gurbette
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 11 Eki 2008
- Mesajlar
- 2,850
- Tepki puanı
- 1
- Puanları
- 0
- Yaş
- 51
İnsan, Allah'ın yaratmış olduğu varlıkların en şereflisidir.
(Eşref-i mahlûkât) Zira onda bütün yaratılanlardan üstün «ruh, akıl,
irade, ilim… gibi» bazı özellikler bir araya gelmiş, bu sayede o yaptıklarından sorumlu bir canlı olmuştur. O hâlde toplumdaki konumu ne olursa olsun, her insan saygıdeğer ve hürmete lâyıktır. Onu küçümseyen insan, kendini küçültmüş; onu muhterem kabul eden de kendi itibarını yükseltmiş olur.
Bu konuda internette elime geçen birkaç olayı sizlerle de paylaşmak
istedim. İnsanın iç âlemini, derinlik ve yüceliğini sergileyen bu örnekler farklı kültürlerden ve farklı toplumlardan… Ama hepsinin özünde medeniyetleri oluşturan insan unsurunun önemi var.
Teşekkür Uğruna
10 yaşında bir çocuk pastaneye girdi. Garson kız hemen koştu... Çocuk sordu:
“-Çikolatalı pasta kaç para?..”
“-50 cent!..”
Çocuk cebinden çıkardığı bozukları saydı. Bir daha sordu:
“-Peki dondurma ne kadar?..”
“-35 cent.” dedi garson kız sabırsızlıkla…
Dükkânda yığınla müşteri vardı ve kız hepsine tek başına koşuşturuyordu. Bu çocukla daha ne kadar vakit geçirebilirdi ki…
Çocuk parasını bir daha saydı ve:
“-Bir dondurma alabilir miyim lütfen!..” dedi. Kız dondurmayı getirdi. Fişi tabağın kenarına koydu ve öteki masaya koştu. Çocuk dondurmasını bitirdi. Fişi kasaya ödedi.
Garson kız, masayı temizlemek üzere geldiğinde, gözleri doldu birden. Masayı sanki akan yaşları temizleyecekti. Boş dondurma tabağının yanında çocugun bıraktığı 15 Centlik bahşiş duruyordu.
(kıssadan hisse)
Ekmekten Değerli Şey
Profesör Üstün Dökmen, bir röportajında:
“-Yere düşen ekmeğin üstüne basan insan görmedim,
ama yere düşen insanı tekmeleyen çok kişi gördüm!..” diyor ve saygılı
olmaktaki kusurlarımızı şöyle anlatıyor:
“-Birbirimize saygılı olma konusunda 3 tip temel hatamız var. Avrupa'da
yaşayan vatandaşımız, orada yerlere çöp atmıyor, ama Kapıkule'den girer
girmez yerlere tükürmeye, çöp atmaya başlıyor. «Niye burada böyle
yapıyorsun?» diye sorulduğunda, «Herkes böyle yapıyor!» diyor. Kendi fikri
olmayan insanın, duruma göre hareket etmesidir bu.
İkinci hatamız, adama göre davranmamız! Karşımızdaki adam iri yarıysa,
“Buyur Abi!”, diyoruz, ufak tefekse, “Ne var lan!..” diyoruz. Oysa ki, insanların
onuru birbirine eşittir. Üçüncü hata, keyfimize göre davranmak. Keyfimiz
yerindeyse eve girerken, “Merhaba millet!' diyoruz, değilse surat asıyoruz.
Oysa keyfimiz yerinde olsun-olmasın, insanlara saygılı davranmak zorundayız.
Diyorum ki, yerdeki ekmeğe saygılı olma konusunda ülkemde mutâbakat var,
kimse basamaz, ayağıyla dürtüklemez ya da öper, koyar bir kenara. Ekmek
nimettir kabul, peki insan nimet değil mi?”
(Eşref-i mahlûkât) Zira onda bütün yaratılanlardan üstün «ruh, akıl,
irade, ilim… gibi» bazı özellikler bir araya gelmiş, bu sayede o yaptıklarından sorumlu bir canlı olmuştur. O hâlde toplumdaki konumu ne olursa olsun, her insan saygıdeğer ve hürmete lâyıktır. Onu küçümseyen insan, kendini küçültmüş; onu muhterem kabul eden de kendi itibarını yükseltmiş olur.
Bu konuda internette elime geçen birkaç olayı sizlerle de paylaşmak
istedim. İnsanın iç âlemini, derinlik ve yüceliğini sergileyen bu örnekler farklı kültürlerden ve farklı toplumlardan… Ama hepsinin özünde medeniyetleri oluşturan insan unsurunun önemi var.
Teşekkür Uğruna
10 yaşında bir çocuk pastaneye girdi. Garson kız hemen koştu... Çocuk sordu:
“-Çikolatalı pasta kaç para?..”
“-50 cent!..”
Çocuk cebinden çıkardığı bozukları saydı. Bir daha sordu:
“-Peki dondurma ne kadar?..”
“-35 cent.” dedi garson kız sabırsızlıkla…
Dükkânda yığınla müşteri vardı ve kız hepsine tek başına koşuşturuyordu. Bu çocukla daha ne kadar vakit geçirebilirdi ki…
Çocuk parasını bir daha saydı ve:
“-Bir dondurma alabilir miyim lütfen!..” dedi. Kız dondurmayı getirdi. Fişi tabağın kenarına koydu ve öteki masaya koştu. Çocuk dondurmasını bitirdi. Fişi kasaya ödedi.
Garson kız, masayı temizlemek üzere geldiğinde, gözleri doldu birden. Masayı sanki akan yaşları temizleyecekti. Boş dondurma tabağının yanında çocugun bıraktığı 15 Centlik bahşiş duruyordu.
(kıssadan hisse)
Ekmekten Değerli Şey
Profesör Üstün Dökmen, bir röportajında:
“-Yere düşen ekmeğin üstüne basan insan görmedim,
ama yere düşen insanı tekmeleyen çok kişi gördüm!..” diyor ve saygılı
olmaktaki kusurlarımızı şöyle anlatıyor:
“-Birbirimize saygılı olma konusunda 3 tip temel hatamız var. Avrupa'da
yaşayan vatandaşımız, orada yerlere çöp atmıyor, ama Kapıkule'den girer
girmez yerlere tükürmeye, çöp atmaya başlıyor. «Niye burada böyle
yapıyorsun?» diye sorulduğunda, «Herkes böyle yapıyor!» diyor. Kendi fikri
olmayan insanın, duruma göre hareket etmesidir bu.
İkinci hatamız, adama göre davranmamız! Karşımızdaki adam iri yarıysa,
“Buyur Abi!”, diyoruz, ufak tefekse, “Ne var lan!..” diyoruz. Oysa ki, insanların
onuru birbirine eşittir. Üçüncü hata, keyfimize göre davranmak. Keyfimiz
yerindeyse eve girerken, “Merhaba millet!' diyoruz, değilse surat asıyoruz.
Oysa keyfimiz yerinde olsun-olmasın, insanlara saygılı davranmak zorundayız.
Diyorum ki, yerdeki ekmeğe saygılı olma konusunda ülkemde mutâbakat var,
kimse basamaz, ayağıyla dürtüklemez ya da öper, koyar bir kenara. Ekmek
nimettir kabul, peki insan nimet değil mi?”