Şevki_Şagmanlı
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 8 Haz 2008
- Mesajlar
- 49
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 52
سْــــــــــــــــــم٠اﷲÙالرÙÙ‘Ø*ْمÙن٠اارÙÙ‘Ø*Ùيم
İBRAHİM ETHEM HZ. tacı tahtı terk ediyor.Seneler sonra seyr-i sülûkünü tamamladıktan sonra Belh şehrine tekrar geliyor.Kendi yaptırdığı camide yatsı namazı kılıyor.Dışarıda ; sulu kar yağmur soğuk."Şurada kıvrılayım da sabah olunca giderim "diye düşünüyor.
Caminin bekçisi geliyor,camide saklandığı yerden buluyor, çıkarıyor.
-“Ne yapıyorsunâ€diyor.
-"Müsaade et,şurada yatayım.Sabah namazından sonra Belh’e gireceğim" diyor.
Görevli bacağından tutuyor onu
-"İbrahim Ethem, senin gibi çulsuzlar için yaptırmadı bu camiyi" diyor ve bacağından sürükleye sürükleye, kafasını merdivenlere vura vura atıyor onu dışarıya.İbrahim Ethem “Ben bu camiyi yaptırdım†diyemiyor kibir olur diye.Çaresiz, şehre gidiyor. Her taraf kapalı,sadece bir yer açık.Bir fırın kapıyı çalıyor ve sabaha kadar oturma müsaadesi istiyor.
Orada çalışan işçi, “Geç otur†diyor.
Aradan bir-iki saat geçiyor. Sabah ezanı okunmaya başlıyor. Okunduktan sonra işçi dönüyor
-“Hoşgeldiniz, nereden gelip nereye gidiyorsunuz, isminiz ne?†diyor.
İbrahim Ethem de
-“Ben iki saattir burada oturuyorum,
şimdi mi geldi aklına sormak†diyor.
Fırıncı diyor ki:
-“Ben bu fırında işçiyim. İki çocuğum var, iki de yetime bakıyorum. Ben onlara şimdiye kadar haram lokma yedirmedim. Senin geldiğin vakit benim mesai saatim dahilindeydi. Ezan okundu, mesaim bitti. Seninle istediğin kadar konuşabiliriz, şimdi kazancıma haram karışmaz.â€
İbrahim Ethem
-“Sen ne güzel adammışsın.Sen ALLAH'dan bir şey isteyip de olmadığı vaki oldu mu?†diye soruyor.
-“Ben ALLAH'dan ne istediysem verdi. Fakat ALLAH'dan bir şey istedim. Onu bana vermedi.ALLAH'a yalvardım,bana İbrahim Ethem’i göster diye, bana onu göstermedi†diyor.
-“O ALLAH, öyle bir ALLAH ki,â€diyor İbrahim Ethem,
"İbrahim Ethem’i bacağından sürükleye sürükleye, kafasına vura vura getirir sana gösterir ve senin gözünün önünde ruhunu teslim ettirir." diyor diyerek ruhunu teslim ediyor
İBRAHİM ETHEM HZ. tacı tahtı terk ediyor.Seneler sonra seyr-i sülûkünü tamamladıktan sonra Belh şehrine tekrar geliyor.Kendi yaptırdığı camide yatsı namazı kılıyor.Dışarıda ; sulu kar yağmur soğuk."Şurada kıvrılayım da sabah olunca giderim "diye düşünüyor.
Caminin bekçisi geliyor,camide saklandığı yerden buluyor, çıkarıyor.
-“Ne yapıyorsunâ€diyor.
-"Müsaade et,şurada yatayım.Sabah namazından sonra Belh’e gireceğim" diyor.
Görevli bacağından tutuyor onu
-"İbrahim Ethem, senin gibi çulsuzlar için yaptırmadı bu camiyi" diyor ve bacağından sürükleye sürükleye, kafasını merdivenlere vura vura atıyor onu dışarıya.İbrahim Ethem “Ben bu camiyi yaptırdım†diyemiyor kibir olur diye.Çaresiz, şehre gidiyor. Her taraf kapalı,sadece bir yer açık.Bir fırın kapıyı çalıyor ve sabaha kadar oturma müsaadesi istiyor.
Orada çalışan işçi, “Geç otur†diyor.
Aradan bir-iki saat geçiyor. Sabah ezanı okunmaya başlıyor. Okunduktan sonra işçi dönüyor
-“Hoşgeldiniz, nereden gelip nereye gidiyorsunuz, isminiz ne?†diyor.
İbrahim Ethem de
-“Ben iki saattir burada oturuyorum,
şimdi mi geldi aklına sormak†diyor.
Fırıncı diyor ki:
-“Ben bu fırında işçiyim. İki çocuğum var, iki de yetime bakıyorum. Ben onlara şimdiye kadar haram lokma yedirmedim. Senin geldiğin vakit benim mesai saatim dahilindeydi. Ezan okundu, mesaim bitti. Seninle istediğin kadar konuşabiliriz, şimdi kazancıma haram karışmaz.â€
İbrahim Ethem
-“Sen ne güzel adammışsın.Sen ALLAH'dan bir şey isteyip de olmadığı vaki oldu mu?†diye soruyor.
-“Ben ALLAH'dan ne istediysem verdi. Fakat ALLAH'dan bir şey istedim. Onu bana vermedi.ALLAH'a yalvardım,bana İbrahim Ethem’i göster diye, bana onu göstermedi†diyor.
-“O ALLAH, öyle bir ALLAH ki,â€diyor İbrahim Ethem,
"İbrahim Ethem’i bacağından sürükleye sürükleye, kafasına vura vura getirir sana gösterir ve senin gözünün önünde ruhunu teslim ettirir." diyor diyerek ruhunu teslim ediyor