nakşibendi
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 12 Mar 2006
- Mesajlar
- 1,946
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
EY OĞUL!
Nice geceler okuduğun ilimleri tekrar etmek, kitaplarını mütalaa etmek için uykusuz kaldın; uykuyu kendine haram ettin. Seni buna sevk edenin ne olduğunu bilmiyorum. Şayet bundan maksadın dünyalık kazanmak, onun metaından bir şeyler koparmak, makam ve mevkilerinden elde etmek, emsallerin ve akranların arasında üstünlük taslamak ise, vay haline! Yazık sana!
Eğer bununla maksadın, Hz. Peygamber'in (s.a.v) getirdiği dini yaşatmak, ahlâkını düzeltmek, kötülüğü emreden nefsini yenmek ise, müjdeler olsun sana!
Şair ne kadar da güzel söylemiş:
Zarardır senden başkası için çekilen
uykusuzluklar,
Boştur senden başkasını kaybettikleri
için ağlayanlar.
EY OĞUL!
Dilediğin kadar yaşa, yine de öleceksin. Dilediğin kişiyi sev, yine de ondan ayrılacaksın. Dilediğin kadar çalış, amel et, muhakkak onun karşılığını bulacaksın.
EY OĞUL!
Kelâm, hilaf (münazara), tıp, şiir, divan, aruz, nahiv-sarf (gramer) gibi ilimleri tahsil ederek Allahu Teâlâ'nın rızâsını kazanmanın dışında ömrünü tüketmekten başka eline ne geçti? Ben İncil'de şunların yazılı olduğunu gördüm:
Ölü tabuta konulup kabre götürülünceye kadar Allah (c.c) ona kırk soru sorar; ilk sualinde şöyle der:
"Ey kulum! Senelerce insanların baktıkları yüzünü hep yıkadın temizledin; fakat bir saat olsun benim baktığım yeri, kalbini temizlemedin!"
Halbuki Allah (c.c) her gün senin kalbine bakar ve der ki:
"Benim hayırlarımla (nimetlerimle) kuşatılmış iken başkaları için mi çalışıyorsun? Böyle yaptığında sen, gerçeği duymayan bir sağır olursun!"
Nice geceler okuduğun ilimleri tekrar etmek, kitaplarını mütalaa etmek için uykusuz kaldın; uykuyu kendine haram ettin. Seni buna sevk edenin ne olduğunu bilmiyorum. Şayet bundan maksadın dünyalık kazanmak, onun metaından bir şeyler koparmak, makam ve mevkilerinden elde etmek, emsallerin ve akranların arasında üstünlük taslamak ise, vay haline! Yazık sana!
Eğer bununla maksadın, Hz. Peygamber'in (s.a.v) getirdiği dini yaşatmak, ahlâkını düzeltmek, kötülüğü emreden nefsini yenmek ise, müjdeler olsun sana!
Şair ne kadar da güzel söylemiş:
Zarardır senden başkası için çekilen
uykusuzluklar,
Boştur senden başkasını kaybettikleri
için ağlayanlar.
EY OĞUL!
Dilediğin kadar yaşa, yine de öleceksin. Dilediğin kişiyi sev, yine de ondan ayrılacaksın. Dilediğin kadar çalış, amel et, muhakkak onun karşılığını bulacaksın.
EY OĞUL!
Kelâm, hilaf (münazara), tıp, şiir, divan, aruz, nahiv-sarf (gramer) gibi ilimleri tahsil ederek Allahu Teâlâ'nın rızâsını kazanmanın dışında ömrünü tüketmekten başka eline ne geçti? Ben İncil'de şunların yazılı olduğunu gördüm:
Ölü tabuta konulup kabre götürülünceye kadar Allah (c.c) ona kırk soru sorar; ilk sualinde şöyle der:
"Ey kulum! Senelerce insanların baktıkları yüzünü hep yıkadın temizledin; fakat bir saat olsun benim baktığım yeri, kalbini temizlemedin!"
Halbuki Allah (c.c) her gün senin kalbine bakar ve der ki:
"Benim hayırlarımla (nimetlerimle) kuşatılmış iken başkaları için mi çalışıyorsun? Böyle yaptığında sen, gerçeği duymayan bir sağır olursun!"
Esselâmü aleyküm ve rahmetullàhi ve berekâtühû!..
Allah, hepimizin muîni olsun!.
Allah, hepimizin muîni olsun!.