Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İftira etmek? (1 Kullanıcı)

gulum.se

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Nis 2009
Mesajlar
3,801
Tepki puanı
16
Puanları
38
Yaş
40
İftira etmek


İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Yalan söylemek ve iftira etmek haramdır, sakınmak lazımdır. Bu iki fenalık, her dinde de haram idi. Cezaları çok ağırdır. (C.3, m.34)

İftira büyük günahtır ve çok fenadır. Bunda yalan söylemek de vardır ki, yalan, her dinde haramdır. İftirada bir mümini incitmek de vardır ki, bu da, başkaca haramdır. Bunlardan başka, iftira etmek, yeryüzünde fesat çıkarmaya, ortalığı karıştırmaya sebep olur ki, bu da haramdır. (C.3, m.41)

Müslümanlara suizan, zulüm etmek, mallarını gasp etmek gibi ve haset, iftira ve yalan söylemek ve gıybet etmek gibi haramdır. (Hadika)

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Bir kimse, bir mümin hakkında olmayan bir şey söylerse, iftiraya uğrayan kimse, onu affedinceye kadar, Allahü teâlâ onu Cehenneme sokar.) [Ebu Davud]

(Bir müminde her haslet bulunabilir. Ancak hıyanet ve yalan bulunamaz.) [İbni Ebi Şeybe]


(Yalan, münafıklıktan bir kapıdır.) [İbni Adiy]

En çok düşmanı olan kimdir?

En çok düşmanı olan Allahü teâlâdır! Bir gün Musa aleyhisselam, insanların konuşmalarından bıkmış, (Ya Rabbi, n'olur bu insanlar benim hakkımda konuşmasın) diye dua etmiş. Allahü teâlâ buyurmuş ki:
(Ya Musa, senin istediğin o şeyi ben, kendim için bile yapmadım. Görmüyor musun, duymuyor musun, Benim hakkımda neler konuşuyorlar.)

Peygamber efendimiz Allah’ın habibi idi, âlemlere rahmet idi. İnsanları Cennete davet için, Cehennemden sakındırmak için en acı sıkıntıları çekti. Ona akla hayale gelmeyecek iftiraları yaptılar, hâşâ, sihirbaz dediler, hâşâ, mecnun dediler, hâşâ, şair dediler, hâşâ, hanımı Âişe validemize iftira ettiler, çok eziyet ettiler, yollarına dikenler döşediler. Allah’ın Habibi ile savaştılar. Halbuki O rahmet-i ilahi idi, insanlar yanmasın diye adeta çırpınıyordu. (Bilmiyorlar, bilselerdi yapmazlardı) buyuruyordu. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:

(Bir kimse, bir mümin hakkında olmayan bir şey söylerse, iftiraya uğrayan kimse, onu affedinceye kadar, Allahü teâlâ onu Cehennemde bırakır.) [Ebu Davud]

Kur'an-ı kerimde de mealen buyuruluyor ki:

(Yalan söyleyenler, iftira edenler, ancak Allah’ın âyetlerine inanmayanlardır. İşte onlar, yalancıların tâ kendileridir.) [Nahl 105]


İkinci binin müceddidi, hadis-i şerifle müjdelenen imam-ı Rabbani hazretlerine yaptıkları eziyet diğer iftiraların yanı sıra ne dediler biliyor musunuz, Serhend cahili dediler, bu isimle de yazılar yazıp dağıttılar.

Resulullahın vârislerinin istisnasız hepsi de aynı eziyet ve sıkıntılarla karşılaşmışlar, çeşitli iftiralara maruz kalmışlardır. Hatta ibni Âbidin hazretleri, hocası Mevlana Halid-i Bağdadi hazretlerine yapılan iftiralara dayanamayıp, iftiracılara ve onlara inananlara bir reddiye risalesi yazdı. Bu risaleye de Sell-ül-Hüsâmü'l-Hindi li-Nusreti Mevlana Şeyh Halid Nakşibendi ismini verdi.

İmam-ı Gazali hazretleri de iftiralara maruz kalan büyüklerdendir. Felsefeciler ve bid’at ehli olanlar hâlâ bu büyük imama iftiralarına devam etmektedirler.

Kim Muhammed aleyhisselama çok benzerse o derece, bu sıkıntılar, bu iftiralar başına gelir. Bunlar, bu yolun şanındandır. Eden kendine eder. Allahü teâlâ kimi azaba atmak isterse büyüklerin üstüne salar, yani o insanlar büyüklere dil uzatır. Yaradılışında said olanlar kesinlikle büyüklere dil uzatmazlar. Başka günahları olabilir ama büyüklere dil uzatmazlar.

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:

Şeyh-ul-islam Abdüllah-i Ensâri Hirevi, "Ya Rabbi! Dostlarını öyle yaptın ki, onları tanıyan sana kavuşuyor ve sana kavuşmayan, onları tanımıyor" buyuruyor. Bu büyüklere düşmanlık etmek, sonsuz ölüme sürükleyen bir zehirdir. Onları incitmek, sonsuz felaketlere sebep olur. Allahü teâlâ bu belaya düşmekten korusun! Şeyh-ul-islam yine buyurdu ki, "Ya Rabbi, her kimi felakete düşürmek istersen, onu bizim üzerimize atarsın." (m.106)

Peygamberlerden başka herkes günah işler. Allahü teâlâ sevdiği kullarının günahlarının cezasını ahirete bırakmaz. Çünkü günah suçtur. Karşılığı cezadır. Dünyada üç sıkıntı verir:

1- Hastalık verir. Sabrederse affeder. Sebeplere yapışmak ve geleni Allah’tan bilmek lazımdır. Ve ne maksatla geldiğini bilerek şükretmeli.

2- Günahların affı için ikinci yol maddi sıkıntıdır. Borçlu olmaktır. Borçlarını ödemek için çekilen sıkıntılardır. Bu da günahların affına sebeptir.

3- İnsanların yalan ve dedikodu ve iftiralarıyla haksız olarak iftiraya uğramaktır
.
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,120
Tepki puanı
8,195
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Esselamünaleykum...Hayırlı Cumalar...

Esselamünaleykum...Hayırlı Cumalar...

Allah CC. razı olsun kardeşim...
Çok önemli ve herkesin dikkat etmesi gereken bir konu...
PAylaşım için teşekkürler...
 

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
Güzel paylaşımın için Hak Teala razı olsun kardeşim ...
 

gulum.se

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Nis 2009
Mesajlar
3,801
Tepki puanı
16
Puanları
38
Yaş
40
Allah CC. razı olsun kardeşim...
Çok önemli ve herkesin dikkat etmesi gereken bir konu...
PAylaşım için teşekkürler...

allah c.c cümlemizden razı olsun abimiz...
evet, inşallah anlayan ve uygulayanlardan oluruz...
gözlerinize saglık...
selam ve dua ile..
 
H

hado77

selamün aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü
iftira atmak en genel ifadesi ile kasti yani neticesi bilinip istenen bir eylem türüdür. bu fiili işleyen kişi eyleminin tüm neticelerini bilir ve ister. bu şartlar altında yapılana iftira anlamlıdır. iftiranın en büyüğü kelamullahta geçen ALLAH(cc) yapılan iftira olmakla ALLAH(cc) bunu cezasız bırakmamış yahudi ve hristiyan toplumunu özelde 2. dünya savasıyla genelde aileleri parça parça ederek cezalandırmıştır. yani iftira edilene kendini savun derken ALLAH(cc) bunu da yapmıştır ve acziyet gösteren bir ifadeyi de hz. musa (AS) söylemiş olması da mümkün değildir.
bu yüzden yapılan iftira kasıt taşıyorsa mutlaka cezalandırılır. bu yetki evvelemirde mutlak hükümdar olan ALLAH(cc) elindedir ve bunu tarih boyu uygulamıştır. yani kendi aleyhine söz söyletmemiştir. ve kimseye bunu da farz veya vacip olarak emretmemiştir.gerek efendimiz sallallahu aleyhi veselleme gerekse diğer peygamber (AS) LARa yapılan iftiralar onların talebi iman eksenli olduğundan derhal ve şiddetle cezalandırılmış ve bu hususta sünnetullah sakın geri durmayın derhal cezalandırın benden yani hak olana sabredin kafirler zümresine sabır liyakatsizliktir demiştir.

iftiranın en büyük ve belki de tek tehlikesi esasında insani bir arazın ortaya çıkması olan zina fiilinin göstergesidir. maalessef insanlar iftira yani gıybetin pervasızcası ile zina fiilin en basit ve en ağır şekli hakkında rey belirtirler. alakasız gibi dursa da konu şu açıdan önemli. ALLAH(cc) yapılan iftira tek iftiradır ve bütün iftiralar o minval üzere şekillenir. efendimiz (SAS) zina ve gıybet fiillerini değerlendiriken şeditlik bakımından veya yarışma bakımından at başı giden fiiller olduğunu beyan etmiş ve iftiraların aslında gizli iken yani gıybetken iftira edilerek açıkça işlenebilecek zina fiillerinin habercisi olduğunu üstü kapalı mallessef hayat akışı içinde üstü açık bir şekilde habercisi olduğunu beyan etmiştir. yani iftira eden kimse ALLAH(cc) tanımaz ve fiili en nihayetinde ALLAH(cc) karşı olan iftirayı destekler bir hal alır.

efendimiz(SAS) ve diğer peygamber(AS) ların aile hayatları esasında mahrem olan ve korunması gereken özel hayatlarına yapılan iftira/saldırılar zina fiilinin onun destekçileri tarafından açıkça savunulması ve destek görmesi için bu mübarek şahısların hiç de üste vazife olmadığı halde ve bilinmeyen yani iftira taşıyan haller olduğu halde kasıtla anlatılması halidir.

bu yüzden iftira eden kimse fıkhi olarak bu hal ile cezalandırılacak gibi olsa da bu hale cüret veren hallerin ortaya çıkması bakımından özellikle önemlidir ve toplumu ciddi bir şekilde etüd etmeyi gerektirir.

hastalık maddi sıkıntı ve iftiraya uğryanlar arasında peygamberler de(as) vardır ve bu durumlar tek başına günaha keffaret olarak değerlendirilmez. günaha keffaret ilim öğrenip bunu anlatamaktır. bedirde yakalanan müşriklerin efendimiz(SAS) tarafından okuma-yazma öğretimi karşılığında serbest bırakılması en güzel keffaret yoludur. hastalılar madi sıkıntılar ve iftira halleri kişinin düzensiz yaşamının yani israfının bir sonucudur. bu haller peygamberler(AS) ise bu nübüvvetin sıkıntıları olarak değerelendirilir ki bu ayrı bir başlıktır.
insanların hepsini ortak bir başılıkta toplamak istersek ikiye ayırma onuda ayrıca belirtmek lazım. dünyadaki kavga aslında hz.adem(AS) çocukları ile efendimiz (SAS) ashabı arasında geçen bir diyalogdan ibarettir. yani iki peygamber arasında kalan peygamber çocuğu ve nesli olan insanların günahlarının 2 kat olarak verilmesi halidir. dünyevi ve uhrevi sıkıntılar ve iftira insanın kardeşine attığı en büyük hainlik olmak bakımından ayrıca cezalandırılır.

ALLAH(cc) sizden ve benden razı olsun.
 

gulum.se

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Nis 2009
Mesajlar
3,801
Tepki puanı
16
Puanları
38
Yaş
40
selamün aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü
iftira atmak en genel ifadesi ile kasti yani neticesi bilinip istenen bir eylem türüdür. bu fiili işleyen kişi eyleminin tüm neticelerini bilir ve ister. bu şartlar altında yapılana iftira anlamlıdır. iftiranın en büyüğü kelamullahta geçen ALLAH(cc) yapılan iftira olmakla ALLAH(cc) bunu cezasız bırakmamış yahudi ve hristiyan toplumunu özelde 2. dünya savasıyla genelde aileleri parça parça ederek cezalandırmıştır. yani iftira edilene kendini savun derken ALLAH(cc) bunu da yapmıştır ve acziyet gösteren bir ifadeyi de hz. musa (AS) söylemiş olması da mümkün değildir.
bu yüzden yapılan iftira kasıt taşıyorsa mutlaka cezalandırılır. bu yetki evvelemirde mutlak hükümdar olan ALLAH(cc) elindedir ve bunu tarih boyu uygulamıştır. yani kendi aleyhine söz söyletmemiştir. ve kimseye bunu da farz veya vacip olarak emretmemiştir.gerek efendimiz sallallahu aleyhi veselleme gerekse diğer peygamber (AS) LARa yapılan iftiralar onların talebi iman eksenli olduğundan derhal ve şiddetle cezalandırılmış ve bu hususta sünnetullah sakın geri durmayın derhal cezalandırın benden yani hak olana sabredin kafirler zümresine sabır liyakatsizliktir demiştir.

iftiranın en büyük ve belki de tek tehlikesi esasında insani bir arazın ortaya çıkması olan zina fiilinin göstergesidir. maalessef insanlar iftira yani gıybetin pervasızcası ile zina fiilin en basit ve en ağır şekli hakkında rey belirtirler. alakasız gibi dursa da konu şu açıdan önemli. ALLAH(cc) yapılan iftira tek iftiradır ve bütün iftiralar o minval üzere şekillenir. efendimiz (SAS) zina ve gıybet fiillerini değerlendiriken şeditlik bakımından veya yarışma bakımından at başı giden fiiller olduğunu beyan etmiş ve iftiraların aslında gizli iken yani gıybetken iftira edilerek açıkça işlenebilecek zina fiillerinin habercisi olduğunu üstü kapalı mallessef hayat akışı içinde üstü açık bir şekilde habercisi olduğunu beyan etmiştir. yani iftira eden kimse ALLAH(cc) tanımaz ve fiili en nihayetinde ALLAH(cc) karşı olan iftirayı destekler bir hal alır.

efendimiz(SAS) ve diğer peygamber(AS) ların aile hayatları esasında mahrem olan ve korunması gereken özel hayatlarına yapılan iftira/saldırılar zina fiilinin onun destekçileri tarafından açıkça savunulması ve destek görmesi için bu mübarek şahısların hiç de üste vazife olmadığı halde ve bilinmeyen yani iftira taşıyan haller olduğu halde kasıtla anlatılması halidir.

bu yüzden iftira eden kimse fıkhi olarak bu hal ile cezalandırılacak gibi olsa da bu hale cüret veren hallerin ortaya çıkması bakımından özellikle önemlidir ve toplumu ciddi bir şekilde etüd etmeyi gerektirir.

hastalık maddi sıkıntı ve iftiraya uğryanlar arasında peygamberler de(as) vardır ve bu durumlar tek başına günaha keffaret olarak değerlendirilmez. günaha keffaret ilim öğrenip bunu anlatamaktır. bedirde yakalanan müşriklerin efendimiz(SAS) tarafından okuma-yazma öğretimi karşılığında serbest bırakılması en güzel keffaret yoludur. hastalılar madi sıkıntılar ve iftira halleri kişinin düzensiz yaşamının yani israfının bir sonucudur. bu haller peygamberler(AS) ise bu nübüvvetin sıkıntıları olarak değerelendirilir ki bu ayrı bir başlıktır.
insanların hepsini ortak bir başılıkta toplamak istersek ikiye ayırma onuda ayrıca belirtmek lazım. dünyadaki kavga aslında hz.adem(AS) çocukları ile efendimiz (SAS) ashabı arasında geçen bir diyalogdan ibarettir. yani iki peygamber arasında kalan peygamber çocuğu ve nesli olan insanların günahlarının 2 kat olarak verilmesi halidir. dünyevi ve uhrevi sıkıntılar ve iftira insanın kardeşine attığı en büyük hainlik olmak bakımından ayrıca cezalandırılır.

ALLAH(cc) sizden ve benden razı olsun.

allah c.c razı olsun kardeşim...
bilgilerinizden dolayı...
inşallah anlayan ve uygulayanlardan oluruz...
selam ve dua ile...
 

gulum.se

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Nis 2009
Mesajlar
3,801
Tepki puanı
16
Puanları
38
Yaş
40
İftira etmek


İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Yalan söylemek ve iftira etmek haramdır, sakınmak lazımdır. Bu iki fenalık, her dinde de haram idi. Cezaları çok ağırdır. (C.3, m.34)
 

Kaim

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
11 Ocak 2010
Mesajlar
2,197
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
(Bir kimse, bir mümin hakkında olmayan bir şey söylerse, iftiraya uğrayan kimse, onu affedinceye kadar, Allahü teâlâ onu Cehennemde bırakır.) [Ebu Davud]

Kur'an-ı kerimde de mealen buyuruluyor ki:

(Yalan söyleyenler, iftira edenler, ancak Allah’ın âyetlerine inanmayanlardır. İşte onlar, yalancıların tâ kendileridir.) [Nahl 105]


cok güzel paylasım

bilgilendirdiğin için Allah razı olsun.
 

gulum.se

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Nis 2009
Mesajlar
3,801
Tepki puanı
16
Puanları
38
Yaş
40
(Bir kimse, bir mümin hakkında olmayan bir şey söylerse, iftiraya uğrayan kimse, onu affedinceye kadar, Allahü teâlâ onu Cehennemde bırakır.) [Ebu Davud]

Kur'an-ı kerimde de mealen buyuruluyor ki:

(Yalan söyleyenler, iftira edenler, ancak Allah’ın âyetlerine inanmayanlardır. İşte onlar, yalancıların tâ kendileridir.) [Nahl 105]


cok güzel paylasım

bilgilendirdiğin için Allah razı olsun.

allah celle celelühü cümlemizden razı olsun kardeşim. inşallah...
okuyan ve idrak edenlerden olmak duasıyla..
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt