Hz. Osman ve Hz. Ömer’in danıştığı bir hanım: Hz. Aişe
Hz. Peygamber devrinde kadın eğitim ve öğretimine verilen önemi göstermesi ve kadınların ilminden toplumun her kesminin yararlanmasını ortaya koyması bakımından Hz. Aişe’nin söz sahibi olduğu ilim dallarının dini ilimlerle sınırlı olmadığını ifade etmeliyiz.
Hz. Aişe’nin tefsir, hadis, fıkıh ve miras hukuku dallarında sözü dinlenir bir ilmi şahsiyet olduğu ve neseb, tarih, siyer, tıp, astronomi, şiir, hitabet, eğitim ve siyaset alanlarında da bilgi sahibi bir insan olduğu rivayet edilmektedir. Hz. Aişe’nin Kur’an’ı çok iyi bildiğini ve tefsirini en iyi yapanlardan biri olduğunu biliyoruz. O, ayetlerin daha iyi anlaşılmasına yardım eden nuzul sebepleri konusunda da önemli bilgiler aktarmışdır.
Hz. Aişe’nin, Hz. Ebubekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman devirlerinde fetva verdiği ve bunu ölünceye kadar sürdürdüğü rivayet edilmektedir. Diğer taraftan şer’i hükümlerin dörtte birinin ondan nakledildiği zikredilmektedir.
Hz. Osman ve Hz. Ömer gibi büyük sahabelerin Hz. Peygamber’in söz, davranış ve kabulleri konusunda Hz. Aişe’ye başvurdukları ve ondan bilgi aldıkları bilinmektedir.
Hz. Aişe, pasif bir eğitici olarak kalmaz. O, kendisine başvuru olmasa da yapılan yanlışlıklara müdahale ederek, Hz. Peygamber’in vefatından hemen sonra İslam’ın yanlış anlaşılıp ve yanlış aktarılmasını önlediği gibi İslam dünyasında müsbet tenkit fikrinin gelişmesine de büyük katkılar sağlar.
Hz. Aişe’nin tenkitçiliğine en çarpıcı örnek şudur: Ebu Hureyre’nin Hz. Peygamber’den “Uğursuzluk; ev, kadın ve attan olur.” diye bir hadis rivayet ettiğini duyan Hz. Aişe buna çok kızar ve Allah’a yemin olsun ki Hz. Peygamber bunu söylemedi; O, cahiliye devri insanlarının böyle bir düşüncede olduğunu söyledi.” der.
Hz. Aişe annemizin ilmi derinliğinde Hz. Peygamber’in onun zekasına, muhakeme gücüne, fikrini açıkça ifade etme özgürlüğüne ve hassasiyet noktalarını vurgulama kabiliyetine olan saygısı ve desteği yatmaktadır.
Hz. Peygamber döneminde hanımlar haftada bir gün Peygamberimiz’in kendilerine özel bir sohbet düzenlemesini talep etmişler. Bu talep, Hz. Peygamber tarafından büyük bir memnuniyetle kabul görmüştü.
Hz. Peygamber döneminde ensar hanımları sordukları sorular hususunda Peygamberimiz’in övgüsüne mazhar olmuşlardı. Rasulullah, “Şu ensarın kadınları ne güzel kadınlardır; onların edepleri onlara soru sorma hususunda engel olmaz.” diyerek hanımların ilmi arzularını geliştirmelerine destek olmuştur.
Hz. Peygamber devrinde kadın eğitim ve öğretimine verilen önemi göstermesi ve kadınların ilminden toplumun her kesminin yararlanmasını ortaya koyması bakımından Hz. Aişe’nin söz sahibi olduğu ilim dallarının dini ilimlerle sınırlı olmadığını ifade etmeliyiz.
Hz. Aişe’nin tefsir, hadis, fıkıh ve miras hukuku dallarında sözü dinlenir bir ilmi şahsiyet olduğu ve neseb, tarih, siyer, tıp, astronomi, şiir, hitabet, eğitim ve siyaset alanlarında da bilgi sahibi bir insan olduğu rivayet edilmektedir. Hz. Aişe’nin Kur’an’ı çok iyi bildiğini ve tefsirini en iyi yapanlardan biri olduğunu biliyoruz. O, ayetlerin daha iyi anlaşılmasına yardım eden nuzul sebepleri konusunda da önemli bilgiler aktarmışdır.
Hz. Aişe’nin, Hz. Ebubekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman devirlerinde fetva verdiği ve bunu ölünceye kadar sürdürdüğü rivayet edilmektedir. Diğer taraftan şer’i hükümlerin dörtte birinin ondan nakledildiği zikredilmektedir.
Hz. Osman ve Hz. Ömer gibi büyük sahabelerin Hz. Peygamber’in söz, davranış ve kabulleri konusunda Hz. Aişe’ye başvurdukları ve ondan bilgi aldıkları bilinmektedir.
Hz. Aişe, pasif bir eğitici olarak kalmaz. O, kendisine başvuru olmasa da yapılan yanlışlıklara müdahale ederek, Hz. Peygamber’in vefatından hemen sonra İslam’ın yanlış anlaşılıp ve yanlış aktarılmasını önlediği gibi İslam dünyasında müsbet tenkit fikrinin gelişmesine de büyük katkılar sağlar.
Hz. Aişe’nin tenkitçiliğine en çarpıcı örnek şudur: Ebu Hureyre’nin Hz. Peygamber’den “Uğursuzluk; ev, kadın ve attan olur.” diye bir hadis rivayet ettiğini duyan Hz. Aişe buna çok kızar ve Allah’a yemin olsun ki Hz. Peygamber bunu söylemedi; O, cahiliye devri insanlarının böyle bir düşüncede olduğunu söyledi.” der.
Hz. Aişe annemizin ilmi derinliğinde Hz. Peygamber’in onun zekasına, muhakeme gücüne, fikrini açıkça ifade etme özgürlüğüne ve hassasiyet noktalarını vurgulama kabiliyetine olan saygısı ve desteği yatmaktadır.
Hz. Peygamber döneminde hanımlar haftada bir gün Peygamberimiz’in kendilerine özel bir sohbet düzenlemesini talep etmişler. Bu talep, Hz. Peygamber tarafından büyük bir memnuniyetle kabul görmüştü.
Hz. Peygamber döneminde ensar hanımları sordukları sorular hususunda Peygamberimiz’in övgüsüne mazhar olmuşlardı. Rasulullah, “Şu ensarın kadınları ne güzel kadınlardır; onların edepleri onlara soru sorma hususunda engel olmaz.” diyerek hanımların ilmi arzularını geliştirmelerine destek olmuştur.