Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ilim amelsiz fayda vermez (1 Kullanıcı)

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
EY KARDEŞİM BİLMİŞ OL Kİ;

Nasihat kolaydır; zor olan onu kabullenip yapmaktır. Çünkü nasihat, nefsin kötü zevklerine uyarak onlardan tat alanlar için acıdır. Zira yasak edilen haram işler, onların kalpleri için sevimli olmuştur. Bu durum, özellikle nefis üstünlüğü ve dünyalık elde etmek için çabalayan ilim talebelerinde sık görülür. Onlar, amelsiz ilmin kurtuluşlarına yeteceğini, amele ihtiyaç duyurmayacağını zannederler. Bu düşünce filozofların inancı olup yanlıştır. Hayret doğrusu! Onlar, kişi ilmi ile amel etmeyince onun aleyhinde delil olacağını bilmiyorlar mı? Resûlullah Efendimiz (s.a.v) bu konuda şöyle buyurmuşlardır:
"Kıyamet gününde azabı en şiddetli olan kimse, Allahu Teâlâ'nın kendisini ilmiyle faydalandırmadığı (ilmiyle amel etmeyen) âlimdir."

Anlatıldığına göre, Cüneyd'i-Bağdâdî (rah), vefatından sonra bazı salihler tarafından rüyada görüldü. Kendisine: "Ey Ebu'l-Ka-sım! Berzah aleminden ne haberler var (durumun nasıldır)?" diye soruldu. Cüneyd'i-Bağdâdî (rah) :
"O faydasız ibare ve konuşmalar yok olup gitti; yaldızlı sözlerden bir eser kalmadı. Burada faydasını gördüğümüz ancak, gece yarısı . kalkıp Allah için kıldığımız birkaç rekatlık namazdır" diye cevap verdi.

EY KARDEŞİM;

Hayırlı amellerden yana müflis olma. Güzel hâllerden de eli boş kalma! Şuna kesinlikle inan ki, sadece ilim insanın elinden tutmaya yani onu kurtarmaya yetmez.
Şu misali düşün: Üzerinde diğer silâhlarıyla beraber on tane de keskin Hint kılıcı bulunan cesur ve savaşçı bir adama, hiç kimsenin olmadığı bir arazide, büyük ve korkunç bir aslan saldırsa, ne yapmalıdır? Acaba bu yiğit adam, elindeki silâhları hiç kullanmadan o aslanın zararını defedebilir mi? Hiç şüphesiz, adam harekete geçip elindeki silâhlarını kullanmadan kurtulamaz.
Aynen bunun gibi, bir adam da yüz bin ilmî mesele okuyup öğrense, fakat öğrendiği ile amel etmese, bildikleri ona fayda vermez.
Bu konuda şu misali de verebiliriz: Bir kimsenin yanında, yakalandığı şiddetli bir hastalığının ilâcı bulunsa; fakat o kimse bu ilâçları kullanmasa; sadece ilâcı tanımak ve taşımakla hastalıktan kurtulması mümkün müdür? Tabii ki hayır!
Bu konuda söylenmiş pek çok misal ve şiir mevcuttur.
Şayet sen yüz sene ilim okusan ve bin kitap yazsan, bilginle amel etmedikçe Allah'ın rahmetine hak kazanamazsın. Bu konuda Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle buyurulmuştur:
"İnsan için yalnızca çalışmasının (amelinin) karşılığı vardır."
"Her kim Rabbine kavuşmayı ümit ederse salih ameller işlesin..."
"Artık işlediklerinin (günahlarının) bir karşılığı olarak az gülsünler, çok ağlasınlar!"
"Salih amel işleyenlere gelince, işte onlar için bir ağırlanma yeri olarak firdevs cennetlerinin konakları vardır. Orada ebedî kalacaklardır. Oradan hiç ayrılmak istemezler."
"Ancak tövbe ve iman edip iyi davranışlarda bulunanlar başkadır."
Bir de şu hâdis-i şerifi düşün:."İslâm dini beş esas üzerine kurulmuştur: Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Hz. Muhammed'in onun elçisi olduğuna şehâdet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, ramazan orucunu tutmak ve gücü yetenler için hacca gitmek."
İman: (Allah'tan başka ilâh olmadığını ve Muhammed'in (s.a.v) onun elçisi olduğunu) dil ile söylemek, kalp ile tasdik etmek ve (onun getirdiği dinin) rükünleriyle amel etmektir.

Aziz ve sevgili kardeşlerim! Allahu Teâlâ ömrünüzü ibadet ve itaat üzerinde uzun etsin ve sizleri sevdiklerinizden ayırmasın.
Gerçek nasihat; peygamberlik nurunun , kaynağı Hz. Peygamber'e (s.a.v) ait olan ve ondan alınıp yazılanlardır. Eğer onlardan nasiplendiyseniz benim nasihatlerime ne ihtiyacınız var! Şayet onlardan bir şey elde edemediyseniz bana söyleyin, bunca zaman neyi tahsil ettiniz?

EY KARDEŞİM!

Resûlullah Efendimizin (s.a.v) ümmetine yaptığı nasihatlerden birisi şudur:
"Allahu Teâlâ'nım kulundan yüz çevirmesinin alâmeti; onun kendisini ilgilendirmeyen boş şeylerle meşgul olmasıdır."
Eğer bir insanın ömrünün bir saati, yaratılma gayesi olan Hakk'ın rızâsının dışında geçerse, o kimse bu saati için uzun süre hasret ve pişmanlık çekecektir. Bir hâdis-i şerifte şöyle buyurulmuştur:"Kırk yaşını geçtiği hâlde, iyilikleri kötülüklerine galip gelmeyen kimse, cehenneme hazırlansın."
İlim ehline nasihat olarak bu yeter!
Muvaffakiyet (hayırda başarıya ulaşmak) ancak yüce ALLAH'ın yardımı ile mümkündür.Kulunu hidayete ulaştıran O'dur.

Bütün övgüler âlemlerin Rabbi olan yüce ALLAH'a mahsustur. Hayırlı son ALLAH'tan korkan müttakî kullaradır. Salât ve selâm O'nun peygamberi Hz. Muhammed'e (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ve tüm aile fertlerine olsun... Âmin!
Muhtemel hatalarımız kasıttan değil, kulluk vasfımızdandır. ALLAH için bizi uyaran, hatalarımızı gösteren ve bizlere hayır dua desteği veren kardeşlerimizden ALLAH razı olsun.
Bu çalışmamızda müslümanlara faydalı olmuş isek bu fayda ALLAH’ın yardımı sebebiyledir. Tüm hata, kusur ve yanlışlar bize, doğrular ise ALLAH ve Rasûlullah (s.a.v.)’e aittir.

Çalışma, gayret ve samimiyet bizden, faydasını bol kılıp hidayet vermesi ALLAH’tandir.

“... Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalblerimizi bu gerçekten bir daha saptırma...” (Al-i İmran: 3/8)

En iyisini yüce ALLAH bilir.
Esselâmü aleyküm ve rahmetullàhi ve berekâtühû!..​

* Cüneyd'i-Bağdâdî; Ebu'l-Kasım Cüneyd b. Muhammed al-Hazzâz el-Kavârîrî :ilk dönem meşhur sûfîlerden ve alim bir zattır. Bağdat'ta doğmuş ve orada yaşamıştır. Şiblî, Kettânî, Vâsıtî gibi bir çok meşhur sûfî kendisinden ders ve irşad icazeti almıştır. Cüneyd-i Bağdadî, tasavvuf terimlerini, usul ve esaslarını tesbit ederek tasavvufun ortaya çıkışını sağlayan büyük sûfîlerdendir.
 

Hasıl ı Kelam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Ağu 2008
Mesajlar
2,034
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Ve Aleykümselam Ve rahmetullahi Ve Berakatuhu;


“... Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalblerimizi bu gerçekten bir daha saptırma...” (Al-i İmran: 3/8)

amin..

Allah celle celalüh razı olsun.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Kırk yaşını geçtiği hâlde, iyilikleri kötülüklerine galip gelmeyen kimse, cehenneme hazırlansın."
İlim ehline nasihat olarak bu yeter!
Muvaffakiyet (hayırda başarıya ulaşmak) ancak yüce ALLAH'ın yardımı ile mümkündür.Kulunu hidayete ulaştıran O'dur.

Allahcc razı olsun kardeşimiz...BESMELE....SELAM...DUA...
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Kırk yaşını geçtiği hâlde, iyilikleri kötülüklerine galip gelmeyen kimse, cehenneme hazırlansın."
İlim ehline nasihat olarak bu yeter!
Muvaffakiyet (hayırda başarıya ulaşmak) ancak yüce ALLAH'ın yardımı ile mümkündür.Kulunu hidayete ulaştıran O'dur.

Allahcc razı olsun kardeşimiz...BESMELE....SELAM...DUA...

Ve Aleykümselam Ve rahmetullahi Ve Berakatuhu;
“... Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalblerimizi bu gerçekten bir daha saptırma...” (Al-i İmran: 3/8)
amin..
Allah celle celalüh razı olsun.

"Kim benim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir.”[1] ve “Dinin kaybolması, sünneti terketmekle başlar. Halat, nasıl ki lif lif parçalanırsa din de sünnetin birer birer terkedilerek (ve her birinin yerine bir bid’at geçirilip İslam’ın dışındaki hayat tarzlarından ve kültürlerinden değişik bir modelin yerleştirilmesiyle) ortadan kalkar.”
Bizlere hayır dua desteği veren kardeşlerimizden ALLAH razı olsun.
Gayret bizden, muvaffakiyet Allah'tandır.

Esselâmü aleyküm ve rahmetullàhi ve berekâtühû!..
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt