Kur'ân'da adı geçen peygamberlerden biri.
Kur'ân'da iki yerde kendisinden bahsedilmektedir: "İsmâil, İdris ve Zülkifl, hepsi sabredenlerdendi. Onları rahmetimize soktuk. Şüphesiz onlar salih olanlardandı" (el-Enbiyâ, 21/85, 86).
Âyette geçen "Zülkifl" adı değil lakabıdır ve "nasib ve kısmet sahibi" anlamına gelir. Fakat burada dünyevî zenginliği değil, onun üstün kişiliğini ve âhiretteki derecesini kastetmek için kullanılmıştır. Onun gerçek adı hakkında çok farklı rivayetler vardır. Yahudiler O'nun, İsrailoğullarının esâreti sırasında peygamber tayin edilen ve vazifesini Habur ırmağı yakınlarında bir bölgede yapan Hereksel olduğunu iddia etmişlerdir. Âlimlerin bir kısmı da onun Eyyub (a.s)'ın kendisinden sonra peygamber olan Bişr adındaki oğlu olduğunu söylemişlerdir. Fakat bu görüşlerin hiç biri kesinlik derecesine sahip değildir.
Zülkifl (a.s)'ın peygamber olmadığı söyleyenler olmuşsa da, âlimlerin ekseriyetine göre peygamberdir ve makbul olan görüş de budur (el-Kurtubî, el-Cami'li Ahkâmi'l-Kur'ân, Kahire 1967, XI, 327 vd.; el-Alusî, Ruhu'l-Meânî, Beyrut t.y., XVII, 82; el-Mevdudî, Tefhimu'l-Kur'ân, İstanbul 1991, III, 327).
Yüce Allah Eyyûb (a.s)'in kıssasını arzettikten sonra, peygamberlerinden bazılarını anmış ve onları övmüştür. İnsanları tevhide çağıran, Allah'ın sevgi ve övgülerini kazanan bu peygamberden biri de, Zülkifl (a.s)'dir. Bu konudaki âyetlerin meâli şöyledir:
"Kuvvetli ve basiretli kullarınız İbrahim'i, İshâk'ı ve Yâkub'u da an. Biz onları ahiret yurdunu düşünme özelliğiyle temizleyip, kendimize halis (kul) yaptık. Onlar bizim yanımızda seçkinlerden, hayırlılardandır. İsmâil'i, Elyesâ'ı, Zülkifl'i de an. Hepsi de iyilerdendir" (Sad, 38/45, 46, 47, 48).
Taberî'de yer alan bir rivayete göre Zülkifl (a.s) Şam'da otururdu. Oradaki halkı Allah'a inanmaya, O'na ibadet etmeye ve dürüst bir şekilde yaşamaya çağırdı ve orada vefât etti (et-Taberî, Tarih, Mısır 1326, I, 167).
Kur'ân'da iki yerde kendisinden bahsedilmektedir: "İsmâil, İdris ve Zülkifl, hepsi sabredenlerdendi. Onları rahmetimize soktuk. Şüphesiz onlar salih olanlardandı" (el-Enbiyâ, 21/85, 86).
Âyette geçen "Zülkifl" adı değil lakabıdır ve "nasib ve kısmet sahibi" anlamına gelir. Fakat burada dünyevî zenginliği değil, onun üstün kişiliğini ve âhiretteki derecesini kastetmek için kullanılmıştır. Onun gerçek adı hakkında çok farklı rivayetler vardır. Yahudiler O'nun, İsrailoğullarının esâreti sırasında peygamber tayin edilen ve vazifesini Habur ırmağı yakınlarında bir bölgede yapan Hereksel olduğunu iddia etmişlerdir. Âlimlerin bir kısmı da onun Eyyub (a.s)'ın kendisinden sonra peygamber olan Bişr adındaki oğlu olduğunu söylemişlerdir. Fakat bu görüşlerin hiç biri kesinlik derecesine sahip değildir.
Zülkifl (a.s)'ın peygamber olmadığı söyleyenler olmuşsa da, âlimlerin ekseriyetine göre peygamberdir ve makbul olan görüş de budur (el-Kurtubî, el-Cami'li Ahkâmi'l-Kur'ân, Kahire 1967, XI, 327 vd.; el-Alusî, Ruhu'l-Meânî, Beyrut t.y., XVII, 82; el-Mevdudî, Tefhimu'l-Kur'ân, İstanbul 1991, III, 327).
Yüce Allah Eyyûb (a.s)'in kıssasını arzettikten sonra, peygamberlerinden bazılarını anmış ve onları övmüştür. İnsanları tevhide çağıran, Allah'ın sevgi ve övgülerini kazanan bu peygamberden biri de, Zülkifl (a.s)'dir. Bu konudaki âyetlerin meâli şöyledir:
"Kuvvetli ve basiretli kullarınız İbrahim'i, İshâk'ı ve Yâkub'u da an. Biz onları ahiret yurdunu düşünme özelliğiyle temizleyip, kendimize halis (kul) yaptık. Onlar bizim yanımızda seçkinlerden, hayırlılardandır. İsmâil'i, Elyesâ'ı, Zülkifl'i de an. Hepsi de iyilerdendir" (Sad, 38/45, 46, 47, 48).
Taberî'de yer alan bir rivayete göre Zülkifl (a.s) Şam'da otururdu. Oradaki halkı Allah'a inanmaya, O'na ibadet etmeye ve dürüst bir şekilde yaşamaya çağırdı ve orada vefât etti (et-Taberî, Tarih, Mısır 1326, I, 167).