İçimizdeki gülümüz

Bir zamanlar bir gül dikti ve her gün onu büyük bir özenle suladı. Adam, gül açmadan önce onu çok büyük bir dikkatle inceledi. Yakında açmak üzere olan bir gonca ve daldaki dikenleri gördü ve “Böyle bir sürü dikenlerle kaplı bir bitkiden, nasıl güzel bir çiçek açabilir?” diye düşüncü… Üzülerek gülle ilgilenmemeye başladı ve onu sulamadı. Gül açmadan öldü. Birçok insan için de bu böyledir. Her insanda, açmaya hazır bir gül goncası vardır. Ve harika özellikler bize daha sonra hatta dikenlerinin arasından sıyrılıp ortaya çıkmak üzere doğumda verilmiştir.
Çoğumuz kendimize baktığımızda yanlızca hataları ve dikenleri görürüz. Kendimizden hiç iyi bir şey olmayacağını düşünerek umutsuzluğa kapılırız. Ve içimizdeki iyilikleri, sonunda ölene dek, sulamayız. Ve hiçbir zaman kendimizdeki gücün farkına varmayız. İmileri içlerindeki gülü göremezler. Başka birinin onlara göstermesi gerekir. Bir insanın sahip olacağı en büyük armağan dikenleri aşıp başkalarında bulunan güle ulaşabilmektir. Bu, sevginin en masum ve de en harika özelliğidir.
Başka bir insanı tanıyabilmek, hatalarını kabullenerek, ruhlarındaki soyluluğu bulabilmek… Çünkü her ruhta açmak zere hazır bulunan bir gonca vardır… Ve de öteki insanların hatalarının üstesinden gelebileceklerinin farkına varmalarına yardımcı olmak gerekir…
Eğer biz onlara gülleri gösterirsek, onlar dikenlerin üstesinden gelecektirler. Ancak o zaman içlerindeki gül açacaktır ve belki de otuz, kırk ya da yüz tane açacaktır.
Başkalarına dikenleri yerine güllerini gösterelim. Ancak o zaman birbirimiz için duyumsamamız gereken sevgiyi duyumsamamız gereken sevgiyi duyumsarız. Ancak o zaman kendi bahçemizde açabiliriz.
Çoğumuz kendimize baktığımızda yanlızca hataları ve dikenleri görürüz. Kendimizden hiç iyi bir şey olmayacağını düşünerek umutsuzluğa kapılırız. Ve içimizdeki iyilikleri, sonunda ölene dek, sulamayız. Ve hiçbir zaman kendimizdeki gücün farkına varmayız. İmileri içlerindeki gülü göremezler. Başka birinin onlara göstermesi gerekir. Bir insanın sahip olacağı en büyük armağan dikenleri aşıp başkalarında bulunan güle ulaşabilmektir. Bu, sevginin en masum ve de en harika özelliğidir.
Başka bir insanı tanıyabilmek, hatalarını kabullenerek, ruhlarındaki soyluluğu bulabilmek… Çünkü her ruhta açmak zere hazır bulunan bir gonca vardır… Ve de öteki insanların hatalarının üstesinden gelebileceklerinin farkına varmalarına yardımcı olmak gerekir…
Eğer biz onlara gülleri gösterirsek, onlar dikenlerin üstesinden gelecektirler. Ancak o zaman içlerindeki gül açacaktır ve belki de otuz, kırk ya da yüz tane açacaktır.
Başkalarına dikenleri yerine güllerini gösterelim. Ancak o zaman birbirimiz için duyumsamamız gereken sevgiyi duyumsamamız gereken sevgiyi duyumsarız. Ancak o zaman kendi bahçemizde açabiliriz.
_Alinti_