İblis ya da Sünnet İnkârcısı… Al birini vur ötekine!
İblis ve sünnet inkârcısı… İkisini de sevmem… Al birini vur ötekine… İnanın aralarında çokta fark yoktur… Hatta birileri bana hangisi daha imanlı diye sorsa, Allah’a yemin ederim ki iblis, sünnet inkârcısından daha imanlı derim… İsterseniz şimdi yazacağım ayeti sakin bir kafayla okuyalım ve iblisin Allah’a olan imanını tesbit edelim…
’’ Hani Rabbin, meleklere dedi ki; "Ben kara çamurdan oluşmuş kuru balçıktan bir insan yaratacağım.
"
"Ona biçim verip içine kendi ruhumdan bir soluk üflediğimde önünde secdeye kapanınız. Bunun üzerine bütün melekler hep birlikte secdeye kapandılar. Yalnız İblis, secdeye kapananlar arasında olmayı reddetti. Allah "Ey İblis, seni secde etmekten alıkoyan neydi?" dedi. İblis "Kara çamurdan oluşmuş kuru balçıktan yarattığın insana secde etmek bana yakışmaz" dedi. Allah "Öyleyse defol oradan, artık sen rahmetimden kovulmuşsun" dedi.
Bu diyalogda ‘’Allah’ın melekler topluluğuna secde edin diye emrettiğini, iblisin ise secde etmediğini, bu durum karşısında Allah’ın yargısız infaz etmeden gayet güzel bir üslupla ‘’ seni secde etmekten alıkoyan neydi? Diye sorduğunu ve iblisin de çok mazeretler üretmeden kendince en doğrusunu seçtiğini görüyoruz…
Şimdi… İblis isteseydi şöyle mazeretler sunabilirdi;
1- Allah’ım! Secde nedir bilmiyordum ki!
2- Herkes secde ettikten sonra secde edecektim zaten!
3- Dalmış, duymamıştım!
4- Bu emre itaati bir süreliğine ertelemiştim!
5- Bazı işlerim vardı. Hatta bu emirden daha önemli!
6- Hangi gerekçeden dolayı secde edeceğimi bilmediğimden secde etmedim!
7- Ben secde ettim ki!
8- Siz emrederken ibadet halindeydim. Bozamazdım.
9- Dikkate alacağınızı düşünmemiştim.
10- Kalbim temiz. O yüzden secde etmedim.
İblis isteseydi bu ve benzeri bahaneleri üretebilirdi… Ama iblis şunu çok iyi biliyor ki bu mazeretlerin tamamı ikna edici olmadığı gibi bu mazeretlerle kurtulamazdı da… Öne sürdüğü mazeret biraz farklı… Emrin kimden geldiğini hesaba katmadan kendi yaratıldığı maddeyle, secde edeceği varlığın yaratıldığı maddenin kıyasını yaptı… İşte burada çuvalladı…
Bu diyalokta öne sürme ihtimali olan maddelerden şeytanın Allah inancını çıkarabiliriz.
İblisin Allah inancı;
1- İblis, Allah’ın gördüğüne inanır.
Eğer Allah’ın her şeyi gören sıfatına inanmasaydı ben secde ettim ki! Derdi… Ya da ‘secde etmediğimi nereden biliyorsunuz, size kim söyledi? Derdi. (hâşâ!) Ama demedi… Biliyordu ki Allah her şeyi görür…
2- İblis Allah’ın İşittiğine inanır.
Eğer Allah’ın işittiğine inanmasaydı secde etmeme sebebini dil ile değil beden hareketleri ile cevap verirdi… Belli ki iblis, Allah’ın her şeyi işittiğine inanıyordu.
3- İblis, Allah’ın kalplerde geçenleri bileceğine inanır.
Eğer Allah’ın kalplerde geçenleri bilmediğine inansaydı Allah’a şöyle derdi; Allah’ım! Adına yemin olsun ki secde edecektim fakat siz hemen sorguya çektiniz… Fakat böyle demedi. Biliyordu ki Allah, kalplerde geçenleri bilir.
4- İblis, Allah’ın emir koyma yetkisine sahip olduğuna inanır.
Secde edin emrini işittiğinde bizlere emretmeye hakkın yoktu ki! Diye itiraz etmesi gerekirdi… Ama biliyordu ki yaratan emreder de…
5- İblis, Allah’ın yaratıkları üzerinde tasarruf hakkına sahip olduğuna inanır.
Allah, tüm yarattıklarının tüm hücrelerinin hem sahibi hem de tüm hücreleri üzerinde tasarruf hakkına sahip… Aksi halde şöyle derdi; Sana saygım var ama senin dışında birine belimi bükemem! Ama biliyordu ki yaratan emreder…
6- İblis, Allah’ın Yaratıcı sıfatına inanır
Beni ateşten yarattın derken Allah’ın yaratıcı sıfatını dile getiriyor. İnanmasaydı başka mazeret uydururdu…
Şimdi… ‘Secde emri’ ayetinde iblisin Allah’a olan imanını görmüş olduk… Secde emrine boyun eğmemesi Allah’ın hüküm sahibi olduğuna inkar ettiğini göstermez… En az on tane mazeret üretebilirdi… Ama bu 6 sıfata iman ediyordu… Aksi halde bu bahaneleri öne sürerdi…
Düşünüyorum da, yarın mahşerde bir sünnet inkarcısına ; ‘ Seni peygambere itaat etmekten alı koyan neydi?’ diye sorulsa ne cevap verecek?
İblisin gerekçesi gibi; ‘peygamber sıradan bir insandı…!’ Ona nasıl itaat ederdim ki!’ mi, diyecekler?
İblis, bari Allah’ın, yarattıkları üzerinde tasarruf sahibi olduğuna inanıyor… Allah bir sünnet inkarcısının da üzerinde tasarruf hakkına sahip. Sünnet inkarcısına da aynı adresi göstererek peygambere itaat et diyor… Ama sünnet inkarcısı aynı iblis gibi o adresi beğenmiyor.
İblis, bari açık sözlü… lütfen siz de açık sözlü olun ve deyin ki ey insanlar! Bizler peygamberi sevmiyoruz! Bizler aynı iblis gibi aklımızı daha çok seviyoruz ve peygambere itaat emrinden dolayı Allah’ı suçluyoruz…’ Lütfen açık sözlü olun ve insanlar sizin gerçek yüzünüzü görsünler…
İblis; ‘secde edin’ emrin kimden geldiğini hesaplamadı… Sünnet inkarcısı da ‘Peygambere itaat edin’emrinin kimden geldiğine bakmıyor… Aman Allah’ım! Bu ne benzerlik! İblis’in kafası, Adem (a.s)’ın yaratıldığı maddeye takıldı ve beğenmedi… Sünnet inkarcısı da peygamberimizin sadece beşeri sıfatına takıldı ve peygamberlik vasfını görmedi… İblis ile aynı okul mezunları sanki…
Bu yazıyı isminin başında prof olan bazı ilahiyatçılarla karşısına iki tane çömez alıp izleyicilerinin gözlerinin içine bakarak sünneti kurnazca inkar eden şovmen bir yazara ithaf ediyorum!
İblis ve sünnet inkârcısı… İkisini de sevmem… Al birini vur ötekine… İnanın aralarında çokta fark yoktur… Hatta birileri bana hangisi daha imanlı diye sorsa, Allah’a yemin ederim ki iblis, sünnet inkârcısından daha imanlı derim… İsterseniz şimdi yazacağım ayeti sakin bir kafayla okuyalım ve iblisin Allah’a olan imanını tesbit edelim…
’’ Hani Rabbin, meleklere dedi ki; "Ben kara çamurdan oluşmuş kuru balçıktan bir insan yaratacağım.
"
"Ona biçim verip içine kendi ruhumdan bir soluk üflediğimde önünde secdeye kapanınız. Bunun üzerine bütün melekler hep birlikte secdeye kapandılar. Yalnız İblis, secdeye kapananlar arasında olmayı reddetti. Allah "Ey İblis, seni secde etmekten alıkoyan neydi?" dedi. İblis "Kara çamurdan oluşmuş kuru balçıktan yarattığın insana secde etmek bana yakışmaz" dedi. Allah "Öyleyse defol oradan, artık sen rahmetimden kovulmuşsun" dedi.
Bu diyalogda ‘’Allah’ın melekler topluluğuna secde edin diye emrettiğini, iblisin ise secde etmediğini, bu durum karşısında Allah’ın yargısız infaz etmeden gayet güzel bir üslupla ‘’ seni secde etmekten alıkoyan neydi? Diye sorduğunu ve iblisin de çok mazeretler üretmeden kendince en doğrusunu seçtiğini görüyoruz…
Şimdi… İblis isteseydi şöyle mazeretler sunabilirdi;
1- Allah’ım! Secde nedir bilmiyordum ki!
2- Herkes secde ettikten sonra secde edecektim zaten!
3- Dalmış, duymamıştım!
4- Bu emre itaati bir süreliğine ertelemiştim!
5- Bazı işlerim vardı. Hatta bu emirden daha önemli!
6- Hangi gerekçeden dolayı secde edeceğimi bilmediğimden secde etmedim!
7- Ben secde ettim ki!
8- Siz emrederken ibadet halindeydim. Bozamazdım.
9- Dikkate alacağınızı düşünmemiştim.
10- Kalbim temiz. O yüzden secde etmedim.
İblis isteseydi bu ve benzeri bahaneleri üretebilirdi… Ama iblis şunu çok iyi biliyor ki bu mazeretlerin tamamı ikna edici olmadığı gibi bu mazeretlerle kurtulamazdı da… Öne sürdüğü mazeret biraz farklı… Emrin kimden geldiğini hesaba katmadan kendi yaratıldığı maddeyle, secde edeceği varlığın yaratıldığı maddenin kıyasını yaptı… İşte burada çuvalladı…
Bu diyalokta öne sürme ihtimali olan maddelerden şeytanın Allah inancını çıkarabiliriz.
İblisin Allah inancı;
1- İblis, Allah’ın gördüğüne inanır.
Eğer Allah’ın her şeyi gören sıfatına inanmasaydı ben secde ettim ki! Derdi… Ya da ‘secde etmediğimi nereden biliyorsunuz, size kim söyledi? Derdi. (hâşâ!) Ama demedi… Biliyordu ki Allah her şeyi görür…
2- İblis Allah’ın İşittiğine inanır.
Eğer Allah’ın işittiğine inanmasaydı secde etmeme sebebini dil ile değil beden hareketleri ile cevap verirdi… Belli ki iblis, Allah’ın her şeyi işittiğine inanıyordu.
3- İblis, Allah’ın kalplerde geçenleri bileceğine inanır.
Eğer Allah’ın kalplerde geçenleri bilmediğine inansaydı Allah’a şöyle derdi; Allah’ım! Adına yemin olsun ki secde edecektim fakat siz hemen sorguya çektiniz… Fakat böyle demedi. Biliyordu ki Allah, kalplerde geçenleri bilir.
4- İblis, Allah’ın emir koyma yetkisine sahip olduğuna inanır.
Secde edin emrini işittiğinde bizlere emretmeye hakkın yoktu ki! Diye itiraz etmesi gerekirdi… Ama biliyordu ki yaratan emreder de…
5- İblis, Allah’ın yaratıkları üzerinde tasarruf hakkına sahip olduğuna inanır.
Allah, tüm yarattıklarının tüm hücrelerinin hem sahibi hem de tüm hücreleri üzerinde tasarruf hakkına sahip… Aksi halde şöyle derdi; Sana saygım var ama senin dışında birine belimi bükemem! Ama biliyordu ki yaratan emreder…
6- İblis, Allah’ın Yaratıcı sıfatına inanır
Beni ateşten yarattın derken Allah’ın yaratıcı sıfatını dile getiriyor. İnanmasaydı başka mazeret uydururdu…
Şimdi… ‘Secde emri’ ayetinde iblisin Allah’a olan imanını görmüş olduk… Secde emrine boyun eğmemesi Allah’ın hüküm sahibi olduğuna inkar ettiğini göstermez… En az on tane mazeret üretebilirdi… Ama bu 6 sıfata iman ediyordu… Aksi halde bu bahaneleri öne sürerdi…
Düşünüyorum da, yarın mahşerde bir sünnet inkarcısına ; ‘ Seni peygambere itaat etmekten alı koyan neydi?’ diye sorulsa ne cevap verecek?
İblisin gerekçesi gibi; ‘peygamber sıradan bir insandı…!’ Ona nasıl itaat ederdim ki!’ mi, diyecekler?
İblis, bari Allah’ın, yarattıkları üzerinde tasarruf sahibi olduğuna inanıyor… Allah bir sünnet inkarcısının da üzerinde tasarruf hakkına sahip. Sünnet inkarcısına da aynı adresi göstererek peygambere itaat et diyor… Ama sünnet inkarcısı aynı iblis gibi o adresi beğenmiyor.
İblis, bari açık sözlü… lütfen siz de açık sözlü olun ve deyin ki ey insanlar! Bizler peygamberi sevmiyoruz! Bizler aynı iblis gibi aklımızı daha çok seviyoruz ve peygambere itaat emrinden dolayı Allah’ı suçluyoruz…’ Lütfen açık sözlü olun ve insanlar sizin gerçek yüzünüzü görsünler…
İblis; ‘secde edin’ emrin kimden geldiğini hesaplamadı… Sünnet inkarcısı da ‘Peygambere itaat edin’emrinin kimden geldiğine bakmıyor… Aman Allah’ım! Bu ne benzerlik! İblis’in kafası, Adem (a.s)’ın yaratıldığı maddeye takıldı ve beğenmedi… Sünnet inkarcısı da peygamberimizin sadece beşeri sıfatına takıldı ve peygamberlik vasfını görmedi… İblis ile aynı okul mezunları sanki…
Bu yazıyı isminin başında prof olan bazı ilahiyatçılarla karşısına iki tane çömez alıp izleyicilerinin gözlerinin içine bakarak sünneti kurnazca inkar eden şovmen bir yazara ithaf ediyorum!