Medineli Genc
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 3 Ara 2007
- Mesajlar
- 70
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 37
Bilmemiz gereken birçok şey vardır. Ama hepsinden önce, insanın iç alemini karanlığa boğan sebepleri öğrenmeliyiz. Zira en büyük zarar, iç alemin karanlığa gömülmesidir. Çünkü o, iç alemin körelmesine sebep olur.
O karanlık içe çökünce, insan Hakk’a karşı perdelenmiş olur. Her kime ki bu musibet iş oldu, diğer bela ve felaketler ona kendiliğinden gelir.
En büyük musibet, insanın iç alemine kötülük cinsinden gelen şeylerdir. Diğer dış musibetler, onun yanında hiç kalır.
Seven sarhoş olur. Bir sarhoş için dışarıdan gelen belanın ne önemi vardır ki? Ancak insan, imanı dolayısıyla, daldığı sarhoşluk aleminden ayıktığı zaman, zahirde kendisine olanları anlar. Artık ne kadarsa.
Allah’ın nurundan perdelenmiş kimsenin belası eksik olmaz. Ancak, bütün varlığını terk edip O’nun yoluna candan girdiği an, kurtulmuş sayılır. İşte o zaman nura kavuşmuş olur.
Hakk’ı terk edip zulmet yoluna girenler için şu ayet-i kerimedeki dehşet verici emirden daha serti olamaz. Şöyle buyurdu Allah-u Zülcelal:
“Onların kalpleri ‘ran’ hastalığına tutulmuştur.” (83/14) Ran; kalbin katılaşıp kararmasıdır.
(Gülistan Dergisi)
O karanlık içe çökünce, insan Hakk’a karşı perdelenmiş olur. Her kime ki bu musibet iş oldu, diğer bela ve felaketler ona kendiliğinden gelir.
En büyük musibet, insanın iç alemine kötülük cinsinden gelen şeylerdir. Diğer dış musibetler, onun yanında hiç kalır.
Seven sarhoş olur. Bir sarhoş için dışarıdan gelen belanın ne önemi vardır ki? Ancak insan, imanı dolayısıyla, daldığı sarhoşluk aleminden ayıktığı zaman, zahirde kendisine olanları anlar. Artık ne kadarsa.
Allah’ın nurundan perdelenmiş kimsenin belası eksik olmaz. Ancak, bütün varlığını terk edip O’nun yoluna candan girdiği an, kurtulmuş sayılır. İşte o zaman nura kavuşmuş olur.
Hakk’ı terk edip zulmet yoluna girenler için şu ayet-i kerimedeki dehşet verici emirden daha serti olamaz. Şöyle buyurdu Allah-u Zülcelal:
“Onların kalpleri ‘ran’ hastalığına tutulmuştur.” (83/14) Ran; kalbin katılaşıp kararmasıdır.
(Gülistan Dergisi)