EHL-İ BEYT
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 21 Mar 2009
- Mesajlar
- 731
- Tepki puanı
- 1
- Puanları
- 0
- Yaş
- 46
1- Memun Ve Hırsız
Muhammed b. Sinan şöyle naklediyor:
Horasan’da mevlam Hz. Rıza (a.s)’ın yanında idim.
Memun o zamanları genellikle İmam Rıza (a.s)’ı sağ tarafında oturtuyordu.
Memun’a bir adamın hırsızlık yaptığını bildirdiler.
Memun o adamın ihzar edilmesini emretti.
Hazır olduğunda Memun, alnındaki secde izinden dolayı onu zahitler kıyafetinde gördü.
Bundan dolayı hırsıza:
“Öf bu güzel ize ve bu çirkin işe!
Acaba (alnındaki) gördüğüm bu güzel eser ve zahitlik simasıyla mı seni hırsızlık yamakla suçluyorlar?”
Sofu adam- “Ben bu işi (hırsızlığı) çaresiz olduğumdan dolayı yaptım.
Çünkü sen, humus ve ganimetlerden benim payımı vermekten çekinmişsin!”
Memun- “Senin humus ve ganimetlerde ne hakkın vardır?”
Sofu- “Allah-u Teala humusu beş yere taksim edip şöyle buyurmuştur:
“Biliniz ki elde ettiğiniz ganimetin humusu (beşte biri) Allah’ın, Resulün, zevil kurbanın (Peygamber’in akrabalarının), yetimlerin, yoksulların ve yolcunundur.”
(Enfal/41)
Yine ganimeti de altı yere bölüp şöyle buyurmuştur:
“Allah’ın o (fethedilen) şehir halkından peygamberine verdiği fey (mal, servet, toprak vb.),
Allah’a, Peygamber’e, yakın akrabalığı olanlara (Ehl-i Beyt’e), yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara aittir?
Öyle ki (bu mal ve servet) sizden zengin olanlar arasında dönüp-dolaşan bir devlet olmasın.”
(Haşr/7)
Bu ayetlerin gereğince, ben yolcu ve yoksul olduğuma göre sen beni hakkımdan mahrum bırakmışsın.”
Memun- “Acaba ben, senin bu sözlerinle Allah’ın hüküm ve cezalarından birini terk mi edeyim?”
Sofu- “İlk önce kendini arındır, daha sonra başkalarını arındırmaya çalış! İlk önce Allah’ın haddini (cezasını) kendine uygula, daha sonra başkalarına uygula!”
Memun artık cevap veremedi,
İmam Rıza’ya dönerek: “Bu konuda senin görüşün nedir?” dedi.
İmam Rıza (a.s)- “Bu adamın maksadı şudur ki, sen hırsızlık yaptığın için o da hırsızlık yapmıştır!”
Memun bu sözden öfkelenip hırsızlık yapan adama dönerek şöyle dedi:
“Allah’a ant olsun ki senin elini kestireceğim.”
Sofu- “Acaba sen mi benim elimi kestiriyorsun, oysaki sen benim kölemsin?!”
Memun- “Yazıklar olsun sana, ben nasıl senin kölen oldum?!”
Sofu- “Senin annen Müslümanların malıyla alındığından dolayı seni azat etmedikleri serece bütün Müslümanların kölesisin; ben de seni azat etmemişim.
Üstelik sen humusu da yutmuşsun!
Binaen aleyh ne Resulullah’ın Ehl-i Beyt’inin hakkını eda etmişsin, ne de benim ve benim gibi olanların hakkını vermişsin.
Bir de kirli (suçlu) birisi, kendisi gibi çirkefli birisini temizleyemez;
temiz bir kimsenin bulaşık bir şeyi temizlemesi gerekir.
Hadde (şer’i cezaya) layık olan birisi kendisinden başlamadan önce başka birisine had uygulayamaz!
Allah Teala’nın şöyle buyurduğunu duymamış mısın?:
“Siz insanlara iyiliği emrediyorken kendinizi mi unutuyorsunuz?
Oysa siz Allah’ın kitabını okumaktasınız.
Yine de akıllanmayacak mısınız?”
(Bakara/44)
Bu esnada Memun İmam (a.s)’a yönelerek: “Bu şahıs hakkında görüşün nedir?” diye sordu.
İmam Rıza (a.s) cevaben şöyle buyurdular:
Allah Teala, Hz. Muhammed (s.a.a)’e şöyle buyurmuştur:
“Allah Teala’nın kullara verdiği bir hüccet-i baliğası (üstün ve apaçık delili) vardır.
Hüccet-i baliğa öyle bir hüccettir ki, cahil bir şahısa yetiştiğinde alim bir şahıs gibi onu anlar, dünya ve ahiret hüccetle ayakta durmuşlardır!”
İmam Rıza (a.s)’ın sözü buraya vardığında Memun, sofu adamın serbest bırakılmasını emretti.
Memun bu olaydan sonra, halkın arasına çıkmıyordu,
Hz. Rıza (a.s) hakkında düşünceye dalmıştı;
nihayet İmam (a.s)’ı zehirleterek şehit etti.
Bihar’ul-Envar, c. 49, s. 288
Muhammed b. Sinan şöyle naklediyor:
Horasan’da mevlam Hz. Rıza (a.s)’ın yanında idim.
Memun o zamanları genellikle İmam Rıza (a.s)’ı sağ tarafında oturtuyordu.
Memun’a bir adamın hırsızlık yaptığını bildirdiler.
Memun o adamın ihzar edilmesini emretti.
Hazır olduğunda Memun, alnındaki secde izinden dolayı onu zahitler kıyafetinde gördü.
Bundan dolayı hırsıza:
“Öf bu güzel ize ve bu çirkin işe!
Acaba (alnındaki) gördüğüm bu güzel eser ve zahitlik simasıyla mı seni hırsızlık yamakla suçluyorlar?”
Sofu adam- “Ben bu işi (hırsızlığı) çaresiz olduğumdan dolayı yaptım.
Çünkü sen, humus ve ganimetlerden benim payımı vermekten çekinmişsin!”
Memun- “Senin humus ve ganimetlerde ne hakkın vardır?”
Sofu- “Allah-u Teala humusu beş yere taksim edip şöyle buyurmuştur:
“Biliniz ki elde ettiğiniz ganimetin humusu (beşte biri) Allah’ın, Resulün, zevil kurbanın (Peygamber’in akrabalarının), yetimlerin, yoksulların ve yolcunundur.”
(Enfal/41)
Yine ganimeti de altı yere bölüp şöyle buyurmuştur:
“Allah’ın o (fethedilen) şehir halkından peygamberine verdiği fey (mal, servet, toprak vb.),
Allah’a, Peygamber’e, yakın akrabalığı olanlara (Ehl-i Beyt’e), yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara aittir?
Öyle ki (bu mal ve servet) sizden zengin olanlar arasında dönüp-dolaşan bir devlet olmasın.”
(Haşr/7)
Bu ayetlerin gereğince, ben yolcu ve yoksul olduğuma göre sen beni hakkımdan mahrum bırakmışsın.”
Memun- “Acaba ben, senin bu sözlerinle Allah’ın hüküm ve cezalarından birini terk mi edeyim?”
Sofu- “İlk önce kendini arındır, daha sonra başkalarını arındırmaya çalış! İlk önce Allah’ın haddini (cezasını) kendine uygula, daha sonra başkalarına uygula!”
Memun artık cevap veremedi,
İmam Rıza’ya dönerek: “Bu konuda senin görüşün nedir?” dedi.
İmam Rıza (a.s)- “Bu adamın maksadı şudur ki, sen hırsızlık yaptığın için o da hırsızlık yapmıştır!”
Memun bu sözden öfkelenip hırsızlık yapan adama dönerek şöyle dedi:
“Allah’a ant olsun ki senin elini kestireceğim.”
Sofu- “Acaba sen mi benim elimi kestiriyorsun, oysaki sen benim kölemsin?!”
Memun- “Yazıklar olsun sana, ben nasıl senin kölen oldum?!”
Sofu- “Senin annen Müslümanların malıyla alındığından dolayı seni azat etmedikleri serece bütün Müslümanların kölesisin; ben de seni azat etmemişim.
Üstelik sen humusu da yutmuşsun!
Binaen aleyh ne Resulullah’ın Ehl-i Beyt’inin hakkını eda etmişsin, ne de benim ve benim gibi olanların hakkını vermişsin.
Bir de kirli (suçlu) birisi, kendisi gibi çirkefli birisini temizleyemez;
temiz bir kimsenin bulaşık bir şeyi temizlemesi gerekir.
Hadde (şer’i cezaya) layık olan birisi kendisinden başlamadan önce başka birisine had uygulayamaz!
Allah Teala’nın şöyle buyurduğunu duymamış mısın?:
“Siz insanlara iyiliği emrediyorken kendinizi mi unutuyorsunuz?
Oysa siz Allah’ın kitabını okumaktasınız.
Yine de akıllanmayacak mısınız?”
(Bakara/44)
Bu esnada Memun İmam (a.s)’a yönelerek: “Bu şahıs hakkında görüşün nedir?” diye sordu.
İmam Rıza (a.s) cevaben şöyle buyurdular:
Allah Teala, Hz. Muhammed (s.a.a)’e şöyle buyurmuştur:
“Allah Teala’nın kullara verdiği bir hüccet-i baliğası (üstün ve apaçık delili) vardır.
Hüccet-i baliğa öyle bir hüccettir ki, cahil bir şahısa yetiştiğinde alim bir şahıs gibi onu anlar, dünya ve ahiret hüccetle ayakta durmuşlardır!”
İmam Rıza (a.s)’ın sözü buraya vardığında Memun, sofu adamın serbest bırakılmasını emretti.
Memun bu olaydan sonra, halkın arasına çıkmıyordu,
Hz. Rıza (a.s) hakkında düşünceye dalmıştı;
nihayet İmam (a.s)’ı zehirleterek şehit etti.
Bihar’ul-Envar, c. 49, s. 288