Yaşlı Kızılderili reisi kulübesinin önünde torunuyla oturmuş,az ötede birbirleriyle boğuşup duran iki çoban köpeğini izliyorlardı.Köpeklerden biri siyah biri ise tam tersi beyazdı ve on iki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler sürekli dedesinin kulübesinin önünde boğuşup duruyordu.Dedesinin sürekli gözünün önünde tuttuğu,yanından ayırmadığı iki çoban köpeği idi bunlar.Çocuk kulübeyi korumak için bir köpeğin yeterli olabileceğini düşünüyor,dedesinin iki köpeğe niçin ihtiyacı olduğunu ve renklerinin neden illa da siyah ve beyaz olduğunu merak ediyordu.Artık bunu anlama zamanı gelmişti ve merakla sordu dedesine .Yaşlı reis,bilgece gülümsemeyle torunun sırtını sıvazlayarak ...
-Onlar benim için iki simge evlat' dedi
-Neyin simgesi? diye ,sordu çocuk yine merakla...
-İyilik ve kötülüğün simgesi.Aynen şu gördüğün köpekler gibi,iyilik ve kötülük içimizde devamlı mücadele eder dururlar.Ben bunları seyrettikçe hep bunu düşünürüm.Onun için yanımda tutarım onları ,dedi yaşlı reis.
Çocuk sözün burasında''mücadele varsa kazananı mutlaka olmalı diye düşündü'' ve her çocuğa has ,bitmeyen bu sorulara bir yenisini daha ekledi;
-Dede:!!!
-Peki sence hangisi kazanır bu mücadeleyi iyilik mi? kötülük mü?
-Hangisi mi? Evlat , hangisini iyi beslersem o kazanır''