Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İhtiyar Delikanlılar, Geçkin Çocuklar.. (1 Kullanıcı)

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
İHTİYAR DELİKANLILAR, GEÇKİN ÇOCUKLAR

ca44b38f5150472452047573175ff2cc.gif


ESKİDEN ANNE-BABALARINA benzemeye çalışan çocuklardan bahsedilirdi… Şimdi, çocuklarına benzemeye çalışan ebeveynler var. Babasının ceketini giyen, tıraş losyonunu kullanan erkek çocuk ya da annesinin topuklu ayakkabılarını giyip eski sandıkları karıştıran kız çocuğu efsanesi artık tarihe karıştı. Ortalıkta ‘içindeki çocuk’un kıpır kıpır olduğunu söyleyerek kızının tişörtünü, oğlunun pantalonunu giyinip salınan geçkin gençler var.


Ne tuhaf, hiç kimse ihtiyarlamak istemiyor. Kimse görece anlamda da olsa güzel olmamaya razı değil. Acaba tarihin hiçbir devrinde zamanımızda olduğu kadar, bunca yaygınlıkla, bir yaşama biçimi olarak, ‘gençlik ve güzellik’ bu raddede tapılası olmuş mudur? Elbette gençlik güzel şey, güzellik pereştiş edilesi. Fakat yaşını kabullenmiş, geçirdiği her bir yılı kendine bir bilgelik olarak katmış, saçı ağarmış beli bükülmüş ihtiyarlar olmadan hayat nasıl anlamlı kılınabilir ki?


Bir yanda torunundan aldığı kıyafetlerin içinde salınan delikanlı ihtiyarlar, öbür yanda hiç çocuk olmayıp küçük yaşta psikiyatristlerle, ilaçlarla, ‘yetişkin acıları’yla tanışıp hayatını büyümüş de küçülmüş yaşayan mutsuz, umutsuz geçkin çocuklar. Sarkacın bir yönündeki dengesizlik diğer tarafın da feleğini şaşırtıyor. Yetişkinlerin dünyanın fani olduğu hakikatine inat, dünyaya kazık çakarcasına, bitimsiz diyetler ve nihayetsiz çabalar ortasında genç kalma sevdaları, bir de buna ‘Ben çocuğumla arkadaş gibiyim’ demeleri eklenince çocuklar, çocukluk berzahına (o şirin ülkeye) hiç uğramadan yetişkin olma girdabına kapılıyorlar.

Ahireti hesaba katmadan yaşamayı öngören modern kültür, görüneni muhtevadan daha mühim sayıyor.

Ne olduğun, nasıl olduğun değil, nasıl göründüğün önemli… Hayat derinliğini kaybedince, insanlar hem iç dünyalarında hem sosyal ilişkilerinde derinlemesine yaşamayı yitirince, birbirlerine nasıl göründükleri ile tatmin olur hale geliyorlar. Varoluşlarını başkaları üzerinde oluşturdukları izlenim üzerine bina ediyorlar. Babası araba markasıyla izlenim oluşturarak tatmin olan çocuk, okulda markalı ayakkabısıyla diğer çocukları ezerek mutlu olmayı tercih ediyor.

Bu durumda modern dünyanın sloganları ve şablonları dönüştürücü bir mahiyet arzediyor. Özellikle popüler psikoloji ve psikiyatrinin, modernliğin zihinlerde inşası bakımından bir keşif kolu vazifesi gördüğüne kaniim. Örneğin, şu ‘içimizdeki çocuk geyiğine’ bir bakalım. Yıllarca içimizde bir çocuk olduğu, onu incitmememiz lazım geldiği, içimizdeki çocuk öksürürse bunu bizi mutsuz edeceği öylesine vurgulandı, anlatıldı, yazıldı çizildi ki ortaya ‘uzatılmış ergenliği’ yaşayan tuhaf yaratıklar çıktı. Artık bahaneleri de vardı, ‘içindeki çocuk’ böyle istiyordu.


Ya yıllarca sakız gibi gevelenen, ‘özgür ol, sınırlarını yık, mutluluğu sen yarat’ gibi deli saçması popüler psikoloji destekli zırvalara ne demeli. Halbuki özgürlük denen şey, fıtratın alabildiğine serazad serpilmesi değil miydi, sınırları anlamadan sınırsızlık kavranır mıydı, mutluluk bizim yaratacağımız bir nesne değil, kökü semada olan ve içimize indirilen bir sekine hali olamaz mıydı?

“Kopardım, diyorsun, zincirlerimi…

Evet, köpek de çeker koparır zincirlerini, fakat halkalarını hep boynunda taşır…” diyor şair. Siz ne diyorsunuz?
 

Guo1903

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Haz 2008
Mesajlar
2,657
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Bir gün bu geçkin delikanlılarda ellerine baston alır. O zaman işten geçmiş olur ama ancak farkına varmış olurlar. İçindeki çocukta bir anda kaybolur gider..Çocuk çocukluğunu yaşasın, genç gençliğini, yaşlı da yaşlılığını...Sonuçta şair de demiş ''yaş 35 yolun yarısı eder'' kimse kimseyi kandırmasın..

Günümüz gerçeğini güzel yansıtmış. Allah razı olsun...
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Selamün Aleyküm Hafize Annem..
Rahman c.c razı olsun inşallah.. Güncel ve reel bir yazı..Emeğinize sağlık.. Günümüzün ilginç tezatlarından birini dile getirmiş yazı.. Ben de çevremdekileri gözlemlediğimde, birçok konuda aslında yaşlıların, gençlere taş çıkartacak kadar aktif ve capcanlı olduklarını görüyorum.. Gençlerin ekserisi de aksine, her bakımdan uyuşmuş..Yalnız beyni değil, bedeni de şüphesiz.. Birkaç bilimsel makale okumuştum..Nedense herkesin yakındığı gençliğin, bu kadar ''elden ayaktan düşmesini'', siyonist yahudilerin bir oyunu olarak adlandıranlar var.. Yahudiler, insan neslini yakın bir gelecekte dünyadan topyekün silme amacında ve insanların genlerini değiştirmek için başta gıdalar olmak üzere, insan için hayati olan birçok şeyi adeta zehirliyorlar.. Bu biyolojik olarak uyuşturmak, izale etmek.. Bir de fikren yaydıkları ''asi gençlik'' propagandaları var.. Ve buna kanıp giden bir gençlik..Her yandan kuşatma altına alınmış, ''kendisine bırakılmayan'' bir gençlik..
Yaşadığımız çağın en ağır imtihanlarından birini, kimlik arayışı içinde olan bir gençlikle veriyoruz kuşkusuz..Allah c.c yar ve yardımcımız olsun inşallah..Hayırlı ve bereketli Cumalar..Selam ve Dua ile
.
 

¥_ §¢ørpiøN _¥

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eyl 2008
Mesajlar
3
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Geçen yaz bi tatil beldesinde arkadaşlarla sahilde yürüyüş yapmaya çıkmıştık,yanımızdan açık kırmızı renkli spor bi araba süratle geçti...genç işte kanı kaynıyo dememize kalmadı araç ilerde durdu içinden yaşlı bi amca indi..şapkasını takmış,şortunu ve beyaz spor ayakkabılarını giymiş gayet genç görünümlü tuhaf bir tip olmuştu :D
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
46
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
Bir yanda torunundan aldığı kıyafetlerin içinde salınan delikanlı ihtiyarlar, öbür yanda hiç çocuk olmayıp küçük yaşta psikiyatristlerle, ilaçlarla, ‘yetişkin acıları’yla tanışıp hayatını büyümüş de küçülmüş yaşayan mutsuz, umutsuz geçkin çocuklar
Babası araba markasıyla izlenim oluşturarak tatmin olan çocuk, okulda markalı ayakkabısıyla diğer çocukları ezerek mutlu olmayı tercih ediyor


selamun aleykum teyzem rabbim sonumuzu hayır eyliye kınamayalım zira ne olacagımız belli degil :D

kıyamet alameti zahir...

selam ve dua ile



 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt