Ülkenin birinde,birbiriyle dostluğu güçlü iki adam yaşardı bir zamanlar.
Biri oldukça zengindi.İki geniş üzüm bağı vardı.Arasından akan ırmağın
suladığı büyük arziler uzanırdı.Kütük üzümlerinde salkımlar büyümüş,olgunlaşmiştı.
Bir gün dostunu davet etti.Bağda geziyorlardı.Adam,altın sarısı üzümlerine,
göz alabildiğine uzayan bahçelerine,meyve ve sebzelerine baktıkca kibirleniyor
Görüyorsun ya dostum! diyordu.İnan isterse nelere sahip olmaz.
Arkadaşı yoksuldu.Ne dikili bir ağacı vardı,ne bir karış toprağı.Öteki,Malın mülkün haddi hesabı yok.Çoluk çocuk dersen en yiğidi,en güzeli bende.
diye anlattıyordu.
Meyve bahçesine girdiler.Meyvelerden kırılıyordu dallar.Adam,şunlara bak!dedi.
Bundan daha göz alıcısını gördünmü hiç?Adam habire anlatıyor, ağaçlarını,bağ
ve bahçelerini gösteriyor,övünüyordu.Arkadaşı,iyi güzel de!dedi,İnsanın gözü
doymuyor,daha çok daha çok,derken ihtiyacından birlerce kat fazlasını istiyor.
Oysa,bütün bunlar bitecek,bu misafiraneden ayrılacağız.Bütün gücümüzü
dünyaya harcarsak,asıl yurdumuza müflis gitmez miyiz?
Adam güldü,Boş ver bunları dedi,Bana dünyada ölüm yok artık.Hem öyle mahşermiş ahiretmiş onlarada inanmıyorum artık.Arkadaşı duyduklarına inanamadı.Acıdı ona,Seni topraktan yaratan,hiçlikten ortaya çıkaran,
annenin karnında bir damla su iken insan haline getiren Rabbini inkar mı
ediyorsun yoksa?Yazık yazık!Bütün bunlara bakıp Allah'ı görmen ve şükretmen
gerekiyor.Sana ihtiyacından fazlasını bağışlıyan Rabbine şükretmekle kalmayıp,
yoksullara dağıtman, malını zekatını vermen lazım.
Bakıyorum mal hırsı göz lerini kör etmiş.Şükredilemeyen nimeti Allah geri alır.
Başına bir bela gelmesinden korkarım.Adam umursamadı dostunu.Gün boyu
gezip dolaştılar.Akşam yemekten sonra onu uğurladı.Kuş tüyü yatığına girdi.
zenginliğin sarhoşluğu içinde uyudu.
Gece Allah'ın gazabı inmiş,adamın bağ ve bahçeleri yerle bir olmuştu.Adam
bahçesinin halini görünce beyninden vurulmuşa döndü.Üzüntü içinde ne
yapacağını bilmez bir halde,oracığa yığıldı kaıdı.
Alıntı
Biri oldukça zengindi.İki geniş üzüm bağı vardı.Arasından akan ırmağın
suladığı büyük arziler uzanırdı.Kütük üzümlerinde salkımlar büyümüş,olgunlaşmiştı.
Bir gün dostunu davet etti.Bağda geziyorlardı.Adam,altın sarısı üzümlerine,
göz alabildiğine uzayan bahçelerine,meyve ve sebzelerine baktıkca kibirleniyor
Görüyorsun ya dostum! diyordu.İnan isterse nelere sahip olmaz.
Arkadaşı yoksuldu.Ne dikili bir ağacı vardı,ne bir karış toprağı.Öteki,Malın mülkün haddi hesabı yok.Çoluk çocuk dersen en yiğidi,en güzeli bende.
diye anlattıyordu.
Meyve bahçesine girdiler.Meyvelerden kırılıyordu dallar.Adam,şunlara bak!dedi.
Bundan daha göz alıcısını gördünmü hiç?Adam habire anlatıyor, ağaçlarını,bağ
ve bahçelerini gösteriyor,övünüyordu.Arkadaşı,iyi güzel de!dedi,İnsanın gözü
doymuyor,daha çok daha çok,derken ihtiyacından birlerce kat fazlasını istiyor.
Oysa,bütün bunlar bitecek,bu misafiraneden ayrılacağız.Bütün gücümüzü
dünyaya harcarsak,asıl yurdumuza müflis gitmez miyiz?
Adam güldü,Boş ver bunları dedi,Bana dünyada ölüm yok artık.Hem öyle mahşermiş ahiretmiş onlarada inanmıyorum artık.Arkadaşı duyduklarına inanamadı.Acıdı ona,Seni topraktan yaratan,hiçlikten ortaya çıkaran,
annenin karnında bir damla su iken insan haline getiren Rabbini inkar mı
ediyorsun yoksa?Yazık yazık!Bütün bunlara bakıp Allah'ı görmen ve şükretmen
gerekiyor.Sana ihtiyacından fazlasını bağışlıyan Rabbine şükretmekle kalmayıp,
yoksullara dağıtman, malını zekatını vermen lazım.
Bakıyorum mal hırsı göz lerini kör etmiş.Şükredilemeyen nimeti Allah geri alır.
Başına bir bela gelmesinden korkarım.Adam umursamadı dostunu.Gün boyu
gezip dolaştılar.Akşam yemekten sonra onu uğurladı.Kuş tüyü yatığına girdi.
zenginliğin sarhoşluğu içinde uyudu.
Gece Allah'ın gazabı inmiş,adamın bağ ve bahçeleri yerle bir olmuştu.Adam
bahçesinin halini görünce beyninden vurulmuşa döndü.Üzüntü içinde ne
yapacağını bilmez bir halde,oracığa yığıldı kaıdı.
Alıntı