Bağdat'ta Rum diyarından dehri gelip insanların inançlarını sarmak için ilim adamları ile münazaralara girişiyormuş. Bütün Bağdat alimleri bu dehri karşısında aciz kalıp sorulara cevap veremiyorlarmış. Yanlız bu dehrinin karşısına çıkmayan İmam Hammad kalmış. İmam Hammad iseben de gidip münazarada cevap veremeyip aciz kalırsam cahiller arasında İslam inancı manen sarsılır korkusuyla münazara etmekten çekiniyordu. (İmam Hammad İmam-ı Azam Hazretlerinin hocasıdır.) İmam-ı Azam Hazretleri o zaman 13 yaşında bulunuyordu. Hocası Hammad ile birlikte camiye gittiler. O sırada dehri gelip minbere çıktı ve münazaraya başlayarak, karşısına çıkacak birini istedi. Bunun üzerine İmam-ı Azam karşısına dikildi. Dehri yaşının küçüklüğüne bakarak onu küçümsedi. İmam-ı Azam " Ne sormak istiyorsan sor" dedi. Bunun üzerine dehri:
_Başlangıcı ve sonu olmayan bir varlığın bulunması mümkün müdür? dedi. İmam-ı Azam tereddütsüz cevabında:
_Sen sayı bilir misin? dedi. Dehri de:
_Evet bilirim, dedi. İmam-ı Azam:
_Beş rakamını hangi rakam yarattı?
_Dört.
_Dört rakamını?
_Üç.
_Üç rakamını?
_İki.
_İki rakamını?
_Bir.
_Bir rakamını?
_.....................
_Niçin sustun?.. Söylesene bir rakamını hangi rakam yarattı?
_Bir rakamı evvelidir, ondan önce rakam yoktur.
_Peki bir nasıl oluştu?
_Ne bileyim. Bir , birdir işte. Kendi kendince bir.
_Basit bir rakamın kendi kendine birliğini kabul ediyorsun da.. Allah'tan önce bir varlık olmadığını ve varlıkların evvelinin Allah olduğunu niçin kabul etmiyorsun?...
_.............
Dehri ikinci sorusunu sormaya devam etti.
_Allah ne tarafa yönelmiştir? Bu soruy karşılık İmam-ı Azam:
_Bir mum yakınca onun ışığı ne tarafa yönelir? dedi.
Dehri:
_Her tarafa yayılır. Cevabını verdi. Buna karşılık İmam-ı Azam:
_Mecazi bir mum ışığı her tarafı kaplar da göklerin ve yerin nuru olan Allah Teala her tarafı kaplamaz mı? Bunun doğruluğu güneşten daha açıktır, dedi.
Dehri üçüncü sorusunu şöyle sordu: Var olan her şeyin bir mekana ihtiyacı vardır. Buna göre Allah nerededir? Bunun üzerine İmam Azam bir kase içinde süt getirerek:
_Bu sütün içinde yağ var mıdır? dedi. Dehri:
_Evet vardır. Cevabını verince İmam Azam:
_Yağ bu sütün neresindedir? diye sordu. Dehri:
_Süt içinde belli bir yeri yoktur. Sütün her tarafında yağ vardır, dedi. Dehri'nin bu cevabı karşısında İmam Azam:
_Fani ve zail (yok olucu) olan bir varlığın belli bir mekanı olmuyor da, Allah Teala için nasıl bir mekan tasavvur edebilirsiniz? Allah Teala vardır ve O'nun varlığı her yeri kaplamıştır, dedi.
Bundan sonra Dehri dördüncü sorusunu şöyle sordu:
_Rabbin şimdi ne işle meşkuldür? İmam Azam:
_Sen bir kaç soru sordun, ben ise cevap verdim. Soru soranın yüksekte, cevap verenin aşağıda olması yakışmaz. Sen inde minbere ben çıkayım, dedi. Bu söz üzerine Dehri minberden aşağıya inip yerine İmam Azam minbere çıktı ve:
_Benim Rabbim, senin gibi bir kafiri minber üzerinde layık görmeyip aşağıya indirmekte ve benim gibi bir müslümanı minber üstüne çıkartmaktadır, vecabını verince Dehri cevap veremez duruma geldi ve pes etti.
_Başlangıcı ve sonu olmayan bir varlığın bulunması mümkün müdür? dedi. İmam-ı Azam tereddütsüz cevabında:
_Sen sayı bilir misin? dedi. Dehri de:
_Evet bilirim, dedi. İmam-ı Azam:
_Beş rakamını hangi rakam yarattı?
_Dört.
_Dört rakamını?
_Üç.
_Üç rakamını?
_İki.
_İki rakamını?
_Bir.
_Bir rakamını?
_.....................
_Niçin sustun?.. Söylesene bir rakamını hangi rakam yarattı?
_Bir rakamı evvelidir, ondan önce rakam yoktur.
_Peki bir nasıl oluştu?
_Ne bileyim. Bir , birdir işte. Kendi kendince bir.
_Basit bir rakamın kendi kendine birliğini kabul ediyorsun da.. Allah'tan önce bir varlık olmadığını ve varlıkların evvelinin Allah olduğunu niçin kabul etmiyorsun?...
_.............
Dehri ikinci sorusunu sormaya devam etti.
_Allah ne tarafa yönelmiştir? Bu soruy karşılık İmam-ı Azam:
_Bir mum yakınca onun ışığı ne tarafa yönelir? dedi.
Dehri:
_Her tarafa yayılır. Cevabını verdi. Buna karşılık İmam-ı Azam:
_Mecazi bir mum ışığı her tarafı kaplar da göklerin ve yerin nuru olan Allah Teala her tarafı kaplamaz mı? Bunun doğruluğu güneşten daha açıktır, dedi.
Dehri üçüncü sorusunu şöyle sordu: Var olan her şeyin bir mekana ihtiyacı vardır. Buna göre Allah nerededir? Bunun üzerine İmam Azam bir kase içinde süt getirerek:
_Bu sütün içinde yağ var mıdır? dedi. Dehri:
_Evet vardır. Cevabını verince İmam Azam:
_Yağ bu sütün neresindedir? diye sordu. Dehri:
_Süt içinde belli bir yeri yoktur. Sütün her tarafında yağ vardır, dedi. Dehri'nin bu cevabı karşısında İmam Azam:
_Fani ve zail (yok olucu) olan bir varlığın belli bir mekanı olmuyor da, Allah Teala için nasıl bir mekan tasavvur edebilirsiniz? Allah Teala vardır ve O'nun varlığı her yeri kaplamıştır, dedi.
Bundan sonra Dehri dördüncü sorusunu şöyle sordu:
_Rabbin şimdi ne işle meşkuldür? İmam Azam:
_Sen bir kaç soru sordun, ben ise cevap verdim. Soru soranın yüksekte, cevap verenin aşağıda olması yakışmaz. Sen inde minbere ben çıkayım, dedi. Bu söz üzerine Dehri minberden aşağıya inip yerine İmam Azam minbere çıktı ve:
_Benim Rabbim, senin gibi bir kafiri minber üzerinde layık görmeyip aşağıya indirmekte ve benim gibi bir müslümanı minber üstüne çıkartmaktadır, vecabını verince Dehri cevap veremez duruma geldi ve pes etti.