira tastik merci ile Kalb, imani tastik etmemistir.
Cesitli sapik firkalar sadece dil ile ikrarin yeterli oldugunu savunmustur fakat Ehli Sunnete gore iman; dil ile (akil ile idrak) ikrar kalb ile tastiktir. Kalb ile tastiksiz bir iman, munafiklarin imanina benzer. Mutlaka Kalb ile temiz niyetle tastik etmek zorundadir.
ikinci basamak olan tahkiki iman ise kendi arasinda 3 kisimdan olusur. Bu ilmen yakin, aynel yakin ve hakkal yakin mertebeleridir.
İlme'l-yakîn mertebesi: İmânî mes'eleleri ilmen, tam teferruat ve tafsilâtıyla, delilleriyle bilmek ve inanmaktır..Bu bildigine inanmak mertebesidir. Yani basit anlatim ile cesitli kitaplardan okuduklarini bilip inanmaktir.
Tahkiki Imanin ikinci mertebesi; Ayne'l-yakîn mertebesidir. Yani, İmanî meseleleri gözle görmüş, doğruluklarını bizzat müşahede etmiş gibi bilmis ve inanmistir. Gözle görmekle ilmen bilmek (yani ilk basamak) , insana kanaat vermesi bakımından çok farklıdır İnsan bir şeyi tereddütsüz, kesin olarak bilebilir, ama bir insan bunu gözleriyle görünce kanâatı kat kat artar. Amerika'nın varlığını ilmen bilmekle, bizzat görmek gibi. İşte îmanın ayne'l-yakîn mertebesi de, îman esaslarına gözle görmüş katiyetinde inanma hâlidir.
Tahkiki Imanin ucuncu mertebesi Hakkal yakîn mertebesidir. İmanî mes'eleleri görmekten ayrı, bizzat yaşayarak, içine girerek kabûl ve idrâk etmek demektir. İmanın bu üç mertebesini îzah bakımından şöyle bir misal verilmektedir; Bir yerden duman yükseldiğini uzaktan görmekle insan bilir ki, o yerde ateş yanmaktadır Dumanı görmek suretiyle ateşin varlığını bilmek, ilme'l-yakîn inanmaktır. Sonra, duman çıkan yere gidip ateşi gözümüzle gördüğümüzü farzetsek, bu da ateşin varlığına ayne'l-yakîn inanmaktır. Bir de ateşin bizzat yakınına gidip sıcaklığını hissetmek, elimizi aleve doğru tutup yakıcılığını duymak suretiyle ateşin varlığını bilmek vardır ki, buna da hakka'l-yakîn inanma denilir.
Bu mertebeler akaid ilminde (Tevhid basamaklarinda) ileri derecede makam sahipleri icindir.
imam Buhari'nin Rahimehullah Ilim bahsinde Ebu Hureyre r.a. su sozu manidardir.
"Ben, Rasulullah EFendimizden (s.a.v) iki kap ilim aldim. Bunlardan birini size dagittim.(Seriat yani seri ilimler) Digerine gelince onu size acacak olsam su bogazim kesilir."
Diger ilim dedigi Tevhid makamlari, haller olsa gerektir (batini ilimler). Tabi bu ilimleri ogrenmek bize farz degildir. Ehli olan zaten ogrenmis yada ogreniyordur. Bir musluman icin gerekli olan seriati tasik edip yasamaktir.
Bir musluman icin olmazsa olmaz olan sey Islam Dinini akil ile idrak edip Kalb ile tastik etmektir. Bu Ehli Sunnet gorusudur. Buda diger sapik firka ve goruslere gore Ehli Sunnetin hakliligini oratay koyar zira Ehli Sunnet orta bir yol (hak olan) cizer.
Hicbir Ehli Sunnet Seriatdan akil yada kalbi cikaramaz. Seriat akil ile idrak kalb ile tastiktir..
Eyvallah,