Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İbretler ve Hikmetler -1- (1 Kullanıcı)

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Her kim Allah'a olan samimiyetini insanlar arasında kaybetmiş ise ve onu tek başına iken kendinde bulmuşsa, işte bu kimse doğrudur; ancak zayıf olan bir kimsedir.

Kim de bunu insanlar arasında bulmuş ve onu halvette iken (yalnızken) kaybetmişse, bu kimse de kusurlu kimsedir.

Kim de bunu insanlar arasında ve halvette kaybetmişse, bu kimse de dışlanmış bir ölüdür. Her kim de bunu yalnızken ve insanlar arasında iken bulmuşsa, işte bu kimse başlı başına doğru ve sevilen bir kimsedir.

Her kimin yalnız iken Allah'a samimiyeti varsa, bunun artış göstermesi yine bunu muhafaza etmesine bağlıdır.

Kimde de o insanlar arasında iken, onlarla nasihatlaşırken ve irşad ederken bu durum varsa, bunun artış göstermesi de bunlarla beraber olmasına bağlıdır.

Kul nerede olursa olsun ve neyi yaparsa yapsın, Allah'ın muradına uygunluk gösterirse, işte bunun artış göstermesi de yalnız ve insanlar arasında iken söz konusu olur.

Buna göre; durumların en şerefli olanı şu ki, sadece senin için belirtilen ve sadece sana dair buyurulan durumları seçmen ve dışındakileri seçmemendir.

Senin için buyurduğu ile birlikte ol ve sakın kendi kafana göre takılıp da O'nun istemediğiyle birlikte olma!


Şeriatlerden önce temiz kalplerin lambaları fıtrat (ağacının) kökünde ışık vermektedir:

"(Bu öyle bir ağaç ki) yağı, nerdeyse, kendisine ateş değmese bile ışık verir." (Nur, 35)


Sular dökülmekte. İçen de var içmeyen de... Nice göllerde olup susayan da!


Musa'nın (a.s.) peygamberliği ve Firavun'un karısı Âsiye'nin imanı ile ilim (kader) öne geçti...

Musanın kundaktayken bedeni sandıkta Firavun'un sarayına yürütüldü. Annesi kendisini (sanduka ile suya bıraktı) ve tek başına, bebek olduğu hâlde çocuğu olmayan bir kadına geldi. Allahuekber!

Bu kıssada gerçekten ne kadar büyük bir ibret var! Firavun ki Musa'nın gelmemesi için nice çocukları keserken, kader ona şöyle diyordu:

"Biz Musayı senin sarayında büyüteceğiz."


Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) henüz küçük iken yetim kalmıştı. Kendisine amcası bakmaktaydı. Kendi nefsi bir türlü Resûlullah'a tabi olmuyordu. Hatta O'nu ortadan kaldırmayı bile aklına sokmuştu. Hayatının diğer yarısını hastalıkla geçirmesi onu bundan engellemişti. Bir defasında Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) oturmuş amcasını bekliyordu. Amcasının hastalığı iyileşmiş ve sabrı da tükenmişti. Peygamberin içindeki bağrı ona şöyle nida ediyordu:

Hasta olduğunu daha artık ne zamana kadar

Zorluklarla şikayet eder

Artık hastalığa esir olursa belki bir yol buluverir

Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

"Ey amcacığım! İslâm'a girmeni çok uzun zamandır bekliyorum ve senden buna karşı bir istek göremiyorum."
diye buyurdu ve devamla:

"Şayet müsiüman olursan sana verilecek her şeyi kuşkusuz yanımdan çıkartıp veririm." diye buyurdu.

İşte bu sözü karşında şevke gelen dil şunları haykırmaz mı:

Muhammed'in (sallallahu aleyhi ve sellem) bir bakışı dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır.

Şayet Mecnun'a:

"Leyla'nın kalmasını mı yoksa bütün ihtişamı ile dünyayı mı istersin?" denilse,

Kuşkusuz şöyle cevaplar:

"Dünyanın musibetlerine uğramaktansa, Leyla'nın ayak tozu bana daha tatlı ve daha yararlıdır."

Amcası O'nun giysilerini çıkardı ve sefer için iki parçaya ayırdı. Birisine gömlek olarak, öbürüne de rida olarak verdi. Savaşa çağrıcı nida edince, sevilenler / dostlar yanında olmasını kanaat getirdi. Nitekim seven kimse, yolun uzak olmasına aldırış etmez. Çünkü maksadı zaten ona yardımcı olmaktır.

Şunu bil ki; Allah kendisini isteyen kimselere Korumasını nasib eder Koruduğuna destek çıkmak isteyenlere de Korumasını nasib eder

Artık ruhunu teslim edince, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) onun naşını alıp lahide yerleştirdi ve:

"Ey Allah'ım! Ben ondan razı ayrıldım. Sen de ondan razı ol"
buyurdu.

(Bak: "Siretu İbn Hişam", 2/527,528. İbn Hacer "el-İsabe" 6/149 adlı eserde der ki: "Bu yönüyle İmam Beğavi uzun rivayet etmiştir. Ricali sikadır; ancak içinde kopukluk vardır." "el-İsabe" 6/149 adlı eserde yine belirtildiği üzere, İbn Mendeh bunu Sa'd b. es-Salt yoluyla, o da el-Ameş, o da Ebû Vail, o da İbn Mes'ud'dan rivayet etmiştir. Bununla beraber Kesir b. Abdullah b. Amr b. Avf yoluyla, o da babası ve o da dedesi yoluyla rivayet de mevcuttur.)

Bunun üzerine İbn Mes'ud:

"Keşke bu kabrin sahibi ben olsaydım." dedi.

Ey azimsiz kul! Havadaki yırtıcı kuş oldukça küçük görünür; ancak yere inince avını parçalayıverir.


Bazı hikmet sahibi kimseler sadece sulama işlerinde ve yük taşımada kullanılan at hakkında:

"Şayet rahat gidebilmiş olsaydı ona aynı zamanda binilirdi de..." demişlerdir.


Azimkar adımlarla ilerlemek kuşkusuz önündeki engellerine ve zorluklarına set çeker.


Zorluklar ve engeller, doğrularla yalancıların ayrıştırıldığı imtihanlar demektir. İmtihanı geçersen sana yardımcı olup, seni maksadına ulaştırıverir.



Bir Önceki Konu : http://forum.islamiyet.gen.tr/nasihatler/94513-taraf-olma.html

Paylaşımlarımızın hayırlara vesile olması için dualarınızı bekler, sunmuş olduğumuz eserlerdeki ilimle hemhal olmamızı, onları yaşamamızı, kurtuluşa erenlerden olmamızı ve vefatımızla amel defterlerimizin hayırla devam etmesini Allah-u Teâlâ 'dan niyaz eder, dualarımızın kabulünü umarım...

Esselâmü aleyküm ve rahmetullàhi ve berekâtühû!..​
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt